ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

KALEM

4

 

وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ

 

4. "Ve şüphe yok ki sen çok büyük bir ahlaka sahipsin."

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

 

1- Hz. Peygamberin Yüce Ahlakı:

2- Güzel Ahlakın Önemi ve Mükafatı:

 

1- Hz. Peygamberin Yüce Ahlakı:

 

"Ve şüphe yok ki sen çok büyük bir ahlaka sahipsin" buyruğu ile ilgili olarak İbn Abbas ve Mücahid şöyle demişlerdir: Ahlaka sahipsin, dinler arasında büyük bir dine sahibsin, demektir, Allah'ın bu dinden daha çok sevdiği ve ondan daha çok hoşnud olduğu bir başka din yoktur.

 

Müslim'in Sahih'inde Aişe (r.anha)'dan: "Onun ahlakı Kur'an-ı Kerim'den ibaretti" dediği rivayet edilmektedir.

 

Ali (r.a) ve Atiyye: Bu Kur'an'ın edebidir, demişlerdir. Onun ümmetine şefkati, onlara ikramı olduğu da söylenmiştir. Katade O'nun ahlakı Allah'ın emirlerine riayet etmesi, Allah'ın yasakladığı şeylerden uzak kalması demektir. Sen çok üstün ve şerefli bir karaktere sahipsin diye de açıklanmıştır. el-Maverdı: Zahir olan budur, demektedir.

 

Sözlükte ahlakın gerçek mahiyeti, insanın kendisini bağlı kıldığı, riayet ettiği edeb demektir. İşte buna ahlak denilir. Bu (yaratmak ile aynı kökten gelen bir kelime olarak) onda adeta bir yaratılış haline geldiğinden dolayı böyle denilmiştir. İnsanın tabii olarak yapısında bulunan edebe gelince, işte buna "el-him" denilir ki; karakter ve tabiat demek olup, bunun kendi lafzından bir tekili yoktur. "Him" aynı zamanda bir dağın adıdır. Buna göre ahlak, insanın kendisini uymak için zorladığı tabiat demek olur. Him ise yaratılışında var olan tabiattır. el-A'şa bu hususu şiirinde açıklayarak şöyle demiştir: "Değersiz şeylerin sahibi şayet mevlasına (köle ya da azadlısına) karşı cimrilik eder de, Ve ahlak, himine geri dönerse ... "

 

Ahlak aslı tabiatına geri dönerse ... demektir.

 

Derim ki: Müslim'in Sahih'inde Aişe (r.anha)'dan zikrettiğimiz rivayet bu husustaki görüşlerin en sahihidir. Aynı şekilde ona Peygamber (s.a.v.)'ın ahlakına dair soru sorulduğunda o da: "Mü'minler gerçekten felah bulmuşlardır. "(el-Mu'minun, 1) buyruğundan itibaren on ayet okumuş ve şöyle demiştir: Kimse Resulullah (s.a.v.)'dan daha güzel ahlaklı değildir. Ashabından yahut ehl-i beytinden birisi onu çağırdı mı mutlaka: Efendim buyur, derdi. Bundan dolayı Yüce Allah: "Ve şüphe yok ki sen çok büyük bir ahlaka sahipsin" diye buyurmuştur.

 

Ne kadar güzel bir huydan sözedilirse, mutlaka Peygamber (s.a.v.) ondan en büyük paya sahipti. el-Cüneyd dedi ki: "Büyük ahlak" denilmesinin sebebi, onun Yüce Allah'tan başkasına yönelmek gibi bir gayretinin olmayışından dolayıdır. "Büyük ahlak" denilmesinin sebebinin, ahlakın üstün değerlerinin onda toplanması olduğu da söylenmiştir. Buna da Peygamber (s.a.v.)'ın: "Şüphesiz Allah beni ahlakın üstün değerlerini tamamlamak üzere göndermiştir" buyruğu delil teşkil etmektedir.

 

Bir diğer görüşe göre bunun sebebi:"Sen af yolunu tut, maruf olanı emret, cahillerden de yüz çevir" (el-Araf, 199) buyruğunda Yüce Allah'ın kendisinden takınmasını istediği edebin gereklerini yerine getirmiş olmasından dolayıdır. Peygamber (s.a.v.)'dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: "Rabbim beni en güzelbir şekilde tedib etmiştir. Çünkü; "Af yolunu tut, maruf olanı emret ve cahillerden yüz çevir" (el-A'raf, 199) diye buyurmuştur. Ben onun bu emrini kabul edip yerine getirince: "Ve şüphe yok ki sen çok büyük bir ahlaka sahipsin" diye buyurdu.

 

2- Güzel Ahlakın Önemi ve Mükafatı:

 

Tirmizi'nin rivayetine göre Ebu Zerr dedi ki: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu; "Her nerede olursan ol, Allah'tan kork! Kötülüğün arkasından iyiliği yetiştir ki, onu silsin. İnsanlarla da güzel bir ahlakla geçin." (TirmizI) dedi ki:

Bu hasen, sahih bir hadistir.

 

Ebu'd-Derda'dan rivayete göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; "Kıyamet gününde mü'minin terazisinde güzel bir ahlaktan daha ağır bir şey olmayacaktır. Şüphesiz ki Yüce Allah çirkin ve bayağı (konuşup davranan) kimseye buğzeder.'' (TirmizI) dediki: Bu hasen, sahih bir hadistir.

 

Yine ondan (Ebu'd-Derda'dan) dedi ki: Peygamber (s.a.v.)'ı şöyle buyururken dinledim: "Mızana güzel ahlaktan daha ağır konulacak hiçbir şey yoktur. Şüphesiz ki güzel ahlak sahibi, onun vasıtası ile çok namaz kılan, çok oruç tutan kimsenin mertebesine ulaşır." (TirmizI) dedi ki: Bu, bu cihetten garib bir 'hadistir. 

 

Ebu Hureyre'den dedi ki: Resulullah (s.a.v.)'e insanları en çok cennete neyin soktuğuna dair soru soruldu. O da: "Allah'tan korkmak ve güzel ahlak" diye buyurdu, Sonra insanları en çok ateşe neyin soktuğuna dair soru soruldu. bu sefer: "Ağız ve ferc" diye buyurdu, (TirmizI) dedi ki: Bu sahih, garib bir hadistir.

 

Abdullah İbnu'I-Mübarek'ten rivayete göre o güzel ahlakı, niteliklerini anlatarak şöyle demiştir: Güzel ahlak güler yüzlülük, iyiliği karşılıksız olarak yapmak ve başkalarına eziyetten kaçınmaktır.

 

Cabir'den rivayete göre Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Şüphesiz ki kıyamet gününde aranızdan en çok sevdiğim ve bana en çok yakın olanlar arasında (başta gelenler), ahlak itibariyle en güzel olanlarınızdır ve yine kıyamet gününde kendisine en çok buğzedip meclis itibariyle benden en uzakta olacak olanlar, boşboğazlık edenler, diliyle insanlara eziyet ederek çirkin sözler söyleyenler ve mütefeyhıklerdir." Ashab: Ey Allah'ın Resulü, dediler. boşboğazlık edenleri, konuşmalarıyla başkalarına eziyet edenleri biliyoruz, Mütefeyhıkler ne oluyor? Peygamber: "Mütekebbirlerdir" diye buyurdu, (TirmizI) dedi ki: Bu hususta Ebu Hureyre'den gelmiş rivayet de vardır. Bu, bu cihetiyle hasen. garib bir hadistir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Kalem 5-7

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR