MECMAU

ZEVAİD

MEĞAZİ VE SİYER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Hudeybiye Antlaşması ve Umretü'I-Kaza (Kaza Umresi)

 

10177. Ebu Said el-Hudri anlatıyor: Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber yola çıktık, "Usfan" denilen yere ulaşınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize: "Şu anda müşriklerin gözcüleri -Mekke'ye yakın bir dağ olan- Dacanan'da bulunmaktadır. Sizden kim Zat-ı Hanzal tepesinin yolunu biliyor?" diye sordu. Akşam olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Develerin etrafında bulunup yürüyecek (kontrol edecek) biri var mı?" diye sorunca bir adam: "Ben, ya Resulallah!" dedi. (Adam inip giderken) taşlar ayaklarını yarmaya, çalı ve çırpılar elbiselerine takılmaya başladı. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu durumu görünce ona: "Hayvanına bin!" buyurdu. Sonra başka bir kişi daha indi, taşlar onun da ayaklarını yarmaya, çalı ve çırpılar elbiselerine takılmaya başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona da: "Hayvanına bin!" buyurdu. Sonra yola düşüp "Hanzal" denilen tepeye ulaşıncaya kadar yürümeye devam ettik. ( tepenin yanına ulaşınca) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu tepecik, İsrat oğullarının içinden geçtiği ve Allah'ın: ‘‘Kapısından eğilerek tevazu ile girin ve "hıtta!" (Ya Rabbi, bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım’‘[Bakara, 58] diye haber verdiği kapı gibidir. Bu gece bu tepeyi aşan her kişinin günahı bağışlanacaktır" buyurdu. Bunun üzerine insanlar acele edip o tepeyi aşmaya başladılar. Tepeyi insanların en sonunda geçeni, Katade b. en-Nu'man idi.

 

Ravi ekledi: İnsanlar birbirine yetişmek için birbirinin üzerine yüklenmeye başladılar. Nihayet Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) indi, biz de arkasından indik (konakladık).

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir .

 

 

 

10178. Cundub b. Nikiye veya Nikiye b. Cundub bildiriyor: Gamim denilen yere ulaştığımız zaman Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kureyş kabilesinin Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşılamak (ve engel olmak) üzere Halid b. el-VelId komutasında bir süvari birliği gönderdiği haberini aldı. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onunla karşılaşmak istemedi, çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara karşı merhametliydi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim yolumuzu değiştirip bizi başka yoldan götürebilir?" diye sorunca: "Babam sana feda olsun! Ben sizi götürürüm" dedim. Onları dikenli, engebeli ve içinde büyük kayalar bulunan bir yoldan götürdüm. Düzlük bir yere gelip Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hudeybiye'ye indirinceye kadar yolumuza devam ettik. Hudeybiye'de bulunan kuyuda su yoktu, (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem’‘) ok çantasından bir ok alıp kuyuya attı. Sonra içine tükürdü, sonra dua edince kuyu suyla doldu. Öyle ki; istesek uzanıp ellerimizle su alacak duruma geldik.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan Musa b. Ubeyde bulunmaktadır.

 

 

 

10179. Muhammed b. İshak'ın bildirdiğine göre Hudeybiye gününde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) okunu alıp kuyuya inen şahıs; Nkiye b. Cundub b. Umeyr b. Muammer b. Hazım b. Amr b. Vasile b. Sehm b. Mazin b. Selaman b. Eslem b. Efsa b. Harise'dir. Bu sahabi, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kurbanlık develerini süren kişidir.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10180. Ebu Said el-Hudri der ki: Hudeybiye gününde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Geceleyin ateş yakmayınız" buyurdu. (Bir müddet sonra): "Ateş yakıp yemek pişirin! Sizden sonra hiçbir kavim sizin sa'ınıza ve müddünüze (sevabmıza) ulaşamaz" buyurdu.

 

*Hadisi Ahmed rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10181. Yezid b. Malik'in bildirdiğine göre babası, ağaç altında bia edildiği ve bekletilen kurbanların yerine ulaşması menedildiği gün Resülullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber bulundu. O zaman müşriklerden bir adam: "Ey Muhammed! İstemediğimiz halde bunları (Mekke'ye) sokmana sebep olan şey nedir?" dedi. Allah'ın Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlar senden ve senin dedelerinden daha hayırlıdır! Bunlar Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlar. Canım elinde bulunan Allah'a yemin olsun ki, Yüce Allah onlardan razı olmuştur" buyurdu.

 

*Hadisi Taberani el-Mu'cemu'l-Kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde metruk bir ravi olan ishak b. idris bulunmaktadır.

 

 

 

10182. Abdullah b. Muğaffel el-Müzeni anlatıyor: Hudeybiye'de, Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de zikrettiği ağacın altında Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber bulunuyorduk. O ağacın dalları Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sırtına değiyordu. Ali b. Ebi Talib ve Süheyl b. Amr Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde oturuyorlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ali'ye: "Yaz! Bismillahirrahmanirrahim!" buyurdu. Süheyl b. Amr hemen Ali'nin elini tutarak: "Biz, Rahman ve Rahim'i tanımıyoruz! Bizim meselemizde (anlaşmamızda) bildiğimiz şeyleri yaz!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O halde 'Bismikellahumma' yaz!" buyurdu, Ali yazdı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu, Resulullah Muhammed'in Mekke ahalisiyle Üzerinde anlaşmaya varıp imzaladığı barış yazısıdır (yaz!)" buyurunca Süheyl b. Amr, tekrar Hz. Ali'nin elini tuttu ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen gerçekten Allah'ın elçisi isen, biz sana zulmetmişiz demektir. Bizim meselemizde (anlaşmamızda) bildiğimiz şeyleri yaz!" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu, Muhammed b. Abdillah b. Abdilmuttalib'in Mekke ahalisiyle Üzerinde anlaşmaya varıp imzaladığı barış yazısıdır (yaz!) Mamafih ben, Allah'ın elçisiyim" buyurdu. Ali yazdı. Biz bu haldeyken silahlı otuz kadar genç karşımıza çıkıp yüzümüze öfkeyle bakmaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların üzerine beddua etti. Yüce Allah onların bizi görmelerini engelledi. Biz de onların yanlarına varıp tutup getirdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Birisinin ahdiyle mi geldiniz? Yoksa biri size eman mı verdi?" diye sorunca; "Hayır" dediler. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları serbest bıraktı. Bunun üzerine Yüce Allah: "O, Mekke'nin göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir''[Fetih, 24] ayetini indirdi.

 

*Hadisi Ahmed rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

10183. Hz. Ömer anlatıyor: Dinde görüşle bir şey söylemeye şüpheyle bakınız! (Hudeybiye anlaşmasında) Ebu Cendel geldiği gün ben kendi görüşümle Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emrine karşı çıkıyordum. Halbuki ben haktan başka bir şey istemiyordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisiyle Mekke ahalisi arasındaki anlaşma metnini yazıyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yaz! Bismillahirrahmanirrahim!" buyurdu. Müşrikler: "Biz buna inansaydık zaten senin sözlerini tasdik ederdik (dolayısıyla sana karşı çıkmazdık), lakin (senin Resulullah olduğuna inanmadığımız için) bizim yazdığımız gibi ‘‘Bismikellahumma’‘ yaz!" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu tekliflerini kabul ettiği halde ben itiraz ettim. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Ömer! Benim tekliflerini kabul ettiğimi gördüğün halde itiraz mı ediyorsun?" buyurunca ben de razı oldum ve itiraz etmekten vazgeçtim.

 

*Derim ki: Ömer'in (bu) hadisi başka bir ifadeyle Sahih'te bulunmaktadır. Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in ravileridir.

 

 

 

10184. Salim'in bildirdiğine göre babası şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hudeybiye (anlaşması) günü insanları biat etmeye çağırdı. Ebu Sinan b. Mihsan gelip: "Ya Resulallah! Nefsinde bulunan isteğin (içinde bulunan şey) üzerİne sana biat ediyorum" deyince:

"İçimde bulunan şey nedir?" buyurdu. Ebu Sinan: "Yüce Allah seni muzaffer kılıncaya veya ben ölünceye kadar senin önünde (senin yolunda) kılıcımla çarpışırım" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onunla biat yaptı. İnsanlar da Ebu Sinan'ın biatı üzerine Allah'ın Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat ettiler.

 

*Hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde metruk bir ravi olan Abdülaziz b. imran bulunmaktadır.

 

 

 

10185. Ata b. Ebi Rabah der ki: İbn Ömer'e: "Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber Rıdvan biatine katıldın mı?" diye sordum: "Evet" dedi. Kendisine: "Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerinde ne vardı? (nasıl bir elbise giymişti?)" diye sorunca: "Pamuktan bir gömlek, astarlı bir cüppe, aba ve kılıç bulunuyordu. Nu'man b. Mukanin elMüzeni'nin Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başında durup ağacın dallarını başının üzerinden kaldırdığını, insanların da O'nunla biat ettiklerini gördüm" dedi.

 

*Derim ki: ibn Ömer'in Hudeybiye ile ilgili bundan başka hadisi bulunmaktadır. Hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan ismail b. Yahya b. Abdullah et-Tey mı bulunmaktadır.

 

 

 

10186. Abdullah b. Muğaffel bildiriyor: Ben, Yüce Allah'ın: liSizi bindirebileceğim bir şey bulamıyorum''[Tevbe, 92] diye bahsettiği kişilerden biriyim." (Devamla): "Ben, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlardan altında biat aldığı ağacın dallarını tutup Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gölge yapıyordum" dedi. Yine: "Savaştan kaçmayacağımıza dair Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat ettik" dedi.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup senedi ceyyid'dir, ancak "Rabi' b. Enes, Ebu'I-Aliye'den veya bir başkasından" ibaresini vermiştir.

 

 

 

10187. Abdullah b. es-Saib bildiriyor: Hudeybiye anlaşması olduğu yılda Osman b. Affan, Süheyl'in, kavmi tarafından; o yılda Müslümanların (umre yapmadan Medine'ye) geri dönüp ertesi yıl müşrikler Mekke'den çıkınca, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) girip ashabıyla beraber üç gün kalabileceklerine dair anlaşma yapmak üzere gönderildiğini Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber verince Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Süheyl mi!? -Arapça'da bu isim kolaylık kökünden geldiği için-, (demek ki artık) iş size kolaylaşmıştır" buyurdu.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup senedinde Müemmel b. Vehb el-Mahzumi bulunmaktadır ki; bu raviden sadece oğlu Abdullah rivayet etmiştir. Bu ravi güvenilir sayılmıştır. Diğer ravileri, Sahih'in ravileridir.

 

 

 

10188. İbn Ömer der ki: Hudeybiye'de Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke ahalisi arasındaki barış anlaşması (birbirleriyle savaşmama durumu) dört yıl sürdü.

 

*Hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

10189. İbn Şihab (ez-Zührı) bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaza umresini emrettiği zaman, müşriklere (ashabının) tahammüllerini ve güçlerini göstermek üzere ashabına: "Omuzları açın, hızlı ca ve çalımlı yürüyün!" diye emir buyurdu. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinden gelen her şeyle müşrikleri öfkelendirmeye çalışırdı. Kadınıyla erkeğiyle Mekke ahalisi Mekke'yi bırakıp çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabı, Kabe'yi tavaf ederken çocuklar onları seyrediyorlardı. Abdullah b. Revaha ise kılıcını kuşanıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde şu şiiri söylüyordu:

Ey kafirler! Onun (Resulullah'ın) yolundan çekilin! Ben, O'nun Allah'ın Elçisi olduğuna şahidim!

Rahman olan Allah, indirdiği vahiyde (onun Resulolduğunu) indirdi (bildirdi) Resulüne tilavet edilen sayfalarda! Bugün onun teviliyle sizi vururuz! İndirilişi üzerine sizi vurduğumuz gibi! Başı gövdeden ayıran vuruşlarla! Ve dosta dostunu unutturacak! (vuruşlarla)

Öfke, hiddet, çekememe ve kıskançlık dolu Kureyş'in ileri gelenlerinden bazıları Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görmemek için Mekke'nin kenar mahallelerine çıkıp gittiler. Allah'ın Resulü de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'de üç gÜn geçirdi.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hayber Savaşı