BELED 12 |
وَمَا
أَدْرَاكَ
مَا
الْعَقَبَةُ |
12. O sarp yokuşun ne
olduğunu sen nereden bileceksin?
ifadesinde hazfedilmiş
lafız vardır. Yani sarp yokuşa saldırmanın ne olduğunu sana ne bildirdi? Bu dinin
emirlerine bağlı kalmanın ne kadar büyük bir iş olduğunu anlatmaktadır. Hitab
-ona sarp yokuşu aşmayı öğretmek üzere- Peygamber (s.a.v.)'a yöneliktir.
el-Kuşeyri dedi ki:
Akabenin, cehennemdeki bir akabe (bir yokuş) diye yorumlanması uzak bir ihtimaldir.
Çünkü dünyada olan bir kimse cehennemde olan bir sarp yokuşa saldıramaz. Ancak
burada, buyruğun şu maksatla yorumIanması hali müstesnadır: Böyle bir kimse
yarın cehennem yokuşunu aşıp geçme imkanını verecek şekilde nefsini ne diye
hazırlamadı?
Buhari ise Mücahid'in: O
dünyada iken akabeye (sarp yokuşa) saldıramadı şeklindeki açıklamasını tercih
etmiştir.
İbnu'l-Arabı dedi ki:
"Benim bunu tercih etmemin sebebi, Yüce Allah'ın bundan sonraki ayet-i
kerimede: "O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin?" diye
buyurmasıdır. Bundan sonra üçüncü ayet-i kerimede:
"O kul azad
etmektir" (13 ayet) bundan sonraki ayet-i kerimede: 'Yahut açlığın çok
olduğu bir günde yemek yedirmektir" 04 ayet) daha sonraki beşinci ayet-i
kerimede: "Akrabalığı olan bir yetime" 05. ayet) diye buyurması;
Ondan sonra gelen altıncı ayet-i kerimede ise: "Yahut topraklara düşmüş
bir yoksula" 06. ayet) diye buyurmuş olmasıdır. İşte bütün bu ameller
ancak dünyada olur. O dünyada iken ahirette o sarp yokuşu geçmesini kendisine kolaylaştıracak
işleri yapmadı, demektir."
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN