MECMAU ZEVAİD |
TEFSİR |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Nahl Suresi 72 - 88 -
90 - 120
**************************
Yüce Allah'ın Ayetinde
[Nahl, 72] Geçen "...." ifadeleri Hakkında
**************************
11116. Zir anlatıyor:
Mushafa bakarak Abdullah (b. Mes'üd)'a sorular soruyordum. "Eşlerinizden
de sizler için oğullar (benın) ve torunlar (hafede) yarattı" ayetine
gelince bana Abdullah: "Hafede ne demektir? Biliyor musun?" diye
sordu. "Kişinin maiyeti" dedim. "Hayır. Bundan maksat,
damatlardır" dedi.
11117. Diğer bir rivayet
ise şöyledir: "Evet. Kişinin ahfadı, çocuklarından ve çocuklarının
çocuklarından olan neslidir" dedim. "Hayır. Maksat, hısımlardır"
dedi.
*Bunu Taberani, rivayet etmiş olup ravilerinden Asım b. Ebi'n-Nucud
zayıf olmakla beraber hadisi hasen derecesindedir. Diğer ravileri ise Sahih'in
ravileridir.
**************************
Yüce Allah'ın
''Yaptıkları Bozgunculuklara Karşılık Onların Azaplarını Kat Kat Artırırız''
Ayeti [Nahl, 88]
**************************
11118. Abdullah b.
Mes'üd, Yüce Allah'ın "Yaptıkları bozgunculuklara karşılık onların
azaplarım kat kat artırırız" ayeti ile ilgili olarak "Yani uzun hurma
ağaçları kadar kıskaçları bulunan akrepleri(n sayısı) artırılır" demiştir.
*Bunu Taberani, birkaç farklı isnadla rivayet etmiş olup
birinin ravileri Sahih'in ravileridir.
**************************
Yüce Allah'ın ''Muhakkak
ki Allah Adaletli İyiliği.... Emreder'' Ayeti [Nahl, 90]
**************************
11119. Şehr bildiriyor:
Bana İbn Abbas nakletti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evinin
avlusunda otururken Osman b. Maz'un çıkageldi. Allah Resulü'ne (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bakıp güldü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Oturmaz mısın?" diye sorunca Osman: "Hay hay oturayım"
dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onun tam karşısına oturdu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) konuşurken birden gözlerini semaya
doğru dikti ve bir müddet öyle baktı. Sonra bakışını indirerek sağ tarafından
yere doğru bakmaya ve bir ara da başını öne doğru eğmeye başladı. Sanki
kendisine söylenen bir şeyi anlamaya çalışıyordu. İbn Maz'un da ona bakıyordu.
İstediğini alıp kendisine söyleneni anlayınca bakışlarını, daha evvel yaptığı
gibi tekrar semaya doğru çevirdi ve (bir varlık) semada iyice kayboluncaya
kadar Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gözüyle onu izledi. Ardından
ilk oturuşu gibi oturarak yönünü Osman'a çevirdi. Osman: "Ey Muhammed! Bu
zamana kadar (bir çok kere) senin yanına geldim, seninle birlikte oturup sohbet
ettim. Ama seni hiç bu sabah yaptığın gibi yaparken görmedim (neden)?"
diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne yaptım ki?"
deyince Osman:
"Bakışlarını göğe
doğru diktiğini, bir müddet sonra bakışlarını indirerek sağ yanından yere doğru
çevirdiğini gördüm. Sonra yere doğru eğildin ve beni unuttun. Başını aşağıya
doğru eğmeye başladın. Sanki sana söylenen bir şeyi anlamaya çalışıyor
gibiydin" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen bunu
fark ettin mi?" deyince Osman: "Evet" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Biraz evvel sen otururken bana Rabbimin
elçisi geldi" buyurdu. Osman: "Allah'ın elçisi mi?" deyince
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Evet" dedi. Osman:
"Peki ne söyledi?" diye sorduğunda Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya
yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklar. O düşünüp
tutasınız diye size böyle öğüt verir."[Nahl, 90]
Osman der ki: İşte o
zaman iman kalbime yerleşti ve artık (bundan sonra) Muhammed'i (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) sevdim.
*Bunu Ahmed b. Hanbel ve Taberanı rivayet etmiş olup
ravilerinden Şehr'in zayıf yönü bulunmakla beraber bunun bir zararı yoktur.
Ayrıca Ahmed b. Hanbel ve bir grup bilgin tarafından güvenilir olarak da
değerlendirilmiştir. Kalan raviler ise güvenilir kimselerdir.
11120. Osman b. Ebi'l-As
anlatıyor: Allah Resülü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturuyordum.
Birden gözlerini iyice açtı, sonra bakışlarını (yere doğru) doğrulttu.
Neredeyse gözünü yere yapıştıracaktı. Sonra şöyle buyurdu:
"Yamma Cebrail
geldi ve bana bu fiyeti şu surenin şu yerine koymamı emretti: "Muhakkak ki
Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalığı
ve azgınlığı yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size böyle öğüt
verir."[Nahl, 90]
*Bunu Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup senedi hasendir.
11121, Ebu'd-Duha anlatıyor:
Mesrük ile Şuteyr b. Şekel mescitte bir araya geldiler. Mesrük dedi ki: Sen
Abdullah b. Mes'üd'un şöyle dediğini işittin mi: Kur'an'da helal ve haramı,
emir ve yasağı en iyi özetleyen ayet şudur: "Muhakkak ki Allah adaleti,
iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı
yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size böyle öğüt verir." [Nahl, 90]
Şuteyr: "Evet"
deyince Mesrük: "Bunu ben de işittim" dedi.
*Hadisi Taberanı, Talak süresinde gelecek uzunca bir hadis
içerisinde rivayet etmiş olup ravilerinden Asım b. Behdele güvenilir olmakla
beraber zayıf yönü de vardır. Diğer ravileri ise Sahih'in ravileridir.
**************************
Yüce Allah'ın
"Ibrahim Gerçek Bir Önder Idi'' [Nahl, 120] Ayeti
**************************
11122. Mesruk'un
bildirdiğine göre Abdullah (b. Mes'ud) der ki:
"Muaz, şüphesiz
Allah'a boyun eğen ve O'na yönelen bir önderdi; puta tapanlardan değildi."
Bunun üzerine Eşca' kabilesine mensup biri olan Ferve: "Galiba (sözünü
ettiği kişinin Kur'an'da geçen) İbrahIm olduğunu unuttu" deyince Abdullah:
"Kim unutmuş? Biz Muaz'ı İbrahIm'e benzetirdik" dedi.
Sonra ona ümmet kelimesi
soruldu. "İyiliği öğreten muallim, demektir" dedi.
Kanit kelimesi soruldu.
"Allah'a ve Resulüne itaat eden, demektir" dedi.
*Bunu Taberan!, birkaç isnadla rivayet etmiş olup bir
kısmının ravileri, Sahih'in ravileridir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
İsra Suresi 13 -
21 - 26 - 46 - 59 - 79 - 78 - 79 - 81 - 110 - 86 - 111