ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

FECR

11

/

13

 

الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ {11}

 فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ {12} فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ {13}

 

1 i. Onlar ki, memleketlerde azgınlık etmişlerdi.

12. Onlar, oralarda fesadı arttırmışlardı.

13. Bundan dolayı Rabbin de onların üzerine bir azab kamçısı yağdırdı.

 

"Onlar ki, memleketlerde azgınlık etmişlerdi" buyruğunda kastedilenler, Ad, Semud ve Firavun'dur.

 

"Azgınlık etmişlerdi", zulüm ve saldırganlıkta haddi aşmışlar ve azgınlaşarak başkaldırmışlardı.

 

"Onlar, oralarda fesadı" zulmü ve işkenceleri "arttırmışlardı."

 

"Onlar ki... azgınlık etmişlerdi" lafzının, yergi olmak üzere nasb mahallinde olması bu husustaki açıklamaların en güzelidir. Bununla birlikte; "onlar azgınlık edenlerdi" anlamında merfu olması yahutta daha önce sözü edilen Ad, Semud ve Firavun'un sıfatı olarak mecrur olması da mümkündür.

 

"Bundan dolayı Rabbin de, onların üzerine bir azab kamçısı yağdırdı."

 

Boşalttı, saldı, demektir. "Filan kişinin üzerine bir hil'at (bağış ve ihsan) saldı" denilir. Nabiğa da şöyle demiştir: "Allah en güzel ihsanını onun üzerine yağdırdı Ve yaratılmışlar arasında ona yardımcı oldu."

 

"Azab kamçısı" azabdan bir pay demektir. "(Azabın) şiddeti diye de açıklanmıştır. Çünkü onlara göre, "kamçı" kendisi ile azab edilen araçların en ileri derecesinde idi. Şair şöyle demiştir: "Yüce Allah'ın onun dinini üstün getirdiğini görmedin mi? Ve kafirlerin üzerine azab kamçısını yağdırdığını."

 

el-Ferra dedi ki: Bu Arapların her türlü azab hakkında kullandıkları bir tabirdir. Bunun aslı da şudur: Kamçı onların kendisi ile azab ettikleri, işkence yaptıkları bir vasıtasıdır. Dolayısıyla bu her türlü azab hakkında kullanılmış olmaktadır. Çünkü onlara göre kamçı ile, işkence ve azabın en ileri derecesi uygulanırdı.

 

Bir diğer açıklamaya göre; eti ve kanı etkileyen, onlara kadar ulaşan bir azab anlamındadır. Bu da: "Ona karıştı, karışır, karışmak" tabirinden alınmıştır ki, ism-i faili, (...) diye gelir. Buna göre: "Bir şeyi birbirine katıp karıştırmak" demektir. "Karıştırma aleti" adı da buradan gelmektedir. "Onu karıştırdı" demektir. Böyle olana: (...) denilir. Bunlar arasında çoğunlukla; "Filan kişi işlerini birbirine karıştırdı" denilir. Şair şöyle demiştir: "Görüşü yerilmiş ve başarısız olarak karıştır onu, Sen onu karıştırma hususunda yardıma mazhar olmayasın."

 

Ebu Zeyd şöyle demiştir: "Onların malları kendi aralarında birbirine karışıktır" denilir. Bu kullanımı ondan Yakub nakletmiştir.

 

ez-Zeccac da şöyle demiştir: Yüce Allah'ın kendilerini, kendisiyle vurduğu kamçılarını onların azabı kılmıştır, demektir. "Bineğini kamçıladı, kamçılar" denilir.

 

Amr b. Ubeyd'den dedi ki: el-Hasen bu ayet-i kerimeyi okudu mu şöyle derdi: Şüphesiz Yüce Allah'ın nezdinde pek çok kamçılar vardır. Yüce Allah, onları bu kamçılardan birisi ile yakalayıp aldı. Katade de şöyle demiştir: Yüce Allah'ın kendisi ile azablandırdığı herbir şey, bir azab kamçısıdır.

 

DEVAM VE SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Fecr 14

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR