MÜLK 4 |
ثُمَّ
ارْجِعِ
الْبَصَرَ
كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ
إِلَيْكَ
الْبَصَرُ
خَاسِأً وَهُوَ
حَسِيرٌ |
4. Sonra gözü(nü)
tekrar tekrar çevir ve bak! Göz hor ve hakir, yorulmuş olarak yine sana
dönecektir.
"Sonra gözü tekrar
tekrar çevir ve bak!" buyruğundaki: "Tekrar tekrar" lafzı mastar
konumundadır. Çünkü; iki defa çevir demek olup, bu da biri diğerinin ardından
çevirmek demektir. İki defa (tekrar tekrar) bakmayı emretmesi, şundan
dolayıdır: İnsan bir şeye bir defa baktığı takdirde ona ikinci bir defa
bakmadığı sürece o şeyin kusurunu görmez. Yüce Allah da bunu haber vermektedir:
O kimse göğe iki defa bakacak dahi olsa, hiçbir kusur göremeyeceği gibi, ona
baktıkça hayret edecektir. Allah'ın: "Göz hor ve hakir ... olarak yine
sana dönecektir" buyruğu bunu anlatmaktadır. Yani bu kabilden herhangi bir
şey görebilmek imkanından uzak, zilletle ve küçülmüş olarak dönecektir. -Aynı
kökten olmak üzere-: "Köpeği kovdum ve uzaklaştırdım" demektir.
"Köpeğin kendisi uzaklaştı" denilir.
Buna göre bu fiil hem
geçişli, hem geçişsizdir. (...) da aynı anlamdadır. ''Gözü (görmesi) görmeyecek
kadar oldukça zayıfladı, zayıflamak" demektir. İşte Yüce Allah'ın:
"Göz hor ve hakir ... olarak yine sana dönecektir" buyruğundaki ''Hor
ve hakir olarak" Iafzı da buradan gelmektedir.
İbn Abbas dedi ki:
"Hor ve hakir" istediği, arzu ettiği şeyi göremeyen kimse demektir.
"Yorulmuş
olarak" buyruğu, yorgunluğun en ileri derecesine varmış olarak, demektir.
O halde (fa'il veznindeki bu şekil) "fail" anlamında olup, yorgun,
bitkin düşmek demek olan: (...)'den gelmektedir. Bununla birlikte: ''O şeyin
uzaklığı o kimseyi yorgun ve bitkin düşürdü" kullanımından meful anlamında
olması da mümkündür. İbn Abbas'ın açıklaması da bu anlama gelir. Şairin şu
beyitinde de bu kabildendir: "Her kim ulaşabileceği noktadan daha yukarısına
göz dikecek olursa, Onun o göz dikmesi, yorulmuş, bitkin düşmüş ve hor ve hakir
geri döner."
''Mesafenin uzaklığından
dolayı (veya uzun zamandan beri) gözü zayıfladı ve bitkin düştü" gibi
ifadeler kullanılır. Bu durumda olana: (...) ya da: (...) denilir. şair de
şöyle demiştir: "Ben ona Mina'dan el-Muhassib'de baktım da Göz bana yorgun
ve bitkin olarak geri döndü."
Bir başka şair de bir
deveden söz ederken şöyle demektedir: "Ona doğru gözlerin bakışı yorgun ve
bitkindir."
Şair burada: "Ona
doğru" lafzını zarf olarak nasbetmiştir. Bir başka Şair de şöyle
demektedir: "Atların üstü başı kirlendi, hala onların asil olanları Bitkin
ve yorgundur. Buna karşılık geride kalanları yolda gelmeye devam
etmektedir."
Bu lafzın, "pişman
olan kimse" anlamında olduğu da söylenmiştir. şairin şu mısraında da bu
anlamda kullanılmıştır: "Ey demirci kızı! Pişman değilim bugün Geçip giden
bir şey için."
Buradaki: "İki kere
(mealde; tekrar tekrar)"den kasıt, çokluktur. Buna delil de Yüce Allah'ın:
"Göz hor ve hakir, yorulmuş olarak yine sana dönecektir" buyruğudur.
Bu da çokça bakmaya delildir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN