MECMAU ZEVAİD |
TAHARE |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
"Su Sudan Dolayı
Gerekir" Sözüne Dair
1431. Itban -ya da İbn
Itban- el-Ensari bildiriyor: Dedim ki: "Ey Allah'ın Nebisi! Ben ailemle
beraberdim. Senin sesini duyunca hemen kalkıp yıkandım." Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Su sudan dolayı gerekir"
buyurdu. -Yani boşalma olmadan gusül gerekmez, demek istiyor-
*Bunu Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup senedi hasendir.
1432. Rafi' b. Hadic bildiriyor:
Tam hanımımın karnı üzerinde olduğum bir sırada Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) seslendi. Hemen kalktım. Boşalmadığım halde yıkandım. Sonra Hz.
Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen beni çağırdığında karımın
karnı üzerindeydim. Boşalmadığım halde yıkandım" diye anlattım. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Böyle yapman
gerekmezdi. Çünkü su (ile yıkanmak) ancak su (meninin gelmesi) sebebiyle
gerekir" buyurdu.
*Hadisi Ahmed b. Hanbel ve el-Mu'cemu'l-kebir'de Taberani
rivayet etmiş olup senedinde ismi zikredilen Rişdeyn b. Sa'd zayıftır)
1433. Abdurrahman b. Avf
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar'dan bir adamı
aramaya çıktı. Kendisine seslendi ve Ensarlı dışarı çıktı. Başından su damlıyordu.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Başına ne oldu?" diye
sorunca; "Sen beni tam eşimle beraberken çağırdın. Yanına çıkmada
gecikmekten endişe ettim ve acele edip kalktım. Hemen başıma su döküp
çıktım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Boşalmış
mıydın?" diye sordu. Ensarlı: "Hayır" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu (bir daha) yaparsan sakın yıkanma.
Sadece hanımına değen yerini yıka. Sonra namaz abdesti gibi abdest al; zira su
ancak sudan dolayı gerekir" buyurdu.
*Bunu Ebu Ya'la ve Bezzar, Zeyd b. Sa'd-Ebu Seleme b.
Abdirrahman b. Avf-babası tarikiyle rivayet etmiştir. Ne var ki, Ebu Seleme
babasından hadis işitmemiştir. Zeyd'in de biyografisini yazanı görmedim)
1434. İbn Abbas
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar'dan bir adama birini
gönderdi. Ensarlının gelmesi gecikince "Seni geciktiren şey nedir?"
diye sordu. O da: "Elçin yanıma geldiğinde tam karımın üzerindeydim. Hemen
kalkıp yıkandım" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) "Madem boşalmadın, yıkanmasaydın bile bir şey gerekmezdi"
buyurdu. Bu olaydan sonra Ensarlılar buna göre davranırlardI.
*Hadisi Ebu Ya'la ve Bezzar rivayet etmiş olup senedinde ismi
geçen Ebu Sa 'd elBakkal zayıftır.
1435. Ebu Hureyre
bildiriyor: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar'dan bir zatın
kapısına giderek selam verdi. O esnada Ensarlı hanımının üzerindeydi ve bu
haldeyken selamını aldı. Sonra ikinci kez selam verdi. Yine selamını aldı, ama
kalkmadı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensarh (içeri
girmesi için) kendisine izin vermeyince oradan ayrıldı. Daha sonra Ensarh zat
boşalmadan (hanımının üzerinden) kalktı ve Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) peşinden çıkıp onu aramaya başladı. Ebu Hureyre der ki: Hep birlikte
Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittik. Ayakta idi. Yanında
toplandık. Sözü geçen Ensarlı evinin yanındaki bir nehirde yıkandı. Sonra
yıkanmış olarak geldi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gusletmesi
/ yıkanması gerekmediği halde yıkandı / gusletti" buyurdu. Sonra adam
gelip Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) özür diledi ve durumunu
anlattı. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Sana gusül
gerekmediği halde sen gusletmişsin" buyurdu.
*Bunu Taberani el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Bezzar
ise yine Ebu Hureyre'den "Sizden biriniz eşiyle ilişkiye girer de
boşalmazsa, gusül gerekmez" haadisini nakletmiş olup ravileri Sahih'in
ravileridir, Taberani'nin ravileri de, hocası Muhammed b. Şuayb hariç,
güvenilir olarak değerlendirilmişlerdir. Ama hocasını tanımıyorum .
1436. Cabir'in
naklettiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar'dan bir
zatı çağırdı. Adam biraz gecikerek evden çıktı .... Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) de: "Sizden biriniz boşalmaz ya da sertleşmesi giderse,
ona gusül gerekmez" buyurdu.
*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravileri, israil el-Mulai
hariç, güvenilir kimselerdir. isra'ı'l ise hafızası yönünden zayıftır. Bununla
birlikte kendisini güvenilir kabul edenler de olmuştur.
1437. Ubeyd b. Rifa'a,
babasından şu sözünü nakletmiştir: Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
zamanında ilişkiye girerdik. Eğer boşalmamışsak, gusletmezdik.
*Bunu Bezzar ve el-Mu'cemu'l-kebir'de Taberani rivayet etmiş
olup ravileri, ibn ishak hariç, Sahih'in ravileridir. ibn ishak da tedlis
yapmakla beraber güvenilir bir ravidir.
1438. Çocuklarından
birinin naklettiğine göre Rafi b. Hadic şöyle anlatmış: Ben tam karımın karnı üzerindeyken
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana seslendi. Hemen kalktım, ama
boşalmadım. Aceleyle yıkanıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
çıktım. Kendisine sen beni çağırdığında ben karımın karnı üzerinde idim.
Boşalmadan kalkıp yıkandım" diye anlattım. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Yıkanman ancak sudan dolayı gerekir" buyurdu. Rafi
ekledi: Fakat Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize böyle durumlarda
gerekmezdi. Su, daha sonraları guslü emretti.
*Bunu Ahmed b. Hanbel ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani
rivayet etmiştir. Hadisi Taberani, Sehl b. Rafi' kanalıyla babasından
nakletmiştir. Ayrıca senette ismi geçen Rişdeyn b. Sa'd'ın da hafızası
zayıftır.
1439. Hem Akabeli, hem
de Bedir gazisi olan Rifa'a b. Rafi' bildiriyor: Hz. Ömer'in yanındaydım. Ona:
"Zeyd b. Sabit Mescid'de, cinsel ilişkiye girdiği halde boşalmadan kalkan
kimse hakkında kişisel görüşüyle fetva veriyor" denildi. (Bunu söyleyen
zata) Ömer: "Hemen onu bana getir.'' dedi. O da Zeyd'i alıp getirdi. Ömer:
"Ey kendinin düşmanı! Sen ne zaman Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Mescid'inde kişisel görüşüne göre fetva verecek seviyeye
ulaştın!?" diye çıkıştı. Zeyd: "Ben böyle bir şey yapmadım. Fakat
bunu bana amcalarım Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen
bildirdiler" deyince Ömer: "Hangi amcaların?" diye sordu. Zeyd:
"Ubey b. Ka'b, Ebu Eyyub ve Rifa'a b. Rafi" deyince Ömer bana
dönerek: "Bu çocuk ne söylüyor?" dedi. Ben de: "Biz, Resulallah
Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında böyle yapardık" dedim. "Peki
bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sordunuz mu?" dedi.
(Rifa'a) Yine "Biz onun döneminde bunu yapardık" deyince, halkı
toplayıp bu meseleyi onlara sordu. Ali b. Ebi Talib ve Muaz b. Cebel dışında
herkes suyun ancak sudan dolayı gerekeceği konusunda görüş birliği etti. Onlar
ise:
"Sünnet yeri sünnet
yerini aşınca gusül gerekir" dediler. Hz. Ali: "Ey Müminlerin emiri!
Şüphesiz ki insanlar içinde bunu en iyi bilenler Peygamber'in (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) eşleridir. Birini göndererek bu meseleyi Hafsa'ya
sordur" dedi. Hz. Ömer birini gönderip bu meseleyi sordurduğunda Hafsa:
"Benim bu konuda bilgim yoktur. Birini gönderip Aişe'ye sordur" dedi.
Hz. Aişe de: "Sünnet yeri sünnet yerini aşınca gusül gerekir" diye görüş
beyan edince Ömer öfkeyle "Kimsenin böyle bir şey yaptığını duymayayım.
Yoksa canını yakarım" dedi.
*Bunu Ahmed b. Hanbel ve el-Mu'cemu'l-kebh'de Taberani
rivayet etmiş olup Ahmed b. Hanbel'in ravileri, ibn ishak hariç, güvenilir
kimselerdir. ibn ishak ise güvenilir olmakla beraber müdellistir. Sahih'te
hadisin bir kısmı geçmiştir. Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de şu ilaveyi de
zikretmiştir: Sonra azil konusuna dalıp bunda bir beis yoktur, dediler. Bu
esnada bir adam arkadaşına gizlice bir şeyler fısıldadı. Ömer: "Nedir o
gizli konuşma?" diye çıkıştı. Arkadaşı: "Bunun (azlin) kız çocuğunu
diri diri toprağa gömmenin hafif şekli olduğunu ileri sürüyor" dedi. Hz.
Ali de bunun üzerine: "Bu, yedi süreçten geçmedikçe diri diri toprağa
gömmek anlamına gelmez. Nitekim aziz ve celil olan Allah şöyle buyurmuştur:
"Sonra onu emin ve
sağlam bir karargahta (rahimde) nutfe (sperm) haline getirdik ..... Yapıp
yaratanların en güzeli olan Allah, pek yücedir"[Mu'ninun, 13, 14]"
Sonunda Ali b. Ebi Talib'in bu hususta bir beis olmadığı yönündeki görüşünü
benimseyerek dağıldılar.
1440. Muaz b. Cebel'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sünnet
yeri sünnet yerini aşınca gusül gerekir" buyurmuştur.
*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup senedinde ismi geçen Ebu
Bekir b. Ebi Meryem zayıftır.
1441. Abdurrahman b. Aiz
bildiriyor: Bir adam Muaz b. Cebel'e guslü gerektiren cinsel ilişkinin
ölçüsünü, tek elbise içinde namaz kılmanın hükmünü ve bir de hayızlı kadınla
helalolan ilişkiyi sordu. Muaz bunlara şöyle cevap verdi: Ben bunları
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sordum. Buyurdu ki: "Sünnet
yeri sünnet yerini aşınca gusül gerekir. Tek elbise içinde namaz konusuna
gelince, elbiseye iyice sarın. Hayızlı kadınla helal olan ilişkiye gelince,
izar / bel altı kıyafeti üzerinden olan ilişki helaldir. Fakat bundan sakınmak
daha evladır."
*Bunu Taberani el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmıştır. Ebu
Davud, hadisin sadece hayızlı kadın meselesine dair kısmını vermiştir. Ebu
Davud'un ravileri içinde geçen Bakıyye b. el-Velid tedlis yapması sebebiyle
zayıftır. Buradaki rivayetin isnadı ise hasendir.
1442. İbnü's-Simt
bildiriyor: Bilin'den şöyle işittim: "Ya Resulallah, -edim, ben eşimle
ilişkiye girdim. İkimiz de soyunduk; ama :xışalmadım. Bu yüzden gusletmem
gerekir mi?"
"Evet. Ben aynısını
eşimle yaptım. Boşalmadığım halde yıkandık" "arşılığını verdi.
*Bunu Taberani el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup
senedinde ısmı geçen Muhammed b. ismail b. Ali el-Vesavisı zayıftır.
1443. Ebu Umame'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Sünnet yeri
sünnet yerini aşınca gusül gerekir" buyurmuştur.
*Bunu Taberani el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiş olup
senedinde ismi geçen Cafer b. Zübeyr ve kendisinden rivayette bulunduğu Kasım
zayıftırlar.
1444. Hz. Ali, Abdullah
b. Mes'ud ve Aişe demişlerdir ki: "(Cinsel ilişkide) Sünnet yeri sünnet
yerini aşınca gusül gerekir"
*Senedinde yer alan Cabir el-Cu'fi zayıftır.
1445. İbrahim (en-Nehai)
bildiriyor: Abdullah -İbn Mes'üd'a- karısıyla cinsel ilişkiye giren, ama
boşalmadan kalkan adamın durumu soruldu. "Ben karımla aymsını yaptım mı
yıkamyorum" diye cevap verdi.
*Bunu Taberani el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiş olup
ravileri güvenilir kimselerdir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: