ABESE 5 / 10 |
أَمَّا مَنِ
اسْتَغْنَى {5}
فَأَنتَ
لَهُ تَصَدَّى
{6} وَمَا
عَلَيْكَ
أَلَّا
يَزَّكَّى {7} وَأَمَّا
مَن جَاءكَ
يَسْعَى {8} وَهُوَ
يَخْشَى {9}
فَأَنتَ عَنْهُ
تَلَهَّى {10} |
5.
İhtiyaç duymayan kimseye gelince;
6. Sen
ona yöneliyorsun.
7.
Halbuki onun temizlenmemesinden sana vebal yok.
8. Ama
yanına süratle gelip,
9.
Kendisi de korkan kimseye gelince,
10. Sen
onu bırakıp oyalanırsın.
"İhtiyaç
duymayan" yani servet sahibi ve varlıklı olan "kimseye gelince, sen
ona yöneliyorsun" ona dönüyor, onun sözlerine kulak veriyorsun.
"Yönelmek,
dinlemek, kulak vermek" demektir. er-Rai şöyle demiştir: "Aldı; sanki
geceleyin yanan kandili andıran ve ona doğru At sürücülerinin eğildiği soylu
bir kimseye kulak verdi."
Bu fiilin aslı; (...)
olup. (...)'den gelmektedir ki; bu da "senin karşına çıkıp, senin önünde
duran'' demektir. Mesela; ''Evim onun evinin karşısındadır" denilir. Zarf
olarak nasbedilmiştir. Bu fiilin "su.suzluk" demek olan: (...)'dan
geldiği de söylenmiştir. Yani sen ona susuzun, suya yöneldiği gibi ona
yöneliyorsun. "Karşı karşıya gelmek, karşılaşmak" demektir.
"Yöneliyorsun"
anlamındaki fiil genel olarak: (...) şeklinde tahfif olsun diye ikinci
"te" telaffuz edilmeksizin okunmuştur. Nafi ve İbn Muhaysın ise idgam
esası üzere şeddeli okumuşlardır.
"Halbuki onun
temizlenmemesinden sana vebal yok." Bu kafir, hidayet bulmayacak, iman etmeyecektir.
Sen ancak bir Rasülsün ve senin görevin tebliğden ibarettir.
"Ama yanına süratle
gelip" Allah için bilgi sahibi olmak isteyen "kendisi de"
Allah'tan "korkan kimseye gelince, sen onu bırakıp oyalanırsın'' Yüzünü
ondan başka tarafa çeviriyorsun, başkasıyla uğraşıyorsun. "Sen ...
oyalanırsın" anlamındaki; (...)'in aslı (...)'dir.
"Ben o şeyden
(başkasıyla uğraşarak) oyalanıyorum" denilir. ''Oyalanmak, dikkat etmemek,
gafil kalmak" demektir. (...) ile (...) aynı anlamdadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN