FİL 3 |
وَأَرْسَلَ
عَلَيْهِمْ
طَيْراً
أَبَابِيلَ |
3. Üzerlerine sürü
sürü kuşlar gönderdi.
Said b. Cübeyr dedi ki:
Bunlar semadan gelmiş kuşlardı. Daha öncesinde de, sonrasında da onlar gibisi
görülmedi.
Cüveybir'in, ed-Dahhak'tan
onun İbn Abbas'tan rivayetine göre, İbn Abbas şöyle demiştir: Resulullah
(s.a.v.)'ı şöyle buyururken dinledim: "Onlar (Ebabil) sema ile arz
arasında pençeleri yuva yapan ve yavrulayan bir kuş çeşididir. ''
İbn Abbas'tan dedi ki:
Bu kuşların diğer kuşlar gibi gagaları, köpeklerin pençeleri gibi pençeleri
vardı.
İkrime dedi ki: Bunlar
denizden çıkmış yeşil kuşlardı. Başları yırtıcı hayvanlarır. başlarına
benziyordu. Bundan önce de bu kuşlar görülmemişti, daha sonra da görülmedi .
Aişe (r.anha) dedi ki:
Bunlar en çok kırlangıç denilen kuşlara benzerler.
Aksine bunların kırmızı
ve siyah olmak üzere Vatvat'a benzedikleri de söylenmiştir.
Yine Said b. Cübeyr'den
şöyle dediği nakledilmiştir: Bunlar sarı gagaları olan yeşil kuşlardı. Beyaz
oldukları da söylenmiştir. Muhammed b. Ka'b dedi ki: Bunlar siyah deniz
kuşlarıydı. Gagalarında ve pençelerinde taşlar vardı.
Bunların misallerde
örnek verilen oldukça garib Anka kuşları olduğu da söylenmiştir.
İkrime dedi ki:
"Ebabil" toplu ve birarada demektir. Bunların biri diğerinin ardından
gelen, birbirini takip edenler anlamında olduğu da söylenmiştir. Bu açıklamayı
da İbn Abbas ve Mücahid yapmıştır.
Bir diğer açıklamaya
göre bunlar birbirlerinden farklı ve dağınık idi. Şuradan, buradan, her yönden
geliyorlardı. Bu açıklamayı da İbn Mesud, İbn Zeyd ve el-Ahfeş yapmıştır.
en-Nehhas dedi ki: Bütün
bu görüşler birbirleriyle uyum halindedir. Dile getirdikleri gerçek, gelen bu
kuşların çok büyük kalabalıklar halinde olduklarıdır. Mesela; "Filan
Filana göre daha büyük ve daha çoktur" denilir. Bu lafız; (...)'den
türemiştir. "Ebabil"in tekili hususunda farklı görüşler vardır.
el-Cevheri dedi ki: el-Ahfeş dedi ki: "Senin develerin Ebabil halinde
-yani fırkalar halinde- geldi" denilir. "Ebabil kuşları (yani grub
grub kuşlar)" da denilir. (el-Ahfeş) dedi ki: Bu, çokluk anlamında
kullanılır ve tekili olmayan çoğullar kabilindendir. Kimisi de şöyle demiştir:
Bunun tekili (...)'dir, (...) gibi Kimisi de -ki el-Müberred'dir- bunun tekili;
(...)'dir, "Bıçak" gibi demiştir.
(el-Cevheri)
-es-Sıhah'dan başka bir yerde- dedi ki: Ben Arapların bunun tekilini
bildiklerini tesbit edemedim. Bunun tekilinin: (...) olduğu da söylenmiştir.
Ru'be b. el-Accac çoğulu kullanarak şöyle demiştir: "Ebabil (halindeki)
kuşlar oynadı onlarla Onlar yenilmiş ekin yaprağı gibi edildiler."
el-A'şa şöyle
demiştir: "Uzun bir hurma ağacı ile
gövdesi taze ve yeşil, yeni boyatan bir hurma fidanı; üzerinde ötüşen sürü sürü
kuşlar var."
Bir başka şair de şöyle
demiştir: "Bineğim neredeyse seslerden yıkılıverilecekti, Yer ebabil
(büyük fırkalar) halinde hepsi de atlı kimselerle (ırmak gibi) aktığında."
Bir başka şair de şöyle
demiştir: "Onların davetçiye süratlice koştuklarını görürsün, sanki onlar
Müsahhar bir bulut altında kuş ebabilleri (kalabalıkları) imiş gibi."
el-Ferra dedi ki: Bunun
kendi lafzından tekili yoktur. er-Ruası -ki güvenilir birisi idi-'nin iddiasına
göre o, bu kelimenin tekilinin (be harfi) şeddeli olarak "ibbale"
şeklinde kullanıldığını işitmiştir. el-Ferra ise şeddesiz olarak
"ibale" kullanımını nakletmiş ve şöyle demiştir: Ben Araplardan
birisinin: "Bir demet odun üzerinde yaşı kurusuna karışmış bir demet
ot" dediğini duydum ki o; bolluk üzerine bolluk demek istemiştir. el-Ferra
dedi ki: Şayet bir kimse (tekilinin): (...) şeklinde kullanıldığını söyleyecek
olursa bu da doğrudur. "Dinar" kelimesinin çoğulunun
"denanir" gelmesi gibi.
İshak b. Abdullah b.
el-Haris b. Nevfel dedi ki: Ebabillafzı: "Bölük bölük olmuş develer"
tabirinden alınmıştır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN