ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

TALAK

4

/

5

وَاللَّائِي يَئِسْنَ مِنَ الْمَحِيضِ مِن نِّسَائِكُمْ إِنِ ارْتَبْتُمْ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَاثَةُ أَشْهُرٍ

وَاللَّائِي لَمْ يَحِضْنَ وَأُوْلَاتُ الْأَحْمَالِ أَجَلُهُنَّ أَن يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ

وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مِنْ أَمْرِهِ يُسْراً {4} ذَلِكَ أَمْرُ اللَّهِ أَنزَلَهُ

إِلَيْكُمْ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُعْظِمْ لَهُ أَجْراً {5}

 

 

4. Kadınlarınız arasından ay halinden kesilmiş olanlarla, asla ay hali olmayanların (iddetleri) hakkında şüphe ederseniz, onların iddeti üç aydır. Hamile olanların iddetleri ise yüklerini bırakmalarıdır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde kolaylık verir.

5. İşte bu Allah'ın size indirdiği emridir. Kim Allah'tan korkarsa, onun günahlarını örter ve mükafatını büyütür.

 

"Kadınlarınız arasından ay halinden kesilmiş olanlarla, asla ay hali olmayanların (İddetleri) hakkında şüphe ederseniz, onların iddeti üç aydır. " buyruğu ile ilgili açıklamalarımızı yedi başlık halinde sunacağız:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi ve Hanımların Beklemekle Yükümlü Oldukları İddetler:

2- İddetleri Hususunda Şüphe Edilenler:

3- İddeti Hususunda Şüphe Edilen Kadın Ne Zaman Nikahlanabilir?:

4- Gençken Ay Halinden Kesilmiş Olan Kadının Beklemesi Gereken İddet:

5- Herhangi Bir Sebep Dolayısıyla Ay Hali Olması Geciken Kadının Durumu:

6- Ay Hali Olması Sebepsiz Yere Geciken Kadının Durumu:

7- İstihazalı Olduğundan Dolayı Ay Hali Bilinemeyen Kadının İddeti:

8- Hamile Kadınların İddetleri:

9- Hamile Kadın Düşük Dahi Yapsa İddeti Tamam Olur:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi ve Hanımların Beklemekle Yükümlü Oldukları İddetler:

 

Yüce Allah talak ve ay hali gören kadının ric'at durumunu açıkladıktan sonra -daha önce de kur'larla iddet bekleyenlerin durumunu öğrenmişlerdi.-

 

"Kadınlarınız arasından ay halinden kesilmiş olanlarla" buyruğu ile; bu sürede ay hali kanı görmeyen kadının bekleyeceği iddeti onlara öğretmiş bul unmaktadır.

 

Ebü Osman Ömer b. Salim dedi ki: Bakara Süresi'nde boşanmış ve kocası vefat etmiş kadının iddeti ile ilgili hüküm nazil olunca Ubeyy b. Ka'b: Ey Allah'ın Rasülü dedi. Bazıları; haklarında hiçbir şey sözkonusu edilmemiş kadınlar var, dediler. Bunlar da küçük yaştakiler ile hamile olan kadınlardır. Bunun üzerine: "Kadınlarınız arasından ay halinden kesilmiş olanlar ... " ayeti nazil oldu.

 

Mukatil dedi ki: Yüce Allah'ın: "Boşanan kadınlar kendiliklerinden üç kur müddeti beklerler" (el-Bakara, 228) buyruğu zikredilince, Hallad b. en-Numan dedi ki: Ey Allah'ın Rasülü, peki ay hali görmeyen kadın ile ay halinden kesilmiş olan kadının ve hamile kadının iddeti nedir? diye sordu. Bunun üzerine: "Kadınlarınız arasından ay halinden kesilmiş olanlarla ... " yani artık ay hali görmeyen kadınlarla ... ayeti nazil oldu.

 

Bir diğer görüşe göre Muaz b. Cebel: Ay halinden kesilmiş yaşlı kadının iddetine dair soru sorunca, bu ayet-i kerime nazil oldu. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

Mücahid dedi ki: Ayet-i kerime gördüğü kan ay hali kanı mıdir, yoksa bir hastalık kanı mıdır, bilemeyen, istihaze gören kadın hakkındadır, demiştir.

 

2- İddetleri Hususunda Şüphe Edilenler:

 

''... Şüphe ederseniz" demektir. Kesin olarak bilirseniz anlamına geldiği de söylenmiştir. O halde bu fiil zıt anlamlılardandır, Bu durumda "zan" kelimesi gibi hem şüphe, hem yakin (kesin bilmek) anlamında olur.

 

Taberi'nin tercihine göre anlam şudur: şayet şüphe eder de haklarındaki hükmün ne olduğunu bilmezseniz ...

 

ez-Zeccac da şöyle demiştir: Ona yakın yaşlarda bulunanların ay hali kanı görmelerine rağmen eğer kanı kesilmiş olan kadının ay hali hususunda şüpheye düşecek olursanız ... demektir.

 

el-Kuşeyri dedi ki: Ancak bu anlama geldiği su götürür, Çünkü bizler böyle bir kadın eğer ye's yaşına (menapoz) ulaştığı hususunda şüphe edecek olursak, o kadının iddeti üç aydır demeyiz, Bir görüşe göre ye's yaşında muteber olan, dünyada bu yaşa ulaşması en geç olan kadındır. Bir diğer görüşe göre kadının aşiretinin kadınlarında çoğunlukla görülen durumdur.

 

Mücahid dedi ki: Yüce Allah'ın: "Şüphe ederseniz" buyruğu muhataplara yöneliktir. Yani, eğer ay halinden kesilmiş kadının iddeti ile hiç ay hali olmayan kadının iddetini bilmeyecek olursanız, onun iddeti şöyle olur ...

 

Bir diğer görüşe göre anlam şöyledir: Eğer o kadının gçrdüğü kan yaşlılıktan mıdır, yoksa bilinen ay hali kanı mıdır, yoksa istihaza (özür) kanı mıdırl Belli olmadığından dolayı şüphe edecek olursanız, iddet(leri) üç aydır.

 

İkrime ve Katade dedi ki: Ay hali kanı doğru dürüst bir adete bağlı olmayan istihaza kanı gören kadının hali de şüpheli hallerdendir. Böyle bir kadın ay başında bir kaç defa kan görmekle birlikte. bazan bir kaç ayda bir defa kan görür.

 

Buyruğun surenin baş tarafı ile muttasıl olduğu ve anlamın şöyle olduğu da söylenmiştir: Eğer iddetin bitişi hususunda şüpheye düşecek olursanız, o kadınları evlerinden çıkarmayınız.  Bu, bu hususta söylenmiş en sahih görüştür.

 

3- İddeti Hususunda Şüphe Edilen Kadın Ne Zaman Nikahlanabilir?:

 

İddeti hususunda şüpheye düşülen kadın kendisini şüpheden kurtaracak şekilde hamile olmadığını iyice tesbit etmedikçe yeniden nikahlanamaz ve bu şüphe ortadan kalkmadıkça da iddetten çıkmış sayılmaz.

 

Ay hali kanı görmesi kesilmiş, fakat neden kesildiğini de bilmeyen, şüphe içerisindeki kadın ile ilgili olarak böyle bir 'kadın kocası tarafından boşandığı günden itibaren bir yıl bekler. Bunun dokuz ayı istibra (hamile olup olmadığının anlaşılması) içindir. üç ayı da iddet içindir, diye de söylenmiştir. Eğer kocası onu boşayıp da bir ya da iki defa ay hali kanı gördükten sonra, ay halinden kesilme yaşına gelmeksizin ay hali görmemeye başlayacak olursa, önce dokuz ay bekler, sonra da ay halinden temizlendiği tarihten itibaren üç ay daha bekler. Bundan sonra da artık onunla evlenilmesi helal olur.

 

Bu görüşü Şafii, Irak'ta iken belirtmiştir. Bu görüşe, kıyasa göre kocası vefat etmiş ve hamile olup olmadığı anlaşılmak istenen hür kadın, dokuz aylık süreden sonra dört ay on gün daha bekler. Cariye isedokuz aydan sonra iki ay beş gün bekler. Yine Şafii'den gelen rivayete göre böyle bir kadının kur'ları önceki hali nasılsa öyle devam eder ve bu, ay halinden kesilme yaşına kadar böyle kalır. Bu görüş aynı zamanda en-Nehai, es-Sevri ve başkalarının da görüşü olmakla birlikte ayrıca Ebu Ubeyd bunu Iraklılardan da nakletmiştir.

Kadının genç olması hali ise; bundan sonraki başlığın konusudur.

