MECMAU ZEVAİD |
NAMAZ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Küsuf (Güneş
Tutulması) Namazı
3261. Ebü Şureyh
el-Huzai anlatıyor: Osman (b. Affan) zamanında Güneş tutuldu. Medine'de
Abdullah b. Mes'üd da vardı. Hz. Osman sahaya çıkarak küsuf namazını halka iki
rekat olarak kıldırdı ve her rekatında iki secde yaptı. Sonra Osman ayrılıp
evine gitti. Abdullah b. Mes'üd ise Aişe'nin odasının yanına oturdu. Biz de
onun yanına oturduk. Dedi ki: "Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Güneş ve Ay tutulması sırasında namaz kılınmasını emrederdi. Dolayısıyla Güneş
ya da Ay tutulması gördüğünüz vakit hemen namaza durun. Zira eğer olay, sizin
korktuğunuz olaysa (kıyamet ise) ona gaflet içerisinde yakalanmamış olursunuz.
Değilse, sevap kazanmış ve mükafat elde etmiş olursunuz."
*Hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebu Ya'la, el-Mu'cemu'l-kebır'de
Taberani ve Bezzar rivayet etmiş olup ravileri güvenilir olarak
değerlendirilmişlerdir.
3262. Haneş'in
bildirdiğine göre (bir gün) Güneş tutulur ve Hz. Ali halka namaz kıldırır.
Namazda Yasin ve benzeri bir süre okuyup rüküa gider ve rüküda bir süre
okuyacak kadar bekler. Sonra rüküdan başını kaldırarak "Semiallahu limen
hamideh" der. Sonra bir süre okuyacak kadar kıyamda durup dua edip tekbir
getirir. Sonra yine kıraatı miktarınca rükü yapar. Sonra "Semiallahu limen
hamideh" diyerek doğrulur. Yine bir sure okuyacak kadar kıyamda bekler.
Sonra aynı sürede rüku yapar. Bu şekilde dört rekat namaz kılar. Sonra
"Semiallahu limen hamideh" der ve ardından secdeye gider. Sonra
ikinci rekata kalkarak birinci rekatta yaptıklarının aynısını yapar. Sonra
oturup Güneş açılıncaya kadar dua edip dilek diler. Sonra halka Resulullah'ın
da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde yaptığını bildirir.
*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etti ve ravileri güvenilir
kimselerdir.
3263. Mahmud b. Lebıd
anlatıyor: Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oğlu İbrahim vefat
ettiği gün Güneş tutuldu. Bunu gören insanlar: "Güneş Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) oğlu İbrahim'in ölümü nedeniyle tutuldu"
dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kuşkusuz
Güneş ve Ay -aziz ve celil olan- Allah'ın nişanelerinden birer nişanedirler.
Dikkatinizi çekerim. Bunlar hiç kimsenin ölümü ya da yaşamı sebebiyle
tutulmazlar. Bunların tutulduklarını gördüğünüzde mescitlere koşun (dua
edin)" buyurdu.
Sonra ayağa kalkıp
Elif-lam-ra, suresinden bazı ayetler okuyup rükua gitti. Sonra doğruldu. Sonra
iki kere secde edip ikinci rekata kalktı ve birinci rekatta yaptıklarının
aymsım yaptı.
*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri Sahıh'in
ravileridirler.
3264. İbn Abbas
bildiriyor: Ben, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında Ay
tutulması (husuf) namazı kıldım. Ama kendisinden bir harf bile kıraat duymadım.
*Ben derim ki: Konuyla ilgili ibn Abbas'dan "Ama
kendisinden bir harf bile kıraat duymadım" cümlesi hariç, aynı ifadelerle
Sahıh'de de onun bir hadisi geçmiştir.
Hadisi bu şekliyle ise
Ahmed b. Hanbel, Ebu Ya'la ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiş olup
senedinde ismi geçen ibn Lehi"a hakkında tenkit vardır.
