METALİBU’L-ALİYE

İBN HACER el-Askalani

TEFSİR

 

8- Maide Suresi

 

3589. Amr b. Şuayb'm, babasından, onun da dedesinden naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müttefiklerinize karşı, yeminlerinizle sağlamlaştırdığınız akitlerinizi yerine getiriniz" buyurdu. Ashabı: "Ya Resulallah! Onların akitleri nedir?" diye sordular. "Diyetlerini ödemek ve yardım etmek" buyurdu.

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

 

 

3590. Mücahid demiştir ki: "Hz. Musa, her oymaktan iki adam seçti. Hep birlikte zorbaların şehrine girdiler. Ama Yuşa b. Nun ve Kalib b. Yuganna dışında bütün kavimler çıkıp kendi oymaklarını oraya girmekten menetti.

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Ömer)

 

 

 

3591. Verka aynı hadisi "(Bu ikisi ise oymaklarına) onların üzerlerine yürümeleri emrini vermişlerdir" ilavesiyle zikretmiştir.

 

Tahric bilgisi: (Ahmed b. Meni')

 

 

 

3592. Fadl b. Atiyye demiştir ki: "(İsrail oğulları) 12 fersahlık alanda kırk yıl şaşkın şaşkın dolanıp durdular. Ortalarına öküz başı gibi başı olan bir kaya kondu. Vadiye indiklerinde ondan on iki pınar fışkırdı. Hareket ettikleri zaman onu bir öküze yüklerler ve su kesilirdi."

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Ömer)

 

 

 

3593. Atiyye el-Avfi demiştir ki: "12 fersahlık alanda kırk yıl şaşkın şaşkın dolanıp durdular. Ortalarına öküz başı gibi bir kaya konuldu. Onu bir Öküzün sırtında taşıyorlardı. Bir yerde konakladıkları zaman onu indirirler, Hz. Musa ona vurur ve ondan on iki pınar fışkırırdı. Hareket ettiklerinde bir öküze yüklerler ve su kesilirdi.

 

Tahric bilgisi: (Ahmed b. Meni')

 

 

 

3594. İkrime yüce Allah'ın "Kırk sene o mukaddes yer onlara haram kılınmıştır. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar.''(Maide, 26) ayeti hakkında "Yani, sonsuza dek oraya girmeleri onlara haram kılınmıştır. Yeryüzünde kırk yıl şaşkın şaşkın dolaşacaklardır" açıklamasını yapmıştır.

 

Tahric bilgisi: (Ahmed b. Meni')

 

 

 

3595. Ümmü Amr binti İsa demiştir ki: Bana amcam anlattı. Bir yolculuk sırasında Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile berabermiş ve Allah'ın Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Maide suresi nazil olmuş. Dedi ki: "O'na vahiy inmekte olduğunu anladık. Çünkü surenin ağırlığından devesi Adba'nın kürek kemikleri incelmişti."

 

Tahric bilgisi: (Ebu Bekir b. Ebi Şeybe)

 

 

 

3596. İbn Abbas demiştir ki: "Ben, Muhammed'in ashabından daha hayırlı bir topluluk görmedim. Vefatına kadar kendisine sadece on üç soru sordular. Bunların hepsi de Kur'an'da zikredilmektedir."

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

 

 

3597. Cabir: "Onlar yalana kulak verirler ifadesinden maksadın Medine Yahudileri; "Sana gelmeyen diğer bir topluluğa kulak verirler ifadesiyle de Fedek halkının kastedildiğini söylemiştir.

 

Tahric bilgisi: (el-Humeydi)

 

 

 

3598. Iyad el-Eş'ari'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Musa'ya işaretle: "Onlar bunun kavmidir" buyurdu. Yani "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir topluluk / kavim getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler.''(Maide, 54) ayetinde kastedilenler.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Bekir b. Ebi Şeybe)

 

 

 

3599. Katade demiştir ki: Bundan sonra "Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet'' (Maide, 49) ayeti nazil olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bugün biz Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer din mensuplarına hükmediyoruz" buyurdu.

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

 

 

3600. Hamiye b. Rikab anlatmaktadır: Selman'a "Çünkü onların içlerinde keşişler ve rahipler vardır. Üstelik onlar büyüklük taslamazlar''(Maide, 82) ayetini sordum. Şöyle cevap verdi: "Bırak, keşişler manastırlarında ve dağ başlarında / harabelerde kalsınlar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana ayeti "Çünkü onların içinde sıddıkler / doğrular ve rahipler vardır" diye okuttu.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Bekir b. Ebi Şeybe)

 

 

 

3601. Yahya b. Abdülhamid, Nusayr b. Ziyad'dan hadisi şu ifadeyle nakletmiştir: "Maksat, manastırlarda ve dağ başlarındaki rahiplerdir. Bırak, onlar oldukları gibi kalsınlar." Selman dedi ki: Ben, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "...." ayetini ''...." şeklinde okudum.

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

 

 

3602. Bera b. Azib şöyle demiştir: Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir şey sormak isterdim de üzerinden bir yıl geçtiği halde kendisinden çekinir, soramazdım. Bu yüzden Bedevilerin gelmesini arzu ederdik.

 

Tahric bilgisi: (Ebu Ya'la)

 

Hasan'ın Ebu Bekre'den naklettiği, Yüce Allah'ın "Onlar, yaptıkları kötülüklerden birbirlerini menetmezlerdi. Yaptıkları şey ne kötü idi''(Maide, 79) ayetiyle ilgili hadis, İman kitabında geçmiştir.

 

 

 

3603. Ebu'l-Aliye demiştir ki: İnsanlar, Ömer b. el-Hattab'ın yanındaydılar. "Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım''(Maide,3) ayetinden bahis açıldı. Yahudilerden bir adam dedi ki.... Sonra Ömer: "Allah bizim için işi kemale erdirdi. Anladık ki, ondan sonra eksilme / iniş olacaktır" dedi.

 

Tahric bilgisi: (İshak)

 

 

 

3604. İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbesinde Maide ve Tevbe surelerini okudu, ardından: "Allah'ın bu surelerde helal kıldığını helal, haram kıldığını haram kabul ediniz" buyurdu.

 

Tahric bilgisi: (Abd b. Humeyd)

 

 

 

3605. el-Kasım nakletmektedir: Hz. Aişe, insanların "Yırtıcılardan keskin dişleri bulunan her hayvan haramdır" dediklerini duyunca şu ayeti okudu: "De ki: "Bana vahyolunanda, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum...''(En'am 145) Dolayısıyla, toprak tencerenin suyu sarıya dönüşür de bu, onu haram kılmaz.

 

Tahric bilgisi: (Müsedded}

 

 

 

3606. Ğudayf b. el-Haris bildiriyor: Hz. Ömer'e bir valisi şöyle yazdı: Bizim Samireli komşularımız vardır. Bunlar Tevrat ve İncil'in bazı bölümlerini okuyorlar ve yeniden dirilmeye inanıyorlar. Onların kestikleri hakkında ne buyurursun." Hz. Ömer de ona cevabi mektubunda şöyle dedi: "Eğer Tevrat veya İncil'in bazı bölümlerini okuyorlar ve Allah'ın adını anıyorlarsa, onların kestikleri de Ehl-i Kitab'ın kestikleri gibidir."

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

3607. Cabir b. Abdullah anlatmaktadır: Ehl-i kitaptan bir adam zina etti ve Fedek halkı Medine Yahudilerinden bazı kimselere: "Bu konuyu Muhammed'e sorun. Eğer celde (kırbaç) cezasını emrederse, kabul edin; recmi (taşlamayı) emrederse, kabul etmeyin" diye mektup yazdılar. Onlar da sordular. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana en bilgili iki kişinizi gönderin" buyurdu. Sonra İbn Suriya adında kör bir adamla birlikte bir zat daha geldi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Sizler kavminizin en bilginleri misiniz?" diye sordu. Onlar da: "Kavmimiz böyle değerlendirdi" dediler. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İsrail oğulları için denizi yaran, size bulutla gölge yapan, sizi Firavun hanedanından kurtaran ve İsrail oğullarına kudret helvası ve bıldırcın kuşunu indiren (Allah) aşkına söyleyin, Tevrat'ta recim hakkında ne buluyorsunuz?" diye sordu. Biri diğerine: "Böyle bir ricada hiç bulunulmamıştır" dedi. Sonra şöyle cevap verdiler: "Orada şunu bulmaktayız: Zina olayı iyice incelenmelidir. Eğer dört kişi, sürme kaleminin sürmedana girip çıktığı gibi erkeğin (zekerini) sokup çıkardığını gördüklerine dair şahitlik ederlerse, recim gerekir." Bunu işitince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İşte doğrusu budur" buyurdu ve emir verdi, adam recmedildi. Bu konuda "Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir zarar veremezler. Eğer aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz Allah, adaletli davrananları sever.

 

Tahric bilgisi: (el-Humeydi)

 

 

 

3608. Süryan'dan da benzer hadis nakledilmiş olup başı: "Eğer size bu verilirse, atın, bu verilmezse sakının.''(Maide 41) şeklindedir. Ravi demiştir ki: Ayet, Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen İbn Suriya hakkında nazil olmuştur.....

 

Başını zikretmediği hadis'e şu ilaveyi yapmıştır: "Öpmek zinadır Sonu ise "Sürme kaleminin sürmedana girdiği gibi.... onu recmet" şeklindedir. Sonrası zikredilmemiştir.

 

Tahric bilgisi: Hadis Ebu Davud ve başka kaynaklarda da daha kısa bir metinle geçmiştir. {Ebu Ya'la)

 

 

 

3609. Nafi'nin bildirdiğine göre Abdurrahman b. Ebi Hureyre, İbn Ömer'e denizin kıyıya attığı pek çok balığın hükmünü sordu. İbn Ömer: "Ölmüş mü onlar?" diye sordu. Ebu Hureyre: "Evet. Ölmüşler" deyince, onları yemekten menetti. Sonra içeri girince Mushafı istedi ve şu ayeti okudu: "Size ve yolculara yiyecek olmak üzere, deniz avı ve onu yemek helal kılındı''(Maide 96) Sonra şu açıklamayı yaptı: ..... (onu yemek) Denizden çıkanı yiyin. Bunda bir sakınca yoktur. Deniz içinde ölen ya da canlı çıkıp Ölen her balık yenir demektir."

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

Ben derim ki: Malik, Muvattada Nafi'den benzerini rivayet etmiş ve "Size ve yolculara yiyecek olmak üzere, deniz avı ve onu yemek helal kılındı" ayetinden sonra şöyle demiştir: Abdurrahman'a birini gönderip meseleyi ona sordu. O da: "Bir sakıncası yoktur, yiyebilirsin!" diye cevap verdi.

 

 

 

3610. Said b. Gübeyr bildiriyor: Necaşi, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem).... gönderdi. O da ashabına .... emretti.... Onlar hakkında şu ayet nazil oldu: "İman edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en şiddetlisi olarak Yahudileri ve Allah'a ortak koşanları bulursun''(Maide 82) Hadisin tamamı Sire-i Nebeviyye bölümünde gelecektir.

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

9- En'am Suresi