MÜSNED-İ ŞAFİİ |
NİKAH |
MEHİR HÜKÜMLERİ |
1- (937) Ebu Seleme'den:
Aişe radıyallahu anha'ya: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in verdiği
mehir ne kadardı?" diye sordum. Dedi ki: "Hanımlarının mehri on iki ukiyye
ve bir neş idi. Neş nedir biliyor musun?" Ben: "Hayır" dedim.
"Yarım ukiyyedir" dedi,
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (14232) Muslim (1426)
2- (938/2) Enes
radıyallahu anh'den: "Abdurrahman b. Avf radıyallahu anh çekirdekler
ağırlığınca bir şey mehirle evlendi."
Sahih.
3- (938) Enes
radıyallahu anh'den: "RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye
gelince insanları evlerine paylaştırdı. Abdurrahman b. Avf radıyallahu anh, Sad
b. er-Rebi radıyallahu anh'ın payına düştü, Sa'd ona dedi ki: "Gel seninle
malımı paylaşayım. İki hammımdan dilediğini senin için boşayayım. İş konusunda
sana yeteyim," Abdurrahman dedi ki: "Allah sana aileni ve malını
mubarek kılsın. Bana çarşıyı göster," Onunla çarşıya çıktı ve kazanç elde etti.
Bir kadına talip olarak onunla evlendi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ona: "Ey Abdurrahman! Ne kadar mehirle evlendin?" dedi. O da:
"Çekirdekler kadar altın ile" dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bir koyun ile de olsa velime yemeği ver" buyurdu.
Tahric: Sahih. Şafii,
Sünen (14234) Buhari (5167) Muslim (1427)
4- (938/1) Enes b. Malik
radıyallahu anh'den:. "Abdurrahman b. Avf radıyallahu anh Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e geldi. Üzerinde safran izi vardı. Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu izi sorunca Ensar'dan bir kadınla evlendiğini haber verdi.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ona ne mehir verdin?"
dedi. Abdurrahman: "Çekirdekler ağırlığınca altın" dedi. RasuluIlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Bir koyun ile de olsa velime yemeği
ver" buyurdu."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (14235) Muslim (1427) Buhari (5153)
5- (889/1) Sehl b. Sa'd
es-Saidı radıyallahu anh şöyle dedi: "Bir kadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e geldi ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü! Kendimi sana hibe
etmeye geldim." Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kadına bakarak onu tepeden tırnağa süzdü. Sonra başını eğdi.
Kadın kendi hakkında bir
hüküm vermediğini görünce oturdu. Derken Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in ashabından bir zat kalkarak: "Ey Allah'ın Rasulü! Eğer senin bu
kadına bir ihtiyacın yoksa, onu benimle evlendiriver!" dedi. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sende (verecek) bir şey var mı?" diye
sordu. O zat: "Şu izarımdan başka bir şeyim yok" dedi. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Senin izarını ne yapsın? Onu versen senin
üzerinde bir şey kalmayacak! Başka bir şeyara" buyurdu. Adam: "Hiç
bir şey bulamadım" dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Demirden bir yüzük olsun (bulmaya) bak!" dedi. O zat aramaya gitti,
bir şey bulamadı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ezberinde
Kur'an'dan bir şey var mı?" diye sordu. O zat: "Filan ve filan
sureler ezberimdedir" diyerek (bildiği) sureleri saydı. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Haydi git! Kadın sana ezber bildiğin
Kur'an ile temlik olundu (onunla seni evlendirdim)." buyurdu."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (14239) Muslim (1425) Buhari (5087, 5149)
6- (889) Sehl b. Sa'd
es-Saidi radıyallahu anh'den: "Bir adam Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e kendisini hibe bir kadını nikahlamak istedi. Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) adama kadının mehri olması için: "Demirden de olsa bir yüzük
bul" dedi."
Sahih.
7- (956) Cabir b.
Abdillah radıyallahu anhuma'dan: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şiğar
(takas) nikahından yasakladı."
Tahric: Sahih ligayrihi.
Şafii, Sunen (14077)
8- (957) Mucahid
rahimehullah'tan: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"İslam'da şiğar (takas nikahı) yoktur."
Tahric: Sahih ligayrihi.
Şafii; Sunen (14083)
9- (955) İbn Ömer
radıyallahu anhuma'dan: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şigar
nikahından yasakladı." Şiğar: kişinin kızını, diğer bir kişinin kızını nikahlamak
karşılığında mehirsiz olarak nikahlamasıdır."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (14072-73) Muslim (1415)
10- (956/1) Cabir
radıyallahu anh'den: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şiğar nikahından
yasakladı. Malik rivayetinde şunu ekledi: "Şiğar: Kişinin bir kimseye onun
kızıyle evlenmek şartıyla kızını evlendirmesidir."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (14078, 14079)
11- (1083) Tavus
rahimehullah'tan: İbn Abbas radıyallahu anhuma bir kadınla evlenip yalnız
kalan, sonra ona dokunmadan boşayan kişi hakkında şöyle dedi: "Kadına
ancak mehrin yarısı vardır. Zira Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:
"Eğer onlarla temas etmeden onları boşamışsanız ve mehirlerini de tayin
etmişseniz, mehirin yarısı onlara aittir." (Bakara 237)"
Tahric: Zayıf. Şafii, Sunen
(14384) Muslim b. Halid zayıftır.
12- (585) Tavus, İbn
Abbas radıyallahu anhuma'dan: ''Allah Teala'nın: "Eğer onlara mehir tespit
eder de kendilerine dokunmadan boşarsanız .. ," (Bakara 237) ayeti ve:
"Sonra onlara dokunmadan kendilerini boşadığınızda, onlar üzerinde sizin
sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur" (Ahzab 49) ayetihakkında: "Ona
ancakmehrin yarısı vardır ve iddet gerekmez" dedi.
Tahric: Zayıf. Muslim b.
Halid ez-Zenci ve Leys b. Ebi Suleym zayıftırlar.
13- (591) Nafi, İbn Ömer
radıyallahu anhuma'dan: "Her boşanan kadının mut'a hakkı vardır. Ancak
kendisine mehir belirlenip de, gerdeğe girilmemiş olana mehrin yarısı
düşer,"
Sahih.
14- (591/1) İbn Ömer
radıyallahu anhuma şöyle derdi: "Boşanan her kadın için mut'a vermek gerekir.
Ancak gerdeğe girmeden boşanan ve kendisine mehir takdir edilen kadına, takdir
edilen mehrin yarısı verilir."
Sahih.
15- (940) Muhammed b.
Cubeyr b. Mut'im'den: "Cubeyr b. Mut'im radıyallahu anh bir kadınla
evlendi ve boşayıncaya kadar onunla ilişkiye girmedi. Sonra ona tam mehir
gönderdi. Ona bu konu söylEmince: "Ben lutufta bulunmaya daha
layığım" dedi."
Tahric: Zayıf. Şafii,
Sunen (14361) Vasıl b. Said meçhuldür.
16- (939) Nafi
rahimehullah'tan: "Ubeydullah b. Amr'ın kızı Abdullah b. Ömer radıyallahu
anhuma'nın nikahında idi. Kızın annesi de Zeyd b. elHattab'ın kızı idi. Kız
öldüğünde İbn Ömer radıyallahu anhuma onunla ilişkiye girmemişti ve mehir de
belirlenmemişti. Annesi onun mehrini talep etti. İbn Ömer radıyallahu anhuma
dedi ki: "Ona mehir yoktur. Şayet mehir olsaydı sizden alıkoymaz ve size
zulmetmezdim." Kadın bunu kabul etmeye yanaşmadı ve aralarında Zeyd b.
Sabit radıyallahu anh'ı hakem yaptılar. O da kadının mehri olmadığına ve miras
hakkı olduğuna hükmetti."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (14315)
17- (1312) Abdu
Hayr'den: "Ali radıyallahu anh bir kadını nikahladığında onunla ilişkiye
girmeden ve mehrini de belirlemeden ölmesi hakkında; kadının miras hakkı
olduğuna, iddet beklemesi gerektiğine ve mehir hakkı olmadığına hükmetti."
Tahric: Sahih. Şafii,
Sunen (14319)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
NİKAHTA VELİ ŞARTI
HAKKINDA GELENLER