MECMAU

ZEVAİD

MEĞAZİ VE SİYER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Huneyn Savaşı

 

10264. Enes anlatmaktadır: Huneyn savaşında Ensar'dan bir genç: "Biz artık sayı azlığı sebebiyle hezimete uğrayacak değiliz!" dedi. Fazla zaman geçmeden düşmanımızIa karşılaştık ve hezimete uğradık. O zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) katırının üzerine binmişti. Ebu Süfyan b. el-Haris katırın yularını, amcası Abbas ise katınn üzengisini tutmuştu. O sırada kumlu bir vadide bulunuyorduk, öyle bir toz kalktı ki, hiçbirimiz elini göremiyordu. Biz o haldeyken bir adam çıkageldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen kişiye: "Çekil! Sen kimsin?" diye sorunca: "Anam babam sana feda olsun! Ebu Bekir" dedi. O zaman vücudunda on küsur yara vardı. Sonra bir kişi daha çıkageldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen kişiye: "Çekil! Sen kimsin?" diye sorunca: "Anam babam sana feda olsun! Ömer b. el-Hattab" dedi. Yine vücudunda on küsur yara vardı. Sonra vücudunda yirmi küsur yara bulunan bir kişi daha çıkageldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen kişiye: "Çekil! Sen kimsin?" diye sorunca: "Anam babam sana feda olsun! Osman b. Affan" dedi. Sonra vücudunda on küsur yara bulunan bir kişi daha çıkageldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen kişiye: "Çekil! Sen kimsin?" diye sorunca: "Anam babam sana feda olsun! Ali b. Ebi Talib" dedi. Sonra insanlar gelip toplanmaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnsanlara seslenecek, sesi gür olan bir adam yok mu?" buyurdu. Bir adam gidip insanlara seslendi. Sesi kulaklarına ulaşınca dönüp geldiler (Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etrafında toplandılar). Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) düşmanın üzerine yürüdü, Müslümanlar da onunla birlikte düşmanın üzerine yürüdüler. Bu saldın karşısında müşrikler hezimete uğradı. Düreyd b. es-Sımme de bir dağa çekildi. Veya ravi: "yaklaşık altı yüz kişiyle birlikte bir tepeye çekildi" dedi. Kendisiyle beraber bulunanlardan biri: "Vallahi, bir birliğin geldiğini görüyorum" deyince Düreyd: "Onları bana bırakın!" dedi. Adam: "Simaları ve şekilleri şöyle şöyledir" deyince: "Onlardan size zarar gelmez! Bunlar Kudaa kabilesi, topluluğu takip ediyor!" dedi. Sonra tekrar: "Vallahi, büyük bir birliğin geldiğini görüyoruz" dediler. Düreyd: "Onları bana bırakın!" dedi. Adam: "Simaları ve şekilleri şöyle şöyledir" deyince:

"Onlardan size zarar gelmez! Bu Süleym kabilesidir!" dedi. Sonra: "Bir süvarinin geldiğini görüyoruz" dediler. Düreyd: "Yazıklar olsun size! Tek başına mı geliyor?" diye sorunca: "Evet tek başına geliyor" dediler. Düreyd: "Onu da bana bırakın!" deyince: "Bu süvari siyah bir sarık sarmış" dediler. Düreyd: "Vallahi, bu Zübeyr b. el-Avvam'dır! Vallahi o, sizi öldürüp bu yerinizden çıkaracaktır!" dedi. Bu arada Zübeyr onlara doğru dönüp: "Bunlar neden burada bırakılıyor?" deyip kendisi ve beraberinde bulunanlar onların üzerine yürüdüler ve onlardan yaklaşık üç yüz kişiyi öldürdüler. Zübeyr de Düreyd b. es-Sımme'nin kellesini kesip sürüyerek O'nun önüne koydu.

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup senedinde Ali b. Asım b. Suhayb bulunmaktadır ki; bu ravinin hatası çok olup hatasına ısrarından dolayı zayıf sayılmakla birlikte başkalarınca güvenilir sayılmıştır. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10265. Cabir b. Abdillah anlatıyor: Huneyn vadisine yaklaştığımız zaman, Tihame vadilerinden boş ve eğimli bir vadi de yuvarlanır gibi hızla indik. O vadi çok eğimli olduğundan başka şekilde inilmiyordu. Oraya sabahın karanlığında ulaştık; düşman bu vadinin eteklerinde, dar boğazlarında ve geçitlerinde bize pusu kurmuştu. Toplanıp silahlanarak hazırlık yapmışlardı. Vadinin içine doğru inerken düşman birliklerinin bir anda üzerimize saldırması bizi dehşete düşürdü ve insanlar geriye doğru kaçmaya başladı. Bu durum bir müddet böyle devam etti, kimse kimseye aldırış etmeden dağılıyordu. Bu arada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sağa doğru kayıp: "Ey insanlar! Bana doğru gelin! Ben, Allah'ın Resulüyüm! Ben Abdullah'ın oğlu Muhammed'im!" diye seslendi. O sırada develer birbirine girip insanlar dağıldılar. Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber sadece Ensar ve Muhacirlerden bir topluluk ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ehl-i Beyt'i kaldı. Bunlar da çok değildi (küçük bir topluluktu). Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber sebat gösterenler arasında Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Ehl-i Beyt'inden ise; Ali b. Ebi Talib, Abbas b. Abdilmuttalib ve oğlu Fadl b. Abbas, Ebu Süfyan b. el-Haris, Rabia b. el-Haris, Eymen b. Ubeyd -ki bu Ümmü Eymen'in oğludur- ve Usame b. Zeyd bulunuyordu. (Ravi) der ki: (Bu arada) Hevazin kabilesinden bir adam kendisine ait kırmızı bir deve üzerinde olduğu halde elinde uzun bir mızrağın başına taktığı siyah bir sancak taşıyor ve insanların önÜnden gidiyordu. Hevazin kabilesi de arkasından gidiyordu. Yetiştiği kimseye mızrağını saplıyordu, insanlar kendisini geçerse de sancağı kaldırarak arkadakilerin kendisine tabi olmasını sağlıyordu.

 

 

 

10266. Cabir b. Abdillah (devam ederek) anlatmaktadır: Hevazin kabilesinden sancak sahibi olan o adam devesi üzerinde dehşet saçarken, Ali b. Ebi Talib ve Ensar'dan bir adam onu öldürmek üzere saldırdılar. (Ravi) der ki: Ali b. Ebi Talib, adamın arkasından saldırıp kılıcıyla devenin bacaklarına vurup kesti; böylece devenin arka kısmı yere düştü. Ensarı de adamın Üzerine atlayarak şiddetli bir şekilde vurup ayağını kesince adam devesinin üzerinden kayarak düştü, insanlar da çarpışmaya başladı. Allah'a yemin olsun ki, insanlardan kaçmış bulunanlar döndükleri zaman esirleri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bağlanmış halde budular.

 

*Hadisi Ahmed ve Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ebu Ya'la şu ibareyi de eklemiştir:

"Müslümanlar hezimete uğrayınca Safvan b. Umeyye'nin kardeşi Kilde -ki Safvan o zaman müşrikti, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine vermiş olduğu mühlette bulunuyordu-: "Bugün sihir bozuldu!" dedi. Safvan ona: "Sus! Allah ağzını kurutsun! Vallahi, Kureyş kabilesinden bir adamın bana terbiye vermesi (üzerime hakim olması), Havazin kabilesinden bir adamın bana terbiye vermesinden (üzerime hakim olmasından) bana daha sevimli gelir!" dedi.

Hadisi aynı zamanda Bezzar da rivayet etmiş olup senedinde ibn ishak bulunmaktadır ki; Ebu Ya'la'nın rivayetinde hadisi hocasından işittiğini açıkça söylemiştir. Ahmed'in diğer ravileri, Sahih'in ravileridir.

 

 

 

10267. Abdullah b. Mes'ud bildiriyor: Huneyn savaşında Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraberdim. İnsanlar onu bırakıp dağıldılar. Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber Muhacir ve Ensar'dan seksen kişi civarında bir grup direniş gösterdiler. O zaman seksen adım kadar gerisingeri gittik, ama yine de onlara karşı sırtımızı dönmedik (kaçmadık). İşte bunların üzerine Yüce Allah, sekineyi (huzur ve güven duygusunu) indirmiştİ. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) katırının üzerinde öne doğru yürürken katın bir tarafa çekilmeye başlayınca eyerin üzerinden kayar gibi olunca O'na: "Katırın sırtına yüksel! Allah seni yükseltsin!" dedim. O zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana bir avuç toprak ver" buyurdu. Toprağı alıp düşmanın yüzlerine doğru serpince gözleri toprakla doldu. Sonra: "Ensar ve Muhacirler nerede?" diye sorunca: "İşte oradalar" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onları çağır!" diye emir buyurdu. Onlara seslendim; kılıçları ellerinde ateş gibi parlayarak geldiler. (Müşrikler onların geri geldiklerini görünce) arkalarını dönüp kaçtılar.

 

*Hadisi Ahmed, Bezzar ve Taberanı rivayet etmiş olup Haris b. Hasıra dışında kalan Ahmed'in ravileri, Sahih'in ravileridir. Bu ravi ise güvenilir biridir.

 

 

 

10268. Enes anlatıyor: Huneyn savaşı olduğu zaman insanlar (ashabı) Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etrafından dağıldılar. Yanında sadece Abbas b. Abdilmuttalib ve Süfyan b. el-Haris kaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Bakara suresinin ashabı! Ey Ensar cemaati!" diye seslenilmesini emretti. Sonra bu çağrı, Haris b. el-Hazrec oğulları arasında yayıldı. Nidayı duyunca Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğru geldiler. Allah'a yemin olsun ki, onları yavrularına (merhamet duyarak) koşan develerden başka bir şeye benzetmedim! Müslümanlar düşmanla karşılaşınca savaş şiddetlendi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Savaş, şimdi kızıştı!" buyurdu ve bir avuç beyaz çakıl alarak düşmana karşı fırlatıp: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki, hezimete uğradılar!" buyurdu. O gün Ali b. Ebi Talib, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde, insanların en şiddetli çarpışanı idi.

 

*Hadisi Ebu Ya'la ve Taberanı. el-Mu'cemu'l-evsal'ta rivayet etmiş olup imran b. Devvar dışında kalan ravileri. Sahih'in ravileridir. Bu ravi, Ebu'I-Avvam'dır, ibn Hibban ve başkası bu raviyi güvenilir saymış, ibn Main ve başkası da zayıf addetmiştir.

 

 

 

10269. Abdullah b. Büreyde'nin bildirdiğine göre babası şöyle demiştir: Huneyn savaşında insanlar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etrafından dağıldı. Yanında Zeyd adlı biri dışında kimse kalmadı. Zeydı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) boz katırının yularını tutmuştu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Vay canına! İnsanları çağır!" buyurunca Zeyd: "Ey insanlar! İşte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sizi çağırıyor!" diye seslendi. Ama kimse gelmedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ensar'ı çağır" buyurunca: "Ey Ensar cemaati! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sizi çağırıyor!" diye seslendi. Yine kimse gelmeyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vay canına! Evs ve Hazrec'i çağır!" buyurdu. Zeyd: "Ey Evs ve Hazrec topluluğu! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sizi çağırıyor!" diye seslendi. Ama yine kimse gelmedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vay canına! Muhacirleri çağır! Çünkü onların boyunlarında biatim vardır (bana söz vermişlerdir)" buyurdu. (Ravi) der ki: Büreyde bana: "Onlardan bin kişi kılıçlarının kınlarını atarak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiler. Yüce Allah onları muzaffer kılıncaya kadar ileri doğru yürüdüler" diye haber verdi.

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

      

10270. Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huneyn gününde: "Onları iyice sarsınızl" buyurmuş ve eliyle boğazına işaret etmiştir.

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir. 

 

 

 

10271. Haris b. Bedel demiştir ki: Huneyn gününde Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördüm; Abbas b. Abdilmuttalib ve Süfyan b. elHaris dışında bütün ashabı yanından dağıldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerden bir avuç (toprak) alarak yüzümüze fırlatınca hezimete uğradık. O zaman bizim izimizi sürmeyen bir ağaç ve bir taş dahi kalmadığını hayal ediyordum (yani bütün ağaç ve taşlar bizi kovalıyordu)

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10272. Ebu Abdirrahman el-Fihri anlatıyor: Huneyn savaşında, çok sıcak bir yaz gününde Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber bulunuyordum. O zaman ağaç gölgelerine geçip oturduk. Güneş zeval vaktine gelince zırhımı giyip atıma bindim ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çadırına gelip kendisine selam verdim. "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun!" buyurarak selamımı aldı. Ben: "Ya Resulallah! Gidiş vakti geldi mi?" diye sorunca Bilal'i çağırdı. Bu çağrıya karşılık Bilal bir ağacın gölgesinin altından sıçrayıp koştu, sanki gölgesi kuş gölgesi gibiydi. Bilal gelip: "Lebbeyke ve sadeyk! (emrine amadeyim! Emret ya Resulallah! Canım sana feda olsun!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Bilal! Atımı hazırla!" buyurdu. Bilal, kibir ve gurur ihtiva etmeyen, kenarları liften oluşan bir eyer çıkarıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) atını hazırladı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) atına bindi, biz de bindik ve akşamleyin yola çıkıp gece boyunca ilerlemeye devam ettik. İki tarafın süvarileri birbirine yaklaşınca, Yüce Allah'ın bildirdiği gibi Müslümanlar dağılıp geri kaçtılar. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın kulları! Ben, Allah'ın kulu ve ResUlüyüm!" diye seslendi ve atının üzerinden inip bir avuç toprak aldı. (Ravi) der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benden daha yakın birisi O'nun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o toprağı düşmanların yüzlerine doğru fırlatıp: ‘‘Şu yüzler çirkinleşsin!’‘ buyurduğunu bana haber verdi.

 

Sonra Yüce Allah, müşrikleri hezimete uğrattı. Onların (müşriklerin) oğulları, babalarının: "Gözleri ve ağzı toprak dolmayan kimse kalmadı ve o zaman demirin bir tepsiyi sıyırırken çıkardığı ses gibi gökten ve yerden bir ses işittik" dediklerini bana anlattılar.

 

*Derim ki: Ebu Davud, bu hadisin "kibir ve gurur ihtiva etmeyen" kısmına kadar olan bölümünü rivayet etti.

Hadisi Bezzar ve Taberani rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10273. İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Ali b. Ebi Talib, Huneyn gününde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir avuç toprak verdi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu (toprağı) müşriklerin yüzlerine fırlattı (savurdu).

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir.

 

 

 

10274. Amr b. Murra anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hevazin gününde Amr b. Murra'ya, kavmi Cüheyne b. Zeyd'le birlikte durmasını (kalmasını) emretti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Ey Cüheyne topluluğu! Beni! Süleym'in arkalarında olun ve karışıklık çıkarırlarsa silahı arkalarında bulundurun!" diye emir buyurdu. O gün onlardan Benu Usayya denilen -ki bu adı almalarının sebebi Allah'a ve Resulüne isyan etmeleridir- bir kabile karışıklık çıkardı, Cüheyne kabilesi onları öldürdü. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cüheyne'ye (Hevazin üzerine saldırması) için emir verdi. Hevazin üzerine yürüdü. Süleym'i de mevkilerinden ayırdı (başka yere gönderdi). İşte o zaman Yüce Allah onları (Hevazin'i) hezimete uğrattı ve onlardan çok kişi öldürüldü. Amr b. Murra da, o gün İbn Zi'l-Burdeyn el-Hilalıyi öldürdü. O gün Cüheyne onlara (Hevazin'e) karşı iyi bir çarpışma sergilemişlerdi.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravilerden tanımadıklarım vardır.

 

 

 

10275. Abdullah b. İyad, babasından bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) on iki bin kişiyle Hevazin üzerine gelmişti. Bedir gününde müşriklerden öldürdüğü kişi kadar, Huneyn günü, bizden, Taif ahalisinden adam öldürdü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerden bir avuç toprak alıp yüzümüze fırlattı, böylece hezimete uğradık"

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup senedinde Abdullah b. iyad bulunmaktadır ki; ibn Ebi Hatim bu raviyi zikredip cerh etmemiştir. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10276. Zeyd b. Erkam der ki: Huneyn günü, insanlar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etrafından dağıldılar. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben peygamberim, yalan yok! Ben, Abdulmuttalib'in oğluyum!" buyurdu.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10277. Cabir, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huneyn günü şöyle buyurduğunu bildiriyor: "İşte şimdi savaş kızıştı!" Sonra: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki, hezimete uğradılar! Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki, hezimete uğradılar!" buyurdu.

 

*Hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

10278. Yezid b. Amir es-Suvai bildiriyor: Huneyn gününde Müslümanlar bozguna uğradığı zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerden bir avuç toprak alıp (müşriklerin) yüzlerine fırlattı ve: "Geri dönün! Şu yüzler çirkinleşsin!" buyurdu. O zaman bizden kardeşiyle karşılaşıp gözlerinde kum bulunduğundan şikayetçi olmayan ve gözlerini ovmayan kimse kalmadı.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10279. -Müşriklerle beraber Huneyn savaşına katılan ve sonra Müslüman olan- Yezid b. Amir bildiriyor: Ona, Huneyn günü kalplerine sokulan korkunun nasılolduğunu somlunca yerden bir çakıl alıp bir tepsiye atıp şıkırdattıktan sonra: "Kalplerimizde bunun gibi bir şey (korku) hissediyorduk" dedi.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10280. Cübeyr b. Mut'im der ki: Huneyn günü yerle gök arasında giysiye benzeyen siyah bir şey gördüm! Yere ulaşınca yerde küçük zerreler halinde etrafa yayıldı ve sonunda müşrikler hezimete uğradı.

      

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup senedinde Abbad b. Adem bulunmaktadır ki; bu raviyi kimse cerh etmedi, kimse de güvenilir olduğunu söylemedi.

 

 

 

10281. İbn Abbas anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana bir avuç toprak ver!" diye emir buyurdu. Bir avuç toprak alıp kendisine verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o toprağı müşriklerin yüzlerine fırlattı (savurdu); gözleri kum dolmayan kimse kalmadı. Bunun üzerine:

"Attığın vakit sen atmadın, lakin Allah attı" (Enfal 17) ayeti indi.

 

*Hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan Yahya b. Ya'la bulunmaktadır.

 

 

 

10282. İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Ali b. Ebi Talib, Huneyn gününde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir avuç toprak verdi, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu (toprağı) müşriklerin yüzlerine fırlattı (savurdu).

 

*Hadisi Bezzar, zayıf sayılan ismail b. Yusuf'tan rivayet etmiştir.

 

 

 

10283. Enes bildiriyor: Huneyn günü Müslümanlar bozguna uğradığında, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Düldül adlı boz katın üzerindeydi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Düldül! Çökl" diye emir buyurdu. Düldül karnını yere yapıştıracak derecede çöktü, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerden bir avuç toprak alarak müşriklerin yüzlerine savurdu ve: "Ha mfm, muzaffer olamazlar! (Allahım! Onları hezimete uğratır buyurdu. Daha onlara bir ok atmadan, bir mızrak saplamadan ve bir kılıç darbesi vurmadan hezimete uğradılar.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan Ahmed b. Muhammed b. el-Kasım bulunmaktadır.

 

 

 

10284. Mus'ab b. Şeybe, babasından bildiriyor: Huneyn günü Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber (savaşa) çıktım. Allah'a yemin olsun ki, İslam dini(ni yaymak ve savunmak) için veya İslam dinini bildiğimden dolayı savaşa çıkmadım! Fakat Hevazin kabilesinin Kureyş kabilesine galip gelmesini istemediğim için savaşa katıldım. Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber dururken: "Ya Resulallah! Ben, alaca atlı birçok süvari görüyorum!" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Şeybe! Onları ancak kafir olanlar görür!" buyurdu ve göğsümü eliyle sıvazlayarak: "Allahım! Şeybe'ye hidayet et!" diye dua etti. Sonra tekrar göğsümü eliyle sıvazlayarak: "Allahım! Şeybe'ye hidayet et!" diye dua etti. Sonra üçüncü defa göğsümü eliyle sıvazlayarak: "Allahım! Şeybe'ye hidayet et!" diye dua etti. Vallahi, üçüncüsünde, daha elini göğsümden kaldırmamıştı ki, Allah'ın yarattıklarından, bana, O'ndan daha sevimli kimse kalmadı. O sırada iki taraf birbirine saldırdı ve çarpışmaya başladı. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir devenin veya bir katırın üzerindeydi, Ömer de bineğinin yularını tutmuştu. Abbas b. Abdilmuttalib de bineğini ileri doğru sürmeye başladı. O sırada Müslümanlar bozguna uğradı. Abbas gür sesiyle: "İlk hicret edenler nerede? Bakara suresinin ashabı nerede?" diye seslendi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilerleyerek: "Ben peygamberim, yalan yok! Ben, Abdulmuttalib'in oğluyum!" buyuruyordu. Bunun üzerine Müslümanlar (savaş meydanına) geri dönüp kılıçlarla vuruşmaya başlayınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şimdi savaş kızıştı!" buyurdu ve Yüce Allah müşrikleri hezimete uğrattı.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan Eyyub b. Cabir bulunmaktadır.

 

 

 

10285. Şeybe b. Osman anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huneyn savaşına çıkınca babamı ve amcamı hatırladım; onları Ali ve Hamza öldürmüşlerdi. Kendi kendime: "Bugün Muhammed'den intikamımı alabilirim!" dedim. O'nun yanına geldim; Abbas'ın sağında durduğunu gördüm. Abbas'ın üzerinde gümüş gibi parlayan bir zırh vardı, zırhın üzerinden tozları silkmekte olduğunu görünce, kendi kendime: "Amcası onu yardımsız bırakmaz! Onun yanından ayrılmaz!" dedikten sonra, sol yanından Allah'ın Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaklaşmak istedim. O tarafta da, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) amcasının oğlu Ebu Süfyan b. el-Haris'i gördüm. "Bu da, onun amcasının oğludur. Onu yardımsız bırakmaz!" deyip Allah'ın Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arka tarafından yaklaştım. Kılıcımı kaldırıp vurmaktan başka arada mesafe kalmamıştı ki, birdenbire yıldırımı andıran bir ateş alevi karşıma çıktı! Alevin beni yakıp helak etmesinden korkup geri çekildim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana dönüp:

"Ey Şeybe! Yanıma geli" buyurdu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini göğsüme koydu. Yüce Allah şeytam kalbimden çıkardı. Başımı kaldırıp baktığım zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana, kulağımdan, gözümden vs. den daha sevgili olmuştu! Bana: "Ey Şeybe! Artık kafirlerle savaş!" buyurdu. Sonra Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Abbas'a: "Ey Abbas! Ağacın altında bana biat eden muhacirlere ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım eden Ensar'a seslen!" buyurdu. Ensar'ın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan sevgilerini ve ona doğru geri dönüşlerini ineklerin buzağılarına olan şefkatinden başka bir şeye benzetmedim. Ensarı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etrafını öyle sardılar ki, çok sık ağaçlar arasında kalmış gibi oldu. O sırada Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için Ensar'ın mızrakları, kafirlerin mızraklarından daha fazla beni korkutmuştu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ayyaş! Bana yerden bir avuç toprak ver!" buyurdu. Yüce Allah katınn, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediklerini anlamasını sağladı ve katır karnı yere değecek kadar alçaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerden bir avuç toprak alıp müşriklerin yüzlerine doğru savurdu ve: "Şu yüzler çirkinleşsin! Hamfm, muzaffer olamazlar! (Allahım! Onları hezimete uğrat!)" buyurdu.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan Ebu Bekir el-Huzeli bulunmaktadır.

 

 

 

10286. Muhammed b. Selam el-Cumahi bildiriyor: Malik b. Avf -b. Sa'd b. Rabia b. Yerbu' b. Vasile b. Dehman b. Nasr b. Muaviye b. Bekr b. Hevazin- en-Nasrl cesaretli bir liderdi. İlk olarak Ficar gününde kavmiyle birlikte gösterdiği cesaret ve kahramanlıkla kendini göstermiştir. Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşılaştıkları zaman (Huneyn savaşında) Hevazin kabilesinin başındaydı. O zaman insanların mallarını ve çoluk çocuklarını savaşa beraber getirmelerini emretmişti. Düreyd b. es-Sımme bu görüşüne karşı çıkmıştı. Lakin kendisi görüşünde inat edip ısrarla (malların ve çoluk çocukların savaşa) getirilmesini istemişti. İnsanlar görüşünü beğenmedikleri halde emrine itaat ettiler, çünkü o zaman Hevazin'in lideriydi. Ashabının hezimetini görünce Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına ulaşmak istedi. Ancak Mirsed b. Ebi Mirsed el-Ğanevi karşısına çıkıp onu öldürdü. Atı Mehac'ı ileri sürmeye çalıştıysa da at ilerlemekten imtina etti. Sonra tekrar seslenerek atı ileri sürmeye çalıştıysa da at ileri gitmek istemeyince şöyle dedi: Mehac ileri! Bu korkunç bir gündür!

Benim gibisi, senin gibisi üzerinde (kavmini) himaye eder ve ileriye saldırır!

Ses getiren güçlü bir darbe vurup Savaşanlar içinde oluk gibi kan döker

Halk zümreler halinde toplandıklarında Ki; döğüşte kurnaz olan bile buna dayanamaz.

 

Daha sonra, Müslüman olduktan sonra Kadisiye savaşına katılıp şöyle dedi:

İlerle Mehac! Nihayet onlar güzel ok alıcılarıdır Sakın yerinden kopmuş bir ayak, seni korkuya düşürmesin

Sonra Huneyn'den kaçıp Taİf'e gitti. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yanımıza gelseydi ona eman verip kendisine yüz (deve) verirdik" buyurdu. Nihayet Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona eman verip yüz (deve) verdi ve Taif ahalisiyle savaşması için gönderdi.

      

(Asr-ı Saadet'ten) sonra Sa'd b. Ebi Vakkas, Ömer b. el-Hattab'a imdad (Kadisiye savaşında yardımcı) göndermesi için mektup yazdı. Ömer b. el-Hattab: "On bin askerle birlikte, Malik b. Avf ve Hanzale b. Rabia -ki buna Hanzale el-Katib denirdi- seninle beraber oldukları halde benden yardımcı mı istiyorsun?" diye cevap yazdı.

İbn Selam ekledi: Kavminden bir kişi, Malik'in Ömer b. el-Hattab'a: " Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni İslam'a ısındırmak için bu malı bana verdi; ben ise İslam için bir ücret almayı istemem! Onun için bu malı reddediyorum!" dediğini ve buna karşılık Ömer'in: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), senin bu malı hak ettiğini bildiği için sana vermiştir!" diye cevap verdiğini bana haber verdi.

 

*Hadisi Taberanı, Halife b. Hayyat ve Muhammed b. Selam el-Cumahı'den rivayet etmiş olup bunların ikisi de güvenilir ravilerdir.

 

 

 

10287. Abdurrahman b. Ezher, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), müşriklerin yüzlerine toprak attığı zaman yanında buna şahit olduğunu bildirdi.

 

*Hadisi Ahmed rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in ravileridir. 

 

 

 

10288. Rafi' b. Hadıc'in hanımı anlatıyor: Rafi', Uhud veya Hayber günü -ravi: "Hangisi olduğunda şüpheliyim" dedi- Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber savaşırken göğsüne bir ok isabet etmişti. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip: "Ya Resulallah! Bu oku çıkar!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Raft'! İstersen ucuyla birlikte oku çıkarırım, istersen oku çekip ucunu bırakayım ve kıyamet gününde şehit olduğuna dair sana şahitlik edeyim!" buyurunca: "Ya Resulallah! Oku çıkar, ucunu bırak ve kıyamet gününde şehit olduğuma dair bana şahitlik yap!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oku çıkarıp ucunu vücudunda bıraktı.

 

*Hadisi Ahmed rivayet etmiş olup Rafi'nin hanımını tanımıyorum. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10289. Abdussamed b. Habıb el-Avzl'nin bildirdiğine göre babası şöyle demiştir: Sinan b. Seleme ile Mukran adlı yere savaşa çıktık. "Babam Seleme b. el-Muhabbik bana şöyle anlattı" diyerek Sinan: Huneyn savaşı günü doğdum. Ben doğduğum zaman babama müjde verip: "Bir oğlun dünyaya geldi" dediler. Babam: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uğruna atacağım bir ok, verdiğiniz müjdeden bana daha sevimli gelir" dedi ve adımı Sinan koydu.

 

*Hadisi Ahmed rivayet etmiştir. Oğlundan başka Habib'den kimse hadis rivayet etmemiştir.

 

 

 

10290. Adda b. Halid b. Hevze der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı savaştık; Yüce Allah bize yardım etmedi ve bizi muzaffer kılmadı.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hevazin Ganimetleri ve Esirleri