METALİBU’L-ALİYE

İBN HACER el-Askalani

HİLAFET VE İDARECİLİK

 

24- Devlet Başkanının, Memurlarına, Müslümanları Nasıl İdare Edeceklerine Dair Tavsiye ve Öğütleri

 

2119. el-Carud, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in el-Ala' b. el-Hadrami'yi Bahreyn'e gönderdiğinde kendisine yazdığı mektubun bir nüshasını ele geçirdiğini ve içerisinde şunların yazılı olduğunu rivayet etmiştir: "Bismillahirrahmanirrahim. Bu mektup Allah'ın Resulü ve O'nun bütün yaratıklara gönderdiği peygamberi Kureyşli ve Hasımı Muhammed b, Abdullah'dan el-Ala' b. el-Hadrami ve beraberinde olan Müslümanlara bir fermandır.

 

Ey Müslümanlar! Allah'dan hakkıyla sakının, size el-Ala' b. el-Hadrami'yi gönderdim ve ona, yalnız olan ve ortağı bulunmayan Allah'dan sakınmasını emrettim. Aynı şekilde size karşı iyi davranmasını, hak ve adaletle aranızda idarecilik yapmasını, aranızda Allah Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de indirdiği adaletle hükmetmesini emrettim. Size de dediklerimi yapması, adaletle hükmetmesi ve merhametle muamele etmesi durumunda kendisine itaat etmenizi emrediyorum. Ona kulak verin, söylediklerine itaat edin ve ona en güzel şekilde destek ve yardımcı olun. Benim sizin üzerinizde büyük bir itaat hakkım vardır ki, onu hakkıyla yerine getirmeniz mümkün değildir, zira Allah'ın ve Resulü' nün hakkını tam anlamıyla yerine getiremezsiniz. Allah'ın ve O'nun Resulü'nün genelde bütün insanlar, özelde sizin üzerinizde itaat konusunda ve ahdine / kendisine verilen sözü yerine getirme konusunda farz bir hakkı olduğu gibi, Müslümanların kendi idarecileri üzerinde bu konuda farz bir hakları vardır. Allah Teala itaate hakkıyla riayet eden kuldan razı olacak, onu yerine getiren ve ona sahip çıkanların ecrini büyük tutacaktır. Bilesiniz ki, itaatle, arzulanan her hayrı ve bereketi açan bir yol vardır, sakınılması gereken her şeyden de bir kurtuluş vardır. Ben, Allah Teala'yı şahit tutarak ifade etmek isterim ki, küçük olsun büyük olsun Müslümanlara ait bir hususta kendisini idareci tayin ettiğim kişi şayet onlar arasında adil davranmazsa ona itaat yoktur. O, kendisine tevdi edilen görevden o an azledilmiştir, beraberinde olan Müslümanların ona itaat sorumlulukları ortadan kalkmıştır. Bu durumda Allah Teala'dan hayırlı birisini göndermesini dilemelerini ve içlerinde en selahiyetli ve ehil olanı idareci tayin etmelerini tavsiye ederim. Şayet el-Ala b. el-Hadrami'nin başına bir musibet gelirse Allah'ın Kılıcı Halid b. el-Velid onun halefidir. Hak üzre olduğuna tanıklık ettiğiniz sürece onu dinleyin ve ona itaat edin. Hak'tan sapıp başka bir yola sapması durumunda ona itaat etmeniz gerekmez. Allah'ın bereketi, yardımı, zaferi, hidayeti, afiyeti ve tevfiki ile yolunuza devam edin. Karşılaştığınız insanların Allah'ın Kitabına, O'nun çizdiği yola, Resulü'nün sünnetine davet edin, Allah Teala'nın Kitabında helal kıldığı şeyi onlara helal, haram kıldığı şeyi de onlara haram kılın. Putları hayatınızdan çıkarmanızı, şirk ve küfürden uzak durmanızı, Lat ve Uzza gibi putlara kulluk etmeyi inkar etmenizi, Meryem oğlu İsa ve Harve oğlu Üzeyr'e kulluktan vazgeçmenizi, meleklere, Güneş'e, Ay'a, ateşe tapmaktan uzak durmanızı, Allah'dan başka edinilen her türlü puta yanaşmamanızı, Allah ve Resulünü dost edinip Allah ve Resulünden uzak duranlardan uzak durmanızı tavsiye ederim.

 

Bunların yaptıklarını benimsedikleri an Allah'ın dostluğunu kabul etmiş olurlar, siz de bu durumda onlara, kendisine davet ettiğiniz Kitab'ı izah edin; onun Cebrail vasıtasıyla Allah katından, yaratıkların özü Allah'ın elçisi, Neb'i ve sevgilisi olan Muhammed b. Abdullah'a indirilen bir kitap olduğunu, Allah Teala'nın onu bütün insanlığa; siyahına-beyazına, insine -cinnine, bütün alemlere rahmet olarak gönderdiğini, sizden önceki milletlere ve sizden sonra geleceklere ait her şeyi içeren bir kitap olduğunu, Allah Teala'nın tüm insanların arasını onunla bulacağını, daha önce gönderilen bütün kitaplardan üstün ve Tevrat, incil, Zebur gibi kitapları tasdik ettiğini, kendilerine resul ve peygamber gönderilen atalarınızın anlamadığı birçok hususu bu kitabta size naklettiğini, atalarınızın peygamberlerine tepkilerinin ne olduğunu, onları nasıl tasdik ettiklerini ve nasıl yalanladıklarını haber veren bir kitaptır. Allah Teala Kitab'ında sizlere onlar hakkında çok şeyler anlattı, günahları sebebiyle helak olanlardan haber verdi ki, o günahlardan uzak durasınız ve onların yaptıklarını yapmayın; Allah'ın gazabına duçar olmayın. Allah'ın emirlerini hafife almaları ve yaptıkları kötülüklerden dolayı helak olmaları durumuna siz de düşmeyiniz. Aynı şekilde sizden önce Allah'ın azabından kurtulanların haberlerini de size nakletti ki, onları örnek alasınız ve siz de kurtuluşa eresİniz. Bütün bunları katından bir rahmet ve size acıması sebebiyle bildirdi. Size gönderdiği kitap sapkınlıktan doğruluğa götüren bir kitaptır. Aynı zamanda cehaletten aydınlığa, sürçmekten kurtuluşa, fitneden selamete, karanlıktan aydınlığa götüren bir kitaptır. O hastalık anında şifadır. Helak olmaktan kurtaran, eğriden doğruya ileten, kapalı hususları açıklığa kavuşturan kitaptır. Dünya ile ahiret çizgilerini birbirinden ayıran ve dininizin tüm unsurlarını kendisinde barındıran bir kitaptır.

 

Bu hususları arz ettikten sonra onları benimserlerse, o zaman Allah'ın dostluğunu tam anlamıyla elde etmiş olurlar. Bu durumda onlara İslam'ı, arz edin. islam ise beş vakit namazdan, zekat vermekten, Allah'ın evini hac etmekten, Ramazan orucunu tutmaktan, cenabetten yıkanmaktan, her namaz öncesinde temizlenmekten, anne-babaya karşı iyi davranmaktan, Müslüman akrabayla ilişkiyi kesmemekten, müşrik olsalar da anne-babaya iyi davranmaktan ibarettir.

 

Bunları yaptıkları takdirde Müslüman olmuşlardır. Onları imana davet edin ve şeriatın hükümlerini ve ana prensiplerini onlara öğretin. İman: Allah'tan başka ilah olmadığına ve onun hiç bir suretten ortağı bulunmadığına, Muhammed'in onun kulu ve Resulü olduğuna, Muhammed'in getirdiği şeylerin hak olduğuna, onun dışında kalan şeylerin batıl olduğuna, Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman etmek olduğuna, Kur'an'dan önce gelen Tevrat, İncil ve Zebur gibi kitaplara inanmaya, Öldükten sonra dirilmeye, hesaba, cennete, cehenneme, ölüme, (ikinci) hayata İman etmeye, Allah'a, peygamberlerine ve bütün mü'minlere inanmaya denir.

 

Şayet bunları yapar ve bu hususları inkar ederlerse onlar müslümandır, Mü'mindir. Bundan sonra onlara ihsanı öğretin. İhsan; emaneti eda etme / yerine getirme konusunda Allah ile kendi aralarını iyi düzenlemeleri ve Allah'ın peygamberlerden, peygamberlerin kullardan ve mü'minlerin idarecilerinden aldığı söze riayet etmeleridir. Teslim olmak (İslam) ise: Müslümanların her türlü el ve dil yarasından salim olmaları ve kendi nefisleri İçin arzuladıklarını diğer Müslümanlar için arzulamaları, Allah Teala'nın vaad ettiği hususları tasdik etmeleri, O'nunla buluşulacağına ve huzuruna çıkılacağına İnanmaları, her an dünyadan ayrılabileceklerini, her günün bitiminde nefislerini hesaba çekmeleri, gece ve gündüzü ahiret azığı İçin değerlendirmeleri, gizli-açık olsun Allah Teala 'nınfarz ettiği şeyleri yerine getirmede birbirlerini öğütlemeleridir.

 

Şayet bunları yerine getirirlerse o zaman onlar müslüman, mü'min ve muhsin kimseler olmuşlardır. Bundan sonra onlara kafirlerin niteliklerini anlatın ve onları büyük günahlara düşüp helak olmaktan kurtarın. Büyük günahlar insanları helak eden şeylerdir ki, bunların başında Allah'a ortak koşmak gelir. Nitekim <Allah Teala kendisine ortak koşanları affetmez> (Nisa 48) buyurmuştur. Ayrıca sihir yapmak ki sihir yapanın ahirette hiçbir nasibi olmayacak, akraba ve yakınlarla ilişkiyi kesmek, cihaddan kaçmak olduğunu söyleyin. Bunları işleyenlerin Allah'ın gazabına uğrayacağını ve kıyamet günü kendilerinden hiçbir amelin kabul edilmeyeceğini ifade edin. Yine mümin kişiyi öldürenin yerinin cehennem olduğunu, iffetli kadınlara iftirada bulunmanın dünya ve ahirette laneti gerektirdiğini söyleyin. Yetimin malını yemenin (yetimin malını yiyenler karınlarında ateş yerler ve cehennemi boylarlar), faiz yemenin de (faiz yiyenler Allah ve Resulüne savaş açmıştır) büyük günahlardan olduğunu hatırlatın. Şayet bu büyük günahlardan uzak dururlarsa o zaman onlar müslüman, mü'min, muhsin ve muttaki kullar olup dinlerini tamamlamışlardır. Bundan sonra onları ibadete davet edin. ibadet de: Oruç, kıyam, huşu, niyaz, rüku halinde olmak, secde etmek, tövbe etmek, yakin mertebesinde iman etmek, ihsan, Allah'ı tekbir-tesbih etmek, O'na hamd etmek, O'nu herşeyden üstün tutmak, zekatın dışında sadaka vermek, tevazu sahibi olmak, zararsız kul olmak, İnsanlara karşı iyi davranmak, niyaz, dua, mülkün Allah'a ait olduğunu ikrar etmek, salih amel işlemektir.

 

Şayet bunları yerine getirirlerse o zaman onlar müslüman, mü'min, muhsin, muttaki, abid kullar olup kulluklarını hakkıyla eda etmiş olurlar. Bunun akabinde onları cihada davet edin ve cihadın ne olduğunu onlara izah edin. Allah Teala'nın, cihadın fazileti ve Allah nezdindeki sevabı konusunda teşvik ettiği hususları onlara arz edin.

 

Bu hususları yerine getirirlerse onlarla biat edin ve Allah'ın ve Resulünün sünnetine uymaları konusunda onlardan söz alın. Allah'ın sözüne ve himayesine riayet edin. Biatinizin gereğini yerine getirin ve Müslüman idarecilerden herhangi birinin emrine isyan etmeyin. Bu hususları kabul ettikleri zaman onlarla biat edin ve onlar için Allah'tan af dileyin.

 

Allah rızası İçin ve O'nun dinine yardım etmek gayesiyle cihada çıkarlarsa, karşılaştıkları insanları Allah'ın kitabına davet etsinler. Sonra insanları islam'a, imana, ihsana, takvaya, kulluğa ve cihada davet etsinler. Kim onlara tabi olur ve söylediklerine icabet ederse artık o Müslüman, mü'min, muhsin, muttaki, abid ve mücahiddir. Sizin sahip olduğunuz hakların aynısına sahiptir.

 

Kim de imana ve islam'a yanaşmazsa, Allah'ın emrini kabul edinceye ve dinini benimseyinceye kadar onlarla savaşın. Kiminle sözleşme yapar ve onları Allah'ın himayesine alırsanız sözünüzün gereğini yerine getirin. Kim de müslüman olur ve sizin safınıza katılırsa o sizden birisidir. Kim de bu konuda anlaşma yaptıktan sonra sizinle savaşırsa siz de ona karşı savaşın. Size hile ve tuzak kuranlara siz de mukabelede bulunun. Kim size karşı ittifak yaparsa siz de ona karşı ittifak yapın. Kim sizi pusuya düşürmek isterse ve sizi aldatmak yoluna giderse, size karşı hile ve düzen kurarsa siz de aşırıya kaçmadan mukabelede bulunun, zira haksızlığa uğradıktan sonra yardım isteyenler için herhangi bir günah söz konusu değildir. İyi biliniz ki, Allah her zaman sizinle beraberdir ve yaptıklarınızı görmektedir, yaptığınız amelleri tümüyle izlemektedir, dolayısıyla O'ndan sakının ve daima teyakkuz halinde olun. Bu, Allah Teala'nın bana tevdi ettiği bir emanettir ve bir mazeretiniz kalmasın diye onu size tebliğ ediyorum. Aynı zamanda bu, Kur'an'ın kendisine ulaştığı herkes aleyhinde bana verilmiş bir hüccettir. Kim içindekilerle amel ederse kurtuluşa erer, kim içindekilere ittiba ederse doğru yolu bulur. Kim onunla hasmını yenmeye çalışırsa başarılı olur. Onunla savaşan muzaffer olur. Kim de onu terkederse delalete düşer. Onun için içindekilerle amel edin, devamlı onu dinleyin, içinizi onunla doldurun, kalbinizde ona yer ayırın, zira o gözlerin nuru, kalplerin baharı, gönüllerin ilacıdır. Emreden ve öğüt veren, nehyeden ve Allah'a ve Resulüne çağıran bir kitap olarak o yeterlidir. Allah Resulü el-Ala b. el~Hadrami'ye ve onun halefi Allah'ın kılıcı Halid b. el-Velid'e emanet etmiştir. Yanındaki müslümanların bu mektubun içindeki hükümlere davet etme konusunda en ufak bir mazeret ileri sürmelerini kabul etmemiştir. Mektubun içinde yer alan herhangi bir hususun zayi olmasını da mazeret kabul etmemiştir. Bu mektup kime ulaşırsa içerisindeki hükümlere uymaları için hiçbir mazeret geçerli değildir. "

 

Bu mektup, Peygamber'in hicretinden dört yıl geçmesine iki ay kala Zilkade ayının üçünde kaleme alınmıştır. İbn Ebi Süfyan kaleme almış, Osman b. Affan ona dikte ettirmiş, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) orada hazır bulunmuş, el-Muhtar b Kays el-Kureşi, Ebu Zerr ei-Gıfari, Huzeyfe b. el-Yeman el-Absi, Kusay b. Ebi Amr el-Himyeri, Şuayb b. Ebi Mersed el-Gassani, el-Müseyyeb ibn Ebi Sa'sa'a el-Huzai, Avane b. Şemmah el-Cüheni Sa'd b. Malik el-Ensari, Sa'd b. Ubade el-Ensari, Zeyd b. Amr ve. daha başka kabile mensupları, Kureyş'ten bir zat, Cüheyne'den bir zat, Ensar'dan da dört kişi bulunmuş ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in mektubu el-Ala' b. el-Hadrami ve Halid b. el-Velid'e teslim ettiğine tanıklık etmişlerdir.

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1- Hak İle Hükmetmeyen Kişi İle İlgili Endişeler