باب:
زيادة
الإيمان
ونقصانه.
33. İman'ın Artması Ve Eksilmesi
-وقول
الله تعالى:
{وزنادهم هدى}
/الكهف: 13/. {ويزداد
الذين آمنوا
إيمانا}
/المدثر: 31 /.وقال:
{اليوم أكملت
لكم دينكم}
/المائدة: 3/. فإذا
ترك شيئا من
الكمال فهو
ناقص.
Ve Allah teala'nın şu ayetleri: "Onların hidayetlerini
artırdık [Kehf, 13] İman edenler imanlarına iman katsınlar diye [Müddessir,
31] "Bugün size dininizi
tamamladım.[Mâide, 3] Kişi tamamlanmış
ve kemale ulaşmış olan din'den bir şeyi terk ettiğinde dini eksik olur.
حدثنا
مسلم بن
إبراهيم قال:
حدثنا هشام
قال: حدثنا
قتادة، عن
أنس، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: (يخرج
من النار من
قال لا إله
إلا الله، وفي
قلبه وزن
شعيرة من خير،
ويخرج من
النار من قال
لا إله إلا
الله، وفي
قلبه وزن برة
من خير، ويخرج
من النار من
قال لا إله إلا
الله، وفي
قلبه وزن ذرة
من خير).قال
أبو عبد الله:
قال أبان:
حدثنا قتادة:
حدثنا أنس، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (من
إيمان) مكان
(من خير).
[-44-] Enes r.a. şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu ki: La İlahe İllallah deyib de kalbinde bir arpa tanesi kadar
hayır (yani iman) bulunan kimse Cehennem`den çıkacaktır. La İlahe İllallah
deyip te kalbinde bir buğday tanesi kadar hayır (yani iman) bulunan kimse
Cehennem`den çıkacaktır. La İlahe İllallah deyip te kalbinde bir zerre kadar
hayır (iman) bulunan kimse Cehennem`den çıkacaktır.
Tekrar: 4476, 6565, 7410, 7440, 7509, 7510, 7516.
AÇIKLAMA: Katade'nin Enes'ten
yaptığı diğer rivayette "hayır" yerine "iman" sözcüğü yer
almaktadır.
İbni Battal şöyle demiştir: İman ve iman edilmesi gerekenleri
doğrulama konusunda insanların farklı olması bilgi ve cehalet durumlarına
göredir. Bilgisi az olanın tasdik ettiği doğrular zerre miktarı olabilir.
Bilgisi ondan fazla olanın imanı da buğday veya arpa miktarı olur. Ancak iman
eden her insan'ın kalbinde tasdîk ettiği şeyin aslının, iman edilen şeyi
görmekle eksilmesi ya da artması mümkün değildir.
Sufyan bin Uyeyne'ye "Bazıları iman'ın söz (la ilahe
illallah sözünü söylemek) olduğunu ifade etmektedir" denilince o şöyle
dedi: "Bu, ahkam âyetleri inmeden önceydi. O dönemde insanlara yalnızca la
ilahe illallah demeleri emredilmişti. Bunu dediklerinde insanlar canlarını ve
mallarını koruma altına almış olurlardı. Allah onların doğruluğunu bildiğinden
onlara namazı emretti kıldılar. Bunu yapmasaydılar dille ikrarlarının onlara
bir yararı olmazdı. (İbn Uyeyne bu şekilde İslâm'ın şartlarını saydı). Allah
onlara indirdiği farzlara uyduklarını ve onların bunu kabulle karşıladığını gördüğünden
onlar hakkında şu âyeti indirdi: "Bugün size dininizi kemale
erdirdim."[Mâide, 3] Kim bunlardan bir şeyi tembellikle veya önemsemeyerek
terk ederse onu te'dip ederiz ve o kişinin imanı eksik olur. Kim bunları inkâr
ederek terk ederse kâfir olur."
"Kalbinde...olduğu halde la ilahe illallah derse" : Bu
ifade kelime-i tevhidi sözle söylemenin şart olduğunu göstermektedir. Yahut da
buradaki sözden kasıt kişinin kalbinde bu düşünceyi taşımasıdır. Bunun anlamı,
kim tevhidi ikrar eder ve tasdik ederse demektir. Şu halde ikrar şarttır. Bu
yüzden Nebi s.a.v. bunu her defasında tekrar etmiştir. Tasdikte farklılık
belirtildiği şekilde olmaktadır.
"Bu hadiste peygamberlikten /
peygambere inanmaktan niçin bahsedilmemiştir?" diye sorulacak olursa şu
şekilde cevap veririz: Burada aslında iman'ın bütünü kasdedilmiştir. İlk
parçası ise geri kalan kısımların alâmetidir. Nitekim "Kul huvallahu
ehad"İ okudum dediğinde İhlas suresinin tümünü okumayı kasdedersin.
Hadiste geçen zerreden maksat en ufak şeydir. Yahut da güneş
ışığında havada uçuşan iğne ucu kadar küçük toz zerreleridir. Diğer bir görüşe
göre bu küçük karıncadır. İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Avucunu toprağa koyup da hareket ettirdiğinde elinden düşen şey
zerredir."