MÜZZEMMİL 9 / 11 |
رَبُّ
الْمَشْرِقِ
وَالْمَغْرِبِ
لَا إِلَهَ
إِلَّا هُوَ
فَاتَّخِذْهُ
وَكِيلاً {9} وَاصْبِرْ عَلَى
مَا
يَقُولُونَ
وَاهْجُرْهُمْ
هَجْراً
جَمِيلاً {10}
وَذَرْنِي
وَالْمُكَذِّبِينَ أُولِي
النَّعْمَةِ
وَمَهِّلْهُمْ
قَلِيلاً {11} |
9.
Doğunun da, batının da Rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde
yalnız O'nu vekil tut!
10.
Onların söylediklerine katlan ve onlardan güzel bir şekilde ayrıl!
11. Yalanlayan
o nimet sahibleri ile Beni başbaşa bırak ve onlara azıcık mühlet ver!
"Doğunun da,
batının da Rabbidir" buyruğundaki: "Rabbi" lafzını Haremeyn
ahalisi, İbn Muhaysın, Mücahid, Ebu Amr, İbn Ebi İshak ve Hafs mübteda olarak
ref ile okumuşlardır. Haberi "ondan başka hiçbir ilah yoktur"
buyruğudur.
Burada: "O"
takdiri ile (böyle) okunduğu da söylenmiştir. (O takdirde mana mealdeki gibi
olur.)
Diğerleri ise Yüce
Allah'ın: "Rabbinin ismini an" buyruğundaki "Rab" lafzının
sıfatı olarak kesreli okumuşlardır.
Onun doğuların ve
batıların Rabbi olduğunu bilen bir kimse, ameliyle sadece O'na yönelir ve
yalnızca O'ndan ümit eder.
"O halde yalnız
O'nu vekil tut!" İşlerini, ihtiyaçlarını yalnız O'nun görmesini iste! Sana
vadettiklerini gerçekleştirecek kefil tut, diye de açıklanmıştır.
"Onların
söylediklerine katlan!" Eziyetlerine, hakaretlerine, alay etmelerine ...
Onların söylediklerinden ötürü tahammülsüzlük gösterme, onları davet etmekten
uzak kalma!
"Ve onlardan güzel
bir şekilde ayrıl." Onlara taarruz etme, onların mükafat (veya ceza)
görmelerini beklemekle de uğraşma. Çünkü bu, Allah'a davet etmeyi terki
getirir. Bu buyruk savaş emri verilmeden önce idi. Daha sonra onlarla savaşması
emrolundu ve onlarla savaştı. Kital (savaşı emreden) ayet, kendisinden önce
inmiş ve onları terketmeyi emreden buyrukları neshetmiş oldu. Bu açıklamayı
Katade ve başkaları yapmıştır. Ebu'd-Derda dedi ki: Bizler bazı kimselerin
yüzüne gülümsüyor hatta gülüyoruz. Bununla birlikte kalblerimiz ise onları
terketme ya da onlara lanet okumaktadır.
"Yalanlayan o nimet
sahipleri ile beni başbaşa bırak!" Onları cezalandırmak için sen beni seç!
Bu buyruk, Kureyş'in ileri gelenleri ve Mekke elebaşılarından alayeden kimseler
hakkında inmiştir. Mukatil dedi ki: Bu buyruk, Bedir günü yemek yediren
kimseler hakkında inmiştir. Bunlar da on kişi idiler. Daha önce el-Enfal
Suresi'nde (70-71, ayetler, 1. başlıkta) bunlardan söz edilmişti.
Yahya b. Sellam dedi ki:
Bunlar el-Muğire'nin oğullarıdır. Said b. Cübeyr dedi ki: Bana bunIarın oniki
kişi oldukIarı haberi geldi.
"O nimet
sahipleri" zengin, bolluk içerisinde, dünyada lezzet ve zevk içerisinde
olanları demektir.
"Ve onlara azıcık
mühlet ver" Onların ecellerinin geleceği süreyi kastetmektedir. Aişe
(r.anha) dedi ki: Bu ayet-i kerimenin ancak kısa bir zaman geçtikten sonra
Bedir vakası gerçekleşmiştir.
"Ve onlara azıcık
mühlet ver!" Dünya süresi sona erinceye kadar (onIara mühlet ver),
anlamında olduğu da söylenmiştir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN