MECMAU ZEVAİD |
TEFSİR |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Al-i İmran 113-114 -
118 - 125 - 133 - 146 - 152 - 154 - 161 - 169 - 180 - 190 - 191
*****************************
Yüce Allah'ın
"Hepsi Bir Değildir" Ayeti [Al-i İmran, 113, 114]
*****************************
10899. İbn Abbas
anlatıyor: Ne zaman ki Abdullah b. Selam, Sa'lebe b. Sa'ye, Esed b. Ubeyd ve
Yahudilerden İslamiyet'i seçen daha başkaları Müslüman oldular, inanıp tasdik
ettikler, İslam'a meylettiler. Bunun üzerine Yahudi alimleri şöyle dediler:
"Bunlar, küfür ehlidir. Muhammed'e bizim en kötülerimizden başkası inanıp
tabi olmamıştır. Eğer onlar bizim en hayırlılarımızdan olsalardı, atalarının
dinini terk etmezlerdi." Bunun üzerine Yüce Allah şu ayetleri indirdi:
"Hepsi bir değildir; Kitap ehli içinde istikamet üzere olan bir topluluk
vardır ..... Işte bunlar salihlerdendirler."
*Bunu Taberani, rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir
kimselerdir kimselerdir.
*****************************
Yüce Allah'ın "Ey Iman
Edenler! Sizden Olmayanları Sırdaş Edinmeyin" Ayeti [Al-i İmran, 118]
*****************************
10900. Ebu Umame'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yüce Allah'ın
"Ey inananlar! Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size
fenalık yapmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kin ve
düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerden) belli olmaktadır. Kalplerinde
sakladıkları ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, şüphesiz size
ayetlerimizi açıklamış bulunuyoruz" ayetinden maksat: "Bunlar,
Haricilerdir" buyurmuştur.
*Bunu Taberani. ceyyid bir ravi zinciriyle rivayet etmiştir.
*****************************
Yüce Allah'ın
"Nişanlı Beş Bin Melek" Ayeti [Al-i İmran, 125]
*****************************
10901. İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "...
(nişanlı)" kelimesini şöyle açıklamıştır: "İşaretli (beş bin melek).
Meleklerin Bedir savaşındaki işaretleri siyah renkli sarıklar, Uhud savaşındaki
işaretleri ise kırmızı renkli sarıklardı."
*Bunu Taberani, rivayet etmiş olup ravilerinden Abdülkuddüs
b. Habib metruktur.
*****************************
Yüce Allah'ın
"Genişliği Gökler ve Yer Kadar Olan Cennet ... "[Al-i İmran, 133]
Ayeti
*****************************
10902. Ebu Hureyre'nin
anlattığına göre bir adam Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gelerek: "A yette ‘‘Genişliği gökler ve yer kadar olan cennet...’‘ diye
bahsedilmektedir. Öyleyse cehennem nerededir?" diye sordu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ona şu soruyla karşılık verdi:
"Geceyi düşün. Gece
karanlığı basar ve sonra yok olur gider. Bu durumda gündüz nerededir?"
Adam: "Allah'ın dilediği bir yerde" deyince Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Aynı şekilde cehennem de Allah'ın dilediği bir yerde
olur" buyurdu.
*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in
ravileridir.
*****************************
Yüce Allah'ın "Nice
Peygamberler Vardı ki..." Ayeti [Al-i İmran, 146]
*****************************
10903. Abdullah (b.
Mes'ud), "Nice peygamber vardır ki beraberlerindeki birçok Allah eriyle
birlikte öldürülmüşlerdir" ayetinde konu edilen Allah erlerini
"binlerce" diye açıklamıştır.
*Bunu Taberanl, rivayet etmiş olup ravilerinden Asım b.
Behdele'yi Nesai ve başkaları güvenilir bulurken bir grup bilgin zayıf olarak
değerlendirmiştir.
*****************************
Yüce Allah'ın
"Dünyayı İsteyeniniz de Vardı ... " Ayeti [Al-i İmran, 152]
*****************************
10904. Abdullah b.
Mes'ud der ki: Uhud savaşı sırasında hakkımızda "Dünyayı isteyeniniz de
vardı, ahireti isteyeniniz de vardı" ayeti ininceye kadar Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından kimsenin dünyayı isteyeceği hiç aklıma
gelmezdi.
*Bunu el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberanı ve uzunca bir hadis
içerisinde Ahmed b.
Habel rivayet etmiş olup
-Uhud savaşı bahsine bakın- Taberanı'nin ravileri, güvenilir kimselerdir.
*****************************
Yüce Allah'ın
"Sonra Tasanın Ardından Size Güven Duygusu Verdi" Ayeti [Al-i İmran,
154]
*****************************
10905. Abdurrahman b.
Avf, Yüce Allah'ın "Sonra tasanın ardından size güven duygusu verdi; bir
kısmınızı saran bir uyuklama hali indirdi" ayetini "Yani, Uhud savaşında(n
sonra) uyuklamamıza imkan verdi" diye açıklamıştır.
*Bunu Taberani, rivayet etmiş olup ravilerinden Dırar b.
Sured zayıftır.
10906. Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: "Savaş sırasında gelen uyuklama, Yüce Allah'ın verdiği bir
güvendir. Namaz sırasındaki uyuklama ise şeytandandır."
*Bunu Taberani, rivayet etmiş olup ravilerinden Kays b.
er-Rabi'yi, Şu'be ve başkaları güvenilir kabul ederken, bir grup zayıf
görmüştür.
*****************************
Yüce Allah'ın "Bir
Peygambere Ganimete / Emanete Hıyanet Etmek Yaraşmaz ... " Ayeti [Al-i
İmran, 161]
*****************************
10907. İbn Abbas,
"Bir peygambere ganimete / emanete hıyanet etmek yaraşmaz ... "
ayetini "Yani bir peygamberi ashabının böyle bir suçla itham etmesi
yakışık almaz" diye açıklamıştır.
*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup ravileri, Sahi'h'in
ravileridir.
10908. İbn Abbas
anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ordu hazırlayıp
sefere gönderdi ve sancak geri geldi (yani ordu selametle geri döndü). Sonra
bir ordu daha gönderdi. Onun da sancağı geri geldi. Sonra bir ordu daha
gönderdi. Onun da sancağı geri geldi.. Ama ganimet mallan arasından, altından
yapılma bir ceylan başı çalınmıştı. Bunun üzerine" Bir peygambere ganimete
/ emanete hıyanet etmek yaraşmaz ... "[Al-i İmran, 161] ayeti nazil oldu.
*Bunu Taberani. rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir
kimselerdir.
*****************************
Yüce Allah'ın"
Allah Yolunda Öldürülenleri Sakın Ölüler Sanmayın" Ayeti [Al-i İmran, 169]
*****************************
10909. Mesruk anlatıyor:
Abdullah (b. Mes'ud)'a "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın;
bilakis onlar diridirler ve Rableri katında rızıklanırlar" ayetinin
manasını sorduk. Şu karşılığı verdi: Allah katında şehitlerin ruhları yeşil
kuşlara benzer. Onlar için Arş'a asılmış kandiller bulunmaktadır ve cennette
diledikleri yere uçarlar.
Rabbin onları ilk defa
gördüğünde "İstediğiniz bir şey var mı? Size olan ikramımı
artırayım?" buyurur. Onlar da: "Ey Rabbimiz! Nasılolsa bizim cennette
istediğimiz yere uçma imkanımız yok mudur?" derler.
Sonra ikinci defa onları
görür ve "İstediğiniz bir şey var mı? Size olan ikramımı artırayım?"
buyurur. Onlar yine: "Ey Rabbimiz! Nasılolsa bizim cennette istediğimiz
yere uçma imkanımız yok mudur?" derler.
Sonra onları üçüncü kez
görür ve "İstediğiniz bir şey var mı? Size olan ikramımı artırayım?"
buyurur. Bu sefer şehitler: "(Ey Rabbimiz) ruhlarımızı bedenlerimize iade
ediver de senin yolunda savaşalım ve bu uğurda bir kere daha öldürülelim"
derler. Bunun üzerine Rableri susar, bir şey buyurmaz.
*Bunu Taberanı, rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in
ravileridir. Rivayetin başka zayıf isnadlari de bulunmaktadır.
10910. Said b. Cübeyr
anlatıyor: Uhud savaşında öldürülen Hamza ve arkadaşları (kabirlerinde) dediler
ki: "Keşke arkada bıraktıklarımız Allah'ın bize vermiş olduğu sevabın ne
olduğunu bilseler. Bu belki onları daha da cesaretlendirir." Buna muttali
olan Yüce Allah: "Ben bunu onlara bildiririm" buyurdu. Sonra Yüce
Allah "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın; bilakis onlar
diridirler"[Al-i İmran, 169] ayetini indirdi.
*Bunu Taberanı, rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir
kimselerdir. Ancak rivayet mürseldir.
*****************************
Yüce Allah'ın
"Cimrilik Edip Vermedikleri Şey Kıyamet Günü Boyunlarına
Dolanacaktır". Ayeti [Al-i İmran, 180]
*****************************
10911. Abdullah (b.
Mes'fid) "Cimrilik edip vermedikleri şey, kıyamet günü boyunlarına
dolanacaktır" ayetini şöyle açıklamıştır: Dazlak bir yılan boyunlarına
dolanır ve iki dişiyle onun başını gagalar. Cimri: "Senin benimle ne alıp
veremediğin var?" deyince yılan: "Ben senin cimrilik edip
(muhtaçlardan) esirgediğin malınım" diye karşılık verir.
10912. Yine Abdullah b.
Mes'fid'dan gelen bir başka rivayet ise şöyledir: Malı olup da onun zekatını
vermeyen kimsenin boynuna kıyamet günü dazlak bir yılan dolanarak başını
gagalar ve "Ben senin cimrilik edip de vermediğin malınım" der.
Nitekim ayette "Cimrilik edip vermedikleri şey kıyamet günü boyunlarına
dolanacaktır"[Al-i İmran, 180] buyrulmuştur.
*Bunların hepsini Taberani birkaç farklı isnadla rivayet
etmiş olup rivayetlerden birinin ravileri, güvenilir kimselerdir.
*****************************
Yüce Allah'ın "Göklerin
ve Yerin Yaratılışında ... Gerçekten Deliller Vardır" Ayeti [Al-i İmran,
190]
*****************************
10913. İbn Abbas
anlatıyor: Kureyşliler, Yahudilere giderek "Musa size ne (mucize)
getirdi?" diye sordular. Yahudiler: "Asasını ve bakanlarda şaşkınlık
yaratan parlak elini" diye cevap verdiler.
Sonra Hıristiyanlara
giderek: "İsa nasıldı?" diye sordular.
Hıristiyanlar da:
"Körü ve alacalıyı iyileştiririr, ölüleri diriltirdi" diye cevap
verdiler.
Sonra Hz. Peygamber'e
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) giderek: "Rabbine dua ediver de bizim için
Safa tepesini altına çevirsin" dediler. O da Rabbine dua etti. Bunun
üzerine şu ayet nazil oldu: "Kuşkusuz göklerin ve yerin yaratılışında,
gece ile gündüzün birbirini takip edişinde akıl sahipleri için deliller
vardır" "Öyleyse onlar üzerinde düşünsünler."
*Bunu Taberani, rivayet etmiş olup ravilerinden Yahya
el-Himmani zayıftır.
*****************************
Yüce Allah'ın
"Onlar Ayakta Dururken, Otururken .. , Allah'ı Zikrederler" Ayeti
[Al-i İmran, 191]
*****************************
10914. İbn Mes'ud, Yüce
Allah'ın: "Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her
vakit) Allah'ı anarlar" ayetini şöyle tefsir etmiştir: "Kişi ayakta
namaz kılmaya güç yetiremezse, oturarak kılar. O da olmazsa yanı üzerine
yatarak kılar."
*Bunu Taberani, kopuk bir isnadla rivayet etmiş olup
ravilerinden Cüveybir metruktur.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Nisa Suresi 10 -
15 - 22 - 24 - 29 - 31 - 36 - 41 - 104 - 48