ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

CİN

13

/

15

 

وَأَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدَى آمَنَّا بِهِ فَمَن يُؤْمِن بِرَبِّهِ فَلَا يَخَافُ بَخْساً وَلَا رَهَقاً {13} وَأَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَ فَمَنْ أَسْلَمَ فَأُوْلَئِكَ

تَحَرَّوْا رَشَداً {14} وَأَمَّا الْقَاسِطُونَ فَكَانُوا لِجَهَنَّمَ حَطَباً {15}

 

13. "Gerçekten biz hidayeti işittiğimizde ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse o (ecrinin) eksiltilmesinden de korkmaz, kendisine zulmedilmesinden de.

14. "Gerçekten kimimiz müslümanlar, kimimiz zalimleriz. Müslüman olmuşlar, işte onlar doğru yolu aramış olanlardır.

15. "Zalim olanlara gelince, onlar cehenneme odundurlar."

 

"Gerçekten biz, hidayeti" Kur'an'ı "işittiğimizde ona iman ettik." Allah'a inandık, Muhammed (s.a.v.)'ın risaletini tasdik ettik. Esasen Peygamber (s.a.v.) hem insanlara, hem cinlere peygamber olarak gönderilmiştir. el-Hasen dedi ki: Allah Muhammed'i hem insanlara, hem cinlere peygamber olarak göndermiştir. Ancak ne cinlerden, ne göçebelerden, ne de kadınlardan herhangi bir peygamber göndermiş değildir. Yüce Allah'ın: "Senden önce gönderdiklerimiz de, kendilerine vahyettiğimiz şehirli erkeklerden başkaları değildi" (Yusuf, 109) buyruğu da bunu anlatmaktadır. Bu anlamdaki açıklamalar daha önceden (Yusuf, 109. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır. Sahih hadiste de: "Ben kırmızı tenliye de, siyah tenliye de peygamber olarak gönderildim, '' Yani insanlara da, cinlere de peygamber olarak gönderildim, diye buyurulmaktadır.

 

"Kim Rabbine iman ederse, o (ecrinin) eksiltilmesinden de korkmaz. kendisine zulmedilmesinden de" buyruğu hakkında İbn Abbas, şöyle demiştir: O kimse, iyiliklerinin eksiltilmesinden de korkmaz, kötülüklerinin arttırılmasından da korkmaz, Çünkü: "Eksiltmek": (...): "haddi aşmak haksızlık yapmak ve haram olan şeyleri işlemek" demektir. el-A'şa şöyle de mektedir: "Onu görmenin dışında hiçbir şeyin bana faydası olmaz Hiç aşık bir haram işlemeden şifa bulabilir mi?"

 

Bu buyruklarda zikredilen sözler, Yüce Allah'ın cinlerden söylediklerini naklettiği sözlerdir. Buna sebeb ise imanlarının kuvveti ve müslümanlıklarının doğruluğudur.

 

"Korkmaz" anlamındaki buyruk genel olarak; (...) şeklinde; "O korkmaz" takdiri ile ref' ile okunmuştur. Ancak el-A'meş, Yahya ve İbrahim, şartın cevabı olarak meczüm ve "fe"nin zaid geldiğini kabul ederek; "Korkmasın" diye okumuşlardır.

 

"Gerçekten kimimiz müslümanlar, kimimiz zalimleriz." Yani bizler Kur'an'! dinledikten sonra ayrılığa düştük. Bizden kimisi müslüman oldu, kimisi kafir oldu.

 

"Zalim": Haksızlık yapan, zulmeden demektir. Çünkü böyle bir kimse haktan uzaklaşmış bir kimsedir. Buna karşılık: ''..... Adaletli ve adil kimse" demektir. Çünkü böyle bir kimse hakka yönelen kimse demektir. Nitekim; "Zulmetti" ''Adalet yaptı" denilir. Şair de şöyle demektedir: "Onlar Hind'in oğlu Amr'ı zorla öldürmüş kimselerdir, Ve hem onlar Numan'a karşı da zalimlik etmişlerdir."

 

"Müslüman olmuşlar, işte onlar, doğru yolu aramış olanlardır." Hak yola yönelmiş, onu bulmaya çalışarak araştırmış kimselerdir. "Kıblenin taharri edilmesi: Doğru yönünün araştırılması" tabiri de buradan gelmektedir.

 

"Zalim olanlara" yani hak ve iman yolundan sapanlara "gelince onlar, cehenneme odundurlar." Onun tutuşturucu yakıtıdırlar demektir.

 

"Odundurlar" lafzı Yüce Allah'ın ilminde onların durumları budur demektir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Cin 16-17

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR