MECMAU

ZEVAİD

HAC

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Hac'daki Hutbeler

 

5621. Ebü Hurre er-Rakaşı, amcasının şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Teşrik günlerinin ortasında Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in evesinin yularını tutmuş insanları ondan uzaklaştırıyordum. Bu esnada kendisi şöyle buyurdu:

 

''Ey insanlar! Hangi ayda bulunduğunuzun farkında mısınız? Hangi günde bulunduğunuzun farkında mısınız? Hangi şehirde bulunduğunuzun farkında mısınız?" Dediler ki: "Haram olan bir aydayız, haram olan bir gündeyiz ve haram olan bir şehirdeyiz."

Dedi ki: "Şunu iyi biliniz ki; kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız birbirinize, bugün, bu ay ve bu şehrinizin haram kılındığı gibi kıyamete kadar haram kılınmıştır.''

 

Daha sonra ise şöyle dedi: "Beni iyi dinleyin ki hayat bulasınız. Dikkat edin! Birbirinize zulmetmeyin. Dikkat edin! Bir birinize zulmetmeyin.

 

Dikkat edin! Birbirinize zulmetmeyin. Şunu çok iyi bilin iz ki, bir müminin malı, ancak canı gönülden memnuniyetle vermesi halinde (diğerine) helal olur. Dikkat edin! Cahiliye, yani İslam öncesinden kalan her kan davası ve tefecilik şu ayağımın altındadır ve kıyamete kadar iptal edilmiştir. Kaldırılan ilk kan, Leys oğullarından Huzeyl'in öldürdüğü, süt kardeşi olan Rabia b. Harise b. Abdilmuttalib'in kanıdır. Dikkat edin! Cahiliye'den kalmış olan bütün faizler kaldırılmıştır. Yüce Allah da bu konuda ilk olarak Abbas b. Abdilmuttalib'in faizinin kaldırılmasına karar vermiştir. ‘‘Böyle yapmazsanız, bunun Allah'a ve Peygamberine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tövbe ederseniz sermayeniz sizindir. Böylece haksızlık etmemiş ve haksızlığa uğramamış olursunuz.’‘[Bakara, 279] Dikkat edin! Zaman, dönüp dolaşarak Yüce Allah'ın yer ve gökleri yaratmış olduğu aynı şekle gelmiştir.''

 

Daha sonra ise şu ayeti okudu: "Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah'a göre ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü hürmetli aydır. Bu dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin, topyekün sizinle savaşan putperestlerle siz de topyekün savaşın, Allah'ın sakınanlarla beraber olduğunu bilin."[Tevbe, 36] Dikkat edin! Sakın benden sonra birbirinizin boyunlarını vurmak suretiyle küfre dönmeyin. Dikkat edin! Şeytan, namaz kılanların kendisine kulluk etmesinden ümidini kesmiş bulunmaktadır. Ancak aranızda anlaşmazlık ve sürtüşme çıkarmaya devam etme ümidini kaybetmemiştir. Kadınlar konusunda Yüce Allah'dan sakınınız. Onlar sizlerin yanında çaresiz, emanet ve esirdirler. Onların sizinüzerinizde, sizin de onlar üzerinde: Sizin dışınızda kimseyi yatağınıza sokmamak, hoşlanmadığınız bir kişiyi evinize almamak gibi hakları vardır. Azgınlık yapmalarından endişelenecek olursanız o takdirde kendilerine nasihatte bulunun ve onların yataklarından uzaklaş ın ve iz bırakmayacak şekilde onlara vurun. Onların sizler üzerinizdeki hakları ise: "Onların yiyecek ve giyeceklerinin güzel bir şekilde minnetsiz olarak temini onların haklarıdır."[Bakara, 233] Siz onları Allah'ın birer emaneti olarak aldınız ve yine Allah adına onların ırz ve namuslarını helal edindiniz. Dikkat edin! Yanında emanet bulunan kişi emanetini vermesi gereken kişiye versin.''

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha sonra ellerini açarak şöyle buyurdu: ''Dikkat edin! Anlaşılır bir şekilde anlattım mı? Dikkat edin! Anlaşılır bir şekilde anlattım mı? Dikkat edin! Anlaşılır bir şekilde anlattım mı?'' Daha sonra ise şöyle dedi: ''O halde burada bulunanlar, bulunmayanlara anlatsın. Çünkü nice duyurulan, duyandan daha mutlu ve anlayışlıdır.''

 

Humeydi ekledi: Hasan'a bu sözler aktarılınca şöyle dedi: "Vallahi O'ndan (bu sözleri) işitenler, kendilerinden daha fazla mutluluk duyan kavimlere bunu aktardılaL"ı

 

*Derim ki: Ebu Davud, bunun sadece kadınların dövülmesiyle ilgili kısmını irad etmiştir.

Hadisi, imam Ahmed rivayet etmiştir. Ebu Hurra er-Rakaşı isimli raviyi Ebu Davud tevsık etmiş, ibn Main ise zayıf addetmiştir. isnadında yer alan Ali b. Zeyd şaibelidir.

 

 

 

5622. Ebu Nadre der ki: Teşrik günlerinin ortasında Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hutbesini dinleyen kişi bana O'nun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu aktardı:

"Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Arabın Arap olmayana, beyazın siyaha, siyahın beyaza, Allah'a göstereceği saygı dışında, hiçbir '-stünlüğü yoktur. Dikkat edin! Anlaşılır bir şekilde anlattım mı?" Bunun üzerine ashab: ''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlaşılır bir şekilde anlattı" diye cevap verdiler. Daha sonra: "Bu nasıl bir gündür?" diye sordu. Dediler ki: "Saygın (haram) bir gündÜL" Dedi ki: "Bu hangi "'ydır?" Dediler ki: "Saygın (haram) bir aydır." Dedi ki: "Bu hangi şehirdir?" Dediler ki: "Saygın (haram) bir şehirdir."

 

Şöyle buyurdu: "Yüce Allah bu gününüzü, bu ayınızı ve bu şehrinizi saygın (haram) ve dokunulmaz kıldığı gibi kendi aralarınızda kan, mal ve ırzlarınızı da haram ve saygın kılmıştır. Anlaşılır bir şekilde anlattım mı?"

 

Ashab: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlaşılır bir şekilde tebliğ etti" diye cevap verdiler. O da şöyle buyurdu: "O halde burada bulunanlar (anlattıklarımı) bulunmayanlara tebliğ etsinler, "

 

*Hadisi, imam Ahmed rivayet etmiştir. Ravileri Sahih ricalidir.

 

 

 

5623. İbn Ömer anlatıyor: Bu sure Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in üzerine indiğinde kendisi Teşrik günlerinin ortasında Mina'daydı ve bunun kendi ölümünün bir habercisi olduğunu anladığı için bineği Kasva'nın getirilmesini emretti. Getirildiğinde ona binerek Akabe'de insanlara konuşma yapmak üzere durdu. Müslümanlardan büyük bir kalabalık etrafına toplandı. Yüce Allah'a layıkı vechile hamd ve övgüde bulunduktan sonra şöyle buyurdu:

"Ey insanlar! Cahiliye, yani İslam öncesinden kalan her kan davası iptal edilmiştir. Kaldırılan ilk kan, Leys oğullarından Huzeyl'in öldürdüğü, süt kardeşi olan Rabia b. Harise b. Abdilmuttalib'in kanıdır. Cahiliye'den kalmış olan bütün faizler kaldırılmıştır. Bu konuda ilk olarak kaldırdığım faiz ise Abbas b. Abdilmuttalib'in faizidir."

"Ey insanlar! Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gibi aynı duruma döndü. Allah'ın katında aylar on ikidir. Bunların dördü mukaddes (haram) aylardır ki üçü peşpeşe gelen Zilkade, Zilhicce ve Muharrem, dördüncüsü de Cemaziyelahir ile Şaban'ın arasındaki Recep'tir. "Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah'a göre ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü hürmetli aydır. Bu dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin, topyekun sizinle savaşan putperestlerle siz de topyekun savaşın, Allah'ın sakınanlarla beraber olduğunu bilin."[Tevbe, 36]

"Küfürde gerçekten ileri gitmektir. Inkar edenler Allah'ın haram kıldığı ayların sayısına uydurmak için, onu bir yıl haram, bir yıl helal sayıyor, böylece Allah'ın haram kıldığını helal kılıyorlar. Kötü işleri kendilerine güzel göründü. Allah inkar eden toplumu doğru yola eriştirmez. "[Tevbe, 37] Onlar, bir yıl Safer ayını, bir yıl ise Muharrem ayını haram sayıyorlar ki işte bu da, ‘‘Nesi’‘ (hürmetli ayların yerlerini değiştirip geciktirmek) demektir.

 

''Ey insanlar! Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Ey insanlar! Şeytan kıyamete kadar şu topraklarınızda yeniden nüfuz ve saltanat gücünü kaybetmiştir. Fakat bu kaldırdığım şeyler haricinde küçük gördüğünüz işlerde de ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan sakınınız.''

 

''Ey insanlar! Kadınlar yanlarınızda esirdirler. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Ayrıca onların namuslarını ve ismetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız; yatağınıza başka birini almamakla aile şerefinizi korumaları ve sizlere iyi şeylerde itaat etmeleridir. Bunlara riayet etmeleri halinde onlar üzerinde bir baskı uygulayamazsınız. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları; örfe göre her türlü giyim ve yiyeceklerini temin etmenizdir. Dövecek olursanız, iz bırakmayacak şekilde vurunuz. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz, başkasına helal değildir. Ancak gönül hoşluğuyla verilen başka.''

 

''Ey insanlar! Size bir emanet bırakıyorum ki siz ona sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiçbir zaman şaşırmazsınız. O emanet, Allah'ın Kitab'ıdır; onunla amel edin."

nEy insanlar! Bu nasıl bir gündür?" Dediler ki: nSaygın (haram) bir gündür." Buyurdu ki: nBu hangi aydır?" Dediler ki: nSaygın (haram) bir aydır." Buyurdu ki: nBu hangi şehirdir?" Dediler ki: nSaygın (haram) bir şehirdir."

Şöyle devam etti: nYüce Allah bu gününüzü, bu ayınızı ve bu şehrinizi saygın (haram) ve dokunulmaz kıldığı gibi kendi aralarınızda kan, mal ve ırzlarınızı da haram ve saygın kılmıştır. O halde burada bulunanlarınız bulunmayanlarınıza (söylediklerimi) anlatsın ki benden sonra peygamber yoktur ve sizden sonra da ümmet yoktur." Daha sonra da ellerini kaldırarak şöyle dedi: "Şahid ol, ya Rab!"

 

*Derim ki: Sahıh ve başka kaynaklarda bir kısmı yer almıştır.

Hadisi Bezzar rivayet etmiştir. isnadında yer alan Musa b. Ubeyde zayıftır.

 

 

 

5624. Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gibi aynı duruma döndü. ‘‘Allah'a göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü hürmetli aydır ... ‘‘ Üçü arka arkaya gelir, dördüncüsü de Cemaziyelahir ile Şaban'ın arasındaki Recep'tir. "

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir. isnadında yer alan Eş'as b. Sevar şaibeli olmakla birlikte güvenilirdir.

 

 

 

5625. Fadale b. Ubeyd el-Ensari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında şöyle buyurdu: "Bu saygın bir gün ve saygın bir aydır. Birbirinizin kan, mal ve ırları da bu gün, bu ay ve bu topraklarınızın saygın olduğu gibi saygın ve ona kavuşacağınız güne kadar haramdır. Hatta bir Müslümanın başka bir Müslümanı kötü maksatla bir defa dahi olsa, tmesi de böyledir. Sizlere Müslümanın kim olduğunu söyleyeyim: Müslüman, insanları eli ve diliyle rahatsız etmeyendir. Mümin, insanlara mal ve canları konusunda güven sağlayan kimsedir. Muhacir, hata ve günahlarından, hicret edip onları terk eden kimsedir. Mücahit ise, Yüce Allah'a itaat konusunda kendi kendisiyle mücadele eden kimsedir."

 

*Derim ki: ibn Mace bu hadisin sadece: "Mümin, insanlara mal ve canlart konusunda güven sağlayan kimsedir. Mücahit ise, Yüce Allah'a itaat konusunda kendisiyle mücadele eden kimsedir" kısmını irad etmiştir.

Hadisi Bezzar ve kısa metinle Taberani el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiştir.

Bezzar'ın ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

5626. Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kurban bayramı günü Mina'da devesi üzerinde insanlara hitap etmiştir. (Hadisin devamı Ebu Bekre rivayetiyle aymdır)1

 

*Hadisi Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ravileri Sahih ricalidir.

 

 

 

5627. Ebu Malik el-Eş'ari bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında Kurban bayramı günleri şöyle buyurdu: "Bu haram, saygın olan gün değil mi?" Dediler ki: "Elbette, ya Resulallah." Buyurdu ki: "Aranızdaki kıyamete kadar devam edecek olan saygınlık ve dokunulmazlık, işte bu günkü gibidir. Sizlere kimin Müslüman olduğunu anlatayım mı? İnsanları eli ve diliyle rahatsız etmeyendir. Sizlere müminin kim olduğunu söyleyeyim mi? İnsanlara, mal ve canları konusunda güven sağlayan kimsedir. Sizlere muhacirin kim olduğunu söyleyeyim mi? Hatalarından, hicret eden, onları terk eden kimsedir. Bu günün haram olduğu gibi mümin, mümine haramdır. Hakkında gıybet etmek suretiyle onun eti haramdır. Şahsiyetini zedelemek suretiyle ırzı haramdır. Tokatlamak suretiyle yüzü haramdır. Akıtmak suretiyle kanı haramdır. Zulmetmek suretiyle malı haramdır. Onu itmek suretiyle eziyet etmesi bile haramdır. "

 

 

 

5628. Başka bir rivayette ise "Kurban bayramı günleri ortasında" ibaresi geçer. Yine ayın rivayette şu ifade vardır: "Hatta onu sıkıntıya sokacak şekilde itmesi dahi haramdır. "

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Muhammed b. İsmail b. Ayyaş zayıftır.

 

 

 

5629. Ammar b. Yasir bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere konuşma yaparak şöyle buyurdu: "Bu hangi gündür?" Dedik ki: "Kurban bayrarın günü." Sordu: "Bu hangi aydır?" Dedik ki: "Haram olan Zilhicce ayıdır." Dedi ki: "Bu hangi şehirdir?" Dedik ki: "Kutsal şehirdir." Buyurdu ki: "Birbirinizin kanı mal ve ırzları da bu gününüzı bu ay ve bu tapraklarınız da saygın olduğu gibi saygın ve haram (dokunulmaz)dır. Burada bulunanlar bulunmayanlara tebliğ etsin. "

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında tanımadığım biri vardır.

 

 

 

5630. Haris b. Amr bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Mina veya Arafat'tayken görmüştüm. Bedeviler ona gelip onun yüzünü. gördüklerinde: "Bu güzel dürüst bir yüzdür" diyorlardı. "Ya Resulallah! Bağışlanınam için dua buyur" dediğimde: "Allahım! Bizleri bağışla" dedi. Sonra dolaşıp kendisine tekrar: "Ya Resulallah! Bağışlanmam için dua buyur" deyince: "Allahım! Bizleri bağışla" dedi. Daha sonra dolaşıp kendisine tekrar: "Ya Resulallah! Bağışlanınam için dua buyur" deyince yine: "Allahım! Bizleri bağışla" deyip tükürdü ve etrafındakilere bulaşması endişesiyle tükürüğünü eliyle alarak ayakkabısına sürdü ve daha sonra da şöyle buyurdu:

"Ey insanlar! Bu hangi gündür? Bu hangi aydır? Birbirinizin kan, mal ve ırzları bu gününüz, bu ay ve bu topraklarınız da saygın olduğu gibi saygın ve haram (dokunulmaz)dır. Allahım! Açıkça tebliğ ettim mi? Burada bulunanlar bulunmayanlara anlatsın." Bizlere sadaka (zekat) vermemizi emrederek şöyle dedi: "Sadaka veriniz. Bilemiyorum bundan sonraki günümde beni göremeyebilirsiniz." Mikat yeri olarak Yemen halkına Yelemlem'i, Irak veya Doğu halkı içinde Zatu'l-İrk denilen yeri tayin ederek belirttiği yerlerden telbiye getirmelerini emretti.

 

*Derim ki: Hadis bu şekilde devam etmektedir. Ebu Davud kısa metinle irad etmiştir. *Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-kebir'de özet olarak rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

5631. Abdullah b. Amr b. el-As bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında insanlara hutbe vererek Yüce Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Hac ibadetlerini (uygulamalarını) (benden öğrenip) alın.

Bilemiyorum, bundan sonraki yılımda hac ibadetini yapamayabilirim. "

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Süleyman b. Davud es-San'ani isimli ravi hakkında bilgi verene rastlayamadım.

 

 

 

5632. Vabisa b. Ma'bed el-Cuheni anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Veda haccında hutbe verirken gördüm. Şöyle diyordu:

"Ey insanlar! En saygın ay hangisidir?" Dediler ki: "Bu ay." Sordu: "En saygın gün hangisidir?" Dediler ki: "Bu, yani kurban bayramı günü." Buyurdu ki: "Yüce Allah'ın katında en saygın şehir ve yer hangisidir?" Dediler ki: "Burasıdır." Buyurdu ki: "Kanlarınız, mallarınız, namuslarınız, birbirinize, Rabbinize kavuşacağınız güne kadar, bu toprağınızdaki, ayın ız daki ve bu gününüzün saygın ve dokunulmaz olduğu gibi dokunulmaz (haram)dır. Dikkat ediniz! Gerektiği gibi tebliğ ettim mi? " İnsanlar: "Evet" dediler. Bunun üzerine ellerini kaldırarak: "Ey Allahım! Şahit ol." Daha sonra ekledi: "Sizlerden burada bulunanlar bulunmayanlara (bu söylediklerimi) anlatsınlar. "

Vabisa dedi ki: "İşte biz işitenler, orada bulunmayanlara sizlere böylece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in dediği gibi anlatıyoruz."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında yer alan Vabisa'nın azatlısı Yesar isimli ravi hakkında bilgi verene rastlayamadım. Hadisi, ayrıca Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

5633. Abdullah b. ez-Zübeyr'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında: "Hangi şehir daha saygındır?" diye sorunca:

"Mekke" denildi. "Peki hangi ay daha saygındır?" diye sorunca: "Zilhicce ayı" denildi. "Peki hangi gün daha saygındır?" diye sorunca: "Hacc-ı ekber olan Kurban bayramı günü" denildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kanlarınız ve mallarınız, bir birinize, Rabbinize kavuşacağınız güne kadar, bu toprağınız, bu ayınız ile bu gününüzün saygın ve dokunulmaz olduğu gibi haramdır. Sakın Yüce Allah'ın bu saygın yerleri ve zamanlarında kan akıtıldığını görmeyeyim. "

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Furat b. Ahnef zayıftır.

 

 

 

5634. Abbad b. Abdillah b. ez-Zübeyr anlatıyor: Arefe günü, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in devesinin boğazının altında duran kişi, aym zaman da tellal Rabia b. Umeyye b. Halef el-Cumehi olup, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Şöyle bağır!" buyurdu: "Ey insanlar! Hangi ayda olduğumuzdan haberiniz var mı?" Dediler ki: "Evet, saygın aydayız." Şöyle devam etti: "Yüce Allah kanlarınız ve mallarınızı, Rabbinize kavuşacağınız güne kadar, bu ayınızı saygın ve dokunulmaz kıldığı gibi dokunulmaz ve haram kıldı. "

Daha sonra: "Bağır, hangi şehirde yaşadığınızın farkında mısınız?" diye sorunca "Kutsal şehir" cevabını verdiler. "Kanlarınız ve mallarınız, birbirinize, Rabbinize kavuşacağınız güne kadar, bu toprağınızın dokunulmaz olduğu gibi haramdır." dedi. Daha sonra ise: "Bağır, bu hangi gündür?" diye sordu. Bunun üzerine o da kendisine emredildiği gibi bağırdı. Dediler ki: "Bu (Kurban bayrarm günü), kutsal bir gündür. Ayrıca bu, hacc-ı ekberdir." Bunun üzerine: "Yüce Allah kanlarınız ve mallarınızı, Rabbinize kavuşacağınız güne kadar, bu gününüzü saygın ve dokunulmaz kıldığı gibi dokunulmaz ve haram kıldı" buyurdu.

 

*Hadisi Taberani', el-Mu'cemu'l-kebır'de gördüğünüz şekilde mürselolarak rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

5635. Huceyr'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında konuşma yaparak: "Ey insanlar! Bu hangi şehirdir?" diye sordu. "Kutsal şehirdir" dediler. "Bu hangi aydır?" diye sordu. "Kutsalolan aydır" cevabını verdiler. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Şunu iyi bilin iz ki, kanlarınız mallarınız ve ırz (namuslarınız) bu gününüz, bu ayın ız ve bu şehrinizin kutsalalduğu gibi kutsal ve dokunulması haramdır. Burada bulunanlarınız bulunmayanlarınıza bu bilgileri aktarsın. Benden sonra birbirinizin boynunu vurmak suretiyle küfre geri dönmeyin."

 

*Hadisi Taberani', el-Mu'cemu'l-kebır'de Mahşi' b. Huceyr yoluyla rivayet etmiştir. Bu kişinin biyografisini verene rastlayamadım.

 

 

 

5636. Ebu Umame Sudey b. Aclan el-Bahili bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında Arefe günü bir deveye binmiş olarak gelip insanların arasında durarak: "Bu hangi gündür?" diye sorunca "Kutsal gün olan Arefe günüdür" cevabını verdiler. "Peki bu hangi aydır?" diye sorunca "Kutsal olan aydır" dediler. "Bu hangi şehirdir?" diye sorunca "Kutsal olan şehirdir" karşılığını verdiler. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Şunu iyi bilin iz ki, kanlarınız mallarınız ve ırz (namuslarınız) bu gününüz, bu ayınız ve bu şehrinizin kutsalolduğu gibi kutsal ve dokunulması haramdır. Şunu iyi biliniz ki benim duam hariç bütün peygamberlerin duaları gelip geçmiştir. Bense Yüce Allah katındaki hakkımı kıyamet gününe sakladım. Peygamberler ümmetlerinin çokluğu ile yarışırlar; o halde beni mahcup etmeyin. Ben, sizleri Havz'ın kapısında oturup bekleyeceğim. "

 

 

 

5637. Ebu Ümame'den gelen başka bir rivayette ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccı zamanı Ced'a isimli devesinin üzerinde iki ayağını mahmuzlara sokmuş olarak ellerinden birini bineğinin ön, diğerini ise arka tarafına dayamış bir vaziyette şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! İyi dinleyin ve kulak verin. Sizler belki de bu yılınızdan sonra beni göremeyeceksiniz." Bundan sonrası ise önceki hadisin aynısı olarak devam etmektedir.

 

*Hadisin hepsini Taberani el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Bakiyye b. el-Velid isimli kişi güvenilir olması yanında müdellistir. Bunun dışındakiler güvenilir kimselerdir.

 

 

 

5638. Yine Ebu Umame'den gelen başka bir rivayette ise Ced'a isimli devesinin üzerine binmiş ve arkasında da Fadl b. Abbas bulunan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle derken işittim: "Sakın Yüce Allah adına yemin ederek bir hüküm vermeyiniz. Yüce Allah kendi adını anıp yemin ederek hüküm veren kişileri yalancı çıkarır."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Ali b. Yezıd şaibeli olmakla birlikte güvenilirdir.

 

 

 

5639. Bera b. Azib ve Zeyd b. Erkam derler ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle derken işittik: "Kanlarınız ve mallarınız, sizler bu şehrinizde bu içinde bulunduğunuz gününüz gibi kutsal ve haramdır. "

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan ibrahım b. Muhammed b. Meymun zayıftır.

 

 

 

5640. İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o gün ashabına küçük baş hayvan dağıttı veSa'd b. Ebi Vakkas'ın payına bir teke düştü ve o da onu kurban etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Arafafta durunca gür sesli birisi olan Rabia b. Umeyye b. Halef'e kalkmasını emredince, o da kalkıp O'nun devesinin meme hizasında durdu. Ona: "Bağır: Ey insanlar! Bu, hangi aydır biliyor musunuz?" dedi. O da bunu bağırarak duyurunca 'insanlar şöyle cevap verdiler: "Kutsal ay." Sordu: "Bağır: Bu hangi şehirdir, farkında mısınız?" Dediler ki: "Kutsal şehirdir." Sordu: "Bağır: Bu hangi gündür, farkında mısınız?" Dediler ki:

"Büyük hac günüdür." Dedi ki: "Bağır!" Bunun üzerine adam şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu gününüzün, bu şehrinizin ve bu ayınızın kutsal ve haram olduğu gibi aynı şekilde canlarınız ve mallarınızı kutsal ve haram kılmıştır."

 

Nihayet Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haccını yapıp ta Arafat'ta dururken şöyle buyurdu ki: "Burası vakfe yeridir ve Arafat'ın tamamında da durulabilir." İmamın Müzdelife'de durduğu yerde durduğunda ise şöyle buyurdu: "Bu yer ve tüm Müzdelife aynıdır, durulabilir."

 

*Hadisi Taberani. el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

5641. Şuayb b. Ömer anlatıyor: Mekke'ye gitmek üzere yola çıktım. Dariyye denilen yere vardığımda kardeşlerimden biri bana: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile sohbeti bulunan, yani onun ashabından olan birinin yanına gitmeye ne dersin?" diye sorunca ben de ona: "Olur" dedim. Dedi ki: "Falanca yerde kurulmuş olan çadırın sahibi ashabdandır." Arkadaşlarıma: "Hadi kalkın da onun yanına gidelim" dedim ve kalkıp yanına varıp ona selam verdik. O da selamımızı alıp:

"Kimlerdensiniz?" diye sorunca dedik ki: "Bizler Basralı bir grubuz. Duyduğumuza göre sizlerin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikteliğiniz varmış." Şu karşılığı verdi: Evet; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bulundum ve Veda haccında minberinin altında oturdum. Minbere çıkıp Yüce Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu:

"Yüce Allah şöyle buyuruyor: ‘‘Ey insanları Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız.’‘[Hucurat, 13] Dolayısıyla Arap olanın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap olana, beyaz olanın siyah olana, siyah olanın beyaz olana takva dışında bir üstünlüğü yoktur. Ey Kureyş topluluğu! Kıyamet günü insanlar ahiretliklerle gelirken sizler sakın dünyayı dünyalıklarla sırtlanmış olarak gelmeyin; benim sizlere bir faydam dokunmaz. "

 

(Bu) adama: "Adın nedir?" diye sorunca şu karşılığı verdi: "Ben; Cahiliye dönemi Dahya süvarilerinden Adda b. Halid b. Amir'im."

 

*Hadisi Taberani', el-Mu'cemu'l-kebır'de birkaç kanalla. rivayet etmiştir. Bu zayıftır.

Ancak aynı kişinin Arafat günü hutbesi ile ilgili sahi'h bir isnadı vardır.

Derim ki: Buna benzer hadisler inşallah Diyetler ve Fitneler kitaplarında gelecek.

 

 

 

5642. Ka'b b. Asım el-Eş'ari der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Veda haccı günü, Teşrik günleri ortasında hutbe okumak suretiyle şöyle buyururken işittim:

"Bu gün kutsal (saygın) mıdır?" Dediler ki: "Tabii ki ya Resulallah!"

Bunun üzerine şöyle buyurdu:

"Sizlerin birbiriniz için olan saygınlığınız (kutsallığınız) bu günkü gibi kutsal ve saygındır. Sizlere Müslümanın kim olduğunu söyleyeyim mi? Müslüman; diğer müslümanların elinden ve dilinden zarar gelmeyeceğine inandıkları kişidir. Sizlere müminin kim olduğunu söyleyeyim mi? Mümin, müslümanların malları ve canları konusunda kendisine güvenilen kişidir. Sizlere muhacirin kim olduğunu söyleyeyim mi? Muhacir, Yüce Allah'ın yasaklarından kaçıp onlardan uzaklaşan kişidir. Mümin, mü mine bu günün kutsalolduğu gibi kutsal ve dokunulmazdır. Onun eti kendisi hakkında gıybet etmek suretiyle haramdır. Onun namusuna dil uzatmak suretiyle namusu da haramdır. Tokat atmak suretiyle onun yüzü haramdır. Ona eziyet ve sıkıntı vermek haramdır. Kişinin onu itmek suretiyle sıkıntı vermesi haramdır."ı

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Hüseyin'in kızı olan Kerame isimli ravinin biyografisini verene rastlayamadım.

 

 

 

5643. Kulsum b. Cubeyr bildiriyor: Anbese b. Said ile beraberdik. Bir gün Haccac'ın yanına gittik. O esnada kendisine Ebu Gadiye el-Cuheni isimli bir adam geliverdi. Bunun üzerine Abdula'la b. Abdillah: "Kalkıp onu ağırlaym ve deyin ki: Şimdi gelecek" dedi. Bizler de o adamı karşılayarak kendisine: "Şimdi dönecek" dedik. Adam bineğinden inerek Abdula'la b. Abdillah'ın yanına gitti ve su getirilmesini istedi. Bunun üzerine kendisine cam bir bardakta su getirilince bundan su içmedi; daha sonra kendisine ağaçtan yapılmış bir bardaktan su getirildi. İçti ve şöyle dedi: "Aileme mal getirirken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e biat ettim." Bunun üzerine yanında, Abdula'la b. Abdillah olan Raşid b. Uneyf: "Bu sağ elinle mi (biat ettin)?" diye sordu. Bunun üzerine Abdula'la b. Abdillah onu dürterek: "Her halde soluyla olacak değil ya?" diye çıkıştı. Adam şöyle anlattı:

Akabe günü hazır bulunduğum hutbede Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şunu iyi bilin iz ki, kanlarınız ve mallarınız bu gününüz, bu ayınız ve bu şehrinizin kutsalolduğu gibi kutsal ve dokunulması haramdır. Benden sonra birbirinizin boynunu vurmak suretiyle küfre geri dönmeyin."

Nihayet Hz. Osman'ın kuşatıldığı gün bir adamın: "Bu adam (Osman) öldürülmeyecek mi?" dediğini işittim. Bir de baktım ki o kişi Ammar'mış. Şayet o kişinin etrafında arkadaşları olmasaydı onun karnını deşecektim. Şöyle dua ettim: "Ey Allahım! Dilersen onunla beni karşı karşıya getirirsin." Daha sonra Sıffin savaşı sırasında yakışıklı bir kişinin piyadelere komuta etmekte olduğunu gördüm; zırhına baktığımda aniden diz kapağı açılınca onun yaraladım; bir de ne göreyim o Ammar'mış.

 

 

 

5644. Yine ondan rivayet edildiğine göre şöyle anlattı: Ammar b. Yasir bizim en seçkinlerimizdendi... Olayın aynısını aktardıktan sonra şu ibareler geçmektedir: Bizlerden bir azatlı köle şöyle konuştu: "Hangi el onu yakaladı? O, ne hayırsız eldir. Bana göre sapıklığı o adamdan (Ammar'ın katilinden) daha açık bir adam yoktur. Kendisi Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ne dediğini duyduğu halde daha sonra Ammar'ı öldürdü."

 

*Hadisi Taberani, bu şekilde el-Mu'cemu'l-kebir'de iki kanalla rivayet etmiştir.

Birisinin ravileri Sahıh ricalidir.

 

 

 

5645. Cahiliye zamanında bir put evinin sahibesi olan Nabhan'ın kızı Serra anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Veda haccında şöyle derken işittim:

"Bunun, hangi gün olduğunu biliyor musunuz?" O gün Ravs günü diye isimlendirdikleri bir gündü, Dediler ki: "Yüce Allah ve elçisi daha iyi bilir," Buyurdu ki: "Bu, Teşrik günlerinin ortasıdır," Sonra sordu: "Bunun hangi şehir olduğunu biliyor musunuz?" Dediler ki: "Yüce Allah ve elçisi daha iyi bilir," Buyurdu ki: "Bu, el-Meş'aril-Haram'dır," Daha sonra şöyle dedi: "Ben belki de bundan sonraki yılınızda sizlerle buluşamayacağım. Şunu iyi bilesiniz ki, kanlarınız, mallarınız ve namuslarınız, bu ayınızda ve bu şehrinizde ki bu gününüz gibi, Rabbinizle buluşup ta yaptıklarınızı sizlere soracağı ana kadar kutsal ve dokunulmazdır, Dikkat ediniz, sizlerden en yakındakiler en uzaktakilere bunu (söylediklerimi) ulaştırsın. Ben sizlere tebliğ ettim mi?" Daha sonra Medine'ye vardığımızda fazla geçmeden Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etti.

 

*Derim ki: Ebu Davud'da bir bölümü yer almıştır.

Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

5646. Cemre binti Kuhafe der ki: Veda haccında müminlerin annesi Ümmü Seleme ileydim . Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle derken işittim: "Ey ümmetI Tebliğ ettim mi?" Bunun üzerine onun çocuğu kendisine: "Ey anneciğim neden annesine sesleniyor?" Şu karşılığı verdi: "O, annesine (ümmü'ne) değil ümmetine sesleniyor." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle diyordu: "Şunu 'iyi bilesiniz ki, kanlarınız, malların ız ve namuslarınız, bu ayınızda ve bu şehrinizdeki bu gününüz gibi, kutsal ve dokunulması haramdır. "

 

*Hadisi Taberanl, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Hüseyin b. Azib isimli ravinin biyografisini verene rastlayamadım.

 

 

 

5647. Ebu Kuteyle'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında insanların arasında ayağa kalkarak şöyle buyurdu: "Benden sonra peygamber yoktur. Sizlerden sonra da ümmet yoktur.

Rabbınıza ibadet ediniz. Beş vaktinizi tam yerine getiriniz. Ayınızı oruçla geçiriniz. Önderlerinize itaat ediniz. Böylece daha sonra da Rabbinizin cennetine giriniz. "

 

*Hadisi Taberani', el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Bakiyye isimli ravi güvenilir olması yanında müdellistir. Bunun dışındakiler güvenilir kimselerdir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Haccın Fazileti