ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

A’LA

1

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ

سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى

 

1. O en Yüce Rabbinin ismini tesbih et!

 

Kur'an okuyan bir kimsenin "O en Yüce Rabbinin ismini tesbih et" buyruğunu okuduğu takdirde hemen arkasından "Subhane rabbiye'l-a'la: En Yüce Rabbimi tesbih ederim" demesi müstehabtır. Bunu -ileride geleceği üzere- Peygamber (s.a.v.) ile ashab ve tabiinden bir topluluk söylemiştir.

 

Cafer b. Muhammed, babasından, o dedesinden şöyle dediğini rivayet etmektedir: Yüce Allah'ın, Hizkıyail diye anılan bir meleği vardır. O meleğin onsekizbin kanadı vardır. İki kanat arası mesafe beşyüz yıldır. İçinden: Arşın tamamını görebilir misin? diye bir soru geçti. Allah ona kanatları kadarını verdi. İki kanat arası mesafe beş yüz yıl olmak üzere otuzaltıbin kanadı oldu. Sonra Yüce Allah ona: Ey melek uç! diye vahyetti. Yirmibin yıl kadar süre uçtu. Arş'ın bacaklarından birisinin üst noktasına ulaşamadı. Daha sonra Yüce Allah, kanatlarını ve gücünü bir kat daha arttırdı ve ona uçmasını emretti. Otuzbin yıllık bir süre daha uçtu, yine oraya ulaşamadı. Yüce Allah, ona şunu vahyetti: Ey melek! Eğer sen bu kanatların ve bu gücünle sura üfürüleceği vakte kadar uçacak dahi olsan, Arşımın bacağına ulaşamazsın. Bunun üzerine melek: Subhane Rabbiye'l-a'la dedi, Yüce Allah da: "O en Yüce Rabbinin ismini tesbih et" buyruğunu indirdi. Peygamber (s.a.v.)'a:

 

"Bunu secde ettiğiniz vakit söyleyin" diye buyurdu. Bu hadisi es-Sa'lebi "el-Arais" diye bilinen kitabında zikretmiş bulunmaktadır.

 

İbn Abbas ve es-Süddi dedi ki: "O en Yüce Rabbinin ismini tesbih et!" buyruğu, en Yüce Rabbini tazim et, anlamındadır. Buradaki "isim" lafzı sıladır. Bununla müsemma (ismin ad olduğu zat)ın tazimi kastedilmiştir. Lebid'in şu mısraında dediği gibi: "Bir sene (doluncaya kadar ağlayınız), sonra da Selam'ın ismi üzerinize olsun."

 

Kötülüklerden, ilhad edenlerin (onun hakkında eğri ve yanlış yola sapanların) söylediklerinden Rabbini tenzih et, anlamında olduğu da söylenmiştir.

Taberi'nin zikrettiğine göre anlamı, Rabbinin adını, başkasına ismini vermekten, tenzih et, şeklindedir.

 

Sen huşu' ve tazim edici olmaksızın O'nun adının anılması halinde gerekli saygıyı göstermeksizin Rabbini anmaktan ve O'nun adını ağzına almaktan tenzih et, anlamında olduğu da söylenmiştir. Böyle diyenler "ism"i isim verme (adlandırma) anlamında kabul etmişlerdir. Ancak en uygunu ismin müsemmanın kendisi olmasıdır.

 

Nafi', İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Allah'ın ismi, Yüce oldu deme. Çünkü Allah'ın adı en Yüce olanın ta kendisidir.

 

Ebu Salih, İbn Abbas'tan: En Yüce Rabbinin emriyle namaz kıl, (diye açıkladığını) rivayet etmektedir. O dedi ki: Bu da; Subhane Rabbike'l-a'la, demektir.

 

Ali (r.a), İbn Abbas, İbn Ömer, İbnu'z-Zübeyir, Ebu Musa ve Abdullah b. Mesud (r.anh)'dan rivayet edildiğine göre; onlar bu süreyi okumaya başladıklarında bu sürenin başında böyle bir emir verildiği için bu emre uymak üzere; "Subhane Rabbiye'l-a'la en Yüce Rabbimi tenzih ederim" derlerdi O bakımdan bu husustaki okuyuşIarında onlara uymak tercih edilir. Yoksa "Subhane Rabbiye'l-a'la" sözü -bazı sapıkların söyledikleri gibi- Kur'an'dandır, diye bu söz söylenmez.

 

Ubeyy'in kıraatinde bu buyruğun: "En Yüce Rabbimi tenzih ederim" şeklinde olduğu da söylenmiştir. İbn Ömer de bunu böylece okurmuş. Hadiste belirtildiğine göre Rasülullah (s.a.v.) bunu okuduğu vakit: "Subhane Rabbiye'l-a'la: en Yüce Rabbimi tenzih ederim" dermiş.

 

Ebu Bekr el-Enbari dedi ki: Bana Muhammed b. Şehriyar anlattı, dedi ki:

Bize Huseyn b. el-Esved anlattı, dedi ki: Bize Abdu'r-Rahman b. Ebi Hammad anlattı, dedi ki: Bize İsa b. Ömer anlattı. O babasından şöyle dediğini nakletmektedir: Ali b. Ebi Talib (a.s) namazda: "O en Yüce Rabbinin ismini tesbih et" buyruğunu okudu sonra da: "Subhane Rabbiye'l-a'la: En Yüce Rabbimi tenzih ederim" dedi. Namaz bittikten sonra kendisine: Ey mü'minlerin emiri, sen bunu Kur'an'a ilave mi ediyorsun? diye soruldu. O: Neden sözediyorsunuz? deyince, onlar: Subhane Rabbiye'l-a'la (demeni kastediyoruz) dediler. Ali: Hayır, bizler bir hususla emrolunmuştuk, ben de onu söyledim, dedi.

Ukbe b. Amir el-Cüheni'den dedi ki: "O en Yüce Rabbinin ismini tesbih et" buyruğu nazil olunca, Rasülullah (s.a.v.): "Bunu secde ettiğiniz vakit söyleyiniz" diye buyurdu. 

 

Bütün bunlar (buradaki) "ism"in müsemma'nın kendisi olduğuna delil teşkil etmektedir. Çünkü onlar: "Subhane ismi rabbiye'l-a'la: En Yüce Rabbimin ismini tenzih ederim" dememişlerdir.

 

Denildiğine göre ilk olarak "Subhane Rabbiye'l-a'la" diyen kişi Mikail (a.s)'dır.

Peygamber (s.a.v.) Cebrail'e şöyle sormuş: "Ey Cebraill Bana namazda veya namazın dışında; Subhane Rabbiye'l-a'la diyen kimsenin sevabını bildir." Cebrail şöyle demiş: Ey Muhammed! Bu sözü ister secde halinde, ister secde hali dışında söyleyen mü'min erkek veya kadına mutlaka onun Mizanından, Arş'tan, Kürsi'den ve dünyanın dağlarından daha ağır (sevab) konulur.

 

Yüce Allah: Kulum doğru söyledi. Ben herşeyin üstündeyim. Benim üstümde hiçbir şey yoktur. Ey meleklerim, Benim ona mağfiret ettiğime ve onu cennete koyduğunu şahitlik edin, der. Bu kişi vefat etti mi Mikail her gün onu ziyaret eder. Kıyamet günü oldu mu o kimseyi kanadı üzerinde taşır. Yüce Allah'ın huzurunda onu durdurur. Ey Rabbim! Beni bunun hakkında şefaatçi kıl, der. Yüce Allah da: Seni ona şefaatçi kıldım, haydi onu cennete götür, diye buyurur."

 

el-Hasen dedi ki: "O en Yüce Rabbinin ismini tesbih et" buyruğu; en Yüce Rabbin için namaz kıl, demektir. Bir başka açıklamaya göre; Yüce Allah'ın isimleri ile dua et (namaz kıl)! Müşriklerin dua esnasında yaptıkları şekilde ıslık çalarak ve el çırparak değil, demektir.

 

Rabbini anarak sesini yükselt! anlamında olduğu da söylenmiştir Cerir şöyle demiştir: "Hacılar tesbih edip tekbir getirdikleri sürece Yüce Allah da Tağliblilerin yüzlerini çirkin etsin!"

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

A’la 2-5

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR