MECMAU ZEVAİD |
HİLAFET |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
idareci Olmanın
Keraheti ve Kim için Müstehap Olduğu
9014. Abdullah b. Amr
anlatıyor: Hamza b. Abdilmuttalib, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gelerek: "Ya Resulallah! Beni sayesinde geçinebileceğim bir işe görevli
kıl!" deyince şöyle buyurdu: "Ey Hamza! İhya ettiğin bir can mı sana
daha sevimlidir, yoksa öldürdüğün bir can mı?" Hamza: "Bilakis ihya
ettiğim bir can" karşılığını verince, şöyle buyurdu: "Sen kendine bak
(kendinle ilgilen)."
*Hadisi imam Ahmed rivayet etmiştir. Ravilerden ibn
Lehl'a'nın hadisi hasen olup zayıftır. Diğer ravileri güvenilir kimselerdir.
9015. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabisi, Hıbban b. Buh es-Sudai anlatıyor: Kavmim
kafir olmuştu. Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem), onlar için bir
ordu hazırladığı haberi bana ulaşınca, onun yanına gidip: "Kavmim İslam
üzeredir" dedim. "Gerçekten öyle mi?" diye sorunca,
"Evet" cevabını verdim. Geceden sabaha kadar onunla (aynı evde)
beraber kaldım. Sabah olunca namaz vaktinin girdiğini ona bildirdim. Bana
içerden abdest alacağım bir kap verdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), parmaklarını kab'a sokmaya başlayınca parmaklarından pınarlar
fışkırdı. "Kim abdest almak istiyorsa abdest alsın." buyurunca,
abdest alıp namaz kıldım. Beni kavmime emir tayin etti. Onların zekatlarını
bana verdi. Bir adam, Peygamber Efendimiz'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yönelip, ayağa kalkarak: "Falan kişi bana haksızlık yaptı" deyince,
şöyle buyurdu: "Bir müslüman için emirlikte hayır yoktur." Sonra
başka bir adam gelip kendisinden sadaka istedi. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
''Sadaka başta ağrıdır, midede ateş ya da hastalıktır.'' Ben de sahifemi ya da
emirlik sahifemi ve sadakamı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geri
verdim. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Söyle
bakalım, ne oldu?" diye buyurunca, "Emirliği nasıl kabul edeyim ki?
Senden, senin de işittiğin şeyi işittiğim halde nasıl kabul edeyim!?"
karşılığını verdim. Sonra şöyle buyurdu: "Bu, işittiğin gibidir (ve
doğrudur)."
*Hadisi imam Ahmed ve Taberani rivayet etmiştir. Ravilerden
ibn Lehia'nın hadisi hasen olup, kendisinde zayıflık bulunmaktadır. Ahmed'in
diğer ravileri güvenilir kimselerdir.
9016. Hz. Aişe diyor ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Emirlerin vay haline, vezirlerin vay haline, emin olanların vay haline.
Üzerlerine öyle bir gün gelecek ki, yıldıza asılı olmayı ve hiçbir iş üstlenmemiş
olmayı arzulayacaklar."
*Hadisi Ebu Ya'la ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet
etmiş olup, ravilerden Ömer b, Sa'd en-Nasrı zayıftır. Leys b, Ebi Süleym
tedlis yapan biridir.
9017. Ebu Hureyre'den
rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Emirlerin vay haline, yetkili kimselerin (vezirlerin) vay
haline, emin olanların vay haline. Bir takım kavimler, kıyamet gününde
kaküllerinin Süreyya yıldızına asılı olup, yeryüzü ve gökyüzü arasında sallanmayı
ve hiç birşey üzerine işlem yapılmamış olmayı (sorumlu olmamayı) temenni
edecekler."
*Hadisi imam Ahmed rivayet etmiş olup, ravileri dört yolun
ikisinde güvenilir kimselerdir. Hadisi aynı zamanda Ebu Ya'la ve Bezzar da
rivayet etmiştir.
9018. Selasil gazvesinde
Hz. Ebu Bekr'in yoldaşı olan Rafi' et-Tai anlatıyor: Ona, insanların kendisine
biat etmeleri hakkında söylenenleri sordum. Ebu Bekr, bana Ensar'ın kendisiyle
konuşmuş olduğu şeyleri, kendisinin onlarla konuşmasını, Ömer b. el-Hattab'ın Ensar'la
konuşmasını, onlara Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalandığı
zamandaki emriyle, kendisinin onlara halife olacağını hatırlatmasını
anlattıktan sonra: "Bu anlatılan şeyler sebebiyle bana biat ettiler. Ben
de onlardan bunu kabul ettim. Ama sonrasında dinden dönmelerin gerçekleşeceği
bir fitnenin olmasından da epey korktum" dedi.
*Hadisi imam Ahmed hocası Ali b. Ayyaş'tan rivayet etmiştir.
Bu zatı tanımıyorum.
Diğer ravileri güvenilir
kimselerdir.
9019. Yezıd b. Mevheb
anlatıyor: Hz. Osman, İbn Ömer'e: "İnsanlar arasında hüküm ver"
deyince, şu karşılığı verdi: İki kişi arasında hüküm vermem. İki adama liderlik
yapmam. Sen, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu
işitmedin mi? "Allah'a sığınan büyük bir sığınağa sığınmıştır."
Osman: "Evet, işittim" deyince, "Beni bir işin başına
geçirmenden Allah'a sığınırım" karşılığını verdi. Bunun üzerine Osman, onu
muaf tutup, "Bundan kimseye söz etme" dedi.
*Hadisi imam Ahmed rivayet etmiş olup, ravilerden Yezıd'i
tanımıyorum. Diğer ravileri Sahıh'in ravileridir.
9020. Zeyd b. Sabit'ten
rivayet edildiğine göre kendisi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanındayken: "Emirlik ne kötü şeydir" deyince, Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Helaliyle ve hakkıyla yerine
getiren için emirlik ne güzel şeydir. Emirliği hakkıyla yerine getirmeyen için
emirlik ne kötü şeydir. Emirlik bu kişi için kıyamet gününde pişmanlık
olacaktır. "
*Hadisi Taberani, hocası Hafs b. Ömer b. es-Sabbah
er-Rakki'den rivayet etmiştir. ibn Hibban bu zatı güvenilir kabul etmiştir.
Diğer ravileri Sahih'in ravileridir.
9021. -Hassan b. Sabit
el-Ensari'nin kardeşinin oğlu olup, aynı zamanda Muaviye b. Ebi Süfyan zamanında
İliya'yı fetheden- Şeddad b. Evs'ten rivayet edildiğine göre kendisi, valilik
mevzusunda Muaviye'yle istişare yapıyordu. Şöyle dedi: Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) emirlikten bahsederken şöyle buyurduğunu işittim:
"Emirliğin birincisi kınanma, ikincisi pişmanlık, üçüncüsü kıyamet gününde
Allah'ın azabıdır. Ancak merhametli olanı adaletle muamele eden ve malı ‘‘şöyle
ve şöyle’‘ diyerek eliyle işaret edip (adaletle malı taksim eden)
müstesna." Bu sözden sonra Allah'ın dilediği kadar süküt etti. Sonra şöyle
buyurdu: " (Yanında) akrabaları varken (iltimas geçmeyip) nasıl adaletle
hükmetsin ki?"
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup, ravilerden ishak b.
ibrahim el- Müzeni zayıftır.
9022. Avf b. Malik'ten
rivayet edildiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Dilerseniz emirliğin (yöneticiliğin)nasıl bir şey olduğunu
size haber vereyim?" Bunun üzerine ben kalkarak en yüksek sesimle üç kere:
"Emirlik nedir? Ya Resülallah!" diye seslenince:
"Birincisi kınama, ikincisi
pişmanlık, üçüncüsü ise kıyamet gününde azaptır. Ancak adaletle hükmeden
müstesna. Akrabaları varken (onları kayırmak suretiyle) nasıl adaletli
davransın ki?" buyurdu.
*Hadisi Bezzar ve kısa metinle el-Mu'cemu'l-kebır ile
el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberanl rivayet etmiştir. el-Mu'cemu'l-kebır'in ravileri
Sahıh'in ravileridir.
9023. Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Emirlik (yöneticilik), evveli pişmanlık, ortası ziyan, sonu ise kıyamet gününde
azaptır." -Ravi Şerik der ki: "Bu hadisin Ebu Hureyre'nin mi, yoksa
Resulullah'ın sözü mü olduğundan tam emin değilim."
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup,
ravileri güvenilir kimselerdir.
9024. Enes'ten rivayet
edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mikdad b. el-Esved'i,
piyadesi olmayan süvari birliğine komutan olarak atadı. Hz. Peygamber
geldiğinde: "Nasıl buldun (bu görevi)?" diye sorunca, şu karşılığı
verdi: "Yukarı çıkıp yalan söylediklerini görüyorum. O kadar ki bu işe
layık olmadığımı düşündüm," Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Bu, böyledir" buyurunca, Mikdad: "Seni hak olarak
gönderen Allah'a yemin olsun ki, hiçbir zaman bir işte idareci olmam"
dedi. Bu olaydan sonra kendisine: "Geç bize namaz kıldır"
dediklerinde bile o bunu kabul etmezdi.
*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir. Ravilerden Sevvar b. Davud
Ebu Hamza'yı Ahmed, ibn Hibban ve ibn Main güvenilir kabul etmiş olup,
kendisinde zayıflık bulunmaktadır. Diğer ravileri Sahih'in ravileridir.
9025. Mikdad b. el-Esved
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), beni bir yere (bir heyetin
başında bir vazifeyi ifa için) gönderdi. Geri dönünce bana: "Kendini (bu
görevde) nasıl buldun?" diye sordu. Ben de:
"Bu işi yürütmeye
devam ettiğimde benimle beraber (iş yaptırdığım insanların) şahsıma ait
hizmetçiler olduğu zannına kapıldım. Allah'a yemin olsun ki bundan sonra hiçbir
zaman iki adama (bile) amir olmam" karşılığını verdim.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup, ravileri Sahıh'in
ravileridir. Ancak Umeyr b. ishak, Sahlh ravisi olmamakla birlikte ibn Hibban
ve başkaları kendisini güvenilir kabul etmiş, ibn Main ve başkaları da zayıf
addetmiştir, Abdullah b. Ahmed güvenilir biridir.
9026. Malik b. el-Haris,
-Humeyd'den, o da- bir adamdan naklediyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), bir adamı bir askeri birlik üzerine komutan olarak atadı. Bir süre
sonra görevinden geri dönünce, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ona: "Komutanlığı nasıl budun?" diye sordu. Adam şu karşılığı verdi:
"Kavimden biri gibi üldum. Bir yere gittiğimde gittiler, konakladığımda
konakladılar." Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Yetki sahibi olan kişi, sıkıntının (belanın) kapısındadır, Ancak Yüce
Allah'ın muhafaza ettiği müstesna." Bunun üzerine adam: "Vallahi ne
senin için, ne başkası için hiçbir zaman idareci olmam" dedi. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), adamın bu sözünü işitince azı dişleri
görününceye dek güldü.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup, ravilerden Ata b.
es-Saib ahir ömründe ihtilat'a düşmüştür. Diğer ravileri güvenilir kimselerdir.
9027. İbn Ömer'den
rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir adamı bir
iş üzerine idareci yaptı. Adam: "Ya Resulallah! Bana hayırlı olanı
ver" deyince, "Evinden aynIma" buyurdu.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup, ravilerden Furat b.
Ebi'I-Furat zayıftır.
9028. İsmet'ten rivayet
edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir adamı zekat
toplama görevine atadı. Adam: "Ya Resulallah! Bana hayırlı olanı ver"
deyince, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Evinde otur o
halde" buyurdu.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup, ravilerden Fadl b. el-Muhtar
zayıftır.
9029. Rafi' b. Amr
et-Tai anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amr b. el-As'ı
SeLisil gazvesine giden ordunun başında komutan olarak gönderdi. Onunla beraber
o ordu da Hz. Ebu Bekr, Hz. Ömer ve ashabının önde gelenlerini de yolladı. Tay
dağlarında konaklayıncaya kadar ilerlediler. Amr: "Yol gösterici rehbere
bakın" deyince, "Biz bu kişinin Raf! b. Amr olduğunu biliyoruz. çünkü
o Cahiliye döneminde rebildi" karşılığını verdiler. -Ravi der ki: Tarık
(b. Şihab'a ‘‘rebilin’‘ ne olduğunu sordum. "Tek başına bir toplulukla
savaşıp çalan hırsız" cevabını verdi.-
Rafi' der ki: Savaş
bitip de çıktığımız yere vardığımızda, Ebu Bekr'i izledim. Yanına gidip:
"Ey hayırlar sahibi! Ben seni arkadaşlarının arasında yakından gözledim,
bana öyle bir şey ver (öğret) ki onu muhafaza ettiğimde sizden biri ve sizin
gibi olayım" dedim. Ebu Bekr ise: "Beş parmağını muhafaza edebilir
misin?" diye sorunca, ben: "Evet" cevabım verdim. Ebu Bekr
devamla: "Şehadet edersin ki Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şehadet
edersin ki Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem), O'nun kulu ve elçisidir.
Namaz kılarsın, malın varsa zekat verirsin, Beytullah'ı hac edersin, Ramazan
orucunu tutarsın. (Bunları) muhafaza ettin mi?" diye. sordu. Ben:
"Evet, (başka var mı?)" deyince, şu karşılığı verdi: "İki
kişinin başına geçip emirlik yapma." Ben: "Emirlik sadece Bedir
savaşına katılan sizlerde mi olacak?" deyince, "Emirliğin yayılıp
sana ve senden daha düşük olan kişilere ulaşması yakındır. Allah, Peygamberini
gönderince insanlar İslam'a girdi. Onlardan kimisi İslam'a girdi, Allah da ona
hidayet etti. Kimini kılıç zorladı. Onlar, Allah'ın gözetiminde, Allah'ın
ziyaretçileri ve komşularıdır. Kişi emir (lider) olup da insanlar birbirlerine
zulmederlerse ve karşılıklı haklarını almazlarsa, Allah o liderden intikammı
alır. Hatta sizden birisi Allah'ın o komşusunun arkasında olduğunu (onu
gördüğünü) bildiği halde, komşusunun koyunu alınır da, ona öfkesinden pazuları
şişkin bir hale gelir" karşılığını verdi.
Rafi' dedi ki: Aradan
bir sene geçtikten sonra Hz. Ebü Bekr halife seçildi. Ona yaklaşıp: "Ben
Rafi'yim. Şu günde ve şu yerde seninle karşılaşmıştım" deyince,
"Tanıdım" dedi. "Bana emirliği yasak etmiştin, fakat (görüyorum
ki) sen bundan daha büyüğüyle (halifelikle) Ümmet-i Muhammed'in başına
geçtin" deyince, şu karşılığı verdi: "Evet, her kim insalliar
arasında Allah'ın Kitab'ını tatbik etmezse, Allah'ın laneti o kişinin üzerine
olur."
*Hadisi Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir
kimselerdir.
9030. Humeyd b.
Abdirrahman b. Avf, babasından naklediyor: Ebu Bekr vefat edeceği hastalığa
yakalandığı zaman onu ziyaret etmek için yanına gittim. Selam verip:
"Nasılsın iyi misin?" diye sordum. Doğrularak oturup dedi ki:
"Allah'a hamdolsun iyiyim. Ben gördüğün gibi hastayım. Rahatsızlığımdan
dolayı benimle meşguloldunuz. Benden sonra size bir veliahd bıraktım. Bana
göre, sizin en hayırlınız olan birini sizin için seçtim. Hepiniz buna
kızacaksınız. Çünkü hepiniz kendinize verilmesini ümid ediyorsunuz. Hain olan
dünyanın sizlere geldiğini gördüm (yaşantınıza girmeye çalışıyor); ama henüz
gelemedi. Evlerinizi o ipek perdelerle, ipek minderlerle dayayıp
döşeyeceksiniz. Azerbaycan'ın yün yataklarından, sa'dan dikenleri
üzerindeymişsiniz gibi rahatsızlık duyacaksınız. Vallahi, sizden birinin had
tatbiki olmaksızın boynunun vurulması, dünya (nimetleri) seli içerisinde
yüzmesinden daha hayırlıdır."
Sonra şöyle dedi.
"Ben hiçbir şey için üzülmüyorum. Sadece yaptığım üç şeye üzülüyorum.
Onları hiç yapmamış olmayı arzuladım. Bir de yapmadığım üç şey vardır ki,
onları yapmayı arzuladım. Bir de üzüldüğüm üç şey var ki onları Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sarmayı arzuladım.
Yapmamış olmayı
arzuladığım üç şey: Hz. Fatıma'nın evine ait bir şeyi açmamış olmayı arzuladım.
Kendi üzerime savaş kilidi vurmayı arzuladım. Sakife Beni Saide gününde
(halifelik) işi (ni) şu iki adamdan birinin boynuna atmayı arzuladım: Ebu
Ubeyde ya da Ömer; onun Emirü'l-müminin olmasını, kendimin de onun veziri
olmamı arzuladım. Halid b. el-VelId'i dinden dönenlerin üzerine yolladığımda
Zü'l-kassa'da kalmayı arzuladım. Müslümanlar galip gelirlerse gelirlerdi; aksi
durumda ise (elimden geldiğince) destek ve yardımcı olurdum.
Yapmış olmayı
arzuladığım şeyler: Eş'as bana esir olarak getirildiğinde onun boynunu vurmayı
arzuladım. Çünkü bana, bütün şerler o adama uçup gitmiş gibi geldi. Fecat
es-Sülemİ bana getirildiği gün onu yakmayı arzuladım. Halid b. el-Velid'i
Şam'a, Ömer'i Irak'a gönderdiğimde sağ elimi ve sol elimi Allah yoluna açmış
olmayı arzuladım.
Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) sormayı arzuladığım üç şey: Bu (halifelik) işin(in) kimde
kalacağını sormayı arzuladım. Dolayısıyla bu işin ehli bundan dolayı
tartışmasın. Bu işte Ensar'ın bir etkisinin bulunup bulunmadığını sormayı
arzuladım. Halanın ve erkek kardeşin (mirastan) payım sarmayı arzuladım. Çünkü
bence bu ikisinin de ihtiyaç durumu vardır."
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravilerden Ulvan b. Davud
el-Beceli zayıftır. Bu rivayet onun reddedilen rivayetlerindendir.
9031. Ziyad b. el- Haris
es- Suda! anlatıyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek ona
biat ettim. Bana ulaşan bilgiye göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kabilemin üzerine bir ordu göndermeyi düşünüyormuş. Bunun üzerine:
"Ya Resulallah! Orduyu geri çevir. Onların Müslüman olmaları ve itaat
etmeleri (hususunda aracılık) için size uygun olan kişi benim" deyince,
Cenab-ı Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(O halde dediğini)
yap!" buyurdu. Ben de hemen kabileme mektup yazdım. Onlardan bir grup
elçi, Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e kabilemin müslüman
olduklarını ve itaat edeceklerini bildirmek üzere geldi. Peygamber Efendimiz
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Suda'ın kardeşi! Sen kabilen içersinde
sözü dinlenen birisin" buyurunca, ben:
"Bilakis Allah
onlara hidayet edip ihsanda bulundu" dedim. "Seni onlar üzerine lider
yapsam olur mu?" diye sorunca, ben: "Olur" cevabını verdim. Beni
onların başına lider yaptı. Bu sebeple bana bir meptup yazdı. Ondan, kavmimin
vereceği zekatlardan istedim. İstediğimi yerine getirdi. Resülullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), O gün bir seferdeydi. Bir yerde konakladı. Gecenin başından
itibaren onunla birlikte konakladık. Ondan ayrılmadım. Arkadaşları tek tek
ayrıldı. Nihayet onunla beraber benden başka hiç kimse kalmadı. Sabah vakti
olunca bana ezan okumamı emretti, ben de okudum. Daha sonra bana: "Ey
Suda'ın kardeşi! Yanında su var mı?" diye sordu. Ben: "Evet var ama
az, sana yetmez" deyince, "Suyu kaba dök, sonra bana getir"
buyurdu. Elini suyun içine soktu. Parmaklarından her iki parmağının arasından
kaynayan bir pınar gördüm. Sonra: "Ey Suda'ın kardeşi! Rabbimden
utanmasaydım su içerdik ve su isterdik. İnsanlara: ‘‘Abdest almak isteyen kim
var?’‘ diye seslen" buyurdu. Suya elini daldıran avuçlayarak su aldı.
