ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

İNFİTAR

6

/

9

 

يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ {6}

 الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ {7} فِي أَيِّ صُورَةٍ مَّا شَاء رَكَّبَكَ {8}

كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ {9}

 

6. Ey insan! O kerim Rabbine karşı seni aldatan nedir?

7. O ki, seni yarattı, herbir şeyini yerli yerince koydu, seni oldukça dengeli kıldı.

8. Dilediği şekilde seni terkib etti.

9. Hayır! Bilakis siz din'i yalanlıyorsunuz.

 

"Ey insan" buyruğu ile Yüce Allah, ölümden sonra dirilişi inkar edenlere hitab etmektedir.

İbn Abbas dedi ki: Burada "insan" el-Velid b. el-Muğire'dir. İkrime, Ubey b. Halef'tir, demiştir. Buyruğun Ebu'l-Eşed b. Kelede el-Cumahi hakkında indiği de söylenmiştir.

Yine İbn Abbas'tan nakledildiğine göre, bu buyruğu o şöyle açıklamıştır:

 

"O kerim" seni cezalandırmayan "Rabbine karşı seni aldatan nedir?" Seni ne aldattı da sonunda küfre saptın?

 

Katade dedi ki: Onu kendisine musallat olan şeytanı aldattı. el-Hasen: Onu o pis ve murdar şeytanı aldattı, diye açıklamışlardır,

 

Ahmaklığı ve cehaleti, diye de açıklanmıştır. Bunu el-Hasen, Ömer (r.a)'dan rivayet etmiştir.

Galib el-Hanefi de şöyle demektedir: Resulullah (s.a.v.): "Ey insan! O kerim Rabbine karşı seni aldatan nedir?" buyruğunu okuyunca: "Onu cahillik aldattı" diye buyurdu.

 

Salih b. Mismar dedi ki: Bize ulaştığına göre Resulullah (s.a.v.): "Ey insan!

O kerim Rabbine karşı seni aldatan nedir?'' buyruğunu okudu ve: "Onu cahilliği aldattı" diye buyurdu.

 

Ömer (r.a.) dedi ki: Nitekim Yüce Allah: "Çünkü o çok zalim ve çok cahildir" (el-Ahzab, 73) diye buyurmaktadır.

 

Onu Allah'ın affediciliği aldattı, çünkü Allah için başında onu cezalandırmadı, diye de açıklanmıştır.

 

İbrahim b, el-Eş'as dedi ki: Fudayl b, İyad'a şöyle denildi: Yüce Allah, kıyamet gününde seni huzuruna getirecek olup da: "O kerim Rabbine karşı seni aldatan nedir?" diye sorsa ne söyleyeceksin? O şöyle dedi: Beni Senin sarkıtılmış perdelerin aldattı. çünkü Kerim olan, Settar olanın kendisidir. İbnu's-Semmak bu anlamı nazım haline dökerek şöyle demiştir: "Ey günahını gizleyen kişi, utanmıyor musun? Tenhada sen yalnızken Allah senin ikincindir, Rabbinin mühlet vermesi aldattı seni Sen günah işleyip durdukça onun örtmesi de."

 

Zünnün el-Mısri dedi ki: Allah'ın setri altında olup da aldanış içerisinde olan ve bunun farkında olmayan nice kimseler vardır!

 

Ebu Bekr b, Tahir el-Ebheri de şu beyitleri söylemiştir: "Ey kendini beğenmekte ve (günah vadisinde) serserice dolaşmakta aşırıya giden, Bu halinde uzun kalışı kendisini aldatan! Allah sana mühlet verdi, sen de O'na savaş açtın O'na isyan etmenin akıbetinden korkmaksızın,"

 

Ali (r.a.)'dan gelen rivayete göre o, bir kölesini defalarca çağırdığı halde kendisine: Buyur dememiş, Bunun üzerine kalkıp bakınca kapıda olduğunu görmüş, Ne oluyor sana, niye bana cevab vermedin? diye sorunca, şu cevabı vermiş: Çünkü ben senin affediciliğine güveniyorum, cezalandırmayacağından eminim, Ali (r.a) onun verdiği cevabı pek güzel bulmuş ve bunun üzerine onu azad etmiş,

 

Kimileri şöyle demektedir: "Seni aldatan nedir?" Yani seni kandırıp da bu hususta seni yanlış kanaate ne sürükledi de sonunda görevlerini ihmal ettin, yerine getirmedin?

 

İbn Mesud dedi ki: Kıyamet gününde aranızdan Rabbi ile başbaşa kalmayacak hiçbir kimse yoktur. Rabbi ona: Ey Ademoğlu benim hakkımda seni ne aldattı? Ey Ademoğlu, bildiğinin gereği olarak neler yaptın? Ey Ademoğlu, gönderdiğim peygamberlere ne cevab verdin? diye soracak.

 

"O ki seni yarattı." Senin bir nutfeden yaratılışını takdir buyurdu, Sen annenin karnında iken "herbir şeyi yerli yerince koydu" sana ait eller, ayaklar, gözler vesair organları yarattı.

"Seni oldukça dengeli kıldı." Seni son derece dengeli ve güzel bir yaratılışa sahib kıldı. Nitekim: ''Buoldukça dengeli bir şeydir" denilir,

 

''Seni oldukça dengeli kıldı" buyruğu, genel olarak şeddeli okunmuştur, Ebu Ubeyd ve Ebu Hatim'in tercih ettiği kıraat de budur, el-Ferra ile Ebu Ubeyd dedi ki: Yüce Allah'ın: "Andolsun Biz insanı gerçekten ahsen-i takvimde yarattık." (Tin, 4) buyruğu, buna delil teşkil etmektedir. Kufeliler, Asım, Hamza ve el-Kisai ise; (...) şeklinde şeddesiz olarak okumuşlardır. Seni meylettirdi ve hangi surette dilediyse öylece şekillendirdi. Güzel ya da çirkin, uzun ya dakısa ...

 

Musa b. Ali b. Ebi Rebah el-Lahmi babasından, o dedesinden rivayetle dedi ki: Peygamber (s.a.v.) bana dedi ki: "Nutfe rahimde yerleşti mi Allah kendisi ile Adem arasındaki bütün nesebleri de onunla biraraya getirir." Sen şu: "Dilediği şekilde seni terkib etti" ayetini okumadın mı? (Bu); "Seninle Adem arasında (ki şekillerden dilediği şekilde demektir.

 

İkrime ve Ebu Salih dedi ki: "Dilediği şekilde seni terkib etti." Dilerse insan süretinde, dilerse eşek süretinde, dilerse maymun süretinde, dilerse domuz süretinde.

 

Mekhul dedi ki: Dilerse erkek, dilerse dişi olarak (terkib etti).

 

Mücahid dedi ki: "Dilediği şekilde" yani baba, anne, amca, dayı veya onların dışında herhangi bir kimseye benzemek hususunda ...

 

": ... de" lafzı "dengeli kıldı" lafzını şeddesiz okuyanların kıraatine göre "terkib etti" fiiline taalluk eder; "dengeli kıldı" fiiline taalluk etmez. Çünkü (şeddesiz kullanımdan): ''şuna meylettim" denilir, aynı anlamda: (...) denilmez. O bakımdan el-Ferra şeddesiz okuyuşu kabul etmemiştir. Çünkü o; (...)'in "dengeli kıldı" buyruğuna taalluk ettiğini kabul etmiştir.

 

("Dilediği şekilde ... " buyruğundaki); (...)'in ise tekid edici bir sıla olması mümkündür. "Dilediği şekilde seni terkib etti" demektir. (Yani zaiddir.) Bununla birlikte şart edatı olması da mümkündür. Yani o dilerse seni maymun, eşek ya da domuz gibi insan dışında herhangi bir sürette seni terkib eder. Bu durumda bu edat şart ve ceza anlamını taşır, bu da; ''Hangi şekilde terkib etmeyi dilerse, seni öylece terkib eder" demek olur.

 

"Hayır, bilakis siz dini yalanlıyorsunuz" buyruğundaki: ''Hayır" lafzının "gerçek şu ki" anlamında olması da mümkündür. ''Dikkat edin" anlamında başlangıç ve uyarı edatı olup, onunla (yeni bir söze) başlanması da mümkündür. Durum sizin: Allah'tan başkasına ibadet etmekte hak üzere olduğunuz şeklinde ileri sürdüğünüz gibi değildir; anlamında; "Hayır" manasında kullanılmış olması da mümkündür. Buna da Yüce Allah'ın: "O kerim Rabbine karşı seni aldatan nedir" buyruğu delil teşkil etmektedir.

 

el-Ferra da şöyle demektedir: O zaman mana, senin onun hakkında aldandığın şekilde değildir, demek olur.

 

Şöyle de açıklanmıştır: Durum, ölümden sonra diriliş yoktur, şeklindeki kanaatiniz gibi değildir.

 

Bu edatın red ve azar anlamında olduğu da söylenmiştir, Yani siz, Allah'ın affediciliğine ve keremine aldanarak O'nun ayetleri üzerinde tefekkür etmeyi terketmeyiniz.

 

İbnu'l-Enbari dedi ki: Güzel (ceyyid) vakıf: ''Din" lafzı ile: "Terkib etti" lafızları üzerinde yapılır. "Hayır" lafzı üzerinde vakıf ise kabih (çirkin)dir. "Bilakis siz" ey Mekkeliler "dini" hesabı, hesaba çekilmeyi "yalanlıyorsunuz."

 

Buradaki: "Bilakis" daha önce geçen bir şeyi nefyetmek ve onun dışında olan bir hususun gerçekliğini ortaya koymak için kullanılır. Onların ölümden sonra dirilişi inkarları -her ne kadar bu sürede sözkonusu edilmemiş ise de- bilinen bir husustur,

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

İnfitar 10-12

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR