MECMAU

ZEVAİD

DİRİLİŞ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Kıyametin Alametleri ve Kopması

 

18305- Ebu'z-Za'ra bildiriyor: Abdullah b, Mes'ud'un yanında Deccal'dan bahsettiler. İbn Mes'ud şöyle dedi: "(O zaman) insanlar üç gruba ayrılırlar. Bir grup Deccal'ın peşinden gider, bir grup atalarının toprağı olan (süpürge yapımında kullanılan bir bitki olan) şıh çayırlarına gider, bazıları ise Fırat kenarında yerleşir. Müminler, Şam'ın batısında bir araya gelene kadar (Deccal ve Fırat kenarında yerleşenler) birbirleriyle savaşırlar. Müminler, aralarında, kumral -veya benekli- bir ata binmiş olan bir süvarinin olduğu öncü birlik (Deccal tarafından) öldürülür ve o birlikten kimse kurtulamaz."

 

Abdullah şöyle devam etti: "Kitap ehli, Hz. İsa'nın inip Deccal'ı öldüreceğini iddia ederler." - (Ravi dedi) ki: "Abdullah b. Mes'ud'un, kitap ehli hakkında bundan başka bir şey söylediğini duymadım."Sonra Ye'cüc ve Me'cüc çıkıp yeryüzünde dolaşarak fesat çıkarırlar.

 

Abdullah sonra şu ayeti okudu: "Yecüc ve Mecüc'ün seddi yıkıldığı zaman her dere ve tepeden boşanırlar." (Enbiya, 96) Sonra, Allah onlara (develerin burnunda olan bir) kurtçuk gibi bir hayvan yollar. Bu kurtçuk, kulaklarına ve burunlarına girer ve ölümlerine sebep olur. Yeryüzü onların leşi sebebiyle öyle pis kokar ki, yeryüzü halkı Allah'a yalvarır ve Allah yağmur göndererek yeryüzünü onlardan temizler. Sonra Allah içinde Zemherir soğuğu olan bir rüzgar gönderir. Bu rüzgar yeryüzünde ölmeyen hiçbir mümİni bırakmaz. Sonra kıyamet insanların şerlileri üzerine kopar. Sonra bir melek kalkarak yeryüzü ve gökyüzü arasında Sur'a üfler. Allah'ın diledikleri dışında, yaratılmışlardan ölmeyen kimse kalmaz. Sonra üfürüş arasında Allah'ın dilediği bir süre geçer. Bu sırada Allah'ın yeryüzünde yarattığı hiçbir insanoğlu yoktur ki; ondan bir parça yeryüzünde olmasın. Sonra Allah, Arş'ın altından bir su gönderir. Bu suyla, erkeğin menisinin aşılama yapması gibi, yeryüzündeki insan bedenlerini ve etlerini çıkarır. İnsanlar, tıpkı suya kanan toprağın içindeki bitkileri bitirmesi gibi çıkarlar."

 

Sonra, İbn Mes'ud şu ayeti okudu: "Rüzgarları gönderip de bulutları yürüten Allah'tır. Biz bulutları ölü bir yere sürüp, onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz. Insanları diriltmek de böyledir." (Fatır, 9)

 

(İbn Mes'ud şöyle devam etti): ''Sonra yeryüzü ve gökyüzü arasında, bir melek kalkıp Sur'a üfler. Her can, gidip kendi cesedine girer ve (canlılar) sanki bir nefismiş gibi bir anda dirilirler ve Alemlerin Rabbinin huzurunda dururlar. Sonra Allah, yaratılmışlara tecelli eder. Daha önce Allah'tan başkasına ibadet edenlerin tapındıklarının peşinden giderler. Yahudilerin karşısına çıkıp: ''Kime ibadet ediyorsunuz?" diye sorunca, Yahudiler: ''Uzeyr'e" derler. Allah: ''Su ister misiniz?" deyince, onlar: ''Evet'' cevabını verir ve Allah onlara Cehennemi serap olarak (su) gösterir." Sonra İbn Mes'ud şu ayeti okudu: "O gün cehennemi, kafirlerin gözleri önüne dikeriz." (Kehf, 100)

 

(Abdullah b. Mes'ud şöyle devam etti): "Sonra Allah Hıristiyanlarla karşılaşıp: "Kime ibadet ediyorsunuz?" diye sorar. Onlar: " Mesih'e" cevabını verince, Allah: "Şarap ister misiniz?" diye sorar. Hıristiyanlar: ''Evet" deyince, onlara Cehennemi şarap şeklinde gösterir. Allah'tan başka ibadet eden herkese aynı şekilde sorar." İbn Mes'ud şu ayeti okudu: "Onları durdurun; çünkü kendilerinden daha da sorulacaktır." (Saffat, 24)

 

Bu durum Müslümanlarla karşılaşıncaya kadar devam eder.

 

Müslümanlarla karşılaşınca: "Kime ibadet ediyorsunuz?" diye sorar. Müslümanlar: "Ortağı olmayan Allah'a ibadet ediyoruz" derler. Allah, bir veya iki defa azarlayarak: ''Kime ibadet ediyorsunuz?" diye sorar. Müslümanlar: "Allah'ı noksanlıklardan tenzih ederiz. Eğer O bize kendini tanıtırsa, Onu tanırız" derler. O zaman: "O gün işin dehşetinden baldırlar açılır." (Kalem, 42) ve secdeye gitmeyen hiçbir mümin kalmaz. Münafıklar ise sırtlarında adeta demir çubukları varmışçasına secde edemeden kalırlar ve: ''Rabbimiz (biz neden secde edemiyoruz?)" derler. Allah: "Siz sapasağlam iken, secde etmeniz istenmişti (ama etmemiştiniz)" buyurur.

Sonra Allah, Cehennem'in üzerine Sırat'ın kurulmasını emreder.

İnsanlar zümreler halinde amelleriyle geçerler. İlk önce geçenler, şimşek çakması kadar hızlı geçerler. Sonra sırasıyla rüzgar gibi, kuş gibi, sonra hayvanların en hızlısı gibi geçerler."

 

Abdullah şöyle devam etti: "Bu böyle devam eder, öyle ki sonunda koşarak geçen, yürüyerek geçenler olur. Sonuncu kişi karnının üzerine sürünüp gelerek: ‘‘Ey Rabbim! Beni neden yavaşlattın?’‘ der. Allah: ‘‘Seni yavaşlatan amelindir’‘ buyurur.

 

Sonra Allah şefaat için izin verir. Kıyamet günü ilk şefaat edecek, Cibril'dir. Sonra İbrahim, sonra Musa -veya- İsa şefaat eder."

 

Seleme (b. Kuheyl) ekledi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını (secdeden) kaldırarak şefaat eder. Ondan sonra onun yaptığı şefaati hiç kimse yapamaz. Bu ise, Allah'ın kendisine vaad ettiği övülecek (şefaat) makamıdır. "Belki de Rabbin seni övülecek makama yükseltir." (isra, 79) Hiçbir nefis yoktur ki, Cennette ve Cehennemde olan bir eve bakmasın. Onlara denir ki: ‘‘(Dünyadayken) amel yapsaydınız ya. Bu gün pişmanlık günüdür.’‘ Cehennem ehline, Cennette bir ev gösterilir ve: ‘‘Eğer amel yapsaydınız (bu sizin olurdu)'' denir. Cennet ehline de Cehennemde bir ev gösterilir ve: ‘‘Eğer Allah size ihsanda bulunmasaydı yeriniz burasıydı’‘ denir. Sonra melekler, peygamberler, şehitler, salihler ve müminler, şefaat ederler ve Allah ta onların şefaatini kabul eder ve: ‘‘Ben merhametlilerin en merhametlisiyim’‘ buyurarak, rahmetiyle (peygamber, melek, salih, şehit ve başkalarının şefaatiyle) Cehennemden kurtulanlardan daha çok kişiyi Cehennemden kurtarır. Hatta Cehennemde sevabı olan hiç kimseyi bırakmaz."

 

Abdullah sonra şu ayeti okudu: "Sakar'a (cehenneme) girmenizin sebebi nedir?" (Müddessir, 42) -Parmaklarıyla saymaya başladı."Onlar derler ki: "Namaz kılanlardan değildik. Düşkün kimseyi doyurmuyorduk. Batıla dalanlarla biz de dalardık. Ceza gününü yalanlardık. Ölüm bize o haldeyken geldi." (Müddessir, 45) ayetlerini okuyarak dört parmağını büktü. Süfyan, eliyle parmaklarını tutarak İbn Mes'ud'un nasıl saydığını gösterdi. (Ravi) Ebu Nuaym da aynı şekilde tarif etti.

 

Abdullah b. Mes'ud dedi ki: "Siz bunlardan birinin hayırda olduğu görüşünde misiniz? Allah Cehennemden çıkarmak istemediği kişilerin yüzlerini ve renklerini değiştirir. Müminlerden birisi gelip şefaat etmek isteyeceği zaman kendilerine: ‘‘Herkes tanıdığı kişiyi Cehennemden çıkarsın’‘ denir. Mümin bakar, ama kimseyi tanıyamaz. Cehennemdeki, mümine: ‘‘Ey falan! Ben falan kişiyim’‘ der. Mümin: ‘‘Ben seni tanımıyorum’‘ deyince Cehennemlikler: "Rabbimiz! Bizi buradan çıkar, tekrar günaha dönersek, doğrusu zulmetmiş oluruz" (Mü'minun, 107) derler. Allah onlara şöyle cevap verir: "Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık!" (Mü'minun, 108) Allah böyle dediği zaman artık Cehennemin kapısı üzerlerine kapanır ve oradan hiç kimse çıkamaz."

 

*Taberani rivayet etti. Hadis sahabi sözüdür ve Sahıh'teki hadise terstir. Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "İlk şefaat edecek kişi benim" hadisi vardır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Sur'a Üflenmesi