METALİBU’L-ALİYE

İBN HACER el-Askalani

FİTNELER / DEVAM

 

4- Cemel Vakası

 

4464. İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Acaba sizden hanginiz kırmızı yüklü devenin sahibi olacak? Etrafında çok kişi öldürülecek. O da Tam öldürülecekken kurtulacak."

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Şeybe)

 

 

 

4465. Ahnef b. Kays anlatıyor: Bizler hac yolculuğuna çıktık, Medine'ye geldiğimizde evlerimize girip yüklerimizi yıkarken birisi gelip bize şöyle dedi: İnsanlar korkuya kapılıp Mescid'de toplandılar. Biz de hemen Mescid'e gittik. Hz. Osman sahabelere Allah için kendi menkıbelerini ve iyiliklerini sayıp döküyordu....

 

Ahnef der ki: Ben o arada Talha ve Zübeyr ile karşılaştım. Kendi kendime: "Sanırım bu adam (Osman) öldürülecek" dedim ve Talha ile Zübeyr'in yanına gidip: "Osman'dan sonra kime biat etmemi emredersiniz?" dedim. Onlar: "Ali'ye biat et" dediler. Ben: "Bana böyle emrediyorsunuz ve buna razı mısınız?" dedim. Onlar: "Evet" dediler. Sonra ben Mekke'ye çıktım. Onların bu sözleri aklımdaydı. Mekke'de iken birisi gelip: "Osman b, Affan öldürüldü" dedi. O sırada Aişe de Mekke'de idi. Ben hemen yanına gittim ve ona: "Allah için bana söyle; kime biat etmemi emredersin" dedim. Aişe: "Ali'ye biat et" dedi. Ben: "Bana bunu mu emrediyorsun ve benim için buna mı razısın?" dedim. O: "Evet" dedi. Ben de Medine'ye geri döndüm ve Ali'nin yanına gelip ona biat ettim. Sonra da Basra'daki ailemin yanına döndüm. Ben işlerin yerine oturduğunu ve istikrarın sağlandığını tahmin ediyordum. Ancak bu arada birisi gelerek: "Müminlerin annesi Aişe'yle beraber Talha ve Zübeyr Basra yakınlarına Hureybe'ye gelip orada konakladılar" dedi. Ben: "Neden geldiler?" diye sordum. O: "Osman'ın kanı hakkında kendilerine yardım etmen için beni sana gönderdiler. Çünki Osman mazlum olarak öldürüldü" dedi. İşte bu bana gelen haberlerin er korkuncu idi. Kendi kendime şöyle dedim: "Aralarında mü'minlerin annesi Aişe ve Resulullah'ın havarileri Talha ve Zübeyr'in bulunduğu bir kavme yardım etmeyip onları yalnız bırakmam çok ağırdır. Ancak Resulullah'ın amcasının oğlu Hz. Ali'yle savaşmam -ki onlar bana ona itaat etmemi emrettiler- daha ağırdır" dedim. Onların yanına gidip: "Neden buraya geldiniz?" dedim. Onlar: "Osman'ın kanını almak İçin geldik. Çünkü o mazlum olarak öldürüldü" dediler. Ben: "Ey mü'minlerin annesi! Allah için söyle, ben sana: Kime biat edeyim? diye sorunca sen: Ali'ye biat et! demedin mi? Ben: Bana Ali'ye biat etmemi mi emrediyorsun ve benim için buna mı razı oluyorsun? dedim. Sen: Evet dedin, değil mi?" dedim. Aişe: "Evet doğru söyledin" dedi. Ben, Talha ve Zübeyr'e dönerek onlara: "Ey Allah Resulünün havarileri, sizler de Allah için söyleyin; ben size: <Kime biat etmemi emrediyorsunuz? diye sordum. Siz de: Ali'ye dediniz. Ben: Bana Ali'ye biat etmemi mi emrediyorsunuz ve benim için buna mı razı oluyorsunuz? diye sordum. Siz: Evet dediniz değil mi?" dedim. Onlar: "Evet doğru söyledin" dediler. Ben bunun üzerine şöyle dedim: "Allah'a yemin olsun, beraberinizde mü'minlerin annesi Aişe ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) havarileri olduğu halde sizinle birlikte savaşmam ve Allah'a yemin olsun ki bana biat etmemi emrettiğiniz Resulullah'ın amcasının oğlu ile de asla savaşmam. Uç şeyden birini seçiniz; ya bana köprünün kapısını açarsınız (Acem topraklarında) falan yere savaşmaya giderim, ta ki Allah'ın dilediği sükunet gelinceye kadar orada kalırım veya gidip Mekke'ye yerleşirim veya size yakın bir yerde uzlete çekilir, ne size, ne de karşınızdakine katılırım" dedim. Onlar: "Kendi aramızda bunu görüşüp sonra sana haber göndeririz" dediler. Aralarında görüştükten sonra şöyle dediler: "Köprünün kapısının açılıp onun yabancıların topraklarına savaş için bırakılması doğru değildir. Çünkü onunla tartışan fitneciler gidip gelirler. Eğer Mekke'ye gidip yerleşirse Kureyş'liler arasında sizi takip eder ve sizin haberlerinizi onlara verir. Halbuki siz onlardan haber alamazsınız. Bu da olmaz. O halde bize yakın bir yerde uzlette kalsın" dediler. Bunun üzerine o da Basra'ya iki fersah uzaklıkta Celha denilen yerde yaklaşık altı bin kişilik ordusuyla uzlete çekildi. Ne onlara, ne de Ali'nin saflarına katıldı. Sonra insanlar birbirlerine girdiler, İlk öldürülenlerden birisi de Talha b. Ubeydullah idi. Ka'b b. Sur, Kur'an okuyor ve filan kişilerin öldürüldüğünü söylüyordu. Onlarla birlikte birçok kimselerin öldürüldüğünü haber verdi. Zübeyr de savaş meydanından kaçıp Basra yakınlarındaki, Kadisiye bölgesinde Sefevan denilen yere gelince orada Mucaşi' oğullarından Na'r denilen biriyle karşılaştı. Ona: "Ey Allah Resulünün havarisi, nereye gidiyorsun? Yanıma gel, sen benim zimmetimdesin. Kimse sana ilişip bir kötülük yapamaz" dedi. Bunun üzerine Zübeyr onunla birlikte yürüdü. Birisi Ahnef b. Kays'in yanına gelerek: "Bak, işte Zübeyr burada Sefevan ile karşılaştı" dedi. Ahnef: "Kim onu koruyor?" dedi. Müslümanları topladı; bir­birlerine kılıçla girmeye başladılar. Ancak Zübeyr tekrar oradan kurtuldu. Sonra Uveymir b. Curmuz, Fadale b. Habis ve Nufey bunu işitince Zübeyr'in peşinden gittiler. Onu Na'r'la birlikte görünce gizlice takip ettiler.

 

Tahric bilgisi: (İshak)

 

 

 

4466. Husayn der ki: Benu Temim'den olan Amr b. Cavan'a: "Ahnef b. Kays'in uzlete çekilmesi; ne Ali'ye, ne de Aişe'ye katılmaması ne oldu, gördün mü?" dedim. O da şöyle dedi: "Ahnef b. Kays bize şöyle anlattı. Ben Medine'ye hac için geldim..." yukarıdaki hadisi nakletti.

 

Sonra şöyle dedi: "İbn Curmuz, Fadale ve Nüfey, Zübeyr'i öldürmek için aramaya çıktılar. Onun Na'r'la birlikte geldiğini görünce İbn Curmuz gizliden Zübeyr'in arkasından gelip hafifçe onu yaraladı. Zübeyr atının üzerindeydi. Zübeyr, Zulhimar adlı atının üzerinde kendisini yaralayan İbn Curmuz'a saldırdı. İbn Curmuz, Zübeyr'in kendisini öldüreceğini anlayınca arkadaşları Fadale ve Nüfey'i çağırdı. Onlar da Zübeyr'e saldırıp onu öldürdüler.

 

Tahric bilgisi: (İshak)

 

 

 

4467. Benu Temim azadlılarmdan Ebu Süfyan der ki: Hz. Ömer'in karısı Atike şu beyitleri söyledi: ibn Curmu'z cesur atlıya saldırdı ki o savaş meydanından kaçmayın kahramanca savaşıyordu. Ey Amr, eğer dikkat etseydin onun elinin ve kalbinin asla titremediğini görürdün.

 

Ellerin felç olsun, sen mü min bir kimseyi öldürdün. Sana taammüden öldüren kimsenin cezası hak oldu. "

 

Tahric bilgisi: (İshak)

 

 

 

4468. el-Hakem anlatıyor: "Cemel vakası gününde saflar karşılıklı tutulunca Hz. Ali, Zübeyr'i çağırdı. Zübeyr onun yanına gelince Ali ona şöyle dedi: "Allah için söyle, sen Resulullah'ın: Ey Zübeyr! Sen Ali'ye zulmetmek suretiyle onunla savaşacaksın dediğini hatırlamıyor musun?" dedi. Zübeyr: "Evet buraya gelmeden öncesine kadar bunu hiç hatırlamadım" dedi ve savaş meydanından geri döndü. Arkadaşı Talha onun savaş meydanından döndüğünü görünce o da geri döndü. Ancak Mervan bir ok atıp onu yaraladı ve onu ayaklarından semerin demirlerine bağladı,

 

Tahric bilgisi: (İshak veAhmed b. Meni)

 

 

 

4469. Hakem şöyle dedi: Hz. Ali, Zübeyr'i çağırıp ona: "Allah için söyle Resulullah'ın: "Sen Ali'ye zulmetmek suretiyle onunla savaşacaksın" dediğini işitmedin mi?" Zübeyr: "Evet, ama bu ana kadar bunu hiç hatırlamadım" dedi ve geri döndü. Arkadaşı Talha onun döndüğünü bilmiyordu. Ben gidip onu izledim; ancak Mervan onu bir ok ile yaralayıp ayaklarından semerin demirlerine bağladı, sonra da onu öldürdü.

 

Tahric bilgisi: (Ahmed b. Meni')

 

 

 

4470. Hayye kabilesinden Abdüsselam naklediyor: Cemel vakası günü Hz. Ali, Zübeyr ile başbaşa kaldı ve ona şöyle dedi: "Allah için söyle, sen elini filanoğullarının bahçesine dayadığında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Elbette sen zalim olduğun halde Ali'yle savaşacaksın; ama o sana galip gelecektir" dediğini işitmedin mi?" dedi. Zübeyr: "Doğru, işittim; o halde seninle savaşmayacağım" dedi.

 

Tahric bilgisi: (İshak)

 

 

 

4471. Ebu Avn, Ebu'd-Duha dan bildiriyor: Süleyman b. Surad, el-Hasan b. Ali'ye: "Emirü'l-mü'minin Ali'ye benim özrümü beyan et" dedi. Hasan: "Cemel vakası günü Ali'nin bana sığınarak şöyle dediğini gördüm: Keşke bundan şu kadar sene önce Ölseydim diyordu." Şu'be dedi ki: "Ben bunu Mansur'a söyleyince şöyle dedi: "O şaşı adam (Ebu Avn) ne dediğini bilmiyor."

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

4472. Süleyman b. Surad der ki: Hasan b. Ali'nin yanına gelip ona: "Cemel vakasına katılmadığından dolayı Emirü'l-mü'minin'den benim özür dilediğimi söyle" dedi. Hasan: "Bunu ne yapacaksın? Onun bana sığınarak şöyle dediğini gördüm: "Ey Hasan! Keşke bundan yirmi sene önce ölseydim."

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

 

 

4473. Cumey' b. Umeyr et-Temimi der ki: Annem ve teyzem Aişe'nin yanına girip ona: "Bize Ali'den bahset" dediler. Aişe: "Elini Resulullah'ın elinin üzerine koyan, kendisini onun için feda eden, Resullulah'ın eliyle yüzünü sildiği bir adamın neyini bana soruyorsunuz?" dedi. Annem ve teyzem: "O halde neden onun karşısına çıktın?" dediler. Aişe: "Hükmolunmuş bir şey... Yeryüzündeki her şeyi ona (karşı çıkışıma) karşılık fidye vermeyi isterdim" dedi.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4474. Ömer b. el-Hecenna der ki: Ebu Bekre'ye: "Cemel günü seni savaşmaktan alıkoyan neydi?" diye soruldu. O da: "Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle işittim dedi: "Başları kadın olan bir grup, emire karşı çıkıp yok olacaklar ve felaha kavuşamayacaklardır. O kadın cennetteki muminlerin de başıdır."

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Şeybe ve Bezzar)

 

 

 

4475. Esved b. Kays der ki: Bir adam bana anlattı. Zübeyr, Cemel günü atını dürterken Hz. Ali ona: "Ey Ebu Abdullah!" diye seslendi. Zübeyr Ali'nin yanına geldi, öyle ki bineklerinin boyunları birbirine dolandı. Hz. Ali ona şöyle söyledi: "Allah için söyle hatırlamıyor musun; sana bir şeyler fısıldarken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim yanımıza geldi ve: "Onunla gizli mi konuşuyorsun? Allah'a yemin olsun ki o zulmetmek suretiyle bir gün seninle savaşacak" dedi." Zübeyr bunun üzerine atının yüzünü savaş meydanından çevirip ayrıldı.

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Şeybe)

 

 

 

4476. Ebu Cirv el-Mazini der ki: Cemel günü Hz. Ali'yle Zübeyr'in birbiriyle karşılaştığını gördüm. Ali ona: "Ey Zübeyr, Allah için söyle; Resulullah'ın şöyle buyurduğunu işittin mi?: Sen Ali'ye zulmetmek suretiyle onunla savaşacaksın. Zübeyr: "Evet, şu ana kadar böyle bir şeyi hatırlamadım" dedi ve çıkıp gitti.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

5- Ammar b. Yasir'in Sıffin Savaşında Öldürülüşü ve Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Ammar'ı İsyancı Bir Topluluk Katledecek" Sözü