MECMAU ZEVAİD |
İMAN |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Isra (Mirac)
229. İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) demiştir ki:
"İsra gecesini yaşayıp Mekke'de sabahladığınıda, bu hadiseden dolayı çok
endişelendinı. İnsanların beni yalanlayacaklarını anlayınca üzüntülü bir
şekilde tenhaya çekilip oturdum," (Ravi der ki) Derken Allah'ın düşmanı
Ebu Cehil yanına uğradı ve gidip yanı başına oturdu. Sonra alaylı bir şekilde
"Bir şey mi oldu!?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de: "Evet" dedi.
Ebu Cehil: "Nedir
o?" diye sordu.
Resulallah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Gece alıp götürüldüm" dedi. Ebu Cehil:
"Nereye?" diye sordu.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Kudüs'e" deyince Ebu Cehil: "Sonra da sabah
aramızda oldun (öyle mi)!?" dedi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Evet" dedi. Ebu Cehil ona bunu yalanladığını
belli etmedi ki, kavmini çağırdığında bu sözünü inkar etmesin. Sonra:
"Eğer kavmini çağırırsam, bana söylediğini onlara da söyler misin?"
dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet. Söylerim"
diye karşılık verdi. Sonra: "Haydin Ka'b b. LÜey oğulları topluluğu!"
diye seslendi. Bütün meclisler kalktı, gelip onların yanına oturdular. Ebu
Cehil: "Bana söylediklerini kavmine de söyle!" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben gece alıp götÜrüldÜm" dedi.
Kureyşliler: "Nereye?" diye sordular. "Kudüs'e" dedi
"Sonra da sabah
aramıza döndün (öyle mi)!?" dediler.
"Evet" deyince
kimisi alkışladı kimisi de yalan saydığı bu habere olan şaşkınlığını ifade için
elini başına koydu.
Sonra: "Peki, bize
Mescid'i (Aksa'yı) tarif edebilir misin? Çünkü bu toplulukta daha evvel o
ülkeye yolculuk edip Mescid'i görenler var" dediler.
Bunun üzerine Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle anlattı: "Ben anlatmaya
başladım. Anlatmaya devam ederken bir ara bazı özellikleri karıştırdım. Hemen
gözlerimin önÜne Mescid getirilip Akil'in -veya Ukayl'ın- evinin önüne kondu.
Ona bakarak anlattım. Buna rağmen belleyemediğim bir özellik vardı."
Topluluk: "Vallahi
tarifi doğru yaptı" dediler.
*Hadisi Ahmed b. Hanbel, Bezzar ve el-MlI'cemlı'l-kebir ve
el-MlI'cemlı'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiş olup Ahmed b. Hanbel'in ravileri
Sahılı'in ravileridir.
230. İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle anlatmıştır:
"Alınıp götürüldüğüm gece (İsra / Mirac gecesi) gÜzel bir kokuya
rastladım.
"Ey Cebrail bu hoş
koku da nedir?" diye sordum. "Bu Firavun'un kızı ve çocuklarının
tarakçısı (kuaför) lcadının kokusudur" dedi. "Ona ne oldu ki?"
diye sordum. Dedi ki: "Bir gÜn Firavun'un kızının başını tararken birden
tarak elinden dÜşÜnce ''Bismillah'' dedi. Firavun'un kızı: ''Babamı mı
kastediyorsun?'' diye sorunca, ''Hayır. Benim de senin de rabbimiz olan Allah'ı
kastediyorum'' dedi. Kız: ''Bunu ihbar ederim?'' dedi. O da: ''Edebilirsin''
dedi. Bunun Üzerine kız ihbar etti ve Firavun kendisini çağırdı. Ona: ''Ey
falanca! Senin benden başka Rabbin mi var?'' diye azarlayınca, kadın: ''Evet.
Benim de rabbim, senin de rabbin Allah'tır'' diye karşılık verdi. Bunun Üzerine
Firavun hemen bir çukur açılıp bakırla doldurulmasını ve sonra bakırın
kızdırılmasını emretti. Sonra kadın ve çocuklarının oraya atılmasını emretti.
Kadın: ''Benim senden bir isteğim olacak'' dedi. Firavun: ''İsteğin nedir?''
deyince ''Senden benim ve çocuklarımın kemiklerini tek örtüde toplamanı ve bizi
hep birlikte gömmeni istiyorum'' dedi. Firavun: ''Bu bizim görevimiz'' dedi.
Sonra emir verdi, çocukları kadının gözleri önÜnde tek tek kızgın ateşe
atıldılar. Sonunda henÜz süt emmekte olan bir bebek kaldı. Kadın onun yÜzÜnden
geri çekilir gibi yaptı. Hemen bebek: ''Anneciğim, atla! Zira dünya azabı
ahiret azabından daha hafiftir'' dedi ve kadın atladı. "
İbn Abbas demiştir ki:
"Bebek yaşta dört kişi konuşmuştur: Meryem oğlu İsa (aleyhisselfun),
Cüreyc'in arkadaşı, Yusuf'un şahidi ve bir de Firavun'un tarakçısının
kızı."
*Hadisi Ahmed b. Hanbel ve el-Mu'cemu'l-kebir ve
el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiş olup senedinde yer alan Ata b.
es-Saib güvenilir olmakla beraber bunaklık geçirmiştir. I
231. Ebu Zer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle anlatrruştır:
"Ben, Mekke'de iken evimin tavanı yarıldı ve Cebrail indi. Göğsümü yardı.
Sonra onu Zemzem suyuyla
yıkadı, Sonra hikmet ve imanla dolu bir kase getirip göğsüme boşalttı. Sonra
kapattı. Sonra elimden tutup beni semaya çıkardı. Dünya semasına geldiğinde
açılmasını istedi. (Bekçi) ''Kim o?'' diye sordu. ''Cebrail'' dedi. ''Seninle beraber
kimse var mı?'' diye sordu. ''Evet. Benimle beraber Muhammed vnI''' dedi. ''Ona
kitap gönderildi mi?'' diye sordu. ''Evet. Aç kapıyı!'' dedi. Dünya semasına
çıktığımızda sağında ve solunda bir takım karaltılar bulunan bir şahısla
karşılaştık. Sağ tarafına bakınca tebessüm ediyor, sol tarafına bakınca
ağlıyordu. Sonra ''Hoş geldin, salih peygamber ve salih oğul'' dedi. Cebrail'e
''Bu kimdir?'' diye sordum,
'Bu Adem'dir. Sağ ve sol
tarafındaki karaltılar ise oğullarının neslidir.
Sağındakiler, cennetlikler,
solundaki karaltılar ise cehennemliklerdir. Bu yÜzden sağ tarafına bakınca
gÜler, sol tarafına bakınca ağlar'' dedi. Sonra Cebrail beni daha yükseğe
çıkardı. Nihayet sekizinci semaya vardı. Semanın bekçisine: ''Aç!'' diye
seslendi. Bekçi, dünya semasındaki bekçinin dediğini söyledi. Sonra kapıyı
açtı.''
*Hadisi Abdullah, babası Ahmed b. Hanbel'in Müsned'ine
ziyadeleri içinde zikretmiş olup ravileri Sahih'in ravileridir,!
232. Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle anlatmıştır:
"Gece alıp götÜrÜldÜğümde şunu gördüm: Yedinci semaya ıllaştığımızda
yukarı baktım -Affan "yukarıma" ifadesini nakletmiştir- ve gök
gürültüsü, şimşek ve yıldırımlar gördüm. Öyle bir topluluğa rastladım ki, karınları
evlere benziyordu ve içlerinde, dışarıdan görÜnen yılanlar vardı. ''Bunlar
kimlerdir, ey Cebrail?'' diye sordum. ''Bunlar faiz yiyenlerdir'' buyurdu.
Tekrar dünya semasına indiğimde daha aşağıma baktım ve rüzgar, bir takım sesler
ve duman gördüm. ''Bu nedir, ey Cebrail?" diye sordum. ''Bunlar
şeytanlardır. Ademoğullarının gözlerini perdeliyorlar ki, göklerin ve yerin
melekutu üzerinde tefekkür etmesinler. Yoksa, olağanüstülükleri göreceklerdi''
dedi."
*Hadisi Ahmed b, Hanbel rivayet etmiştir. ibn Mace ise
hadisin "faiz yiyenler" ile ilgili kısmıni tahrk etmiştir, Senedinde
yer alan Ebu's-Salt durumu bilinmeyen bir ravidir, Ondan yalnız Ali b, Zeyd
rivayette bulunmuştur.
233. Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (İsra / Mirac hadisesini)
şöyle anlatmıştır: "Gece alınıp götürüldüğümde ayağımı BeytÜ'l-Makdis'te
peygamberlerin ayaklarının konulduğu yere koydum. Orada bana İsa b. Meryem
takdim edildi.
Baktım ki, insanlar (sahabe)
arasında ona en çok benzeyen Urve b. Mes'ud'du. Sonra bana MÜsa takdim edildi
(gösterildi). Baktım ki çelimsiz biri. Sanki Şenue'nin adamlarındandı. Sonra
bana İbrahim takdim edildi. İnsanlar içinde ona en çok benzeyeni (kendisini
kastederek) şu arkadaşınızdır (Sallallahu aleyhi ve Sellem). "
*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup senedinde yer alan
Ömer b. Ebi Seleme'yi Ahmed b. Hanbel, Yahya ve ibn Hibban güvenilir kabul
ederlerken, Ali b. elMedinı ve başkaları zayıf görmüşlerdir.
234. İbn Abbas
anlatmaktadır: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gece
Beytü'l-Makdis'e götürüldü. Sonra aynı gece döndü ve (Kureyş halkına) bu
yolculuğunu, Beytü'lMakdis'in özelliklerini ve onlara ait kafileyi anlattı. Bir
takım insanlar Hasan'ın bildirdiğine göre- "Biz de Muhammed'in
anlattıklarını doğruluyoruz" dedikleri halde Kureyşliler bunu inkar
ettiler. Allah da Ebu Cehil ile birlikte onların boyunlarını vurdu. Ebu Cehil:
"Muhammed bizi Zakkum ağacıyla korkutmaktadır. Siz de getirin hurma ve
yağı, doyasıya yiyin" dedi.. ..
*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup Hilal b. Habbab
hariç, ravileri güvenilir kimselerdir. Hilal hakkında ise Yahya el-Kattan,
ölmeden önce bunadığını söylemiştir. Yahya b. Main ise: "Ne değişmiştir,
ne de ihtilat'a düşmüştür. Aksine güvenilir bir kimsedir" açıklamasını
yapmıştır.
Hadisi Ebu Ya'la şu
ilaveyle nakletmiştir: "Deccal'i rüyada değiL, gerçek gözüyle kendi
suretinde gördü. Yine Meryem oğlu İsa ve İbrahim'i gördü. Peygamber'e
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Deccal soruldu. Buyurdu ki:
"Onu, iri gövdeli,
beyaz ve parlak biri olarak gördÜm. Gözlerinden biri, adeta parlak bir yıldız
gibi, saçları ağaç dalları gibi duruyordu. İsa'yı kıvırcık saçlı, keskin
bakışlı ve ince yapılı bir genç olarak gördÜm. Musa'yı siyah, esmer, gÜr saçlı,
sağlam yapılı biri olarak gördÜm. Sonra İbrahim'i gördÜm. Azalarından hangi
azaya baktıysam, sanki (kendisini kastederek) şu arkadaşınızı gördÜm. Cebrail
bana: ''Atana selam ver'' dedi. Ben de kendisine selam verdim. "
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
İsra (Miraç)
Hadisesine Dair Bir Bölüm