Kamet getirmek üzere Bilal gelince: "Suda'ın kardeşi ezan okudu. Ezanı
okuyan kişi kamet getirir" buyurdular. Sabah namazını kıldırınca orada
konaklayanlar yanına geldi. Zekat memurlarını şikayet ediyorlardı. Onlar:
"Ya Resülallah! Cahiliye döneminde bizimle kabilemiz arasında geçen
olayları bize haber ver" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yüzünü ashabına çevirdi. Ben de onların arasındaydım. Şöyle buyurdu:
"Mümin bir adam için emirlikte (liderlikte) hiçbir hayır yoktur."
Birden emir (lider) olduğum aklıma geldi. Biri daha gelerek bir şey sorunca:
"Kim ihtiyacı olmadığı halde insanlardan dilenirse bu, başta ağrı, midede
hastalık yapar" buyurdu. Adam bunun üzerine: "Bana (sana gelmiş)
zekatlardan bir miktar ver" deyince, Peygamber Efendimiz (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Hiç şüphesiz Allah sadakaları (zekatları) sekizsınıfa
ayırmadıkça ne bir peygamberin, ne de başka birinin sadakalar hakkında hüküm
vermesine razı olmaz. Eğer sen o sekiz sınıftan isen sana hakkını veririm"
buyurdu. Sabah olunca: "Ya Resülallah! Benim emirlikten (liderlikten)
istifamı kabul et. Benim emirliğe ihtiyacım yok" dedim. "Peki,
neden?" diye sorunca: "Mümin bir adam için emirlikte hiçbir hayır
yoktur" buyurduğunuzu işittim ve iman ettim. Sizin:
"Kim ihtiyacı
olmadığı halde insanlardan dilenirse bu, başta ağrı, midede hastalık
yapar" buyurduğunuzu işittim. Ben de (daha önce) sizden istemiştim.
Üstelik zenginim." Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Bu, durum böyledir.
İster at ister bırak." Ben de: "Bilakis bırakıyorum" dedim.
Bana: "Kendisini idareci yapacağım bir adamı bana göster" diye emir
buyurunca, elçilerden bir adamı ona gösterdim. O da, onu emir (lider) yaptı.
İnsanlar: "Ya
Resulallah! Bizim bir kuyumuz var, kış olunca suyu çoğalır, biz de etrafında
toplanırız. Yaz gelince de suyu azalır. Biz de etrafınuzdaki başka su
kaynaklarına dağılırız. Bizim bugün dağılmaya gücümüz yok. Üstelik çevremizdeki
herkes te bize düşman. Kuyunun suyunu bize çoğaltması için Yüce Allah'a dua et"
deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yedi küçük taş istedi.
Elleri arasında taşları ovarak şöyle buyurdu: "Kuyunun yanına vardığınızda
taşları tek tek kuyuya atın ve Besmele çekin." Böyle yaptıktan sonra
kuyunun dibini (suyun çokluğunda dolayı) göremediler.
*Ben derim ki: Sünen'de bu hadisten bir bölüm bulunmaktadır .
*Hadisi Taberani rivayet
etmiş olup, ravilerden Abdurahman b. Ziyad b. En'um zayıftır. Ahmed b. Salih bu
zatı güvenilir kabul etmiş ve aleyhinde eleştiride bulunanların sözlerini
çürütmüştür. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.
9032. Nafi' anlatıyor:
Hz. Osman şehit edilince, Hz. Ali, İbn Ömer'in yanına gelerek: "Sen
insanlar arasında sevilen birisin. Şam'agit (ve orada vali ol)" deyince,
İbn Ömer: "Bu, Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan
yakınlığım, onunla olan beraberliğim ve aramızdaki arkadaşlık
sebebiyledir" diyerek bunu kabul etmedi. Hz. Ali bundan sonra (bu sebeple)
onun yanına tekrar gitmedi.
*Hadisi Taberani rivayet etmiştir. Ravilerden Leys b. Ebi Süleym
güvenilir biri olup, ancak tedlis yapmaktadır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Bir Işe Memur
Kılınan Hakkında