3265. Rivayet edildiğine
göre (bir gün) Güneş tutuldu. Bunun üzerine Hz. Ali hemen kalkıp beş kere rüku
ve iki kere secde etti. Sonra ikinci rekata kalkarak (birincisinde
yaptıklarının) aynısını yaptı. Sonra: "Bunu Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) sonra benden başka kimse kılmamıştır" dedi.
*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in
ravileridirler. Nitekim Ahmed b.
Hanbel'in Müsned'inde
yer alan Ali hadisi daha önce zikredilmişti.
3266. Abdullah b. Mes'ud
bildiriyor: İbrahim'in vefat ettiği günde Güneş tutulmuştu. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kuşkusuz Güneş ve Ay iki nişanedirler ....
" buyurdu. Devamında bölüm başındaki hadisin benzeri bir hadis
nakledilmiştir.
3267. Bilal bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında Güneş tutuldu. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kuşkusuz Güneş ve Ay hiç
kimsenin ölümü ya da yaşamı sebebiyle tutulmazlar. Fakat bunlar, Allah'ın
nişanelerinden birer nişanedirler. Bunların tutulduklarını gördüğünüzde, en son
kıldığınız namaz gibi namaz kılın" buyurdu.
*Hadisi Bezzar ve el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-kebır'de
Taberani rivayet etmiştir. Ne var ki Abdurrahman b. Ebi Leyla, Bilal'e
yetişmemiştir. Kalan ravileri ise güvenilir ravilerdirl
3268. İbn Ömer
anlatıyor: Ulu kişilerden birinin ölümü sebebiyle Güneş tutuldu. Bunun üzerine
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkıp insanlara namaz kıldırdı. Kıyamı
o kadar uzattı ki, uzunluğundan (insanlar) "Herhalde rükü etmeyecek"
dediler. Sonra rüküa vardı. Rüküyu o kadar uzattı ki, "Herhalde başını
rüküdan kaldırmayacak" dediler. Sonra rüküdan kıyama kalktı ve kıyamı
yaklaşık ilk kıyamı kadar uzattı. Sonra tekrar rüküya vardı ve rüküyu yaklaşık
ilk rüküsu kadar uzattı. Sonra başını kaldırıp secdeye gitti. Sonra diğer
rekatta da aynısını yaptı. Hepsi dört rüku ve dört secdeden ibaretti. Sonra
insanlara dönerek şöyle buyurdu:
"Ey insanlar!
Kuşkusuz Güneş ve Ay hiç kimsenin ölümü ya da yaşamı sebebiyle tutulmazlar.
Fakat bunlar Allah'ın nişanelerinden birer nişanedirler. Bunların
tutulduklarını gördüğünüzde, hemen namaza koşun'' buyurdu.
*Hadisi Bezzar iki ayrı tarikten nakletmiştir. Birinde ismi
geçen Müslim b. Halid zayıf olmakla beraber güvenilir de kabul edilmiştir.
Diğerinde adı geçen Adı b. el-Fadl ise metruktur. Buhari, Müslim ve Nesai,
Kasım b. Muhammed kanalıyla ibn Ömer'den hadisin şu kadarını nakletmişlerdir:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Kuşkusuz Güneş ve Ay
hiç kimsenin ölümü ya da yaşamı sebebiyle tutulmazlar.
Fakat bunlar, Allah'ın
nişanelerinden birer nişanedirler. Bunlarm tutulduklarim gördüğünüzde, hemen
namaza durun. "
3269. Huzeyfe'nin
naklettiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Güneş tutulması
sırasında namaz kıldı. Namaz için ayağa kalkıp tekbir getirdi. Sonra Kurlan
okudu. Sonra rüküya gitti ve rüküda kıraat süresi kadar bekledi. Sonra başını
kaldırdı ve rüküda kaldığı süre kadar kıyamda durdu. Sonra tekrar rüküya gitti
ve kıraat süresi kadar bekledi. Aynı şeyi dört kez yaptı ve sonra secdeye
giderek iki kere secde etti. Sonra ikinci rekata kalkarak (birincisinde
yaptıklarının) aynısını yaptı. Ancak rükülar arasında Kurlan okumadı.
*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Muhammed b.
Ebi Leyla hakkında tenkit vardır.
3270. Semıne'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle derdi:
"Kuşkusuz Güneş ve
Ay sizden herhangi birinizin ölümü sebebiyle tutulmazlar. Fakat bunlar,
Allah'ın nişanelerinden birer nişanedirler. Bunlar sayesinde Allah, kendisinden
kimin korktuğuna ve kendisini kimin zikrettiğine bakmak için kullarını imtihan
eder. Dolayısıyla bunların tutulduklarını gördüğünüzde, hemen Allah'ı zikre
koşarak onu zikredin."
*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Yusuf b. Halid
es-Semti zayıftır.
3271. İbn Abbas
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında Güneş tutuldu.
İnsanlar: "Bu, güneşin büyüsüdür" dediler. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ise "Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı. Onlar bir mucize
görseler yüz çevirirler ve ‘‘Bu, süregelen bir sihirdir’‘ derler"[Kamer,
1,2] ayetini okudu.
*Hadisi Taberanl, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup
Taberani'nin hocası Musa b. Zekeriya'dan maksat eğer et-Tüsterı ise Darekutnı
onu tenkit etmiştir. Başkası ise, onu tanımıyorum. Kalan ravileri ise Sahıh'in
ravileridirler.
3272. Semure b. Cundeb'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyururdu:
"Kuşkusuz Güneş ve Ay bir kimsenin ölümü ya da sizin bahsettiğiniz bir şey
sebebiyle tutulmazlar. Fakat bunlar -aziz ve celil olan- Allah'ın
nişanelerindendir. Kulları bunlar üzerinde tefekkür ederler; Allah'tan
korkanlar ve O'nu ananlar şükrederler. Dolayısıyla -aziz ve celil olan-
Allah'ın bazı nişanelerini görürseniz, hemen Allah'ı zikre koşun, O'nu zikredip
karşısında ürperti hissedin."
(Semure demiştir ki):
Nitekim Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Güneş tutulması olduğu gün
bize namaz kıldırıp vazü nasihatte bulundu. Ardından şöyle buyurdu: "Size
bu namazı kıldırdığımdan beri dünyada size rengi bulunan her ne gösterilmişse,
cennet ve cehennemle ilgili size her ne bildirilmişse, o şu duvarın önünde
kesin olarak bana gösterildi ve ben onun mescidin duvarına yansımış halini
seyrettim."
*Hadisi Taberani el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup
senedinde zaaf vardır.
3273. Basra halkından
Sa'lebe b. Abbad el-Abdi anlatmaktadır: Bir gün Semure b. Cundeb'un bir
hutbesini dinledim. Hutbesinde Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bir hadisini zikrederek şöyle anlattı:
Ben ve Ensarlı bir
delikanlı, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında kendimize ait iki
hedefe atış yapıyorduk. Sonra Güneş, çıplak gözle bakan bir kimsenin bakışıyla
iki üç mızrak boyu yükselmişken birden karardı, adeta mum ışığı gibi ışık
vermeğe başladı. Bunun üzerine: "Haydin Mescid'e gidelim. Vallahi bu Güneş
tutulması, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ümmeti hakkında önemli
bir olayı haber vermektedir!!" dedik. Mescide gittiğimizde Allah
Resulü'nün de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oraya çıkmış olduğunu gördük. Meğer
biz geldiğimizde Allah Resulü de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların
yanına çıkmıştı. Öne geçti. O zamana kadar bir namazda durduğu en uzun kıyam
kadar bize kıyam yaptırdı. Fakat kıyam süresince kendisinden hiç ses duymadık.
Sonra secdeye giderek o zamana kadar bir namazda yaptığı en uzun secde kadar
secde yaptı. Secdede de kendisinden hiçbir ses duymadık. Sonra ikinci rekatta
da aymsını yaptı. Tam ikinci rekatı kılıp oturduğunda Güneş açıldı. Zübeyr der
ki: Sanırım şunu da söyledi:
"Sonra selam verip
-aziz ve celil olan- Allah'a hamd edip senada bulundu. Kendisinin Allah'ın kulu
ve Resulü olduğuna şahadet getirdi. Ardından şöyle buyurdu:
"Ey cemaat! Allah
aşkına söyleyin. Benim -aziz ve celil olan- Rabbimin mesajlarından herhangi
birini tebliğde kusur ettiğimi bilip de bana haber vermediğiniz oldu mu? Zira
ben Rabbimin mesajlarını, nasıl tebliğ edilmesi gerekiyorsa, öyle tebliğ ettim.
Eğer benim Rabbimin mesajlarını tebliğ ettiğimi düşünüyorsanız, bunu bana
söyleyin" Bunun üzerine bazı kimseler ayağa kalkarak: "Biz şahadet
ederiz ki sen, Rabbinin mesajlarını tebliğ ettin, ümmetine nasihat görevini
yerine getirdin ve uzerine düşeni yaptın" dediler. Sonra sustular. Sonra
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözlerine şöyle devam etti:
"İmdi, bazı kişiler
bu Güneş ve Ay tutulmasının, yıldızların doğdukları yerlerden batmasının
yeryüzü halklarından bazı ulu kişilerin ölümü sebebiyle meydana geldiğini
sanmaktadırlar. (Bilmiş olun ki) Onlar yalan söylemektedirler. Fakat bu
olaylar, -aziz ve celil olan- Allah'ın ayetlerinden (kudret delillerinden)
birer ayettirler. Bunlarla O, kullarını sınamakta ve onlardan kimlerin tövbe
ettiğine bakmaktadır. Ben vallahi, kalkıp namaza durduğumdan bu yana sizin
dünya ve ahirette karşılaşacaklarınızı gördüm. Vallahi- sonuncusu bir gözü kör,
Ebu Yahya'nın gözü gibi -o gün Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
Aişe'nin odası arasında bulunan Ensarlı yaşlı bir zatı kastetmektedir- sol gözü
kör Deccal olmak üzere, otuz yalancı (peygamber) zuhur etmeden kıyamet
kopmayacaktır. Deccal çıktığında kendisinin Allah olduğunu iddia edecektir. Bu
durumda kim kendisine inanır, tasdik eder, ona uyarsa, daha evvel işlemiş
olduğu hiçbir iyi ameli kendisine yarar sağlamaz. Kim de onu inkar edip,
yalanlarsa, o da yaptığı hiçbir amel sebebiyle cezalandırılmaz -Hasan:
"Geçmişte işlemiş olduğu hiçbir kötü ameli sebebiyle" demiştir-o
Deccal, Harem bölgesi ve Beytü'l-Makdis hariç yeryüzünün her yerinde zuhur
eder. O vakit inananlar, Beytü'l-Makdis'te sıkıştırılarak şiddetli bir
sarsıntıyla sarsılırlar. Sonra -Yüce ve ulu- Allah onu ve askerlerini helak
eder. Hatta duvar dipleri -veya Hasan el-Eşyeb'in ifadesine göre- ağaç kökleri:
‘‘Ey Mümin veya ey Müslüman! İşte Yahudi, işte kafir, gelonu öldür!’‘ diye
seslenir. Ama bütün bunlar sizler, gözünüzde büyük gözüken bir takım olaylar görmeden
gerçekleşmeyecektir. O zaman birbirinize ‘‘Acaba Peygamber'iniz (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) size bundan hiç bahsetmiş miydi?’‘ diye soracaksmız. Ya da
dağlar yerlerinden oynayacaklar ve peşinden kabz / ölüm gerçekleşecektir.
"
*Ravi der ki: Sonra Semure'nin
bir hutbesine daha tanık oldum ... Yine aynı hadisi zikretti. Ne bir kelime öne
aldı, ne de geri bıraktı.
*Ben derim ki Sünen'de hadisin bir kısmı Güneş Tutulması
bahsinde geçmiştir.
Hadisi bu şekliyle Ahmed
b. Hanbel ve el-Mu'cemu'l-kebır'de Taberani rivayet etmiştir. Ancak Taberani
"ve Deccal Harem bölgesi ve Beytü'l-Makdis dışında yeryüzünün her
tarafında zuhur edecektir" iladesini zikretmiştir. Ayrıca orada şöyle
geçer: Esved b. Kays dedi ki: Sanırım Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şunu da dedi: "O zaman Müslümanlar arasında isa b. Meryem de (akyhisselam)
bulunacak ve Allah, Deccal'i ve ordusunu hezimete uğratacaktır. "Hadisin
geri kalanı ise aşağı yukarı benzerdir.
Tirmizı ise bu rivayet
hakkında "Hasen sahih bir hadistir" demiştir.
3274. Ukbe b. Amir
bildiriyor: İbrahim vefat edince Güneş tutuldu. Halk: "Güneş, İbrahim'in
ölümü sebebiyle tutuldu" dediler. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Kuşkusuz Güneş ve Ay, Allah'ın ayetlerinden (kudret delillerinden)
birer ayettirler. Hiç kimsenin ölümü ya da hayatı dolayısıyla tutulmazlar. Bunu
gördüğünüzde hemen namaza durun" buyurdu.
*Hadisi Taberani el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup
ravilerinden Said b. Esed b. Musa'yı ibn Hibban es-Sikat'ta zikretmiştir. Kalan
ravileri ise Sahih'in ravileridirler.
3275. İbn Abbas
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında Ay tutuldu ....
Devamında İbn Cüreyc hadisinin aymsı zikredilmiştir.
*Hadisi Taberani el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup
ravileri arasında geçen ibrahım b. Yezid el-Huzi metruktur.
Ben derim ki: Taberani,
Ay tutulmasına dair rivayetinin tamamını burada zikretmemiş, Güneş tutulmasıyla
ilgili ibn Cüreye hadisine (no. 3271) gönderme yapmıştır.
3276. Musa b.
Abdirrahman'ın Ümmü Süfyan'dan naklettiğine göre bir Yahudi kadın Hz. Aişe'nin
yanına girer, onun yanında konuşurdu. Ayağa kalkıp giderken de "Allah seni
kabir azabından korusun" derdi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) geldiğinde, Aişe bunu kendisine bildirdi. Allah Resülü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Yalan söylemiş. Bu, yalnız Kitap ehli
hakkındadır" buyurdu.
Sonra Güneş tutuldu ve
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) liKabir azabından Allah'a sığınırım''
dedi. Sonra tekbir alarak kıyama durdu. Kıyamı uzattı. Sonra rükuya gitti.
Rüküyu da uzath. Sonra başını kaldırıp doğruldu. Yine kıyamı uzattı. Sonra
tekrar rükuya vardı ve rükuyu, ilkine göre daha kısa tutmakla beraber yine
uzattı. Sonra iki kere rükü ve iki kere secde yaptı. Bunları da kıyam ve rüküsu
kadar uzattı.
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebh'de rivayet etmiş olup
ravilerinden Musa b.
Abdirrahman tabii
neslinden olup kendisini zikredeni görmedim. Kalan ravileri ise güvenilir kimselerdir.
3277. Ebu'd-Derda'nın
naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fırtınalı bir gece
olursa Mescid'e sığınır, fırtına dininceye kadar bekler di. Gökte Güneş ya da
Ay tutulması gibi bir olayolursa, namaza durur, Güneş veya Ay açılıncaya kadar
namaz kılardı.
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de Ziyad b. Sahr
kanalıyla Ebu'd-Derda'dan nakletmiştir ki, bu zat'ın biyografisini yazanı
görmedim. Kalan ravileri ise güvenilir kimselerdir. Doğrusunu Allah bilir.
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan: