ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

BEYYİNE

4

 

وَمَا تَفَرَّقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءتْهُمُ الْبَيِّنَةُ

 

4. Ama kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.

 

"Ama kendilerine kitap verilenler ... " yahudilerle, hristiyanlar " ... ayrılığa düştüler." Bu hususta kafirler ile aynı düzeyde olmalarına rağmen, Yüce Allah'ın ayrılığa düşmek hususunu başkalarını dışarıda tutarak sadece kitab ehli hakkında sözkonusu etmesi, onların bir bilgi sahibi olduklarının zannedilmesinden dolayıdır. Onlar ayrılığa düştüklerine göre, kitab sahibi olmayan, onların dışında bulunan kimseler hakkında bu nitelik, daha da öncelikli olarak sözkonusudur.

 

"Ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler." "Apaçık delil" ile kastedilen Muhammed (s.a.v.)'dır. Yani Kur'an-ı Kerim, ellerindeki Kitaplarda bulunan Muhammed (s.a.v.)'in niteliklerine uygun olarak gelmiş bulunuyordu. Onlar onun peygamber olacağını görüş birliği halinde kabul ediyorlardı. Fakat peygamber olarak gönderilince, peygamberliğini inkar ettiler ve ayrılığa düştüler. Kimisi kıskançlığından ötürü kafir oldu, kimisi iman etti. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Onlar ancak ilim kendilerine geldikten sonra aralarındaki düşmanlık (veya ihtiras) sebebi ile ayrılığa düştüler." (eş-Şura, 14)

 

"Apaçık delil"in onların kitaplarında bulunan Muhammed (s.a.v.)'ın Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğuna dair açıklama olduğu da söylenmiştir.

 

İlim adamları dedi ki: Sürenin başından Yüce Allah'ın: "Dosdoğru" buyruğuna kadar olan ifadelerin hükmü, kitab ehlinden ve müşriklerden iman eden kimseler hakkındadır. "Ayrılığa düştüler" buyruğu da delillerin ortaya konulmasından sonra, kitap ehlinden iman etmeyen kimseler hakkındaki hükmünü ifade etmektedir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Beyyine 5

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR