ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

İNSAN

27

/

28

 

إِنَّ هَؤُلَاء يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَاءهُمْ يَوْماً ثَقِيلاً {27}

 نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَا أَسْرَهُمْ وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَا أَمْثَالَهُمْ تَبْدِيلاً {28}

 

27. Gerçekten bunlar, o çarçabuk geçeni severler, ama çok ağır bir günü de arkalarına atarlar.

28. Onları Biz yarattık ve yaratılışlarını Biz pekiştirdik. Dilediğimiz vakit de onlar gibilerini değiştiririz.

 

"Gerçekten bunlar, o çarçabuk geçeni severler" buyruğu bir azar ve sitemdir. Kastedilenler Mekkelilerdir. "Çarçabuk geçen" dünyadır.

 

"Ama çok ağır bir günü" Yüce Allah'ın: "Göklerde ve yerde ağır basmıştır." (Araf, 187) buyruğunda ("ağır basmıştır" lafzı ile) işaret edildiği gibi zorlu ve çetin bir günü "de arkalarına atarlar." önlerinde gelecek olan bu günü terkederler. Yani kıyamet gününe iman etmezler.

 

Buradaki "arkalarına" buyruğunun, gerilerine, anlamında olduğu da söylenmiştir. Yani onlar ahireti arkalarına atarlar. Onun için amel etmezler.

 

Denildiği ne göre; bu buyruk yahudilerin Rasülullah (s.a.v.)'ın niteliklerini ve peygamberliğinin gerçekliğini gizlemeleri hakkında inmiştir. Onların çabucak geçen (dünya)ı sevmeleri ise, bu gizledikleri karşılığında aldıkları rüşvetlerdir.

 

Bir diğer görüşe göre, münafıklar kastedilmiştir. Çünkü onlar küfrü gizleyerek dünyalığl elde etmek istemişlerdir. Bununla birlikte ayet-i kerimenin manası umumidir.

"Ağır gün" kıyamet günüdür. Ona "ağır" niteliğinin verilmesi zorlu, sıkıntılı ve dehşetli halleri dolayısıyladır. Allah'ın kulları, arasında hüküm vermesi dolayısıyla bu şekilde nitelendirildiği de söylenmiştir.

 

"Onları" çamurdan "biz yarattık ve yaratılışlarını Biz pekiştirdik." İbn Abbas, Mücahid, Katade, Mukatil ve başkaları: (...) buyruğunu "yaratılışlarını" diye açıklamışlardır. (...) da yaratılış demektir.

 

Ebu Ubeyd dedi ki: ''Yaratılışı güçlü at" denilir. Yüce Allah, bir kimsenin hilkatini güçlü kılmışsa; "Yüce Allah, onun yaratılışını güçlü kılmıştır" denilir. Şair Lebid de şöyle demiştir: "Yüzü zayıftır, fakat yaratılışı pek sağlamdır Omuzları yüksektir, sırtının kürek kemiklerinin birleştiği yer de çok sağlamdır. "

 

el-Ahtal da şöyle demiştir: "Hilkati pek sağlam ve kendisine binilmeyip yanında yürünen Dizgine gelmesi pek kolay ve senin (güzel yürüyüşünden) kibirleniyor sandığın ... "

 

Ebu Hureyre, el-Hasen ve er-Rabi' dedi ki: Bizler, onların eklem yerlerini ve birbirlerine bağlı olan kaslarını damarlarla, sinirlerle güçlendirdik, demektir.

 

Mücahid ''Yaratılış"ın tefsiri hakkında şunları söylemektedir: Bundan kasıt küçük ya da büyük necasetin çıktığı yerdir. Yani büyük ya da küçük necaset çıktıktan sonra burası yine büzülür. İbn Zeyd: Güç, kuvvet demektir, demiştir. İbn Ahmer de bir atı nitelendirirken şöyle demektedir: "Yaratılışı güçlü ve sağlam bileklerle yürüyor Toynaklarının uçları da çok serttir, sert araziden sakınmıyor."

 

Bu lafız; (...)'den türemiş olup, yüklerin kendisi ile bağlandığı ince deri parçalarına denilir. Mesela: ''Yükü bağladım" denilir. Aynı şekilde: ''Onun yükünü bağlaması ne kadar güzeldir!" denilir. Arapların, o tamamıyla senindir, demek istedikleri vakit kullandıkları: (...) tabirinde de bu kökten gelen lafız kullanılmıştır. Sanki onlar bu ifadeyi onun bağlanması, çözülmeksizin ve ondan hiçbir şey eksilmeksizin hepsini kastetmiş olduklarından böyle kullanmış, gibidirler. ''Esir'' de buradan gelmektedir, çünkü esirin kolları; "İnce kesilmiş deri parçaları ile bağlanırdı.''

 

Burada ifade, masiyet ile karşılık vermeleri üzerine onlara yapılan nimet ve ihsanlar hatırlatılarak üzerlerindeki lütuflar dile getirilmek istenmiştir. Yani Ben senin yaratılışını mükemmel ve eksiksiz yaptım. Kuvvet ve güçle sapasağlamlaştırdım. Sonra sen kalkmış Beni inkar ediyorsun.

 

"Dilediğimiz vakit de onlar gibilerini değiştiririz" buyruğu hakkında İbn Abbas, şöyle demiştir: Yüce Allah, şöyle buyurmaktadır: Eğer Bizler istesek elbette onları helak ederiz ve onlardan daha çok Allah'a itaat eden kimseleri getiririz. Yine ondan şöyle dediği nakledilmiştir: Onların güzelliklerini değiştirir, en çirkin ve korkunç suretler veririz. ed-Dahhak da ondan böylece rivayet etmiştir. Birincisini ise ondan Ebu Salih rivayet etmiştir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

İnsan 29-31

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR