MECMAU

ZEVAİD

DİYETLER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Kısas ve Kısas Gerektirmeyen Durumlar

 

10727. Mirdas b. Urve anlatıyor: Bir adam kardeşini vurup (öldürdükten sonra) kaçtı. Sonra onu Ebu Bekr'in yanında bulduk. Onu alıp Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına götürdük; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kısasa hükmetti.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan Muhammed b. Cabir es-Suhaymi bulunmaktadır.

 

 

 

10728. Enes'in bildirdiğine göre: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) köleden dolayı iki kişi arasında kısas yapılmasını yasaklamıştır.

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan Muhammed b. Sabit elBunani bulunmaktadır.

 

 

 

10729. İbn Abbas der ki: Bir cariye, Hz. Ömer b. el-Hattab'ın yanına gelip: "Efendim beni namusuma (zinayla) itham etti ve edep yerim yanıncaya dek ateşin üzerine oturttu" dedi. Hz. Ömer cariyeye: "Peki öyle bir şey yaplığını gördü mü?" diye sorunca cariye: "Hayır" dedi. Ömer: "Ona itirafta bulundun mu?" diye sorunca cariye yine: "Hayır" dedi. Ömer: "Adamı getirin!" diye emretti (adam getirildi). Ömer adamı görünce: "Allah'ın azabıyla mı işkence çektiriyorsun?" deyince; adam:

"Ey Müminlerin emiri! Onu namussuzlukla itham ettim!" dedi. Ömer: "Onu zina yaparken gördün mü?" diye sorunca adam: "Hayır" dedi. Ömer: "Peki sana itirafta bulundu mu?" diye soruca; adam yine:

"Hayır" dedi. Ömer: "Canım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Köle efendisinden, oğul babasından kısas yaptırılmaz’‘ dediğini duymasaydım senden onun için kısas alırdım" dedi. Ömer adamı kaldırıp yüz kırbaç vurduktan sonra cariyeye: "Git, sen Allah için hürsün. Allah'ın ve Resulü'nün mevlasısın (Artık o adamın hükmünden kurtulup hürriyetine kavuşmuşsun). Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Ateşle yakılan veya (ölünün kulak ve burnunu koparmak, gözünü oymak, karnını deşmek gibi, ölüye kötü muamelede bulunmak olan) müsle yoluyla işkenceye maruz bırakılan (köle ve cariye) hür olur! Ayrıca o kimse, Allah ve Resulü'nün mevlası (azatlısı) olur!" buyurduğuna şahitlik ederim" dedi.

 

*Derim ki: Tirmizi, hadisin bir bölümünü rivayet etti.

Hadisi Taberanı, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayettir. Zehebı, Mizanu'l-İ'tidal adlı eserinde Ömer b. Isa el-Kuraşi'yi ve bu hadisini zikretti. Ancak onunla ilgili herhangi bir cerh zikretmedi. Diğer ravileri, güvenilir sayılmıştır.

 

 

 

10730. Abdullah b. Amr b. el-As anlatıyor: Zinba' Ebü Ravh, bir kölesini bir cariyesi ile birlikte (ilişkide bulunurken) gördü; kölenin burnunu kesip hadım etti. Köle, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna gidip onu bu halde görünce: "Bunu sana kim yaptı?" diye sordu. Köle: "Zinba' yaptı" deyince Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zinba'yı çağırıp: "Seni bunu yapmaya sevk eden nedir?" diye sordu. Zinba':

"Bu köle şöyle şöyle yaptı" diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) köleye: "Git! Sen hÜrsÜn'buyurdu. Köle:

"Ben kimin mevlası (azatlısı) olacağım?" diye sorunca Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah ve Resulü'nün mevlası olacaksın" buyurdu ve Müslümanların ona sahip çıkmasını vasiyet etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince, köle Ebü Bekr'in yanına gelip: "Size Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vasiyetini hatırlatmak istiyorum" dedi. Ebu Bekr:

 

"Evet, vasiyeti yerine getirip sana ve ailene nafakanızı vereceğiz" dedi. Ebü Bekr, vefat edinceye kadar ona nafakasını verdi. Ömer halife olunca yanına gelip: "Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vasiyetini hatırlatmak istiyorum" dedi. Ömer: "Tamam Allah'ın Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vasiyetini yerine getireceğiz. Nereye gitmek istiyorsun?" deyince: "Mısır'a gitmek istiyorum" dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer, Mısır valisine mektup yazarak geçineceği bir tarla vermesini istedi.

 

*Derim ki: Hadisi Ebu Davud kısa metniyle rivayet etti.

Hadisi Ahmed rivayet etmiş olup ravileri. güvenilir kimselerdir. Daha önce (köle) Azat etme bahsinde geçmişti.

 

 

 

10731. İbn Ömer der ki: Bir gün Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cihada çıkmak istedi. Sahabeler etrafında toplamrken onu üzdüler. Bu arada Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinde dikenleri alınmış bir hurma dalı vardı. Ancak görünmeyen bir diken kalnuştı. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biraz geri çekilin! Zira beni üzdünüz" deyip hurma dalıyla bir adamın karnına vurdu; fakat adamı yaraladı. Adam saftan çekilirken: "Bu senin peygamberinin işi, başka insanların işi nasıl olur?" diyerek çekildi. Ömer onu duyunca: "Gel Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gidelim. Hz. Peygamber sana vurmuşsa, sana hakkını verecektir. Ama yalan söylüyorsan bir şeyler yapıncaya kadar sarığınla boğazını sıkacağım" dedi. Adam: "Sen selametle git! Ben seninle gitmek istemiyorum" deyince Ömer de "Seni götürmeden bırakacak değilim!" dedi ve onu alıp Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına götürdü. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna varınca: "Bu adam, senin ona hurma dalıyla vurduğunu ve karnını yaraladığını iddia ediyor" dedi. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gerçekten ben mi onun karnına vurmuşum?" diye sorunca adam: "Evet ya Resulallah!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vururken kimse gördü mü?" diye sorunca adam:

"Burada bulunan Müslümanların bir kısmı gördü" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Ben bunu gören bir adamın şahitlik edip mutlaka bana bildirmesini istiyorum" buyurdu. Müslümanlardan bazıları:

 

"Ya Resulallah! İstemeyerek onun karnını yaraladın" dediler. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vurduğumdan dolayı sana fidye vereyim" buyurunca adam: "Olmaz" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyleyse bana hakkını helal et!" buyurunca adam: "Hayır, hakkımı helal etmem!" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman ne istiyorsun?" buyurunca adam: "Ya Resulallah! Ben senden kısas istiyorum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tamam" deyince adam: "Bunların arasından çık" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların arasında çıkıp hurma dalını adama verdi ve karnını açtı. Hz. Ömer, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasından tutmak için yaklaşmak isteyince Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bizi rahat bırak! Ayakkabın bir yere takılıp düşesin ve dişlerin kınlsın!" dedi. Adam, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vurmak için yaklaştığı vakit, hurma dalını bırakıp Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) göbeğini öptü ve: "Ya Resulallah! Benim istediğim buydu. Zira senden sonra zorbaları dize getirebilelim" dedi. Bu durumu Ömer görünce: "Sen benden daha sağlam iş yapıyorsun!" dedi.

 

*Hadisi Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Senedinde bulunan Velid b. Muhammed elMukkarı metruktur.

 

 

 

10732. Abdullah b. Cubeyr el-Huzai bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamın karnına bir çubuk ya da bir misvakla vurdu. Adam: "Beni acıttın, dolayısıyla kısas istiyorum" deyince Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elindekini verip: "AL, kısas yap" dedi. Adam (Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip) karnını öptü ve: "Sana hakkımı helal ederim! Bunun sayesinde belki kıyamet gününde bana şefaat edersin" dedi.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10733. Tarık b. Şihab anlatıyor: Halid b. el-Velid'in amcası oğlu bizden bir adamın yüzüne bir tokat attı. Adamın amcası bunu Halid b. el-Velid'e şikayet edip: "Ey Kureyş topluluğu! Yüce Allah, Resülüne verdiği fazilet müstesna, yüzlerinizi bizim yüzlerimizden daha faziletli kılmamıştır!". dedi. Bunun üzerine Halid: "Kısas uygula!" deyince adam kardeşinin oğluna: "Bir tokat at!" dedi. Yeğeni vurmak üzere elini kaldırınca: "Allah için bunu bırakıp affet!" dedi.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in ravileridir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Kasame (Öldürme ithamı Halinde, Delil Yokluğunda, iddiayı Nefiy veya ispat Maksadıyla Başvurulan Hususi Bir Yemin) ve Maktulün Bir Kavmin Arazisinde Bulunması