ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MEARİC

18

/

21

 

وَجَمَعَ فَأَوْعَى {18} إِنَّ الْإِنسَانَ خُلِقَ هَلُوعاً {19}

 إِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعاً {20} وَإِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعاً {21}

 

19. Gerçekten insan helu' olarak yaratılmıştır.

20. Yani o kendisine zarar erişirse feryadı basandır;

21. Ona hayır dokunsa cimrilik edip infak etmeyendir.

 

"Gerçekten insan" ed-Dahhak'tan nakledildiğine göre kafir "helu' olarak yaratılmıştır. "

 

Sözlükte: "Hırsın en şiddetli hali, tahammülsüzlüğün en kötü ve en çirkin hali"ne denir. Katade, Mücahid ve başkaları da böyle açıklamışlardır. "Tahammülsüzlük gösterdi, gösterir, tutkun oldu, olur" demektir. İsm-i faili (...) diye gelir. (...) ise, bu işi çoklukla yapan kimseyi anlatmak için kullanılır.

 

Buyruğun anlamı şudur: O, hayır ve şer üzere -her iki halde de yapmaması gerekeni yapmadan- duramaz, tahammül gösteremez.

 

İkrime: Tahammül gösteremeyen kimseye denir, diye açıklamıştır. ed-Dahhak: Bir türlü doymak bilmeyen kimse demektir, diye açıklamıştır.

 

''Cimrilik edip infak etmeyen (alıkoyan, engelleyen)" ise mal elde ettiği takdirde o maldaki Allah'ın hakkını vermeyen kimse, demektir.

 

İbn Keysan dedi ki: Yüce Allah, insanı kendisini sevindirecek ve hoşuna gidecek şeyleri sevecek şekilde, buna karşılık hoşlanmadığı ve kendisini gazaplandıran şeylerden kaçıcak nitelikte yaratmıştır. Sonra Allah, sevdiği şeyleri infak etmekle, hoşuna gitmeyen şeylere de sabretmekle kendisine kulluk etmesini istemiştir.

 

Ebu Ubeyde dedi ki: "Helu'" hayır dokunduğu zaman şükretmeyen, zorluk ve sıkıntı dokunduğu zaman sabretmeyen kimse demektir. Bu açıklamayı Sa'leb yapmıştır. Yine Sa'leb şöyle demiştir: Yüce Allah "helu" yu açıklamış bulunmaktadır. Bu da kendisine kütülük isabet ettiği takdirde alabildiğine tahammülsüzlük izhar eden, hayıra nail olduğu takdirde o hususta cimrilik gösterip insanlara onu vermeyen kimse demektir.

 

Peygamber (s.a.v.) da şöyle buyurmuştur: "Kula verilen en kötü şey hali (başkasına vermeyi alıkoyan) bir cimrilik ile kalbi yerinden ayıran bir korkaklıktır. ''

 

Araplar, oldukça hızlı ve çabuk yürüyen dişi deveyi anlatmak üzere: (...) derler. şair de şöyle demektedir: "Koşarken bacakları birbirine çarpan (devekuşuna benzeyen benim dişi devem), hızlıca koşan bir devedir, Onu arkana alman bir tehlikedir, Ona doğru gittin mi pek hızlıdır."

 

"Feryadı basan" ile "infak etmeyen" vasıfları "helu" lafzının sıfatlarıdır.

Ancak bu durumda bu ikisinin de: ''Zaman" lafzından önce takdim edilmelerine niyet etmek gerekir. Bunların mukadde'r: " ... dır" ın haberi oldukları da söylenmiştir,

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Mearic 22-35

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR