MÜRSELAT 16 / 19 |
أَلَمْ
نُهْلِكِ
الْأَوَّلِينَ
{16} ثُمَّ
نُتْبِعُهُمُ
الْآخِرِينَ {17}
كَذَلِكَ
نَفْعَلُ
بِالْمُجْرِمِينَ
{18} وَيْلٌ
يَوْمَئِذٍ
لِّلْمُكَذِّبِينَ
{19} |
16. Biz
öncekileri helak etmedik mi?
17.
Sonra da arkadan gelenleri, onların arkasına takarız.
18. İşte
Biz, günahkarlara böyle yaparız.
19. O
günde, yalanlayanların vay haline!
"Biz öncekileri
helak etmedik mi?" buyruğu ile Adem (a.s.)'dan Muhammed (s.a.v.)'e kadar
geçmiş ümmetlerin kafirlerini helak ettiğini haber vermektedir.
"Sonra da arkadan
gelenleri onların arkasına takarız." Yani sonrakileri öncekilere katarız.
"İşte Biz,
günahkarlara böyle yaparız." Geçmişlere yaptığımızIn bir benzerini Kureyş
müşriklerine de, ya kılıçla ya da helak etmek suretiyle uygularız.
"Sonra da ...
onların arkasına takarız" buyruğu, genel olarak mübteda olmak üzere: (...)
ref' ile okumuşlardır. Ancak el-A'rec: "öncekileri helak etmedik mi?"
buyruğuna atf ile cezm ederek; (...) diye okumuştur. "Sen beni ziyaret
etmedin mi, sonra ben sana ikram et(me)dim mi?" demeye benzer.
Maksat, Yüce Allah'ın
peygamberleri değişik zamanlarda göndermiş olmakla birlikte, (yalanlayan)
kavimleri ard arda helak etmi:? olduğudur.
Daha sonra; "İşte
Biz günahkarlara böyle yaparız" buyruğu ile yeni bir cümle başlatmaktadır.
Bununla sonradan helak edilenleri kastetmiştir. "Onların arkasına
takarız" anlamındaki buyruğun (ayn harfinin) sakin olarak okunması, arka
arkaya harekelerin gelmesi sebebiyle de olabilir. Ondan tahfif dolayısıyla
sakin okuduğu da rivayet edilmiştir.
İbn Mesud'un kıraatinde:
"Sonra da yakında onların arkasına takacağız" şeklindedir.
"Böyle"
buyruğundaki "kaf" harfi nasb mahallindedir. Biz, bu helakin bir
benzerini herbir müşrike uygularız, demektir. Diğer taraftan bunun, ibret olmak
üzere, dünyada helak edilişlerinin çok dehşetli bir şey olduğunu anlatmak
anlamında olduğu da söylenmiştir.
Bununla ahiretteki
hesaplarını haber verdiği de söylenmiştir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN