MECMAU ZEVAİD |
ZÜHD |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Resulullah'ln
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Selefin Yaşantısı
18233- Enes b. Malik
bildiriyor: Hz. Fatıma, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir parça
arpa ekmeği verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu, üç
gündür babanın yediği ilk yemektir" buyurdu.
*Ahmed ve Taberani rivayet etti ve şunu ekledi:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu nedir?" diye
sorunca Hz. Fatıma: "Pişirdiğim bir ekmekten bir parçayı sana getirmeden
içim rahat etmedi" dedi. ikisinin de ravileri güvenilirdir.
18234- Hz. Aişe der ki:
Muhammed'i hak olarak gönderene yemin ederim ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) gönderildiği günden vefat edene kadar ne elek gördü, ne de elenmiş
(undan yapılan) ekmek yedi. (Ravi) dedi ki: "Peki arpa (ekmeğini) nasıl
yerdiniz?" diye sorunca: "(Un'u) üfleyerek kabuğunu giderir (öyle
pişirir) yerdik" dedi.
*Ahmed rivayet etti. Ravilerden Süleyman b. Ruman',
tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilir bulunmuştur.
18235- Ebu'd-Derda der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) unu elemezdi ve yanında sadece bir
tane gömlek bulunurdu.
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-kebır'inde
rivayet etti. ikisinde de Said b. Meysere zayıftır.
18236- Ümmü Seleme der
ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kesinlikle unu
elemezdi."
*Taberani rivayet etti. Ravilerden Nufey' Ebu Davud
metruktur.
18237- Abdurrahman b.
Avf bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dünyadan göçene kadar,
ne kendisi, ne de ailesi arpa ekmeğini doyana kadar yemediler.
*Bezzar rivayet etti. isnadı hasendir.
18238- Hz. Aişe der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman karnı
aç'tı."
*Ebu Ya'la rivayet etti. Ravilerden Abdullah b. ez-Zübeyr'in
azatlısı Talha el-Basri'yi tanımıyorum. Diğer ravileri, Sahih'in ravileridir.
18239- Sehl b. Sa'd der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dünyadan ayrılana kadar karnmı günde
iki defa doyurmadı.
*Taberani rivayet etti. Ravilerden Abdulhamid b. Süleyman
zayıftır.
18240- Hz. Aişe
bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sofrasında arpa
ekmeğinden ne azı ne de çok hiç artmazdı.
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. isnadı
hasendir.
18241- M. el-Evsat'taki
bir rivayet ise şöyledir: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
önünden sofrası hiçbir zaman üzerinde yemek varken kaldırılmadı."
18242- Bezzar bir
kısmını rivayet etti.
18243- İmran b. Husayn
der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Allah'a kavuşana kadar
hiçbir kahvaltı ve akşam yemeğinde doyana kadar yemedi."
*Taberani rivayet etti. Ravilerden Amr b. Ubeyd metruktur.
18244- Aseme el-Cuhenİ
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün yanımıza
çıktığında, Ensar'dan bir kişi onu karşılayıp: ilAnam babam sana feda olsun ya
Resulallah! Yüzünün hali beni çok üzüyor; neyin var?" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir müddet adamın yüzüne bakıp sonra:
"Açlık" buyurdu. Adam çıkıp koşarak veya hızlı bir şekilde yürüyerek
evine vardı ve evde yiyecek bir şeyaradı, ama bulamadı. Bunun üzerine Beni
Kurayza kabilesine gidip, kovası bir hurma tanesine olmak üzere (kuyudan)
ücretle su çekti. Bir avuç veya bir elin dolusu hurma kazandı. Sonra hurmalada
döndü. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hala orada olduğunu gördü
ve: "Ye, ey Allah'ın Resulü!" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Bunları nereden buldun?" diye sorunca, adam durumu
kendisine anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zannedersem
Allah'ı ve ResUlullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seviyorsun" deyince
adam: "Seni hak olarak gönderene yemin ederim ki sen benim için nefsimden,
çocuğumdan, ailemden ve malımdan daha sevgilisin" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer öyleyse fakirliğe karşı sabırlı ol ve
bela için kendine siper hazırla. Beni hak olarak gönderene yemin ederim ki
yokluk ve bela, beni seven kişiye gelmekte suyun dağın tepesinden aşağı
inmesinden daha süratlidir" buyurdu.
*Taberani rivayet etti. Ravilerden tanımadıklarım vardır.
18245- Ka'b b. Ucra
bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittiğimde
halinin değişmiş olduğunu gördüm ve: "Babam sana feda olsun; halinin
değişmiş olduğunu gördüm" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Üç gündür nefes alan birinin boğazından girmesi gereken şey
benim boğazımdan girmedi" buyurdu.
Ka'b devamla şöyle dedi:
Gittim ve develerini sulamakta olan bir Yahudi gördüm. Her kovası bir hurma
tanesi karşılığında su taşıdım ve hurma biriktirdim. Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına geldiğimde:
"Bunları nereden
buldun?" diye sordu. Ben durumu kendisine bildirdiğimde: "Ey Ka'b!
Beni seviyor musun?" diye sordu. Ben: "Babam sana feda olsun,
evet" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Fakirlik,
beni sevenlere (dağın tepesinden) su yataklarına inen selden daha süratli
gelir. Sana belalar isabet edecek, bunlara karşı kendine siper hazırla"
buyurdu.
(Ravi) dedi ki: (Daha
sonra) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ka'b'ı görmeyince: "Ka'b
ne yaptı?" diye sordu. Sahabe: "Hastadır" deyince, çıkıp
yürüyerek Ka'b'ın yanına girdi ve: "Sana müjdeler olsun ey Ka'b!" dedi.
Annesi: "Cennet sana kutlu olsun ey Ka'b!" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bu, Allah adına yemin eden?" diye
sordu. (Ravi dedi ki) "Bu onun annesidir ya Resulallah!" dedim. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ka'b'ın annesi! Ka'b'ın
kendisine faydası olmayan bir şey söylemediğini ve kendisini ilgilendirmediği
halde iyiliği menetmediğini nereden biliyorsun?" buyurdu.
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. isnadı
ceyyiddir.
18246- Ali b. Ebi Talib
anlatıyor: Bir kış sabahı aç bir şekilde (evden) çıktım. Soğuk beni bitkin hale
getirmişti. Isınmak için yanımızda olan yün bir elbiseyi aldım ve boynuma
geçirip göğsüme sardım. Vallahi! Evimde yiyebileceğim bir şey yoktu.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında da bana verilebilecek bir
şey yoktu. Medine'nin kenar mahallerine çıkıp bahçesinde olan bir Yahudinin
yanına gittim ve duvarının gediğinden kendisine baktım. Yahudi: "Neyin var
ey bedevi! Her kova (su) için bir hurma ister misin?" deyince, ben:
"Evet, bana bahçenin (kapısını) aç" dedim. Adam bahçenin kapısını
açınca girip su çekmeye başladım. Yahudi, her kova çekişimde bana bir hurma
veriyordu. Avucum dolusu hurmam olunca: "Senden aldıklarım şimdilik bana
yeter" deyip hurmaları yedim, suyun yanından döndüm ve Mescid'de bir
grupla oturmakta olan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip
oturdum. O sırada Mus'ab b. Umeyr çıkıp geldi. Üzerinde deriyle yamalanmış bir
hırka vardı.
Mus'ab, Mekke'nin, en
çok nimet ve refah içinde yaşayan genciydi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onu görünce, daha önce yaşamış olduğu refahı hatırlayarak
buyurdu ki: "Siz bu gün mü daha hayırlısınız, yoksa birinize sabah akşam,
avuçlarla ekmek ve et verilmesi; sabah bir elbise, akşam bir elbise giymesi ve
evlerinizin tıpkı Kabe'nin örtüldüğü gibi örtülmesi mi daha
hayırlıdır?"Biz: "Evet, biz o gün daha hayırlıyız, çünkü o zaman
ibadet için boş vaktimiz olur" dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bilakis, siz bu gün daha hayırlısınız" buyurdu.
*Tirmizı hadisin bir kısmını rivayet etti.
Ebu Ya'la rivayet etti.
ismi belirtilmeyen birisi dışındaki ravileri güvenilirdir.
18247- Cabir bildiriyor:
Hendek günü, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) açlığa karşı dayanabilmek
için, karnına taş bağlamıştı.
*Ebu Ya'la rivayet etti. İsmail b. Abdilmelik'in zayıf
olmasına rağmen, diğer ravileri güvenilir bulunmuştur.
18248- Hz. Ali
bildiriyor: Çıkıp bir bahçeye gittim, (bahçe sahibi): "Her kova suya
karşılık bir hurma veririm" dedi. Avucumu hurma doldurana kadar kovayla su
çektim. Sonra suya gidip içtim. Sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) gelip hurmaların yarısını ona verdim, diğer yarısını da ben yedim.
*Ahmed rivayet etti. Ravileri güvenilir bulunmuştur. Fakat
Mücahid, Ali'yi dinlememiştir.
18249- İmran b. Husayn
der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar ailesi
ekmeği katıkla beraber doyasıya yemediler."
*Ahmed rivayet etti. Ravilerden Amr b. Ubeyd metruktur.
18250- Ali b. Rabah der ki:
İskenderiyye'de, Amr b. el-As'ın yanındayken, içinde bulundukları maddi
durumdan sözettiler; sahabeden birisi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) vefat edene kadar ailesi elenmiş arpa ekmeğini doyasıya yemediler"
dedi.
*Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.
18251- Ebu Hureyre der
ki: "İki ay geçer, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesinin
evlerinde ne ekmek, ne de yemek için ateş yanmazdı."
"Ne ile
yaşıyorlardı ey Ebu Hureyre?" diye sordukları zaman, Ebu Hureyre:
"Hurma ve su ile. Bir de, Ensar'dan bir kaç komşuları vardı. Allah onları
mükafatlandırsın - Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir miktar süt
gönderirlerdi" dedi.
*Ahmed rivayet etti. isnadı hasendir. Bezzar da aynı şekilde
rivayet etti
18252- İbn Abbas
anlatıyor: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Cibril, Safa
tepesindeyken, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dedi: "Ey
Cibril! Seni hak olarak gönderene yemin ederim ki; Muhammed'in ailesinin ne bir
avuç un, ne de bir tutam kavutu kalmadı." Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) daha sözünü bitirmeden gökyüzünden kendisini korkutan bir ses duydu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah kıyametin kopması için
emir mi verdi?" diye sorunca, Cibril: "Hayır, Allah söylediklerini
duyunca İsrafil'e yanına inmesi için emir verdi" dedi. İsrafil,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelerek: "Allah
söylediklerini duydu ve yeryüzü hazinelerinin anahtarlarıyla beni yolladı. Eğer
istersen, Tihame dağlarını ardından zümrüt, yakut, altın ve gümüş yapıp
yürütmemi emretti. Dilersen kral peygamber, dilersen kul peygamber olmayı
seç" dedi. Cibril, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mütevazı ol
diye işaret etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa: "Ben ,
kul peygamber olmayı tercih ederim" buyurdu.
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden
Sa 'dan b. el-Velld'i tanımıyorum. Diğer ravileri, Sahih'in ravileridir.
18253- Ali b. Rabah, Amr
b. el-As'ın şöyle dediğini nakleder: "Siz, sabah akşam öyle şeylere rağbet
ediyorsunuz ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları terk etmişti.
Siz dünyaya rağbet ediyorsunuz, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise
onu terk etmişti. Vallahi! Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ömrü
boyunca, dünyalık bakımından aleyhine olanların lehine olanlardan daha az
olduğu bir gece geçirmemiştir."
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bazıları: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) borç aldığını gördük" derler.
Yahya'dan başkası der
ki: "Vallahi! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ömründen
dünyalık bakımından aleyhine olanların lehine olanlardan daha az olduğu üç gün
geçmemiştir."
18254- Başka bir
rivayette Amr b. el-As der ki: "Sizin yolunuz, Peygamberinizin (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yolundan ne kadar uzaktır. O, dünyada insanların en
zahidiydi. Siz ise insanların, dünyayı en çok isteyenlerisiniz."
*Hepsini Ahmed rivayet etti Taberani ise sadece Amr'ın sözünü
nakletmiştir. Ahmed'in ravileri, Sahih'in ravileridir.
18255- Hz. Aişe der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dünyadan şu üç şeyi beğenirdi:
Yemek, kadın ve güzel koku. İkisine sahip oldu, ancak birisini elde edemedi.
Kadın ve güzel kokuya sahip oldu; fakat yeteri derecede yiyeceğe sahip
olamadı."
*Ahmed rivayet etti. Ravilerden ismi verilmeyen birisi
vardır. Diğer ravileri, Sahih'in ravileridir.
18256- İbn Ömer,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor:
"Sizin dünyanızdan sadece kadınlara sahip alabildik. "
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında Zekeriyya b. ibrahım'in
babası kanalıyla ibn Ömer'den olan rivayetinden nakletti. Zekeriyya b.
ibrahım'i ve babasını tanımıyorum.
18257- Hz. Fatıma
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün yanına gelip:
"Oğullarım (Hasan ve Hüseyin) neredeler?" diye sordu. Fatıma şöyle
dedi: "Sabah kalktığımızda yanımızda yiyecek bir şey yoktu. Ali: ‘‘Bunları
alıp gideyim. Yanında ağlamalarından korkarım. Senin yanında (onlara verecek)
yiyecek yoktur’‘ dedi ve onları alarak falan Yahudi'nin yanına gitti."
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına gidip Hasan ve Hüseyn'i bir
su başında, önlerinde olan hurma artıklarıyla oynarken buldu.
(Ali'ye): "Ey Ali!
Sıcak şiddetlenmeden önce onları geri götürmeyecek misin?" diye sorunca,
Ali: "Sabah kalktığımızda evde yiyecek bir şey yoktu. Ya Resulallah!
Fatıma'ya biraz hurma toplayana kadar otursan" dedi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturdu. Ali, Fatima'ya bir miktar
hurma toplayıp kesesine koyarak geldi. Çocuklardan birini Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), diğerini Ali taşıyarak Fatıma'nın yanına
geldiler.
*Taberani rivayet etti. isnadı hasendir.
18258- Enes bildiriyor:
Bilal sabah namazına gecikince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona:
"Neden geciktin?" diye sordu. Bilal şöyle dedi:
"Fatıma'ya uğradım.
Kendisi un öğütüyor, çocuk ise ağlıyordu. Ona: ‘‘Eğer istersen unu ben öğüteyim
çocuğa sen bak; istersen çocuğa ben bakayım unu sen öğüt’‘ dedim. Fatıma:
‘‘Oğluma karşı ben senden daha yumuşağım’‘ dedi. (Unu ben öğüttüm) bu sebeple
geciktim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona merhamet
ettin. Allah ta sana rahmet etsin" buyurdu.
*Ahmed rivayet etti. Ravileri güvenilirdir. Sadece
Za'feran'ın dostu Ebu Haşim Enes'ten dinlememiştir. Allah en doğrusunu bilir.
18259- İbn Abbas, Hz.
Ömer'den şöyle duyduğunu bildirir:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir gün öğle vakti çıktığında Ebu Bekr'i Mescid'de otururken
buldu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu saatte seni
dışarıya çıkaran sebep nedir?" diye sorunca Ebu Bekr, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya Resulallah! Seni çıkaran sebep beni de
çıkardı" karşılığını verdi.
Sonra Ömer geldi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Hattab'ın oğlu!
Bu saatte seni dışarıya
çıkaran sebep nedir?" diye sorunca, Ömer: "Ya Resulallah! İkinizi
çıkaran sebep beni de çıkardı" karşılığını verdi ve onlarla oturdu.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onlarla konuşmaya başladı ve şöyle dedi: "Şu hurmalığa
gidip yiyecek ve içecek bulmak için gücünüz var mı?" İkisi de: "Evet
ya Resulallah!" dediler ve yürüyüp Malik b. et-Teyyihan Ebu'l-Heysem el-Ensarınin
konağına vardılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önlerine geçip
girmek için izin istedi. Ebu'l-Heysem'in annesi selamı duyduğu halde Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendilerine daha fazla selam vermesi için
karşılık vermiyordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geri dönmek
istediğinde, Ebu'l-Heysem'in annesi koşarak çıktı ve: "Ya Resulallah!
Selam verdiğini duydum, ama bize daha fazla selam vermen için cevap
vermedim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu'l-Heysem
nerede?" diye sorunca, kadın: "Yakında. Bize su getirmeye gitti.
Giriniz şimdi gelir" dedi ve onlar için bir ağacın altına bir kilim açtı.
Ebu'l-Heysem, merkebinde
iki kırba su ile geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabını
görünce sevindi ve yanlarına gelerek "Hoş geldiniz!" dedi.
Ebu'l-Heysem bir hurma ağacına çıkarak hurma salkımları kesince Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yeterli ey Ebu'lHeysem!" buyurdu.
Ebu'l-Heysem: "Ya Resulallah! Hurmanın koruğundan, olgunlaşmışından ve
henüz olgunlaşmaya başlamış olanından yersiniz" dedi. Hurmaları yedikten
sonra onlara su getirdi ve içtiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bu (nlar), kendisinden hesaba çekileceğiniz nimetlerdendir" buyurdu.
Sonra, Ebu'l-Heysem bir
koyun kesmek için kalkınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sakın süt vereninden kesme!" buyurdu. Sonra Ebu'lHeysem kalkıp onlar
için hamur yoğurdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr ve
Ömer başlarını koyup uyudular. Uyandıklarında yemekleri hazırdı. Ebu'l-Heysem
yemeği önlerine koydu ve üçü de karınları doyuncaya kadar yediler. Ebu'l-Heysem
kalan hurma salkımlarını getirdi, onlardan bir kısmını aldılar. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara selam verip hayırları için dua etti ve
Ebu'l-Heysem'e:
"Bize köleler
geldiğini duyduğun zaman yanımıza gel" dedi.
Ebu'l-Heysem der ki:
" Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) köle getirildiğini duyduğumda
Medine'ye gittim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bir köle verdi.
O köleyle kırk bin dirheme hürriyetini satın almak üzere anlaştım. Ben ondan
daha bereketli bir köle görmedim."
18260- Bir rivayette ise
ifade şöyledir: Ebu'l-Heysem'in annesi: "Bizim için dua etsen"
deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yanınızda oruçlular
iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin ve melekler size dua etsin" dedi.
*Bezzar rivayet etti. Ebu Ya'la, köleyle ilgili kısmı rivayet
etti. Taberani de aynı şekilde rivayet etti. isnadlarının hepsinde Ebu Halef
Abdullah b. isa zayıftır. Ebu Ya'la kadının Ebu'I-Heysem'in hanımı, Bezzar ise
Ebu'I-Heysem'in annesi olduğunu nakletti.
18261- İbn Abbas
bildiriyor: Ebu Bekr öğle sıcağında dışarıya çıktı. Ömer dışarıda ses olduğunu
duyunca kendisi de çıktı ve Ebu Bekr ile karşılaştı ve: "Ey Ebu Bekr! Seni
bu saatte dışarıya çıkaran sebep nedir?" diye sordu. Ebu Bekr:
"Vallahi karnımın açlığının şiddeti sebebiyle çıktım" diye cevap
verdi. Ömer de: "Benim çıkış sebebim de bundan başka bir şey değildir"
dedi. Onlar bu durumdayken, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına
çıkıp: "Sizi bu saatte dışanya çıkaran sebep nedir?" diye sordu.
Onlar: "Vallahi karnımızın açlığının şiddeti sebebiyle çıktık" diye
cevap verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Canım elinde olana
yemin ederim ki benim çıkış sebebim de bundan başka bir şey değildir"
dedi. Kalkıp Ebu Eyyub el-Ensari'nin kapısına gittiler.
Ebu Eyyub, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemek veya süt ikram edeceğini söylemiş, ama Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelmekte gecikince onu çocuklarına yedirerek
hurmalığına çalışmaya gitmişti. Ebu Eyyub'un kapısına varınca hanımı çıkıp:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve beraberinde olanlar hoş
geldiniz!" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadına:
"Ebu Eyyub nerede?" diye sordu. Kadın: "Şimdi gelir ya
Resulallah!" dedi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geri dönünce hurmalığında çalışmakta olan Ebu Eyyub onu gördü
ve hızlı bir şekilde gelerek: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve
beraberinde olanlar hoş geldiniz! Ya Resulallah! Senin bana geldiğin saat bu
değildi" deyip, O'nun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geri dönmesine mani
oldu ve hurmalığa gidip hurma salkımlarından kesti. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bunu neden kestin?" diye sorunca, Ebu Eyyub:
"Olgunlaşmışından, koruğundan, henüz olgunlaşmaya başlamış olanından ve
kurusundan yemeni istedim. Bununla birlikte senin için bir hayvan
keseceğim" dedi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Kesecek olursan, süt verenini kesme!" buyurdu.
Ebu Eyyub, bir yaşını doldurmamış dişi veya erkek bir oğlak alarak kesti ve
hanımına: "Sen ekmek yap, ben yemek pişireyim. Sen ekmeği benden daha
güzel pişirirsin" dedi. Oğlağın yarısını alarak pişirdi, diğer yarısını
ise kebap yaptı. Yemek hazır olunca getirip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ve Ebu Bekr ile Ömer'in önüne koydu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) oğlaktan bir parça alıp bir ekmeğin arasına koyduktan sonra: "Ey
Ebu Eyyub! Bunu Fatima'ya gönder. Çünkü bunun gibi bir yemeği günlerden beri
yemedi" buyurdu.
Yiyip doydukları zaman
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ekmek, et, yaş, kuru ve henüz
çağla olan hurma" diyerek gözleri yaşardı.
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlar, kıyamet günü kendisinden hesaba
çekileceğiniz nimetlerdendir" dedi. Bu sahabenin ağırına gidince (yani
hesabını vermenin zor olduğunu düşününce) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Bunun gibisi elinize geçip yiyeceğiniz zaman:
‘‘Allah'ın adı ve bereketiyle’‘ deyiniz. Doyduğunuz zaman da: ‘‘Bizi doyuran,
giydiren ve nimetinden bolca veren Allah'a hamd olsun’‘ deyin." Bunu
söylemeniz, verilen nimete karşılık olarak yeterlidir. "
Kim Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir iyilik yapsa, Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) onun bu iyiliğine karşılık vermeyi severdi. Ebu Eyyub'e: "Yarın
yanımıza geli" buyurdu. Ebu Eyyub denileni duymayınca, Ömer:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelmeni istiyor"
dedi. O'nun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittiğinde Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bir cariye vererek: "Ey Ebu Eyyub! Buna
iyi davran. Yanımızda olduğu müddet içinde ondan, hayırdan başka bir şey
görmedik" buyurdu.
Ebu Eyyub cariyeyi alıp
gelince: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tavsiyesine
karşılık, onu azad etmekten daha hayırlı bir şey bulamıyorum" deyip
cariyeyi azad etti.
*Taberani M. es-Sağır ve el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet
etti. Ravilerden Abdullah b.
Keysan el-Mervezı'yi,
ibn Hibban güvenilir bulmuş başkaları ise zayıf olduğunu söylemiştir, Diğer
ravileri, Sahıh'in ravileridir.
18262- Ebu Hureyre, Hz.
Ebu Bekr'den naklediyor: Bir gece yatsıdan sonra (yatağımda) dönüyorum, ama
uykum gelmiyordu. "Mescid'e çıkıp biraz namaz kılayım" deyip öyle
yaptım. Sonra Mescid'in bir kenarına dayandım. Ömer girdi ve (karanlıkta) beni
görüp tammayınca:
"Kim o?" diye
sordu. Ben: "Ebu Bekr" deyince: "Seni bu saatte (evinden)
çıkaran sebep nedir?" diye sordu. Ben: "Açlık" cevabını verince:
"Beni de seni (evinden) çıkaran sebep çıkardı" dedi. Fazla geçmeden
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) girdi ve: "Bu saatte sizi çıkaran
sebep nedir?" diye sordu. Biz durumumuzu kendisine bildirince, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Beni de sizi (evinizden) çıkaran
sebep çıkardı. Haydi, Vakıfi'ye gidelim'' dedi. Kapıya varıp (girmek için) izin
istedik. Kadın çıkınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Falan
kişi nerede?" diye sordu. Kadın: "Su getirmek için Benu Harise
bahçelerine gitti" deyip kapıyı açtı.
Biz içeriye girdik ve
çok geçmeden su dolu kırbası sırtında adam geldi ve kırbayı hurma ağaçlarının
budaklarından birine astı. Sonra bize dönerek: "Hoş geldiniz. Bu gece beni
ziyaret edenler gibi hayırlısı başkasını ziyaret etmemiştir" dedi ve bir
salkım hurma getirdi. Biz ay ışığında hurmaları seçip yemeye başladık. Sonra
bıçağı alıp koyunların arasında dolaşmaya başladı. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Sakın süt verenini kesme!" dedi. Adam bizim için
bir koyun kesip yüzdü ve tencereye doğradı. Hammına hamur yoğurmasını söyledi.
Hammı hamur yoğurup ekmek pişirdi. Sonra adam bize tir it ve et getirdi ve
yedik. Sonra rüzgarın esmesiyle soğuyan kırbayı getirip bize su verdi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bizi evimizden çıkaran Allah'a hamd olsun. Bizi
evimizden çıkaran açlıktan başkası değildi, sonra evimize dönmeden bunu elde
ettik. Bunlar, kıyamet günü kendisinden hesaba çekileceğiniz
nimetlerdendir" buyurdu. Sonra Vakıfi'ye: "Yanında bu işleri senin
yerine görecek hizmetçin yok mu?" diye sordu. Vakıfi: "Hayır ya
Resulallah!" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bize gelecek ilk esirler geldiğinde yanıma gel, sana bir hizmetçi
vereyim" buyurdu.
Çok geçmeden
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) esirler geldi. Vakıfi Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Neden geldin?" diye sordu. Vakıfi: "Bana verdiğin söz
sebebiyle geldim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kalk ve içlerinden dilediğini seç" buyurdu. Vakıfi: "Ya
Resulalah! Benim için sen bir tane seç" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bu genci al ve ona ihsanda bulun" buyurdu. Vakıf!
hanımının yanına gidip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediğini,
kendisinin de Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylediğini
bildirince, hanımı: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna ihsanda
bulunmanı söyledi. Sen de buna ihsanda bulun" dedi. "Nasıl bir
ihsan?" diye sorunca, hanımı: "Onu azad et" cevabını verdi.
Vakifi: "Bu, Allah rızası için hürdür" dedi.
*ibn Mace, süt veren
hayvanların kesilmesi konusunda bir kısmını nakletti.
*Taberani ve Bezzar bundan daha teferruatlı bir şekilde rivayet
etti. Ravilerden Yahya b. Ubeydillah b. Mevhib'i çoğunluk zayıf bulmuş,
güvenilir olduğunu söyleyenler de vardır. Diğer ravileri güvenilirdir.
18263- Abdullah b.
Mes'ud bildiriyor: Ebu Bekr açlıktan dolayı evinden çıktı. Ömer de açlıktan dolayı
evinden çıktı. Resulullah ta (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına, Ebu Bekr
ve Ömer'in (İbn Mes'ud'a) bildirdiğine göre açlıktan dolayı evinden çıktı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Benimle Ebu'l-Heysem b.
et-Teyyihan'ın konağına geliniz" buyurdu. Bu zat, Ensar'dan olan biriydi.
Gittiklerinde onu malikanesinde bulamadılar. Ebu'l-Heysem su doldurmaya
gitmişti. Hanımı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve yanındakilere
"Hoş geldiniz!" deyip oturmaları için bir şeyaçtı. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu'l-Heysem nereye gitti?" diye
sorunca, hanımı: "Bize su getirmeye gitti" cevabını verdi.
Ebu'l-Heysem, çok
geçmeden bir kırba suyla geldi. Gidip kırbayı astı ve Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile yanındakilere bir koyun kesmek istedi. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu istemediği için onlara dişi bir oğlak kesti.
Sonra gidip bir salkım hurma getirerek o et, taze ve olgunlaşmış olan (iki
çeşit) hurmadan yediler ve su içtiler. -Ebu Bekr veya Ömer'den - birisi:
"Bunlar, kendisinden hesaba çekileceğimiz nimetten midir?" diye
sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Müslüman dünyadan
elde ettiği bir şey yüzünden başına kakılmaz, kafirin başına kakılır"
buyurdu.
*Taberani rivayet etti. Ravilerden Muhammed b. es-Saib
el-Kelbı hadis uydurmakla suçlanmıştır.
18264- - Bedir savaşına
katılanlardan - Amir b. Rabia der ki:
"Evladım!
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi askeri bir birlikle gönderir ve
azığımız sadece büyük bir torba hurma olurdu. Onu birer avuç olarak taksim
ederdik. Hatta zamanla her birimize bir hurma düşerdi."
(Ravi) dedi ki:
"Babacığım; bir hurmanın size ne faydası olur ki?" diye sorduğumda;
"(Evladım) öyle deme! çünkü bu tek hurmayı da bitirdikten sonra onu da
aramaya başladık" dedi.
*Ahmed ve Bezzar ile Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir ve
el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Mes'adl'nin ahir ömründe
ezberi karıştırmıştır, ama güvenilir birisiydi.
18265- İbn Ömer
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha önce çıkmadığı bir
vakitte (evinden) çıktı. Sonra Ebu Bekr çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ey Ebu Bekir! Seni evinden çıkaran sebep nedir?" diye
sorunca, Ebu Bekr: "Açlık çıkardı" cevabını verdi. Resulullah ta (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Beni de, seni çıkaran sebep çıkardı" buyurdu.
Sonra Ömer çıktı. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ömer! Seni evinden çıkaran
sebep nedir?" diye sorunca, Ömer: "Seni hak olarak gönderene yemin
ederim ki; açlık çıkardı" cevabını verdi. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına sahabeden bazıları geldiler. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bizimle, Ebu'l-Heysem b. et-Teyyihan'ın konağına
geliniz" dedi ve Ebu'l-Heysem'in malikanesine gittiler. Yetiştiklerinde
Ebu'l-Heysem'in hanımı: "Ebu'l-Heysem bize su getirmeye gitti bahçeye
dolanınız" dedi ve girmeleri için bahçenin kapısını açtı.
Ebu'l-Heysem geldiğinde
hanımı: "Yanında kimin olduğunu biliyor musun?" diye sorunca,
Ebu'l-Heysem: "Hayır" dedi. Hanımı: "Yanında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabı vardır" dedi. Ebu'l-Heysem
yanlarına girip su kırbasını bir ağaca astıktan sonra gidip onlara selam
vererek: "Hoş geldiniz" dedi. Sonra bir zembil alarak onlara hurma
topladı ve yanlarına gidip hurmayı önlerine boşalttı.
Sonra onlar için bir
koyun kesmek için bahçenin bir kenarında olan koyunlarının yanına gitti.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Süt verenlerden kesme!"
dedi. Bir koyun alıp kesti, derisini yüzerek etini parçaladı ve su ve tuzla
pişirdi. Sonra hanımının yanına gidip: "Yanında bir şey var mı?" diye
sordu. Hanımı: "Yanımızda (bir kenara) kaldırmış olduğum bir miktar arpa
var" dedi. Arpayı öğüttüler, hanımı ekmek yaptı. Ebu'l-Heysem ekmeği doğrayıp
üzerine pişirmiş olduğu eti döktü ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ve ashabına götürdü. Onlar da yediler.
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Ebu'lHeysem! Hizmetçin
yok mu?" Ebu'l-Heysem: "Seni hak olarak gönderene yemin ederim ki;
hayır hizmetçimiz yoktur" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Yanımıza esirler geldiğini öğrendiğin zaman yanımıza gel, sana
bir hizmetçi verelim" buyurdu.
Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) esirler getirilince, Ebu'l- Heysem onun yanına gitti.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında iki genç veya iki hizmetçi-
vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu'l-Heysem!
Bunlardan birini seÇ" buyurdu. Ebu'l-Heysem: "Ya Resulallah! Benim
için sen seç" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
pazuları açık kalacak şekilde giysi kollarım yukarıya kaldırdı ve şöyle dedi:
"Ey Ebu'l-Heysem! İstişare edilen kendisine güvenilen demektir, bunu
al" dedi.
Ebu'l-Heysem hizmetçiyi alıp
giderken, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu'l-Heysem! Ona
ihsanda bulun, çünkü onun namaz kıldığını gördüm" buyurdu. Ebu'l-Heysem:
"Evet. Yediğimizden yedirir, giydiğimizden giydiririz ve gücünün
yetmeyeceğini kendisine yüklemeyiz" dedi.
Ebu'l-Heysem ailesinin
yanına gittiğinde ailesi çok sevindiler ve: "Bize hizmet edecek ve
malımızda bize yardımcı olacak bir hizmetçi nasib eden Allah'a hamd olsun"
dediler. Ebu'l-Heysem: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun hakkında
bana vasiyet etti" deyince, hanımı:
"Evet, yediğimizden
yedirir, giydiğimizden giydirir ve gücü yetmeyeceği işi yaptırmayız" dedi.
Ebu'l-Heysem: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana onun için
vasiyet etti" deyince, hanımı: "Sübhanallah! Allah'ın ve Resulünün
bize tahsis ettiği bir hizmetçiden bizi mahrum etmek mi istiyorsun?"
deyince, Ebu'l-Heysem: "Sen Allah rızası için hürsün. Eğer istersen
bizimle kalırsın, yediğimizden yedirir, giydiğimizden giydirir ve sadece
yapabileceğin işi yükleriz. Eğer istersen dilediğin yere gidebilirsin"
dedi.
*Taberani rivayet etti. Ravilerden Bekkar b. Muhammed
es-Sirinı'yi çoğunluk zayıf bulmuş, ibn Main ise güvenilir olduğunu
söylemiştir. Diğer ravileri güvenilirdir.
18266- Abdullah b. Şakik
bildiriyor: Ebu Hureyre ile Medine'de bir yıl ikamet ettim. Bir gün Aişe'nin
adasının yanındayken, Ebu Hureyre bana şöyle dedi: ''Bir görseydin; üzerimizde
eski püskü elbiselerden başka giyeceğimiz yoktu. Öyle zaman olurdu ki; günler
geçer, kişi kuvvetten düşmesini önleyecek kadar dahi yiyecek bulamazdı. Hatta
açlığa dayanmak için bir taş alıp onu boş olan kamına bağlar, sonra elbisesiyle
onu örterdi."
*Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.
18267- Ebu Hureyre der
ki: ''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında yemeğimiz hurma ve su
idi. Vallahi, sizin bu buğdayınızı görmezdik ve adını dahi bilmezdik. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bizim giyeceğimiz, bedevilerin
giydiği (yünden) elbiselerdi.''
*Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir. Bezzar
muhtasar olarak rivayet etti.
18268- Muaviye b. Kurra,
babasından nakleder: "Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uzun
müddet yaşadık; yiyeceğimiz sadece iki esmerdi.''
Sonra: "İki esmerin
ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. Ben:
"Hayır"
deyince: "Hurma ve su" dedi.
*Ahmed ve Bezzar ile Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve
el-Mu'cemu'l-kebir'inde rivayet ettiler. Ahmed'in, güvenilir bir ravi olan
Bistam b. Müslim dışındaki ravileri, Sahih'in ravileridir.
18269- İbn Abbas
bildiriyor: İhtiyaçları aynı olan iki kişi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanına geldiler. Birisi konuşunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) adamın ağzının koktuğunu gördü ve: "Misvak kullanmıyor
musun?" diye sordu. Adam: "Kullanıyorum, ama üç gündür yemek
yemedim" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kişiye
emretti ve o da adamın karnını doyurup ihtiyacını giderdi.
*Ahmed ve Bezzar rivayet ettiler. Ahmed'in senedi ceyyiddir.
18270- İbn Ömer der ki:
Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber Medine bahçelerinden birine
girdim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) henüz olgunlaşmamış hurma
yemeye başladı ve: "Ye, ey Ömer'in oğlu!" dedi. Ben: "Canım
istemiyor (ya Resulallah!) deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Canın ne istiyor; bu, dört gündür Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yediği ilk yemektir" buyurdu.
18271- Bir rivayette
ise: "Üç gündür" şeklindedir.
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden
Vazi' b. Nafi' metruktur.
18272- Hz. Aişe
bildiriyor: Bir gece, Ebu Bekr'in ailesi bize bir but gönderdiler. Ben but'u
tuttum, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kesti" veya şöyle dedi:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tuttu, ben kestim." Aişe,
olayı kendisine anlattığı kişiye şöyle dedi: "Bunu lamba olmadan
yaptık."
*Ahmed ve şu ifadelerle Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında
rivayet etti: "Ey müminlerin annesi! Lamba ışığında mı kestiniz? "
diye sorunca, Aişe: "Eğer lambaya koyacağımız yağ olsaydı onu yerdik"
dedi. Ahmed'in ravileri, Sahih'in ravileridir.
18273- Enes b. Malik
bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem). üç kuş hediye edildi.
Birini yemesi için hizmetçisine verdi. Sabah olunca, hizmetçi kuşu (pişirip)
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) hizmetçiye şöyle buyurdu: "Benı yann için bir şey
kaldırmaktan seni menetmedim mi? Çünkü Allah her yeni güne kendi rızkını
gönderir, "
*Ahmed rivayet etti, Hilal Ebu'I-Mu'alla dışındaki ravileri,
Sahih'in ravileridir, O da güvenilirdir.
18274- Enes der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından yedi kişi bir hurmayı
somururdu, (Sahabenin) ağaçlardan silkeledikleri yaprakları yemekten avurtları
şişti.
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti, Ravilerden
Huleyd b. Da'lec zayıftır.
18275- Cabir b. Abdillah
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi Ebu Ubeyde b.
el-Cerrah komutasında altı yüz on küsur kişiyle, Kureyş kervanını karşılamak
için gönderdi. Azık olarak ta sadece bir torba hurma bulabildi. Ebu Ubeyde,
bize her gün birer hurma veriyor, biz de onu emiyor; üzerine de su içiyorduk.
Hurmalar bitince o bir hurmayı da arar olduk. Sonra sopalarımızIa ağaçların
yapraklarını silkeleyip yemeye ve üzerine su içmeye başladık.
Hadisi aktarıp şöyle
devam etti: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğimizde:
"Yanınızda (deniz kenannda gördüğünüz balıktan) balinanın etinden bir şey
var mı?" diye sorunca, biz: "Evet" karşılığını verdik.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bize ondanyediriniz"
buyurdu. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kurutulmuş balina etinden bir
parça gönderdik. Resulullah ta (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdiğimiz
parçayı yedi.
*Hadisi Sahih'te olan uzunca bir metinle zikretti. Fakat
orada ifade: "Üç yüz kişiydik"; burada ise: "Altıyüz on
küsur" şeklindedir.
Taberani,
el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Zem'a b. Salih zayıftır.
18276- Talha b. Amr
nakleder: Medine'de, yanında kalacağı kimsesi olmayan birisi Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiği zaman, Suffe ashabının yanında
kalırdı. Benim de Suffe ashabından akranlarım vardı. İki günde bir,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından bize iki müd hurma
gönderirdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazlardan birindeyken
bir kişi: "Ya Resulallah! Hurma karınlarımızı helak etti. Üzerimizdeki
keten elbiseler eskiyip yırtıldılar" diye seslendi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) namazı bitirince kalkıp Allah'a hamd ve sena etti, sonra
kavminin (Mekke'de) kendisine çektirdiği zorlukları anlatarak şöyle dedi:
"Ben ve ashabım,
yiyecek olarak yanımızda sadece misvak ağacının meyvelerinin olduğu on küsur
gün geçirdik. Ensar'dan olan kardeşlerimizin yanına geldiğimizde yemeklerini
bizimle paylaştılar. Yemeklerinin çoğu da hurma ve süttÜ. Kendisinden başka
ilah olmayana yemin ederim ki; eğer sizin için ekmek ve eti bulabilseydim onu
size verirdim. Umulur ki öyle bir zamana yetişeceksiniz ki, sizden biri
Kabe'nin örtüldüğü gibi giyinecek ve sabah akşam kendisine yemek tabaklarıyla
yemekler gelecektir. "
*Taberani ve yakın metinle şu ifadelerle Bezzar rivayette bulundu:
"Birimiz Medine'ye geldiğinde, tanıdığı varsa onun yanında konaklardı.
Eğer tanıdığı yoksa Suffe'de konaklardı. Benim de tanıdığım olmadığı için
Suffe'de konakladım ve (aralarında sorun olan) iki kişinin arasını buldum. Her
gün bize Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki müdd hurma
gelirdi." Hadisin kalan kısmı yukarıdakine benzer şekildedir. Bezzar'ın,
Muhammed b. Osman el-Ukayli dışındaki ravileri, Sahih'in ravileridir. O da
güvenilirdir.
18277- Fadale el-Leysi
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittiğimizde,
tanıdığı olan onun yanında konaklardı. Tanıdığı olmayan ise Suffe'de kalırdı.
Benim de tanıdığım olmadığı için Suffe'de konakladım. Bir Cuma günü bir kişi:
"Ya Resülallah! Hurma (yemekten) karrumız helak oldu" diye
seslenince, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Önünüze
yemeklerden biri gelip diğeri gidecek ve sizin de Kabe'nin örtüldüğü gibi
giyineceğiniz gün yakındır" veya "sizden yaşayan bunu
görecektir" buyurdu.
*Taberani, hocası Mikdam b. Davud'dan rivayet etti. O da
zayıftır. Güvenilir olduğunu söyleyenler de vardır. Diğer ravileri
güvenilirdir.
18278- Abdullah b.
Mes'üd bildiriyor: Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının yüzündeki
açlık ifadesini görünce şöyle buyurdu: "Gözünüz aydın. Size öyle bir zaman
gelecektir ki; sizden birine tirit çanağının biri gelip biri gidecektir."
Sahabe: "Ya Resülallah! O gün biz hayır üzere mi olacağız?" diye
sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizin bu günkü
haliniz, o günkü halinizden daha hayırlı olacaktır" buyurdu.
*Bezzar rivayet etti. isnadı ceyyiddir.
18279- Abdullah b. Yezid
el-Hatmi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu
nakleder: "Siz, bu gün mü, yoksa önünüze yemeklerden biri gelip diğerinin
gideceği, sabah bir elbise akşam bir elbise giyeceğiniz ve evlerinizi Kabe'nin
örtüldüğü örtülerle kaplayacağınız gün mü hayır üzeresiniz?" Bir kişi:
"Biz o gün daha iyi halde olacağız" deyince, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Hayır, siz bugün daha iyisiniz" buyurdu.
*Taberani rivayet etti. Güvenilir bir ravi olan Ebu Cafer
el-Hatm'i dışındaki ravileri Sahih'in ravileridir.
18280- Ebu Cuhayfe,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor:
"Dünya sizin önünüze serilecektir. Hatta evlerinizi Kabe'nin süslendiği
gibi süsleyip donatacaksınız." Biz: "Biz bu günkü dinimiz üzereyken
mi böyle olacak?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bu günkü dininiz üzereyken" buyurdu. Biz: "Bizler bugün mü daha
iyiyiz, yoksa o zaman mı (iyi olacağız)?" diye sorunca, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır, siz bugün daha iyisiniz"
buyurdu.
*Bezzar rivayet etti. Güvenilir bir ravi olan Abdulcebbar b.
el-Abbas eş-Şibamı dışındaki ravileri, Sahih'in ravileridir.
18281- Ebu Cuhayfe der
ki: Tirit yedikten sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
gittim ve yanındayken geğirdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana
şöyle dedi: "Ey Ebu Cuhayfe! Kıyamet günü, insanların en uzun süre aç
kalacak olanlan, dünyada en fazla tok olanlardır. "
*Bezzar iki isnadla rivayet etti. Birisi güvenilirdir.
18282- Ali b. el-Akmar,
babasından nakleder: Ali b. Ebi Talib'i, Küfe meydanında kılıcını satışa
sunmuş, şöyle derken gördüm: "Kim benden bu kılıcı satın alır?"
Vallahi bununla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birden çok
tehlikeyi savmışım. Eğer bir gömlek alacak param olsaydı bu kılıcı
satmazdım."
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Süleyman
b. el-Hakem zayıftır.
18283- Ebu Berze
bildiriyor: Bir gazvedeyken, müşriklerden bazılarıyla karşılaştık. Onları ekmek
pişirdikleri tandırlarından uzaklaştırdık ve gidip (ekmeklerden) yemeye başladık.
Cahiliye döneminde ekmek yiyen kişinin şişmanlayacağını duymuştuk. Bu sebeple
bizden kim ekmek yediyse şişmanlayıp şişmanlamadığını görmek için koltuk
altlarına bakıyordu.
18284- Bir rivayette
ifade şöyledir: "Hayber savaşında Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) beraberken müşrikleri halis undan olan ekmeklerinden mahrum
etmiştik."
*Taberani hepsini rivayet etti. Ravileri Sahıh'in
ravileridir.
18285- Abs oğullarından
bir kişi bildiriyor: Selman ile beraber Dicle kenarında yürürken: "Ey
Abs'lı kardeşim! in ve (Dicle nehrinden) su iç!" dedi. Ben inip su içince,
bir daha: "iç!" dedi. Ben yine içince: "içtiğin su Dicle'den ne
eksiltti?" diye sordu. Ben: "Ne eksiltebilir ki?" karşılığını
verince: "ilim de böyledir. Ondan alınır, ama o eksilmez" dedi.
Sonra:
"Bineğine bin"
dedi ve bineğime binip buğday ve arpa yığınlarının yanından geçtik. Selman:
"Sence bu malın bize verilip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ashabına verilmemesi, bizim için hayır, onlar için şer olan bir sebeple
mi" diye sordu. Ben: "Bilmiyorum" deyince: "Ama ben
biliyorum. Bunun böyle olması bizim için şer, onlar için hayırdır" deyip
şöyle devam etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Allah'a
kavuşuncaya kadar, üç gün arka arkaya karnını doyurmadı."
*Taberani rivayet etti. Ravilerden ismi verilmeyen birisi
vardır. Diğer ravileri güvenilir bulunmuştur.
18286- Ümmü Süleym der
ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarından birisinin
odasındaydım ve Resulullah ta (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oradaydı. Bir kişi
gelip O'na (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yokluktan yakındı. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sabret. Vallahi Muhammed'in ailesinin
evinde yedi gündür hiçbir şey yoktur. Üç gündür de tencerenin altında ateş
yanmadı. Vallahi Allah'tan, Tihame dağlarını benim için altın yapmasını
isteseydim yapardı" buyurdu.
*Taberani rivayet etti. Ravilerden Haccac b. Ferruh çok zayıf
olmasına rağmen ibn Hibban tarafından güvenilir bulunmuştur. Diğer ravileri,
Sahıh'in ravileridir.
18287- Şifa binti
Abdillah bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ondan bir şey
istemek için gittim. O bana istediğimi veremediği için özür diliyor, ben ise
ona sitem ediyordum. Namaz vakti gelince çıkıp kızımın evine gittim. Kızım
Şurahbil b. Hasene ile evliydi. Şurahbil'i evde buldum ve: "Namaz vakti
geldiği halde sen hala evde misin?" demeye başladım. Şurahbil: "Ey
teyzel Bana sitem etme! Çünkü bir elbisem vardı. Onu da Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ödünç aldı" dedi. Bunun üzerine şöyle dedim: "Anam,
babam sana feda olsun. O bu haldeyken ve ben bilmeden ona sitem mi
ediyorum." Şurahbil: "(Her zaman giymediği için) bir yere
kaldırdığımız bir zırhın dışında giyecek hiçbir şey yoktu" demiştir.
*Taberani rivayet etti. Ravilerden Abdulvehhab b. ed-Dahhak
metruktur.
18288- Ümmü Seleme
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar ona gelen
malın çoğunu bilirim. Bir gece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içinde sekiz
yüz dirhem bulunan bir çanta ve sahife geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) o gün sırası bende olduğu için çantayı bana yolladı ve yatsıdan sonra
kendisi de gelerek odamda namazgahta namaz kıldı. Ben ikimiz için yer
hazırladım. O ise namazı uzattıktan sonra namazı bıraktı, sonra bir daha namaza
döndü Bu hal, sabah namazına çağrılana kadar devam etti. Sabah namazını kılıp
gelince:
"Dün beni fitneye
düşüren çanta nerede?" dedi ve çantayı getirtip içindekileri (sahabe
arasında) taksim etti. Ben: "Ya Resulallah! (Dün gece) daha önce
yapmadığın şeyi yaptın" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Namaz kılarken aklıma geliyordu. Namazı bırakıp çantaya bakıyor,
sonra dönüp namaz kılıyordum" buyurdu.
İnfak bölümünd, .... bu
hadisin değişik yollardan rivayeti geçmiş ve orada çantadaki dirhemleri
dağıtmadan vefat etmekten endişe ettiği belirtilmişti.
*Taberani bazılarının ceyyid olduğu değişik yollarla rivayet
etti.
18289- Sehl b. Sa'd,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor:
"Ey insanlar! Allah'tan korkunuz. Eğer Allah'tan korkarsanız, sizi Şam'ın
yağı ve tahılıyla doyuracağı gün yakındır."
*Taberani rivayet etti. Ravilerden Abdulmuheymin b. Abbas
zayıftır.
18290- Abdullah b.
Mes'ud der ki: "Siz Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından
daha fazla namaz kılıp çalışlığınız halde onlar sizden daha hayırlıydı."
Yanındakiler: "Hangi amelleriyle ey Ebu Abdirrahman?" diye sorunca,
İbn Mes'ud: "Onlar, dünyada sizden daha zahid, ahireti daha çok arzulayan
kişilerdi" dedi.
*Taberani rivayet etti. Ravilerden ibn Mes'ud'un öğrencisi
Umara b. Yezıd'i tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir.
18291-Ali b. Bezime der
ki: "Selman'ın eşyaları satıldığında, parası on dört dirhem tuttu."
*Taberani rivayet etti. isnadı kopuktur.
18292- Ebu Rafi'nİn
hanımı Selma bildiriyor: Hasan b. Ali, Abdullah b. Cafer ve Abdullah b. Abbas
yanıma gelip: "Bize, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemeyi
sevdiği bir yemek yap" dediler. Ben: "Eyoğullarım! (Size o yemeği
yapacak olsam) bugün onu beğenmezsiniz" dedim ve kalkıp arpa öğüttüm.
Öğütmüş olduğum arpayı savurdum ve ondan ekmek yaptım. Katık olarak zeytinyağı
koydum. Üzerine karabiber serpip bunu onlara takdim ettim ve: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu severdi" dedim.
*Taberani rivayet etti. ibn Ebi Rafi'nin azatlısı Faid
dışındaki ravileri, Sahih'in ravileridir. O da güvenilirdir.
18293- Ebu Musa
anlatıyor: Bizi, Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraberken
görseydin, koyunlar gibi koktuğumuzu görürdün. (O zaman) yünden yapılmış
elbiseler giyerdik ve yiyeceğimiz de iki siyah adıyla anılan hurma ve su
idi."
*Ebu Ya'la muhtasar olarak rivayet etti.
Taberani,
el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravileri Sahıh'in ravileridir.
18294- Hz. Aişe der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içinde süt ve bal bulunan bir bardak
getirdiler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bir içmeye iki
içecek mi, bir bardakta iki şey mi! Benim buna ihtiyacım yoktur. Ben bunun
haram olduğunu söylemiyorum, ama kıyamet günü Allah'ın beni dünyanın lüksünden
hesaba çekmesini istemiyorum ve Allah'a karşı mütevazı oluyorum. Kim Allah için
mütevazı olursa, Allah onu yüceltir. Kim büyüklenirse Allah onu alçaltır. Kim
tutumlu olursa Allah onu varlıklı yapar. Kim ölümü çokça hatırlarsa Allah onu
sever."
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden
Nu'aym b. Muvarri' el-Anberi, ibn Hibban tarafından güvenilir bulunmuştur.
Birden çok kişi de zayıf olduğunu söylemiştir. Diğer ravileri güvenilirdir.
18295- Ebu Hureyre
bildiriyor: Aylar geçer, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesinin
evlerinde ne kandil, ne de ateş yanardı. Eğer zeytin yağı bulurlarsa onu
sürünürler, iç yağı bulduklarında ise yerlerdi.
*Ebu Ya'la rivayet etti. Ravilerden Osman b. Ata el-Horasani
zayıftır. Duhaym ise güvenilir olduğunu söylemiştir. Diğer ravileri
güvenilirdir.
18296- Ebu Zer,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor:
"Benim için en sevgiliniz ve bana en yakın olanınız, bana bıraktığım hal
üzere kavuşandır.''
*Bezzar rivayet etti. Ravilerden Musa b. Ubeyde er-Rebezı
zayıftır.
18297- İbn Abbas,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:
"Uhud dağı benim için altın olsa ve onu Allah rızası için dağıtsam,
öldüğüm zaman, eğer varsa borçlu olduğum kişiye verilmek üzere olanı dışında
bir dinarının bile kalması beni sevindirmez. ''
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman geriye, dinar, dirhem, köle veya cariye
bırakmadı. Zırhını otuz sa arpa karşılığı rehin bırakmıştı.
*Tirmizi rivayet etti. ibn Mace bir kısmını rivayet etti.
*Bezzar rivayet etti.
isnadı hasendir.
18298- Enes b. Malik
anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdiğimde (hurma
yaprağından) iple örülmüş bir sedirin üzerinde uzanmıştı. Başının altında ise
lifle doldurulmuş deriden yapılma bir yastık vardı. O arada, yanına bir grup
sahabe daha girdi. Ömer de girdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sedirin üzerinde dönünce, Ömer, Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sedirdeki ipler arasında giysi / bez olmadığını ve iplerin Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarında iz bıraktığını görünce ağladı.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Neden ağlıyorsun ey Ömer?" diye sorunca, Ömer:
"Vallahi biliyorum ki sen Allah katında Kisra ve Kayserıden daha
değerlisin. Fakat onlar dünyada fesat çıkarıyorlar (buna rağmen müreffeh bir
hayat yaşıyorlar.) Sen ise işte gördüğüm bu haldesin" dedi. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dünyanın onların, ahiretin ise bizim
olmasına razı olmaz mısın?" deyince, Ömer: "Razı olurum" dedi. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İşte durum böyle"
buyurdu.
*Ahmed ve Ebu Ya'la rivayet ettiler. Ahmed'in, Mübarek b.
Fadala dışındaki ravileri, Sahıh'in ravileridir. Onu da bazıları güvenilir
bulmuş, bazıları ise zayıf olduğunu söylemiştir.
18299- İbn Abbas bildiriyor:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına giren Hz. Ömer, altındaki
hasırın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bedeninde iz bıraktığım
görünce: "Ya Resulallah! Kendine bundan daha yumuşak bir döşek alsan daha
iyi olmaz mı?" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Dünyadan bana ne? Canım elinde olana yemin ederim ki; ben ve dünya, bir
yaz gününde yolculuk eden birinin, bir ağacın gölgesinde bir saat dinlenip
sonra ağacı terk edip giden gibidir" buyurdu.
*Ahmed, Taberani ve Bezzar rivayet ettiler. Ahmed'in,
güvenilir bir ravi olan Hilal b. Habbab dışındaki ravileri, Sahih'in
ravileridir.
18300- Abdullah b.
Mes'ud bildiriyor: Güvercin yuvası gibi olan bir odada, bir hasırın üzerinde
yatmakta olan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdim. (Onu
bu halde görünce) ağladım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Neden ağlıyorsun ey Abdullah?" diye sorunca, ben:
"Ya Resulallah!
Kisra ve Kayser ipek işlemeH kumaşlar, ibrişim ve ipekler üzerinde otururken, sen
yanlarında iz bırakan şu hasırın üzerinde yatıyorsun" dedim.
Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ağlama ey Abdullah! Dünya onların, ahiret
ise bizimdir. Benim dünya ile ne alakam var. Benim ve dünyanın misali, bir
ağacın altında konaklayıp sonra onu bırakarak yoluna devam eden yolcu
gibidir" buyurdu.
*Taberani rivayet etti. Ravilerden (kör) A'meş'in rehberi
Ubeydullah b. Said'i ibn Hibban güvenilir bulmuş, bazıları ise zayıf olduğunu
söylemiştir. Diğer ravileri güvenilirdir.
18301- Cundub
bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmağı yaralanıp
kanayınca şöyle dedi:
Sen kanayan bir
parmaktan başka bir şey misin? Bu da Allah yolunda olmuştur.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) taşınıp hurma yaprağından örülmüş bir sedire kondu. Başının
altına da deriden içi lifle doldurulmuş deri bir yastık yerleştirildi. Sedirin
ipleri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarında iz bırakınca Ömer
b. el-Hattab gelip (Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bedenindeki
izleri gördü ve) ağladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Neden
ağlıyorsun?" diye sorunca, Ömer: "Ya Resulallah! Kisra ve Kayser
altın sedirlerde oturuyorlar, ipek ve atlastan yapılmış elbiseler
giyiyorlar" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Dünyanın onların, ahiretin ise bizim olmasına razı olmaz mısın?"
buyurdu.
*Sahlh'te: "Sen kanayan bir parmaktan başka bir şey
misin Bu da Allah yolunda olmuştur" kısmı vardır.
Taberani rivayet etti.
Ravilerden Ömer b. Ziyad'ı ibn Hibban güvenilir bulmuş, ama kendisinde zayıflık
vardır. Diğer ravileri, Sahlh'in ravileridir.
18302- Hz. Aişe
bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kamıştan örülmüş bir
sediri vardı. Üzerinde de siyah bir örtü bulunuyordu. Resulullah'ı (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) sedire oturttuk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sedirde otururken yanına Ebu Bekr ve Ömer geldiler ve sedirin Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarında bıraktığı izi görünce ağlamaya
başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Neden
ağlıyorsunuz?" diye sorunca, onlar: "Ağlıyoruz çünkü bu sedir senin
yanlarında iz bırakmış. Kisra ve Kayser ise halis ipekten yapılmış döşeklerde
oturuyorlar" dediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kisra ve Kayser'in
varacağı yer cehennemdir. Benim bu sedirimin varacağı yer ise cennettir"
buyurdu.
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden,
Nısabur'da ikamet eden Abdulazız b. Yahya el-Medeni hadis uydurmakla
suçlanmıştır.
18303- Ebu Hureyre
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarından -Şu'be dedi
ki: "Zannedersem- bir ay uzak durdu (uzak durmaya yemin etti). Bir hasırın
üzerinde yatarken Hz. Ömer geldi ve hasırın, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yanlarında iz bıraktığını görünce şöyle dedi: "Ya Resulallah!
Kisra -zannedersem Kayser de dedialtın ve gümüş kaplarla içiyorlar, sen ise bu
durumdasın."
Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlara nimetleri bu dünya hayatında
verildi" dedi: (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarının
yanına gitmek istediğinde kendisine henüz yirmi dokuz gün olduğu söylenince)
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): " Bir ay yirmi dokuz gündür
böyle böyle (Yirmi dokuz da otuz da çekebilir)" diyerek (on parmağını
gösterip) üçüncüsünde başparmağını büktü.
*Bezzar rivayet etti. Ravilerden Davud b. Ferahic'i bazıları
güvenilir bulmuş, bazıları ise zayıf olduğunu söylemiştir. Diğer ravileri,
Sahih'in ravileridir.
18304- Ali b. Ebi
Talib'den nakledilir: Hz. Ali, Hz. Fatıma'nın yanına gidip: "Büyük kovayla
su çekmekten göğsüm ağrıyar" dedi. Fatıma da: "Vallahi! Benim de,
değirmenle un çekmekten ellerim ağrıyar" dedi. Ali: " Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip sana bir hizmetçi vermesini söyle"
deyince, Fatıma Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip selam verdi.
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Neden geldin?" diye
sorunca:
"Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam vermeye geldim" dedi.
Ali'nin yanına
döndüğünde: "Vallahi! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
heybetinden, kendisiyle konuşamadım" dedi. İkisi birden Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gidince: "Sizi buraya getiren sebep
nedir? -zannedersem şöyle dedi- "Bir ihtiyacınız mı var?" buyurdu.
Ali: "Evet ya Resulallah! Büyük kovayla su çekmekten göğsümün ağrıdığını
Fatıma'ya söyledim, o da değirmenle un öğütmekten ellerinin ağrıdığını söyledi.
Yanına, Allah'ın sana verdiklerinden (esirlerden) bize bir hizmetçi vermen için
geldik" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır;
bunu onlara yedirecek bir şey bulamadığım için açlıktan iki büklüm olmuş Suffe
ahalisine infak edeceğim" dedi. Ali ile Fatıma geri dönüp akşam vakti
yataklarına girdiklerinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına
geldi. Ali ile Fatıma kadife bir örtüyle örtünmüşler, yastık olarak ta aHa
doldurulmuş bir yastıkları vardı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bunu evlendiklerinde onlara vermişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
onları boş çevirdiği için ağırlarına gitmişti. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) geldiğini duyduklarında kalkmak istediler, ama Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yerinizde kalınız" diyerek örtünün
bir kenarına oturdu.
Sonra şöyle dedi:
"Bana, size hizmetçi vermem için geldiniz. Ben size hizmetçiden daha
hayırlı bir şey bildireceğim. Her namazdan sonra on defa ‘‘Elhamdulillah’‘ on
defa ‘‘Sübhanallah’‘, on defa ‘‘Allahu ekber’‘ deyiniz; gece yatağınıza
girdiğiniz zaman ise, otuz üç defa ‘‘Sübhanallah’‘ otuz üç defa
‘‘Elhamdulillah’‘ otuz dört defa ‘‘Allahu Ekber’‘ deyiniz. Bunun toplamı yüz
eder. "
*Hz. Ali'nin bu hadisi, Sahlh ve başkasında bundan daha kısa
bir metinle geçmiştir. *Bezzar rivayet etti. Ravilerden Ata b. es-$aib ahir
ömründe ez beri bozulmuştur.
Diğer ravileri
güvenilirdir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Kıyametin
Alametleri ve Kopması