ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

HUMEZE

3

/

7

 

يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ {3} كَلَّا لَيُنبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ {4}

وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ {5} نَارُ اللَّهِ الْمُوقَدَةُ {6}

 الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ {7}

 

3. Malının, gerçekten kendisine ebedi hayat verdiğini sanır.

4. Hayır! O Hutameye -andolsun ki- atılacaktır.

5. O Hutame'nin mahiyetini sana ne bildirdi?

6. Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir ki,

7. O, kalplerin üstüne çıkacaktır.

 

"Malının, gerçekten kendisine ebedi hayat verdiğini" es-Süddi'nin açıklamasına göre, ölmemek üzere kendisini hayatta bırakacağını, İkrime'ye göre ömrünü arttıracağını "sanır" zanneder. Geçmişte kendisine hayat verdiğini sanır, diye de açıklanmıştır. O vakit bu fiil, gelecek anlamını ihtiva eden mazi bir fiil olur. Nitekim: "Allah'a andolsun ki filan kişi helak oldu ve cehennem ateşine girdi" denilir de, gelecekte girecektir, demektir. "Hayır!" buyruğu kafirin vehmini reddetmektedir. Yani o, ebedi yaşayamaz, malı da elinde kalacak değildir.

 

"Hayır" lafzına dair yeterli açıklamalar daha önceden (Meryem, 79. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

 

Gufra'nın azadlısı Ömer b. Abdullah dedi ki: Yüce Allah'ın "Hayır" diye buyurduğunu duyduğun yerde bil ki o "yalan söylüyorsun" demektir.

 

"O Hutame'ye andolsun ki atılacaktır." Mutlaka oraya atılacak, oraya bırakılacaktır.

 

el-Hasen, Muhammed b. Ka'b, Nasr b. Asım, Mücahid, Humeyd ve İbn Muhaysın tesniye olarak; "Andolsun ki o ikisi atılacaktır" diye okumuşlardır ki, kendisi ve malı atılacaktır, demektir. Yine el-Hasen'den; "Mutlaka ona ait olan o şeyatılacaktır" yani onun malı mutlaka atılacaktır, diye okuduğu da nakledilmiştir. Ondan gelen bir başka rivayete göre Yüce Allah'ın kendi zatından haber vermesi şeklinde "Mutlaka Biz, onu atacağız" ve Yüce Allah'ın o mal sahibini (cehenneme) atacağı anlamında okumuştur. Ondan gelen bir diğer rivayete göre: "Mutlaka onların hepsi atılacaktır" diye "zel" harfi ötreli olarak, o arkadan çekiştiren ve yüzlerine karşı insanlarla alayeden kimseler, mal ve o malı toplayanların hepsinin (cehenneme atılacağı) kastedilmesi manasına okumuştur.

 

"O Hutame'ye"; Hutame: Allah'ın ateşidir. Ona bu ismin veriliş sebebi kendisine atılan herşeyi kırması, parçalaması, dökmesidir. Recez vezninde şair şöyle demiştir: "Bizler sopa ile Musab'ı kırıp döktük Kızsın diye burnunu kırdığımız gün."

 

O (Hutame), cehennemin altıncı tabakasıdır. Bunu el-Maverdi, el-Kelbi'den nakletmiştir. el-Kuşeyri'nin ondan naklettiğine göre ise el-Hutame cehennemin aşağı doğru inen basamaklarından ikinci derekedir. ed-Dahhak dördüncü dereke olduğunu söylemiştir. İbn Zeyd o, cehennem isimlerinden bir isimdir, demiştir.

 

"O Hutame'nin mahiyetini sana ne bildirdi?" buyruğu, Hutame'nin şanının büyüklüğünü ve durumunun önemini anlatmak içindir. Daha sonra Yüce Allah, onun mahiyetini açıklayarak şöyle buyurmaktadır:

 

"Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir." Bin yıl ve bin yıl ve bin yıl tutuşturulan ateşidir. O asla dinmeyecektir. Yüce Allah onu isyankarlara hazırlamıştır.

 

"Ki o kalplerin üstüne çıkacaktır." buyruğu hakkında Muhammed b, Ka'b dedi ki: Ateş onların bedenlerinde ne varsa hepsini yiyecektir. Nihayet kalbe ulaşacağı vakit tekrar yeniden yaratılacak ve tekrar onları yemeğe koyulacaktır. Halid b. Ebi İmran da Peygamber (s.a.v.)'den böylece rivayet etmiştir: "Cehennem ateşi cehennemlikleri yer. Nihayet onların kalblerine ulaşınca onları yemeyi bitirir. Sonra onlar tekrar yeniden yaratıldıklarında yine onları yemeğe koyulur." İşte Yüce Allah'ın: "Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir ki o, kalblerin üstüne çıkacaktır" buyruğu bunu anlatmaktadır.

 

Özellikle "kalbler"i sözkonusu etmesi acı ve ızdırab kalbe ulaşınca, o kalbin sahibinin ölmesinden dolayıdır. Yani bu durumda ölüm noktasına gelmiş insanın haline varacaklar, fakat onlar ölmeyeceklerdir. Nitekim Yüce Allah, şöyle buyurmaktadır: "Orada ölmez de, dirilmez de" (Ta-Ha, 74) O halde onlar ölüler manasında hayatta kalacaklardır.

 

"kalblerin üstüne çıkacaktır" buyruğunun şu anlamda olduğu da söylenmiştir: Onların herbirisinin ne miktarda azabı hakettiğini bilir. Bu da Yüce Allah'ın onun üzerinde bırakmış olduğu buna delalet edecek olan emareden anlaşılacaktır. Nitekim: "Filan kişi şu işe muttali oldu (ayetteki "çıkacaktır" anlamı verilen fiille aynı) onu bildi" demektir. Yine Yüce Allah, şöyle buyurmaktadır: "O (ateş) yüz çeviren ve arkasını dönen kimseyi çağırır." (el-Mearic, 17); "O ateş, onları uzaktangörünce onun büyük bir öfke ile çıkaracağı şiddetli uğultusunu işiteceklerdir." (el-Furkan, 12) Yüce Allah, cehennem ateşini bu şekilde nitelendirdiğine göre o ateşin (onların ne kadar azab göreceklerini, bilmek niteliğine sahib kılınması da uzak bir ihtimal değildir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Humeze 8-9

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR