METALİBU’L-ALİYE

İBN HACER el-Askalani

FİTNELER / DEVAM

 

5- Ammar b. Yasir'in Sıffin Savaşında Öldürülüşü ve Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Ammar'ı İsyancı Bir Topluluk Katledecek" Sözü

 

4477. İbn Ebi'l-Hüzeyl'den: Ammar b. Yasir güçlü biriydi, herkes tek taş taşırken o iki taş taşıyordu. Bu durum, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ulaşınca gidip onu karşıladı ve onu göğsünden itekledi. Ammar yere düştü. Kalkıp göğsündeki ve başındaki toprakları sildi. Sonra Resulullah şöyle dedi: "Vay haline ey İbn Sümeyye! Seni isyancı bir topluluk öldürecek. "

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

4478. Müslim, Habbe'den rivayet ediyor: İbn Mes'ud, Huzeyfe'ye şöyle dedi: "Fitne patlak verdi. Bana bu konuyla ilgili Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğin bir hadis aktar." Şöyle cevapladı: Hz. Peygamber'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittim; şöyle buyurdu: "Sümeyye oğlunun vay haline! Onu azgın bir topluluk öldürecek. "

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4479. Ammar b. Yasİr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle dedi: "Seni azgın bir topluluk öldürecek."

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

 

 

4480. Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ammar'ı İsyankar bir topluluk Öldürecek."

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

4481. Abdullah b. Amr'a ulaşan başka bir rivayet: İki adam babam Amr b. el-As'ın yanına gelip Ammar'ın öldürülüşü hakkında çekiştiler. Amr: "Onu bırakın, ondan bahsetmeyin. Çünkü Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle işittim" dedi: "Ey Allahım! Kureyş'tiler Ammar'ı Öldürmeye teşvik edecekler. Şunu bilin ki Ammar'ı öldürüp eşyalarını alan cehennemdedir. "

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

4482. Abdullah b. el-Haris der ki: Ben, Sıffm'den ayrılırken Muaviye'yle birlikte yürüyordum. Amr b. el-As'la onun arasındaydım. Abdullah b. Amr şöyle dedi: "Ey baba! Sen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu sözünü işitmedin mi?: "Vay haline ey ibn Sümeyye seni isyankar bir grup öldürecek."

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Şeybe)

 

 

 

4483. Hanzala b. Huveylid anlatıyor: Ben, Muaviye'nin yanında otururken iki adam gelip her biri Ammar'ı kendisinin öldürdüğünü iddia ediyordu. Ancak orada bulunan Abdullah b. Amr: "Sizden birisi kendisini arkadaşına tercih etti. Ben, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle işittim: "Ammar'ı isyankar bir grup öldürecektir" dedi. Bunun üzerine Muaviye: "Ey Amr! Şu deli çocuğunu bizden uzaklaştırsana! Neden bizimle birlikte?" dedi. Abdullah b. Amr ise: "Sizinle beraberdim; ama sizinle birlikte savaşmadım."

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Şeybe)

 

 

 

4484. Abdullah b. Amr şöyle dedi: "Sıffin günü ben hiçbir ok atmadım, mızrakla kimseyi yaralamadım ve hiç kılıç kaldırmadım." Ona: "Peki neden orada bulundun" diye soruldu. Abdullah: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Babana itaat et" buyurdu; ben de ona itaat ederek geldim" dedi.

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Şeybe)

 

 

 

4485. Ebu'l-Gadiye el-Cüheni anlatıyor: Sıffın günü Ammar b. Yasir'e saldırdım ve onu atından aşağı attım. Ancak Şam ahalisinden bir adam benden çabuk davranarak gelip onu öldürdü. Benle o, Muaviye'nin yanına gelerek Ammar'ı önüne koyduk. Her birimiz onu öldürdüğünü iddia ediyordu. Zira onu öldürmekten dolayı Muaviye'den Ödül bekliyorduk. Orada bulunan Abdullah b. Amr şöyle dedi: "Resulullah'ın Ammar'a şöyle dediğini işittim: "Seni isyankar bir topluluk öldürecek. Ammar'ı öldüren cehennemdedir, " Bunun üzerine Ammar'ı elimden atıp yere koydum ve: "Ben onu öldürmedim" dedim. Sonra arkadaşım da Ammar'ı bırakıp: "Ben de onu öldürmedim" dedi. Muaviye, Abdullah b. Amr'ın bu sözü üzerine: "Neden bunu yaptın?" diye sordu. Abdullah b. Amr: "Ben, Resulullah'tan bir söz işittim ve onu söylemeyi istedim" dedi.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4486. Abdullah b. Amr der ki: Sıffin günü gruplar birbirinden ayrılınca şöyle dedim: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ammar'ı azgın bir grup öldürecektir." Bunun üzerine Amr, Muaviye'ye: "Baksana, kardeşinin oğlunun ne söylediğini işitmedin mi?" dedi. Muaviye: "Senin şüpheye düşmenden Allah'a sığınırım. Yoksa sen bizim haklı olduğumuzdan şüphe mi ediyorsun? Biz mi onu öldürdük? Onu buraya getirenler öldürdü!'' dedi.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4487. Abdullah b. el-Haris b. Nevfel anlatıyor: Ben, Muaviye ile birlikte Sıffin'den dönerken Muaviye ve Ebu'l-A'var es-Sülemi bir yanda, Amr ve oğlu da diğer yanda yürüyorlardı. Aralarında benden başka kimse yoktu. Bazen bu tarafa, bazen de diğer tarafa katılıyordum. Abdullah b. Amr'ın, babasına şöyle dediğini işittim: "Ey babacığım! Sen, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'i yaparken Ammar'a şöyle dediğini işitmedin mi? "Ey Ammar! Sen sevap kazanmaya çok heveslisin" Ammar: "Evet, ya Resulallah" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Elbette sen cennet ehlinden birisin ve seni azgın bir topluluk Öldürecek" buyurdu. Amr: "Evet, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle dediğini işittim" dedi. Abdullah: "O halde neden onu öldürdünüz" dedi. Amr, Muaviye'ye dönerek: "Ey Abdurrahman'ın babası! Bunun söylediklerini işitmiyor musun?" dedi. Muaviye: "Yazıklar olsun sana, Ey Amr! Hala sidiğinle mi uğraşıyorsun, onu biz mi Öldürdük? Onu(n cesedini) buraya getirenler öldürdü" dedi.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4488. Ebu'l-Bahterı' der ki: Sıffin günü sıcaklık şiddetlenince Ammar: "Bana bir şey getirin de içeyim" dedi ve şunu ekledi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle söyledi: "Dünyada en son içeceğin şey süttür." Sonra Ammar savaşa daldı ve öldürüldü.

 

Tahric bilgisi: (Ibn Ebi Şeybe ve Ebu Ya'la)

 

 

 

4489. Zeyd b. Vehb bildiriyor: Ammar b. Yasir Kureyş ile, Kureyş'liler de Ammar b. Yasir ile imtihan edildiler. Bir defasında Kureyş'liler ona saldırıp onu dövdüler. Bunu gören Hz. Osman kızarak evinden çıkıp minbere yöneldi. Allah'a hamdü senadan sora şöyle dedi: "Ey insanlar, Kureyş'lilerden bana ne! Onlara ne oluyor ki Allah onlara yapacağını yaptıktan sonra bile hala akıllanmıyorlar. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi hakkında, Seni azgın bir topluluk öldürecek dediği Ammar'a saldırıp onu dövüyorlar" dedi.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4490. Meysere ve Ebu'l-Bahteri'den: Sıffin günü Ammar savaşmaya başladı; ama bir türlü öldürülmüyordu. O da Hz. Ali'nin yanına gelip: "Ey Emirü'l-mü'minin! Bu falanca gün değil midir?" diyor, Ali de: "Yanımdan git" diyordu. Ammar bunu defalarca söyledi. Sonra kendisine içmesi için süt getirildi. Ammar: "İşte bu, dünyadan içeceğim son şeydir" dedi ve savaşa dalıp öldürülünceye kadar savaştı.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4491. Hişam b. el-Velid b. el-Muğire'nin kızı anlatıyor: -Ammar, Sıffin günü yaralanınca onun yaralarıyla o ilgileniyordu.- Bir ara Muaviye onu ziyaret etmek için geldi, geri döndüğünde ise şöyle dedi: "Ey Allahım! Bu adamın ölümünü bizim elimizle kılma. Çünkü ben, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini işittim: "Ammar'ı isyankar bir grup öldürecek"

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4492. Ali b. Zeyd'den: Sa'doğullarından bir adam bana şunu anlattı: Sıffin günü ben, Ahnef in yanında oturuyordum, onun yanında da Ammar vardı. Şöyle dediğini işittim: "Dostum Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dünyada son azığımın süt olduğunu bana söyledi." Biz bu durumda iken ortalığı toz kapladı ve "Şam ahalisi geldi" denildi. Su dağıtan kimseler insanlara su dağıtmaya başladılar, bir cariye elindeki süt tası ile birlikte Ammar'ın yanına geldi ve onu Ammar'a verdi. Ammar sütü içti, sonra artanını yanındaki Ahnef'e verdi. Ahnef de içtikten sonra artanını bana verdi. Ben ona şöyle dedim: "Eğer dostun sadık biri ise onun bu savaşta öldürülmesi gerekir." Sonra biz savaşa tutuştuk. Ammar'ın şöyle dediğini işitiyorduk: "Cennet kılıçların gölgesi altındadır. Bugün sevgililerle buluşacağız. Muhammed ve taraftarlarıyla..." İşte bu, onun son anlarıydı.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4493. Şam'daki Ömer b. Şuayb -ki Amr b. Şuayb'ın kardeşidir-, babası kanalıyla dedesinden naklediyor: Abdullah (b. Amr)'ın annesi bir gün Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nasılsın ey Abdullah'ın annesi?" diye sordu. Kadın: "Ben iyiyim, annem babam sana feda olsun, sen nasılsın ya Resulallah?" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de iyiyim. Peki Abdullah b. Amr nasıldır?" dedi. Kadın: "O da iyidir. Ancak o dünyayı terk edecek biridir"

 

Abdullah b. Amr b. eı-As'ın babası Sıffin günü ona (oğluna): "Bizimle beraber çık ve savaş" dedi. Abdullah: "Ey baba! Bana nasıl savaşmayı emredersin, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında onun ne dediğini kendin de işittin!" dedi. Amr: "Allah için söyle, hatırlıyor musun; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) son anlarında senin elinden tutup ellerini benim elime koydu ve: "Ey Abdullah, baban Amr'a itaat et" dedi. Abdullah: "Evet hatırladım" dedi. Amr: "O halde savaşmanı emrediyorum" dedi. Bunun üzerine Abdullah onlarla birlikte çıktı ve savaştı. Savaş başladığında Amr şu beyitleri söyledi

 

"Harbin ateşi tutuştu.

Ben ona böğrü geniş, sırtı sağlam atlar hazırladım.

Tepeleri hızla aşar.

Süvariler tepeden atladığında da hızla atlar.

Göğsü kocaman, yanları dolgundur.

En büyük yeri de ortasıdır.

Suya ulaştığı zaman suyla birlikte çıkar. "

 

Amr bir de şöyle dedi:

 

"Cüml, bir gün Sıffin'deki makamımı ve bulunduğum yeri görseydi, onun

ağlamasından ağır madenler erirdi.

Akşam vakti, Irak ahalisi, sanki güney rüzgarlarının kaldırdığı bulutlar gibi geldi. Biz de onlara, atlarımızı tırnaklarıyla yeri kazıyarak geldik.

Kılıçlarımız, dalgaları üst üste binmiş deniz gibi uzanıyordu.

Sen: "Koşarak yöneldiler" dediğin zaman, bize onların bölükleri göründü ve ağır ağır yerinden oynadılar. Bizim de değirmenimiz döndü, onların da değirmeni dönmek istedi.

Gündüzün yükseldiği anda omuzlar geri dönmedi.

Onlar bize dedi ki: "Biz sizin, Ali'ye biat etmenizi düşünüyoruz. " Biz de dedik ki: "Bilakis biz de sizinle vuruşmayı düşünüyoruz. "

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

4494. Hişam b. Hassan anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir grup toplandı. Aralarında İbn Mes'ud, Huzeyfe, Sa'd, İbn Amr ve Ammar da bulunuyordu. Kendi aralarında şöyle diyorlardı: Huzeyfe: "Eğer ben savaşa yetişsem oradan nasıl çıkacağımı bilirim" dedi. İbn Mes'ud da aynı sözü söyledi. Sa'd ise: "Eğer ona yetişirsem elime kılıç alır, mü'min olana vurmaz, kafir olanla benimle savaşırsa savaşır ve öldürürüm" dedi. İbn Amr ise: "Ben de Sa'd ile birlikteyim" dedi. Ammar ise şöyle dedi: "Ben de öyle fitneli bir savaşa yetişirsem kılıcımı alır boynuma koyarım, sonra da mü'minlerin çoğunluğuna katılır, diğerleriyle kılıcım parçalanıncaya kadar savaşırım"

 

Tahric bilgisi: (el-Haris) İsnadında kopukluk vardır.

 

 

 

4495. Abdullah b. Seleme der ki: Sıffin gecesi bir şair Muaviye'yi ve Amr b. As'ı ve Ammar b. Yasir'i hicivle yeriyordu. "İki günahkarlı tulum" ifadesini kullanıyordu. Adamın biri ise: "Bu ve sizler Muhammed'in sahabileri değil misiniz?" dedi. Ammar ona şöyle dedi: "Oturmak istersen doğru otur, gitmek istersen de git. (Hepsi Allah Resulü'nün ashabıdır)."

 

Tahric bilgisi: (İshak)

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

6- Böyle Yerlerde Savaşan Sahabelerin Affedildiğine Dair Hadis