METALİBU’L-ALİYE İBN HACER el-Askalani |
MENKIBELER |
27- Hz. Ömer'in Faziletleri |
3909. Said b.
el-Müseyyib der ki: Bir deve çalışmaktan kesildi. Hz. Ömer onu boğazladı ve
Resulullah'ın ashabından bazı kimseleri davet etti. Abbas: "Bunu hergün yapsan
da gelip senin yanında böyle konuşsak!" dedi. Ömer: "Bir daha
kesinlikle böyle yapmayacağım! Benden önce iki arkadaşım bir yol tutup geçip
gittiler. Eğer ben onların yaptığından başka birşey yaparsam beni onların
yolundan başka bir yola koyarlar" dedi.
Tahric bilgisi:
(Müsedded)
3910. eş-Şa'bi'den: Hz.
Ali şöyle dedi: "Biz, Muhammed'in ashabı, sükunetin Hz. Ömer'in diliyle
konuştuğundan şüphe etmezdik."
Tahric bilgisi:
(Müsedded ve Ahmed b. Meni')
3911. Sabit b.
el-Haccac, bir kişiden naklediyor: Ebu Süfyan gelip Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına oturdu ve: "Akrabalarına bakmaz mısın? Ömer
biriyle evlenmek istiyor, ancak o kabul etmiyor!" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ömer'le evlenmekten o kadını alıkoyan
nedir? Medine'de peygamberden başka Ömer'den daha faziletli kim var!"
buyurdu. Ben bu hadisi rivayet edene: "O gün Ebu Bekir, Medine'de
miydi?" diye sordum. "Bilmiyorum" dedi.
Tahric bilgisi:
(el-Haris)
3912. Salim b.
Ebi'l-Ca'd'dan: Necran'lılar Hz. Ali'nin yanına gelip: "Senin kendi
yazınla ve kendi dilinle bize şefaat ettiğine şahit olmak istiyoruz!"
dediler. (Hz. Ömer daha önce onları topraklarından sürmüştü) Dedi ki:
"Ömer doğru iş yapan biriydi. (Onun yaptığı bir şeyi değiştiremem) Eğer
bıçaklanmış olsaydı işte o gün bıçaklanırdı."
Tahric bilgisi:
(Müsedded)
3913. Ammar b. Yasir der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Ammar! Az önce bana
Cebrail geldi. Ona: "Ey Cebrail! Bana Ömer'in faziletlerini anlat!''
dedim. Cebrail: "Ey Muhammedi Eğer Ömer'in faziletlerini Hz. Nuh'un kavmi
arasında dokuz yüz elli sene kalışından şu ana kadar anlatsam, onun faziletleri
bitmez. Ömer, Ebu Bekir'in iyiliklerinden bir iyiliktir. Allah her ikisinden de
razı olsun" dedi.
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
3914. Hasan (el-Basri)
şöyle dedi: "Eğer yalan nedir bilmeyen bir kimse varsa, o da
Ömer'dir."
Tahric bilgisi:
(MÜsedded)
3915. Hasan (el-Basri),
Hz. Ömer'in şöyle dediğini söyledi: "Eğer benim halifeliğim döneminde bir
deve kaybolsa, Allah'ın ondan dolayı beni sorguya çekeceğinden korkarım."
Tahric bilgisi:
(Müsedded)
3916. Esma binti Ümeys
bildiriyor: Muhacirlerden bir adam Ebu Bekir hasta iken yanına geldi. Ona:
"Başımıza Ömer'i halife tayin ettin. O sert bir kimsedir, kendisine hakim
olamaz. Eğer onu başımıza halife yaparsan sertliği daha da artar ve kendisine
daha çok hakim olamaz. Allah'la karşılaştığında ona ne cevap vereceksin?"
dedi. Ebu Bekir: "Beni oturtun!" dedi ve: "Sen beni Allah ile mi
korkutuyorsun?" dedi. "Allah'la karşılaştığımda ona şöyle derim:
Yarabbi! Onlara en hayırlılarını emir tayin ettim!."
Tahric bilgisi: (İshak)
Bu hadisin ravileri güvenilir kimselerdir.
3917. Said b.
el-Müseyyib şöyle dedi: "Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra
insanlar arasında Ömer'den başka daha bilgin kimse bilmiyorum."
Tahric bilgisi: (İshak}
3918. İbn Abbas'tan: Hz.
Ömer şöyle dedi: "Emirlikten eşit çıkmak isterdim. Ne lehimde, ne de
aleyhimde bir şey olmasaydı!."
Tahric bilgisi: (İbn Ebi
Ömer ve el-Humeydi) Hilafet bölümünde hadisin tamamı geçmişti.
3919. Hüseyin b. Ali
anlatıyor: Hz. Ömer'in yanına çıktım ve ona: "Babamın minberinden aşağı
in, babanın minberi üzerine çık!" dedim. Ömer "Babamın minberi yok
ki!" dedi. Sonra beni önüne aldı ve oturttu. Ben elimde taşlarla
oynuyordum. Minberden indikten sonra beni alıp evine götürdü ve ona: "Kim
sana böyle yapmanı emretti?" diye sordu. Ben: "Kimse bana
söylemedi" dedim. Ömer: "Bizden saklanırdın, şimdi gelmeye başladın"
dedi.
Hüseyin der ki: Bir gün
o Muaviye ile yalnızken onun yanına gittim. Ömer'in oğlu da yanına geldi ve
döndü. Ömer'in oğlunun döndüğünü görünce ben de döndüm. Daha sonra benimle
karşılaştı ve "Neden bize gelmiyorsun?" dedi. "Ben size geldim
ancak sen Muaviye ile baş başa idin. Sonra oğlun Abdullah geri döndü. Onun
döndüğünü görünce ben de döndüm" dedim. Ömer: "Sen içeri girmeye
oğlum Abdullah'tan daha layıksın; çünkü başımızın üstünde önce Allah'ın
indirdiği, sonra da sizin yeriniz vardır" dedi ve elini başının üstüne
koydu.
Tahric bilgisi: (İshak)
3920 Ömer b. el-Hattab
şöyle diyordu: "Ey Allahım! Benim ölümümü sana bir defa olsun secde eden
kimsenin elinde kılma!"
Tahric bilgisi: (İshak)
Bu sahih bir isnaddır.
3921. Ebu'l-Eşheb,
Müzeyne kabilesinden bir adamdan rivayet ediyor Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Hz. Ömer'in üzerinde yıkanmış bir elbise gördü. Ona: "Bu
elbiseni yeni mi aldın; yıkanmış mı?" diye sordu. Ömer: "Elbise
yıkanmıştır ya Resulallah!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ona şöyle dua etti: "Yeni elbise giyesin, mutlu ve şükrederek yaşayasın,
şehit olarak ölesin! Allah sana dünya ve ahirette göz bebeği versin!"
Tahric bilgisi: (Ebu
Bekir b. Ebi Şeybe) Mürsel veya munkatı bir hadistir. Ahmed'in ve başkalarının
tahric ettiği İbn Ömer hadisi ise muttasıldır; ancak buradaki son kısmı yoktur.
3922. Abdurrahman b.
Avftan: Hz. Ömer beni çağırdı, yanına gittim. Kapısına varınca hıçkırık
seslerini duydum. Kendi kendime: "Herhalde Emir'ü'l-mü'min'in başına bir
iş geldi!" dedim. Sonra içeri girdim ve omuzlarından tuttum, ona:
"Bir şey yok, bir şey yok!" dedim Ömer: "Aksine en kötü şey
oldu!" dedi. Sonra elimden tuttu ve beni kapıdan geçirerek başka bir odaya
götürdü. Oda üst üste dizili çantalarla doluydu. Şöyle dedi: "İşte şimdi
Ömer ailesi helak oldu! Çünkü Allah dileseydi bunu benden önceki iki arkadaşıma
da (Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem ve Ebu Bekir'i kastediyor) verirdi.
Çünkü onlar uymam için bana bir yol bıraktılar" dedi. Ben: "Hele bir
otur, birlikte düşünelim" dedim. Nihayet mü'minlerin annelerine dörder
bin, Muhacirlere dörder bin, diğer müslümanlara da ikişer bin dağıttık.
Tahric bilgisi: {İbn Ebi
Ömer)
3923. el-Mikdam b.
Ma'dikerib der ki: Hz. Ömer yaralanınca Hafsa onun yanına girdi ve: "Ey
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in arkadaşı, ey Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in kayınbabası, ey Emirü'l-mü'minin!" dedi. Ömer,
oğluna: "Ey Abdullah, beni oturt! Çünkü ben işittiklerime
sabredemiyorum!" dedi. Abdullah babası Ömer'i oturttu. Ömer, kızı
Hafsa'ya: "Senin üzerinde olan hakkımdan dolayı sıkılıyorum. Bir daha beni
bu şekilde övme ve benden sonra ağıt yakma! Senin söylediğin şeylere ben sahip
değilim. Ölen bir kişi kendisinde olmayan sıfatlarla övülürse melekler ona
lanet eder."
Tahric bilgisi: (Ahmed
b. Meni' ve el-Haris)
3924. Said b.
el-Müseyyib anlatıyor: Hz. Ömer Mina'dan çıkınca Abtah denilen yerde konakladı.
Sonra bir küme yaptı, üzerini düzeltip elbisesini üzerine attı. Oturup elini
göğe kaldırdı ve şöyle dua etti: "Ey Allahım! Kuvvetim zayıfladı, yaşım
ilerledi, tebaam yayıldı, çoğaldı. Ne kazanan, ne de kaybeden birisi olarak
ruhumu al!" dedi. Sonra Medine'ye geldi ve hutbe verdi: "Ey insanlar!
Size bazı sünnetler ve farzlar bildirdim. Sizi en açık yol üzerinde bırakıyorum.
Ancak insanlar sağdan soldan sapabilirler...." Said dedi ki:
"Zilhicce ayı çıkmadan Ömer şehit edildi."
Tahric bilgisi:
(Müsedded)
3925. Amr b. Meymun'dan:
Hz. Ömer yaralandığı sabah ben de oradaydım. Ancak ikinci saftaydım. Birinci
safta olmama engel olan şey, Ömer'in heybeti idi. Çünkü o namaz için kamet
getirildiğinde safa döner, ileri veya geri olan bir insan gördüğünde kamçısıyla
onu düzeltirdi. İşte birinci safta olmama mani olan şey buydu. Bunun için
ikinci safta idim. Ömer o sabah namaz için geldi. Muğire b. Şu'be'nin kölesi
Ebu Lü'lü yanına yaklaşıp ona bazı şeyler söyledi. Sonra bıraktı, sonra tekrar
yanına yaklaşıp bazı şeyler söyledi, sonra tekrar yerine döndü. Sonra onu
hançeriyle yaraladı. Hz. Ömer'in o sırada şöyle dediğini gördüm: "Köpeği
yakalayın, beni öldürdü!" Bunun üzerine insanlar kölenin etrafını
kuşattılar. Sonra birisi: "Ey Allah'ın kulları! Güneş neredeyse doğacak,
namaz namaz!" dedi, Abdurrahman b, Avf cemaate Kur'an'daki en kısa
surelerle; Nasr ve Kevser süresiyle sabah namazını kıldırdı. Sonra Ömer evine
taşındı. Oğlu Abdullah'a: "Ey Abdullah! Bana kemiği ver. Eğer Allah onda
yazılanı gerçekleştirmek istediyse, elbette onu gerçekleştirecektir!"
dedi. Abdullah: "Yazdıklarını ben silerim!" dedi. Ömer: "Hayır
benden başkası onu silmeyecek!" dedi. Sonra Ömer yazdığını kendi eliyle
sildi. Orada dedeye mirastan verilecek pay yazılıydı. Sonra Ömer: "Bana
Ali, Osman, Talha, Zübeyr, Abdurrahman ve Sa'd'ı çağırın!" dedi. Hepsi
geldikten sonra aralarından sadece Ali ve Osman ile konuştu, diğerleri
sustular. Ömer, Hz. Ali'ye: "Ey Ali! Bu kimseler senin Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan yakınlığını ve Allah'ın sana verdiği fıkıh
ve ilmi bilirler. Eğer seni başlarına emir yaparlarsa bu hususta Allah'tan
kork!" dedi. Sonra Osman'a dönerek: "Ey Osman! Bu kimseler senin
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan damatlığını ve şerefini
bildiklerinden bu işe seni görevlendirirlerse sen de Allah'tan kork ve Ebu
Muayt oğullarını insanların boyunlarına bindirmekten sakın!" dedi. Sonra
da: "Ey Suheyb! Sen üç gün insanlara namaz kıldır ve bunları bir eve
topla. Eğer bir kişi üzerinde anlaşırlarsa onlara muhalefet edenin boynunu
vurun!" dedi. Onlar dışarı çıktıklarında dedi ki: "Saçı kıvrık olanı
seçerlerse insanları yola sokar." Abdullah b. Ömer ona: "Sana mani
olan nedir?" diye sordu, o da: "Onu (emaneti) hayatta iken de
ölmüşken de taşımak istemiyorum!"
Tahric bilgisi:
(el-Haris)
Bu hadis sahihtir.
Buharı, hadisin metnini daha teferruatlı bir şekilde tahric etmiştir. Ben burada
sadece oradakine göre fazla olan kısmı belirtmek için hadisi burada verdim.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: