MECMAU

ZEVAİD

HAC

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Haccın Fazileti

 

5648. İbn Ömer bildiriyor: Mina mescidinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile oturuyordum. Kendisine Ensar'dan ve Sekif kabilesinden birer - adam gelerek ona selam verdikten sonra: "Ya Resulallah! Sana şunları sormak üzere geldik" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Dilerseniz ikinize ne sormaya geldiğinizi ben söyleyeyim. İsterseniz ben susayım, siz ikiniz de sormak istediğinizi sorun." İkisi dediler ki: "Sen söyle ya Resulallah!" Bunun üzerine Sakifli, Ensar'dan olana: "Sen sor!" dedi. O da: "Siz buyurun ya Resulallah!" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Sen, evden çıkıp ta Beytullah'a yönelmen karşılığında ne elde ettiğini; tavaf sonrası kılmış olduğun iki rekat namaz için kazanımının ne olacağını; Safa ile Merve arasında gidip gelmenin karşılığının ne olacağını; Arafat'ta durman sonucunda ne kazandığını; Şeytan taşlamakla ve kurban kesmekle sana ne verileceğini; saçlarını kazımanın mükafatının ne olduğunu; bundan sonra yapmış olduğun tavafin ifada tavafiyla birlikte sana ne kazandırdığını sormaya geldin."

 

Bunun üzerine adam dedi ki: "Seni hakla gönderene yeminler olsun ki bu sıraladığın şeyleri sormak için gelmiştim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Sen evinden çıkıp ta Beytullah'a yöneldiğinde seni taşıyan devenin ayağını her kaldırıp yere koyuşunda Yüce Allah senin bir günahını silip sana bir sevap yazdırmıştır. Tavaftan sonra kılmış olduğun iki rekatlık namazın karşılığında ise İsmail peygamberin çocuklarından birini azat etmiş sevabı verilmiştir. Bundan sonra Safa ile Merve arasındaki yürümene karşılık ise yetmiş köle azat etmiş gibi sevapvardır. Arafat'taki vakfene karşılık ise Yüce ve Ulu olan Allah, dünya semasına inerek sizlerle meleklerine karşı öğünerek şöyle der: ‘‘Kullarım en ücra ve uzak yerlerden saçları başları toz içinde cennetim ümidiyle geldiler. Günahlarınız kum zerrecikleri veya yağmur tanecikleri kadar veya deniz kabarcıkları miktarınca dahi olsa onlar affeder -veya onları affederim- Kullarım! Günahlarınız ve şefaat ettiğiniz kişilerin günahları bağışlanmış olarak dağılın.’‘ (Şeytana) atmış olduğun her taşın karşılığında ise, işlemiş olduğun bir büyük günahın bağışlanması vardır. Kesmiş olduğun kurbanın karşılığı ise Rabbının katında karşına azık olarak çıkacaktır. Kazımış olduğun saçının her bir kılına, teline karşılık bir sevap yazılıp bir günah silinecektir. Bunlardan sonra Beytullah'a yaptığın tavaf karşılığında ise günahsız olarak tavaf ederken bir melek gelip senin koluna girerek şöyle der: Bundan sonrası için çalış. Çünkü bundan önceki günahların bağışlandı."

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir.

 

 

 

5649. Taberani el-Mu'cemu'l-kebır'de yukarıdaki hadisin benzerini hadisin başındaki şu farkla şöyle rivayet etmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında biri Ensar'dan, diğeri Sekif kabilesinden olmak -üzere iki adam gelmiş ve Ensar'dan olan kişi diğerinden çabuk davranmıştır. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sekifli olan kişiye: "Ey Sekifli kardeş! Ensar'dan olan seni geçti" buyurdu. Bunun üzerine Ensar'dan olan kişi: "Ya Resulallah! Ben öncelik hakkımı ona veriyorum" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Ey Sekiflilerin kardeşi! Dilediğini sor. İstersen sormaya geldiğin şeyi ben söyleyeyim" deyince adam: "Bunu yapman benim için daha ilginç olur" karşılığını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sen namazın, namazdaki yaptığın rekatın, secden ve tutmuş olduğun oruç hakkında soru sormaya geldin (öyle değil mi)?" Adam: "Seni hakla gönderene yemin olsun ki tam da onlar için gelmiştim" cevabını verdi. "Gündüzün başı veya gecenin başı ve sonunda namaz kılıp ortasında uyu" buyurunca adam:

"Şayet ortasında namaz kılarsam ne olur?" diye sordu. Şöyle devam etti:

"Namaz kılmak isteyip te rüku yaptığında ellerini dizlerine koyup parmaklarının arasını aç. Daha sonra da başını kaldırdığında bütün eklemlerin yerine yerleşinceye kadar bekle. Secde yaptığın zaman alnını yere yerleştir ve veri didikler gibi secde yapma. Ayrıca ayın on üç, on dört ve on beşinci günlerinde oruç tut." Daha sonra Ensar'dan olana yönelerek: "İster sen sor, istersen ben cevap vereyim?" deyince adam: "Bu, benim daha çok hoşuma gider" karşılığını verdi. Buyurdu ki: "Sen ise Beytullah'a gitmek üzere evinden ayrılmanın karşılığında ne kazanacağım sormaya geldin, "

 

*Bezzar'ın ravileri güvenilir kimselerdir. Bezzar dedi ki: "Bu hadis, bir çok kanalla rivayet edilmiştir. Ancak bundan daha sağlam olanını bilmiyoruz,"

 

 

 

5650. Enes bin Malik bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Mina mescidinde oturuyorduk Ensar'dan bir, Sekif'ten de bir adam gelerek kendisine selam verip övgüde bulunarak: "Ya Resulallah! Sizlere şunları sormaya geldik" deyince (onlar daha sorularına başlamadan önce) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "İsterseniz sormaya geldiğiniz şeyi ben sizlere söyleyeyim veya isterseniz ben susayım sizler sorun?" buyurdu. İkisi dediler ki: "Bizlere sen söyle, ya Resulallah! Hem bu şekilde imammız veya yakinimiz artar." Ensar'dan olan kişi Sekifli olana: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sen sor" deyince Sekifli:

"Bilakis buyur sen sor, zira sıra senin sıran" karşılığını verdi. Bunun üzerine adam: "Ya Resulallah! Buyur sen bana söyle" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Sen, evden çıkıp ta Beytullah'a yönelmen karşılığında ne elde ettiğini; tavaf sonrası kılmış olduğun iki rekat namaz için çıkannın ne olacağını; Safa ile Merve arasında gidip gelmenin karşılığının ne olacağını; Arafat'ta vakfen sonucunda ne kazandığını; Şeytan taşlamakla ve kurban kesmekle sana ne verileceğini; saçlarını kazımanın mükafatının ne olduğunu; bundan sonra yapmış olduğun tavafın yani ifada tavafının sana ne kazandırdığını sormaya geldin." Bunun üzerine Ensar'dan olan kişi dedi ki: "Seni gerçekle gönderene yeminler olsun ki bu sıraladığın şeyleri sormak için gelmiştim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti:

 

"Sen evinden çıkıp ta Beytullah'a yöneldiğinde seni taşıyan devenin ayağını her kaldırıp yere koyuşunda Yüce Allah senin bir günahını silip sana bir sevap yazdırmıştır. Tavaftan sonra kılmış olduğun iki rekatlık namazın karşılığında ise İsmafl peygamberin çocuklarından birini azat etmiş sevabı verilmiştir. Bundan sonra Safa ile Merve arasındaki yürüyüşüne karşılık ise yetmiş köle azat etmiş gibi sevap vardır. Arafat'taki vakfene karşılık ise Yüce Allah dünya semasına inerek sizlerle meleklerine karşı öğünerek şöyle buyurur: ‘‘Kullarım en ücra ve uzak yerlerden saçları başları toz içinde bağışlamam ve affim ümidiyle geldiler. Günahlarınız kum zerreleri veya yağmur tanecikleri kadar veya deniz kabarcıkları kadar dahi olsa onları affettim. Kullarım! Günahlarınız ve şefaat ettiğiniz kişilerin günahları bağışlanmış olarak dağılın.’‘ (Şeytana) atmış olduğun her taşın karşılığında ise, işlemiş olduğun ve sana cehennem cezası gerektiren bir büyük günahın bağışlanması vardır. Kesmiş olduğun kurbanın karşılığı ise Rabbının katında karşına azık olarak çıkacaktır. Kazımış olduğun saçının her bir kılına karşılık bir sevap yazılıp bir günah silinecektir."

 

Dediler ki: "Ya Resulallah! Şayet günahları bunlardan daha az olursa ne olacak?" Buyurdu ki: "O takdirde kendisine azık olarak saklanır. Bunlardan sonra Beytullah'a yaptığın (ifada) tavafını ise günahsız olarak yaparsın. Bir melek gelip elini senin sırtına koyarak şöyle der: Bundan sonrası için çalış. Çünkü bundan önceki günahların bağışlandı."

 

Sakifli adam dedi ki: "Ya Resulallah! Bana da neden geldiğimi söyler misin?" Şöyle buyurdu: "Sen de namazIa ilgili sorular sormak için geldin." Adam: "Seni hakla gönderen Yüce Allah'a yemin ederim ki onu sormaya gelmiştim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Namaz kılmaya niyetlendiğinde abdestini güzel al. Burnuna su verip de sümkürdüğünde burun deliklerinden günahların boşalır. Yüzünü yıkadığında günahların saçların ve gözlerinden akıp gider. Ellerini kollarına kadar yıkadığında günahların el parmaklarının tırnaklarından akıp gider. Başını mesh ettiğinde günahların yok olup gider. Ayaklarını yıkadığında günahlar ayak tırnaklarından akıp gider. Bunun dışında kalkıp da namaz kıldığında ellerini dizlerine tam yerleştirmek ve parmaklarını aralamak suretiyle azalarının dinleneceği şekilde rüku et. Daha sonra ise secde edeceğin vakit ellerini yere tam oturtup yerleştirmek suretiyle güzel secde yap. Yeri gagalar gibi secde yapma. Günün başı ve sonunda namaz kıL." Adam dedi ki: "Ya Resulallah! Şayet her vaktindekılacak olursam?" Şöyle cevap verdi: "İşte o zaman sen, sen olursun. "

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir. isnadında yer alan ismail b. Rafi zayıftır.

 

 

 

5651, Ubade b. es-Samit bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere namaz kıldırmıştı. Biri Ensar'dan, diğeri Sekif'ten olmak üzere iki adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e doğru yürüdüler. Ensar'dan olan kişi Sekif'ten olan kişiyi geçince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sekif'ten olana: "Ensar'dan olan, soru sorma konusunda senden önce davrandı" buyurdu. Bunun üzerine Ensar'dan olan kişi: "Belki de ya Resulallah! Bu kişinin benden daha çok acelesi vardır; onun için soru sorma sıramı kendisine veriyorum" dedi. Nihayet Sekif'ten olan kişi, namazIa ilgili soru sorunca onun sorularını cevaplayıp Ensar'dan olana şöyle dedi: "Dilersen sormaya geldiğin şeyleri ben sana söyleyeyim, dilersen de sor, ben de cevap vereyim." Ensar'dan olan kişi: "Ya Resulallah! Siz buyurun" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sen, Arafat'ta vakfen sonucunda ne kazandığını; şeytan taşlamakla sana ne verileceğini; saçlarını kazımanın mükafatının ne olduğunu; bundan sonra yapmış olduğun tavafın yani ifada tavafinın sana ne kazandırdığını sormaya geldin." Bunun üzerine Ensar'dan olan kişi dedi ki: "Seni gerçekle gönderene yeminler olsun ki, sadece bu sıraladığın şeyleri sormak için gelmiştim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti:

"Kabe'yi ziyarete niyet edip te hem senin, hem bineğinin her ayak kaldırıp yeniden yere koymanız karşılığında bir merteben yükseltilir ve bir günahın da affedilir. Sen Arafat'ta vakfeye durunca Yüce Allah meleklerine: ‘‘Ey meleklerim! Bu kullarımı getiren şey nedir?’‘ diye sorar. Melekler de: ‘‘Sizin rızanız ve cennetinizi umarak gelmişler’‘ derler. Bunun üzerine Yüce Allah şöyle buyurur: ‘‘Kendimi ve yarattıklarımı şahit tutarım ki tüm zamanın bütün günlerince yağan yağmurların adedince ve kum tanecikleri sayısınca günahlarını affettim.’‘ Şeytan taşlamana gelince bu konuda Yüce Allah meleklerine şöyle der: "Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez"[Secde, 17] Saçını kazıma meselesine gelince o saçlardan yere düşen her bir saç kılı kıyamet günü senin için nur ve aydınlık olacaktır. Veda tavafinda ise annenden doğmuş gibi günahsız ve arınmış olarak çıkarsın."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında yer alan Muhammed b. Abdirrahman b. eş-ŞerOs isimli kişiyi ibn Ebi Hatim zikretmiş; ancak menfi veya müspet eleştirisini yapmamıştır. Diğer raviler ise güvenilir kabul edilmişlerdir.

 

 

 

5652. İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle derken işittim: "Hacdakiler nerelere ve kime geldiklerini bilseler affedilmenin dışında daha fazla şeylerden dolayı birbirlerini kutlarlardı. "

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında tanımadığım biri vardır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Günaha Girmeyerek Bir Hac Yapan Hakkında