 

4- Gençken Ay Halinden Kesilmiş Olan Kadının Beklemesi Gereken İddet:

 

Genç kadının, hamile olup olmadığı anlaşılıncaya kadar beklemesi öngörülmüştür. Hamileliği ortaya çıkarsa, onun iddeti doğum yapıncaya kadardır. Şayet hamile olduğu ortaya çıkmazsa Malik: Genç kadınken ay halinden kesilen kadının iddeti bir yıldır, demiştir. Ahmed ve İshak da böyle demiş olup, bu görüşlerini Ömer b. el-Hattab (r.a)'dan ve başkalarından rivayet etmişlerdir.

 

Iraklılar ise böyle bir kadın eğer ömründe bir defa dahi ay hali olmuş ise; isterse yirmi yıl bekleyecek olsun iddeti üç defa ay hali olmaktır, demişlerdir. Ancak ay hali olmaktan yana ümidin kesildiği bir yaşa ulaşmış olması hali müstesnadır. O vakit böyle bir kadının iddeti, ay halinden kesilme yaşına geldiğinden itibaren üç ay olur.

 

es-Sa'lebi dedi ki: Şafii mezhebinin daha sahih olan görüşü de budur. İlim adamlarının çoğunluğu da bu kanaattedir. Ayrıca bu görüş İbn Mesud ve onun arkadaşlarından da rivayet edilmiştir. el-Kiya da şöyle demiştir: Gerçek olan da budur. Çünkü Yüce Allah ay hali olmaktan ümidi kesilmiş olan kadının iddetini üç ay olarak tesbit etmiştir. Olup olmayacağı şüpheli olan kadın ise ay hali olmaktan kesilmiş bir kadın değildir.

 

5- Herhangi Bir Sebep Dolayısıyla Ay Hali Olması Geciken Kadının Durumu:

 

Bir hastalık dolayısıyla ay hali geciken bir kadın hakkında Malik, İbnu'l-Kasım ve Abdullah b. Esbağ: Önce dokuz ay, sonra da üç ay olarak iddet bekler, demişlerdir.

 

Eşheb ise: Bu sütten kestikten sonra çocuğuna süt veren kadına benzer, İster ay hali ile ister sene ile iddet bekler. Hibban b, Munkız süt emzirmekte olan hanımını boşadı. Süt emzirmesi dolayısıyla bir yıl süre ile ay hali olmadı. Daha sonra Hibban hastalandı. Hanımının kendisine mirasçı olacağından korktu. Osman (r.a.)'a -yanında Ali ve Zeyd bulundukları sırada- onu şikayet etti, Ali ve Zeyd: Görüşümüze göre ona mirasçı olur. Çünkü bu kadın ne evlenmeme ihtimali bulunan kadınlardan, ne de ay hali görmeyen kadınlardandır, dediler. Sonra Habban öldü, hanımı ona mirasçı oldu ve kocası ölmüş olan kadının iddeti kadar iddet bekledi.

 

6- Ay Hali Olması Sebepsiz Yere Geciken Kadının Durumu:

 

Hastalık ve süt emzirme sebebine bağlı olmaksızın ay hali olması geciken kadın -Önceden de zikrettiğimiz üzere Önce dokuz ay, sonra üç ay olmak üzere- ay hali olmadığı bir sene (iddet) bekler. Hamile olduğundan şüphelenmediği sürece evlenmesi helal olur, şayet hamile olduğundan şüphelenecek olursa -ilim adamlarımızdan gelmiş bulunan farklı rivayetlere göre- dört, beş ya da yedi yıl bekler. Bu rivayetlerin meşhur olanı ise beş yıl bekleyeceğidir. Bu süreyi aştıktan sonra (evlenmesi) helal olur.

 

Eşheb dedi ki: şüphesi tamamıyla ortadan kalkıncaya kadar asla evlenmesi helal olmaz,

İbnü'l-Arabi dedi ki: Doğru olan da budur. çünkü çocuğun karnında beş yıl kalması mümkün görüldüğüne göre; on yıl ve daha fazla bir süre kalması da mümkündür. Malik'ten de buna benzer bir rivayet gelmiş bulunmaktadır.

 

7- İstihazalı Olduğundan Dolayı Ay Hali Bilinemeyen Kadının İddeti:

 

İstihazalı olduğundan Ötürü ay hali adeti bilinmeyen kadın ile ilgili üç görüş vardır: İbnu'I-Müseyyeb bir sene iddet bekler demiştir, el-Leys'in görüşü de budur. el-Leys dedi ki: Boşanmış kadın ile kocası ölmüş kadının iddeti eğer istihaza gören bir kadın ise bir senedir. Bizim (Maliki mezhebine mensub) alimlerimizin meşhur görüşü de budur, Kadının kendisinden gelen ay hali kanı ile istihaza kanını bilmesi ile bunları birbirlerinden ayırdedip, etmemesi arasında hiçbir fark yoktur. Bütün bu hallerde Malik'in mezhebinden çıkartılan sonuca göre bekleyeceği iddet bir senedir. Bu senenin dokuz ayı İstibra (hamile olup olmadığının anlaşılması) süresidir, üç ayı da iddettir.

 

Şafii bu husustaki görüşlerinden birisinde şöyle demiştir: Bu kadının bekleyeceği iddet üç aydır. Bu tabiinden bir topluluk ile Kuraviyyin'in müteahhirlerinin kabul ettiği görüştür. İbnu'I-Arabi dedi ki: Bence sahih olan da budur.

 

Ebu Ömer de şöyle demektedir: İstihaza kanı gören kadının kanı eğer kesintili geliyor ise kadın da ay halinin gelip ya da sona erdiğini bilebiliyor ise, üç kur' iddet bekler. Kıyasa göre daha sahih olan da budur. Kıyasa göre de rivayet itibariyle de daha sağlam olan budur.

 

"Asla ay hali olmayanlar" ile kastedilen küçük yaştakilerdir. Bunların da iddetleri üç aydır. Buna göre haber hazfedilmiştir. Bu durumdakinin iddetinin ay hesabı ile yapılmasının sebebi, bunda adetin olmayışından dolayıdır. Yüce Allah ise hükümleri alışılmış adetlere göre yürürlüğe koymuştur. Bundan dolayı böyle bir kadın ay hesabı ile iddet bekler. Eğer kadınlar nezdinde muhtemel bir zamanda kan görecek olursa, bu sefer iddette asıl olanın varlığı sebebiyle ona göre iddeti intikal eder. Çünkü asıl var oldu mu bedelin hükmü kalmaz. Nitekim yaşlı bir kadın önce kan görme adetine göre iddet bekledikten sonra, kan görmesi kesilecek olursa, ay hesabına göre iddete dönüş yapar. Bu hususta icma vardır.

 

 

[ - ]

"Hamile olanların iddetleri ise yüklerini bırakmalarıdır" buyruğuna dair açıklamalarımızı da iki başlık halinde sunacağız:

 

8- Hamile Kadınların İddetleri:

 

"Hamile olanların iddetleri ise yüklerini bırakmalarıdır" buyruğunda hükümün boşanan kadın hakkında olduğu açıktır. Çünkü ona atıf yapılmış ve ifadenin akabinde yine ona dönülmüştür. Şu kadar var ki kocası ölmüş kadınhakkında da hüküm böyledir. Buna sebep ise ayetin genel ifade taşıması ve konu ile ilgili Subey'a hadisidir. Buna dair açıklamalar daha önceden yeteri kadarıyla Bakara Süresi'nde (234. ayet, 2. başlık ve devamında) geçmiş bulunmaktadır.

 

9- Hamile Kadın Düşük Dahi Yapsa İddeti Tamam Olur:

 

Kadın, bir kan pıhtısı yahut bir çiğnem et dahi düşürecek olursa (evlenmesi) helal olur.

Şafii ve Ebu Hanife iseçocuk doğurmadığı takdirde helal olmaz, demişlerdir. Bu hususa dair açıklamalar daha önce Bakara Süresi'nde (234. ayet, 2. başlık ve devamında) ile Ra'd Süresi'nde (8-9. ayetler, 1. başlık ve devamında) geçmiş bulunmaktadır. Yüce Allah'a hamdolsun.

 

"Kim Allah'tan korkarsa Allah ona işinde kolaylık verir." ed-Dahhak dedi ki: Yani sünnete uygun talak vermekte kim ondan korkarsa, Allah da o kimseye hanımına ric'at yapmak işinde kolaylık verir, Mukatil dedi ki: Kim masiyetlerinden kaçınmak hususunda Allah'tan korkarsa, Allah da ona itaate tevfiki hususundaki işinde kolaylık verir,

 

"İşte bu Allah'ın size indirdiği emridir." Yani size bildirilen bu hükümler Allah'ın size indirdiği ve size açıkladığı hükümleridir.

 

"Kim Allah'tan korkarsa" yani O'na itaatin gereğini yaparsa "onun" iki namaz arası ile iki cuma arası olan "günahlarını örter ve" ahirette "mükafatını büyütür."

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Talak 6

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR