LEYL 1 / 4 |
بِسْمِ
اللهِ
الرَّحْمنِ
الرَّحِيمِ وَاللَّيْلِ
إِذَا
يَغْشَى {1}
وَالنَّهَارِ
إِذَا
تَجَلَّى {2} وَمَا
خَلَقَ
الذَّكَرَ
وَالْأُنثَى
{3} إِنَّ
سَعْيَكُمْ
لَشَتَّى {4} |
1.
Andolsun örtüp bürüdüğü zaman geceye,
2.
Ağarıp açıldığı zaman gündüze,
3.
Erkeği de, dişiyi de yaratana ki;
4.
Şüphesiz sizin yapıp ettikleriniz çeşit çeşittir.
"Andolsun örtüp
bürüdüğü zaman geceye." Yüce Allah, burada -bilindiğinden ötürü-
beraberinde herhangi bir mef'ulü sözkonusu etmemiştir. Gündüzü örtüp bürüdüğü
zaman, diye açıklandığı gibi, yeri, mahlukatı; karanlığıyla herşeyi örtüp
bürüdüğü ... diye de açıklanmıştır. Said, Katade'den şöyle dediğini rivayet
etmektedir: Allah'ın ilk yarattığı nur ve karanlıktır. Sonra onları birbirinden
ayırdı. Karanlığı, geceleyin siyah ve karanlığı ile örtücü kıldı. Gündüzü de
aydınlık ve görmeyi sağlayacak şekilde gündüzün kıldı.
"Ağarıp açıldığı
zaman gündüze." Açıldığı, netleştiği, göründüğü, gece karanlığından
aydınlığı açık seçik bir şekilde farkedildiği zaman.
"Erkeği de, dişiyi
de yaratana ki ... " el-Hasen dedi ki: Buyruk şu demektir: Erkeği ve dişiyi
yaratana da yemin olsun Böylelikle Allah, kendi zatına yemin etmiş olur. Erkeği
ve dişiyi de yarattı, anlamında olduğu da söylenmiştir. Daha önceden de geçtiği
üzere buradaki; (...) mastar anlamını vermek içindir. Mekkeliler, gök
gürültüsüne hitaben "Senin kendisini tesbih ettiğinin şanı ne
yücedir" derler. Bu durumda bu lafız "Kimse" anlamındadır. Ebu
Ubeyde ve başkalarının görüşü budur. Daha önceden geçmiş bulunmaktadır.
Anlamın: ''Erkek ve dişi
türünden yaratmış olduğu herşeye (yemin olsun)" şeklinde olduğu da
söylenmiştir ki; bu durumda (...) takdir edilmektedir. Yüce Allah, böylece
kendisine itaat eden peygamberlerine ve gerçek dostlarına yemin etmiş olur.
Onlara yemin etmesi de onlara bir ikram ve bir şeref olsun diyedir.
Ebu Ubeyde dedi ki:
"Yaratana" buyruğu yaratan kimse, demektir. Aynı şekilde "Semaya
ve onu bina edene" (eş-Şems, 5) buyruğu ile "Herbir nefse ve onu
düzenleyene" (eş-Şems, 7) buyruklarında da böyledir. Bu durumda, (...)
lafzı, "Kimse, ... en" anlamındadır.
İbn Mesud'dan rivayet
edildiğine göre o: "Ağarıp açıldığı zaman gündüze, erkeğe ve dişiye"
diye okur; "Yaratan" lafzını düşürürmüş.
Müslim'in Sahih'inde
Alkame'den şöyle dediği rivayet edilmiştir. Şam'a geldik, bize Ebu'd-Derda
geldi. O: Aranızda bana Abdullah'ın kıraati ile okuyacak olan kimse var mı?
dedi. Ben: Evet ben okuyabilirim, dedim. Abdullah'ı şu; "Andolsun örtüp
bürüdüğü zaman geceye" buyruğunun nasıl okuduğumı işittin? diye sordu. Ben
dedim ki: Onu "Andolsun örtüp bürüdüğü zaman geceye ... erkeğe ve
dişiye" diye okurken duydum. (Ebu'd-Derda) dedi ki: Allah'a yemin olsun
ki, ben de Resulullah (s.a.v.)'! bunu böylece okurken duydum, fakat bunlar
benim; "... yaratana" diye okumamı istiyorlar, bense onlara uymuyorum
Ebu Bekr el-Enbarı dedi
ki: Bize Muhammed b. Yahya el-Mervezi anlattı, dedi ki: Bize Muhammed anlattı
dedi ki: Bize Ebu Ahmed ez-Zübeyr! anlattı, dedi ki: Bize İsrail, Ebu
İshak'dan, o Abdu'r-Rahman b. Yezid'den, o Abdullah'tan rivayetle dedi ki:
Resulullah (s.a.v.) bana ("Çünkü şüphesiz ki Allah'tır hem rızkı veren,
hem pek çetin kudret ve kuvvet sahibi olan" (ez-Zariyat 58) anlamındaki
ayet-i kerimeyi) "Şüphesiz ki benim hem rızkı veren, hem pek çetin kudret
ve kuvvet sahibi olan" diye okuttu. Ebu Bekr (el-Enbari) dedi ki: İcmaın
her iki hadiste belirtilenlere muhalif olması dolayısıyla reddolunmuşlardır.
Ayrıca Hamza ve Asım, Abdullah b. Mesud'dan müslüman cemaatin benimsediği
şekildeki kıraati de rivayet etmektedirler. İcmaa muvafık olan iki senede
dayanmak, icmaın ve ümmetin muhalefet ettiği tek bir senetteki rivayeti kabul
etmekten iyidir. Tek bir kişinin rivayetine dayanılarak kabul edilen görüşün
karşısında ona muhalif cemaatin rivayeti bulunuyor ise, cemaatin rivayeti kabul
edilir ve tek bir kişinin yaptığı nakil reddedilir. Çünkü o tek kişinin
unutması ve yanılması mümkündür. Şayet Ebu'd-Derda'dan gelen bu hadis sahih
ise, ve bu hadisin isnadı makbul ve bilinen bir sened ise diğer taraftan Ebu
Bekir, Ömer, Osman, Ali ve diğer ashab-ı kiram (Allah hepsinden razı olsun) ona
muhalefet ediyor ise, elbette hüküm cemaatin rivayet ettiği gereğince amel
etmek ve cemaate ve bütün müslümanlara nisbetle unutma ihtimali çok daha çabuk
olan tek bir kişinin naklettiği rivayeti reddetmek gerekir.
"Erkek ve
dişi" ile neyin kastedildiği hususunda iki görüş vardır. Birincisine göre;
kastedilen Adem ile Havva'dır. Bu açıklamayı İbn Abbas, el-Hasen ve el-Kelb'i
yapmıştır.
İkinci görüşe göre Adem
oğullarından olsun, hayvanlardan olsun, bütün erkekler ve dişileri
kastetmiştir. Çünkü Yüce Allah, onların türünden olan bütün erkek ve dişilerin
yaratıcısıdır.
Yüce Allah'ın dostu ve
O'na itaat etmek gibi özellikleri dolayısıyla Adem oğullarının bütün erkek ve
dişilerinin kastedildiği, hayvanların kastedilmediği de söylenmiştir.
"Şüphesiz sizin
yapıp ettikleriniz çeşit çeşittir." Bu buyruk, yeminin cevabıdır. Yani
sizlerin amelleriniz farklı farklıdır.
İkrime ve diğer
müfessirler şöyle demişlerdir: Buradaki "sa'y (yapıp etmek)" amel
demektir. Kimisi kendisini kurtarmak için çalışır, kimisi nefsini helak etmek
için çalışır. Buna Peygamber (s.a.v.)'ın şu buyruğu da delil teşkil etmektedir:
"Sabah olunca insanlar iki türlü olarak yola koyulurlar. Kimisi kendi
nefsini satın alır ve onu azad eder, kimisi nefsini satar ve onu helak eder.
"
"Çeşit çeşit"
lafzının tekili, (...) şeklindedir. tekil olan: "Hasta" lafzının
çoğulunun; (...) diye gelmesi gibi.
Farklı şeylere bu ismin
verilişi birbirleri arasındaki uzaklıktan dolayıdır.
Yani şüphesiz sizin
amellerinizin kimi kiminden uzaktadır. Zira amellerinizin bir kısmı sapıklık,
bir kısmı hidayettir. Bu da şu demektir: Kiminiz mü'mindir iyidir, kiminiz
kafir ve günahkardır, kiminiz itaatkar, kiminiz isyankardır.
"Çeşit
çeşittir." Yani göreceği karşılıklar farklı farklıdır. Sizden kiminiz
cennet ile mükafatlandırılacak, kiminiz cehennem ateşi ile cezalandırılacaktır.
Huy ve ahlak itibariyle
farklı farklıdır anlamındadır, diye de açıklanmıştır. Kiminiz merhametli,
kiminiz katı, kiminiz tahammülkar, kiminiz hiddetli, kiminiz cömert, kiminiz
cimri ve buna benzer huylara sahiptir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN