HAKKA 35 / 37 |
فَلَيْسَ
لَهُ
الْيَوْمَ
هَاهُنَا
حَمِيمٌ {35} وَلَا
طَعَامٌ
إِلَّا مِنْ غِسْلِينٍ
{36} لَا
يَأْكُلُهُ إِلَّا
الْخَاطِؤُونَ
{37} |
35.
Artık bugün burada onun hiçbir yakın dostu yoktur.
36.
Gıslin'den başka hiçbir yiyeceği de yok.
37. Onu
da ancak hata işleyenler yer.
"Artık bugün burada
onun hiçbir yakın dostu yoktur" buyruğunda yer alan: ''yoktur" lafzının
haberi: ''Onun" buyruğudur. Haber:
"Burada"
buyruğu olamaz. Çünkü o takdirde mana: O gün orada Gıslınden başka yiyecek bir
şey yoktur, şeklinde olur ki; bu doğru bir mana olamaz. Çünkü orada ondan başka
yiyecek şeyler de olacaktır. "Burada" anlamındaki lafız;
"Onun" lafzındaki fiil manasına taalluk etmektedir.
"Yakın dost
(el-hamim)" burada yakın kimse demektir. Yani onun orada kendisine karşı
kalbi yumuşayacak ve onun üzerindeki azabı savacak hiçbir yakın! yoktur. Bu da
sıcak su demek olan ''el-hamim"den alınmadır. Sanki, kendisine karşı kalbi
yumuşayıp, onun için kalbi yanan arkadaş, gibi bir anlam taşımaktadır.
"Ğıslin"
yıkamak anlamındaki "el-ğasl"den "fi'lin" vezninde bir
kelimedir.
Sanki bu bedenlerinden
yıkanan bir şey gibidir, Ğıslin cehennem ehlinin yaralarından ve ferclerinden
akan irindir. Bu açıklama İbn Abbas'tan nakledilmiştir.
ed-Dahhak ile er-Rabi'
b. Enes de şöyle demişlerdir: Bu, cehennemliklerin yiyeceği bir ağaçtır.
"el-Gisl" ise kendisi ile başın yıkandığı hıtmi ve başka (hoş kokulu
bitkiler) gibi şeylerdir. el-Ahfeş dedi ki: "el-Ğislin" de buradan
gelmekte olup, bu cehennemliklerin etlerinden ve kanlarından yıkanan (süzülüp,
akan) şeydir. Buna (lam 'dan sonra) "ye" ile "nun"un
fazladan getirilmesi tıpkı: "Bir işe büyük bir deha ile nüfuz eden
mükemmel ve güçlü adam" kelimesine ilave edildiği gibi eklenmiştir.
Katade: O en kötü ve en
korkunç olan bir yiyecektir. İbn Zeyd dedi ki: Bunun da zakkumun tanesi olduğu bilinmez,
Bir başka yerde de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Onlar için Dari'den
başka bir yiyecek yoktur." (Gaşiye, 6) Darl'in ğıslinden olması mümkündür.
İfadede takdim ve tehir
olduğu ve anlamın şöyle olduğu da söylenmiştir:
Anık bugün burada onun için
ğıslinden olanın dışında herhangi bir hamim (kaynar su) yoktur. Bu durumda
(ğıslin) sıcak su demek olur.
" ... Başka hiçbir
yiyeceği de yok." Yani onların kendisinden yararlanacakları bir yemekleri
olmayacaktır.
"Onu da ancak hata
işleyenler" günahkarlar "yer." İbn Abbas müşrikler
kastedilmiştir, demiştir.
"Hata
işleyenler" anlamındaki lafız "hemze" yerine "ye"
getirilerek: (...) diye okunduğu gibi "ye"siz olarak (...) diye de
okunmuştur.
İbn Abbas'tan -bu son
okuyuşa işaret olmak üzere-: ''Adım atanlar" da ne oluyor? Hepimiz adım
atıyoruz dediği rivayet edildiği gibi; Ebu'l-Esved ed-Dueli İbn Abbas'tan şöyle
dediğini rivayet etmiştir: ''Adım atanlar" ne oluyor? Bunun doğrusu ancak
"hata işleyenler"dir. "es-sabun" da ne oluyor? Doğrusu
ancak es-sabiundur.
Bununla birlikte
("adım atanlar" anlamındaki "ye"siz okuyuş ile) hakkı
geçerek, batıla girenler ve Yüce Allah'ın hadlerini aşıp gidenlerin kastedilmiş
olma ihtimali de olabilir.
DEVAM VE SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ
LİNK’E TIKLAYIN