METALİBU’L-ALİYE

İBN HACER el-Askalani

SİYER VE GAZVELER

 

13- Habeşistan'a Hicret

 

4282. Şa'bi şöyle dedi: "Habeşistan'dan dönüş, Hayber gecelerinden bir gecede oldu."

 

Tahric bilgisi: (İshak)

 

 

 

4283. Umeyr b. İshak anlatıyor: Cafer b. Ebi Talib, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Habeşistan'a göç etmek için izin istedi ve: "Ya Resulallah! Kimseden korkmadan Allah'a ibadet edebileceğim bir yere göç etmek için bana izin ver" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona izin verdi. O da Necaşi'nin yanına göç etti. Amr b. el-As bana olayı şöyle anlattı:

 

Ben, Cafer b. Ebi Talib'in Necaşi'nin yanındaki konumunu görünce onu kıskandım ve kendi kendime: "Allah'a yemin olsun ki onun ve arkadaşlarının yanına gidip Necaşi'nin huzuruna çıkacağım" dedim. Sonra onunla birlikte Necaşi'nin yanına girdik. Ben, Necaşi'ye: "Senin ülkende bir adam var ki onun amcasının oğlu bizim yanımızdadır. O, insanların tek ilahtan başka ilahı olmadığını iddia ediyor. Allah'a yemin olsun ki eğer sen, onu ve arkadaşlarını Öldürmezsen bir daha ne ben, ne de arkadaşlarımdan biri şu denizi geçecek!" dedim. Necaşi: "Onu çağır" dedi. Ben: "O benimle birlikte gelmez" dedim. Bunun üzerine Necaşi, benimle birlikte bir elçi gönderdi. Cafer ile Necaşi'nin kapısına gelince ben: "Amr b. el-As'a izin ver!" diye seslendim. Cafer de arkamdan: "Allah'ın kuluna izin ver" diye seslendi. Bunun üzerine Necaşi onun sesini işitti ve benden önce girmesine izin verdi. Cafer ve ashabı içeri girdiler, sonra bana izin verdi. İçeri girdiğimde onun oturduğunu gördüm. yanına gidip Cafer'i arkama alacak şekilde önüne oturdum ve her birinin arasına da adamlarımdan birini koydum. Necaşi: "Konuşun!" dedi. Amr dedi ki: "Bunun amcasının oğlu yanımızdadır. O, insanların tek ilahtan başka ilahı olmadığını iddia ediyor. Eğer sen onu ve arkadaşlarını öldürmezsen Allah'a yemin olsun ki ne ben, ne de arkadaşlarımdan biri deniz yolculuğuna çıkıp senin ülkene ticaret yapmaya gelebilir!" dedi. Bunun üzerine Necaşi, Cafer'e: "Sen konuş!" dedi ve Cafer şehadet kelimesini okuyup konuşmaya başladı. Ben kelime-i şehadeti ilk o zaman duymuştum. Şöyle dedi: "Amcamın oğlu doğru söylüyor. Ben de onun dini üzereyim." Bunun üzerine Amr bağırdı ve: "Sus!" dedi. Öyle ki Necaşi hep Cafer'i dinledi ve sustu. Sonra da: "Musa'ya gelen Cebrail mi O'na geliyor? İsa hakkında ne diyor?" dedi. Cafer: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) İsa hakkında O Allah'ın ruhu ve kelimesidir diyor" dedi. Sonra Necaşi yerden bir şey aldı ve: "İsa'nın söyledikleri ile onun söyledikleri arasında hiçbir fark yoktur. Eğer hükümranlığım olmasaydı size tabi olurdum" dedi ve Amr'a dönerek: "Senin ve arkadaşlarının bize gelip gelmemesi umurumda değil" dedi. Cafer'e de: "Sen ve arkadaşların gidin. Benim topraklarımda güvendesiniz. Kim sana vurursa onu Öldürürüm; kim sana söverse ondan hakkını alırım" dedi. Sonra da kapıcısına şöyle dedi: "Bu adam ne zaman yanıma girmek için izin isterse ona izin ver; ancak ailemin yanında olursam müstesna. Ailemin yanında olduğumda ona durumu söyle; eğer kabul etmezse yine izin ver ve içeri al" dedi.

 

Sonra Amr şöyle anlatmaya devam etti: Daha sonra ayrıldık. Ancak Cafer'le baş başa kalmaktan daha çok arzuladığım bir şey yoktu. Bir defasında yolda karşılaştık, etrafta kimseyi göremedim. Arkama baktım, kimseyi göremedim; sağıma soluma baktım, kimseyi göremedim. Cafer'e yaklaşıp elinden tuttum ve: "Şunu bil ki ben de Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in onun kulu ve Resulü olduğuna şahitlik ediyorum" dedim. Cafer: "Allah sana hidayet etsin. Bu hidayetinde sabit kal" dedi. Sonra beni bıraktı ve gitti. Ben arkadaşlarımın yanına döndüm; sanki başıma gelenleri görmüşlerdi. Beni alıp üzerime bir parça kadife attılar; beni sanki hapsettiler, dışarıya bakmama müsaade etmediler. Ben başımı bir bu yerden, bir diğer yerden çıkarıyordum, ta ki onlardan kurtulduğumda üze­rimde hiçbir şey yoktu. Habeş'li bir kadınla karşılaştım ve onun örtüsünü aldım, onunla avretimi örttüm. O şöyle şöyle dedi, ben de şöyle şöyle dedim. Sonra Cafer'in yanına geldim. Cafer: "Sana ne oldu?" dedi. Ben: "Üzerimdeki her şey gitti, hiçbir şey kalmadı. Üzerimde gördüğün bu örtü de Habeş'li bir kadına ait" dedim. Cafer yürümeye başladı, ben de onunla birlikte yürüdüm. Hükümdarın kapısına gelince: "Allah'ın hizbine izin ver" dedi. Kapıcı: "Hükümdar ailesiyle beraber" dedi. Cafer: "Bana izin ver" dedi ve izin alıp içeri girdi. Cafer, Necaşi'ye: "Amr bana tabi olup dinime girdi" dedi. Necaşi: "Asla!" dedi. Cafer: "Evet" dedi. Necaşi: "Hayır" dedi. Cafer: "Evet" dedi. Necaşi: "Hayır" dedi. Cafer: "Evet" dedi. Bunun üzerine Necaşi birisine: "Onunla birlikte git; eğer dediğini yapmışsa söylediği her şeyi yaz" dedi. Adam: "Olur" dedi ve söylediklerimin hepsini yazdı. Öyle ki hiçbir şeyi bırakmadım; hatta bardakları bile yazdırdım. Mallarından dilediğim kadar alsaydım, alabilirdim."

 

Tahric bilgisi: {Ebü Ya'la) İsnadı hasendir, ancak Amr'ın İslam'a girişinin Necaşi vasıtasıyla olduğu şeklindeki bu rivayet, meşhur rivayete muhaliftir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

14- Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in İslam'a Daveti ve Kureyşlilerin Kendisinden Mucizeler İstemesi