ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

LEYL

14

/

16

 

فَأَنذَرْتُكُمْ نَاراً تَلَظَّى {14}

لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى {15

} الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّى {16}

 

14. İşte Ben, sizi oldukça alevli bir ateşi haber vererek korkuttum.

15,16. Oraya yalanlayıp, yüz çeviren o en bedbaht olandan başkası girmez.

 

"İşte Ben, sizi oldukça alevli" alevalev yanan "bir ateşi haber vererek korkuttum" sakındırdım.

 

"Oldukça alevli" lafzının aslı: (...)'dir. Ubeyd b. Umeyr, Yahya b. Ya'mer ve Talha b. Musarrif'in kıraati budur.

 

"Oraya" Allah'ın peygamberi Muhammed (s.a.v.)'ı "yalanlayıp" iman etmekten "yüz çeviren o en bedbaht olandan başkası girmez." Hararetini, sıcağını duymaz.

 

Mekhul, Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Herkes cennete girer, ondan yüz çeviren müstesna. (Mekhul) dedi ki: Ey Ebu Hureyre! Cennete girmekten kim yüz çevirir ki? Ebu Hureyre: Yalanlayan ve yüz çeviren kimse, dedi.

 

Malik dedi ki: Ömer b. Abdu'l-Aziz bize akşam namazını kıldırdı. "Andolsun örtüp bürüdüğü zaman geceye" cı. ayet) diye okudu "İşte Ben sizi oldukça alevli bir ateşi haber vererek korkuttum" buyruğuna gelince ağlaması tuttu. Ağladığından dolayı bir sonraki ayete geçemedi. Sonra devam etmekten vazgeçerek bir başka süre okudu.

 

el-Ferra dedi ki: "O en bedbaht olandan başka." Şanı Yüce Allah'ın ilminde bedbaht olduğu bilinenden başka ... demektir.

 

ed-Dahhak, İbn Abbas'tan şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Oraya ... o en bedbaht olandan başkası girmez." Umeyye b. Halef ve Muhammed (s.a.v.)'ı yalanlayan onun benzeri kimseler kastedilmiştir. Katade dedi ki: Allah'ın kitabını yalanlayıp, Allah'a itaat etmekten yüz çeviren kimse ...

 

el-Ferra dedi ki: Sözü edilen kimse açık bir hükmü reddederek yalanlayan kimse değil; yerine getirmesi gereken itaatler hususunda kusurlu da vranan kimsedir. İşte bu durum yalanlamak olarak değerlendirilmiştir. Nitekim: Filan kişi düşmanla karşılaştı, fakat yalancı çıktı, demeye benzer. Böyle bir ifade, düşmanın arkasına takılmaktan vazgeçip, onu takip etmekten yüz çeviren kimse hakkında kullanılır. (el-Ferra) dedi ki: Ben Ebu Servan'ı şöyle derken dinledim: Numeyroğullarının ciddiyet ve gayretleri yalan çıkmaz. Yani onlar düşmanla karşılaştıklarında savaşta dirençlerini gösterir ve geri dönmezler. Şanı Yüce Allah'ın: "Onun gerçekleşmesini yalanlayacak yoktur." (Vakıa, 2) buyruğu da böyledir. Buyruk o bir gerçektir demektir.

 

Selm b. el-Hasen'i de şöyle derken dinledim: Ebu İshak ez-Zeccac'ı şöyle derken dinledim: Mürcie fırkasının mürcieci görüşü kabul etmelerine delil gösterdikleri ayet budur. Buna dayanarak onlar cehenneme ancak kafir bir kimse girer, iddiasında bulunmuşlardır. Çünkü şanı Yüce Allah: "Oraya yalanlayıp, yüz çeviren ve en bedbaht olandan başkası girmez." diye buyurmuştur. Halbuki durum zannettikleri gibi değildir. Bu, nitelikleri belirtilen muayyen bir ateştir. İşte bu ateşe ancak yalanlayıp, yüz çeviren kimseler girecektir. Cehennemliklerin ise farklı konumları vardır. Bunlardan birisi münafıkların varacakları yer olan cehennem ateşinin en aşağı tabakasıdır. Şanı Yüce Allah'ın tehdit ettiği herbir azab türü ile azablandırması mümkündür. Yine Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah kendisine eş koşulmasını mağfiret etmez. Ondan başkasını ise dileyeceğine mağfiret eder." (en-Nisa, 48 ve 116) diye buyurmaktadır. Eğer şirk koşmayan herkese azab edilmeyecek olsaydı, Yüce Allah'ın: "Ondan başkasını ise dileyeceğine mağfiret eder" buyruğunun hiçbir faydası olmaz ve "ondan başkasını ... mağfiret eder" ifadesi büsbütün anlamsız bir söz olurdu.

 

ez-Zemahşerı dedi ki: Ayet-i kerime, müşriklerden büyük bir kimse ile mü'minlerden büyük bir kimsenin iki hali arasında bir karşılaştırma yapmak hususunda varid olmuştur. Her ikisinin birbiriyle çelişki arzeden niteliklerini en ileri derecede ortaya koymak istemiştir. O bakımdan "en bedbaht" diye buyurularak sadece onun cehennem ateşini boylayacağı ifade edilmiştir. Sanki ateş yalnızca onun için yaratılmış gibidir. Ayrıca "çok sakınan" diye buyurularak cennetin ona has olduğu belirtilmiştir. Sanki cennet yalnız onun için yaratılmış gibi. Bu ikisinden birisinin Ebu Cehil ya da Umeyye b. Halef ile diğerinin Ebu Bekr (r.a) olduğu söylenmiştir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Leyl 17-18

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR