ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MÜMTEHİNE

6

/

7

 

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِيهِمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ

وَمَن يَتَوَلَّ فَإِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ {6} عَسَى اللَّهُ أَن يَجْعَلَ

بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ الَّذِينَ عَادَيْتُم مِّنْهُم مَّوَدَّةً وَاللَّهُ قَدِيرٌ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ {7}

 

6. Andolsun ki onlarda sizin için ve Allah'ı ve ahireti umanlar için güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse, şüphesiz ki Allah muhtaç olmayandır, her hamde layıktır.

7. Olur ki Allah, onlardan düşmanlık ettiklerinizle sizin aranızda yakın bir dostluk meydana getirir. Allah, güç yetirendir. Allah Gafurdur, Rahimdir.

 

"Andolsun ki onlarda" İbrahim'de ve onunla birlikte bulunan peygamber ve velilerde "sizin için ... " kafirlerden uzaklaşmakta "güzel bir örnek vardır." Burada tekrarın tekid için yapıldığı söylendiği gibi, ikincisinin birincisinden bir süre sonra indiği de söylenmiştir. Bu şekilde Kur'an-ı Kerim'de tekrarlar da zaten pek çoktur.

 

"'Kim" İslam'dan ve bu öğütleri kabul etmekten "yüz çevirirse, şüphesiz ki Allah muhtaç olmayandır." Yani Allah, insanlara muhtaç olduğundan dolayı kendisine ibadet etmelerini istemiş değildir. "Her hamde" zatı ve sıfatları itibariyle "layıktır."

 

Bu ayet-i kerime nazil olunca müslümanlar müşrik akrabalarına düşmanlık ettiler. Yüce Allah bu hususta müslümanların sahib oldukları duyguların ne kadar ileri derecede olduğunu bildiğinden ötürü de "olur ki Allah, onlardan düşmanlık ettiklerinizle sizin aranızda yakın bir dostluk meydana getirir" buyruğunu indirdi. Bu ise kafirin müslüman olması ile gerçekleşir.

 

Mekke'nin fethinden bir süre sonra önemli bir topluluk İslama girdi ve müslümanlar onlarla içiçe oldu. Ebu Süfyan b. Harb, Haris b. Hişam, Süheyl b. Amr ve Hakim b. Hizam gibi ...

 

Sözü edilen sevginin, Peygamber (s.a.v.)'ın Ebu Süfyan'ın kızı Um Habibe ile evliliği olduğu da söylenmiştir. İşte o vakit Ebu Süfyan'ın sertliği yumuşadı, düşmanlık duyguları gevşeklik gösterdi.

 

İbn Abbas dedi ki: Bu sevgi, Mekke'nin fethinden sonra Peygamber (s.a.v.)'ın Ebu Süfyan'ın kızı Um Habibe ile evliliğidir. Daha önce Abdullah b. Cahş'ın nikahı altında idi. O ve kocası Habeşistan'a hicret edenlerdendir. Kocası hristiyan oldu ve bu dine girmekte kendisine uymasını istedi. Um Habibe kabul etmeyip dini üzere sebat gösterdi. Kocası hristiyan olarak öldü. Peygamber (s.a.v.) Necaşi'ye haber göndererek ona talib olduğunu belirtti. Necaşi, Peygamber'in arkadaşlarına: Aranızda bu hanıma en yakın olan kimdir? diye sordu. Onlar: Halid b. Said b. el-As'tır dediler. Ona: Bu hanımı peygamberiniz ile evlendir, dedi, o da bunu yaptı. Necaşi, kendi kesesinden ona dörtyüz dinar mehir verdi.

 

Bir görüşe göre de Peygamber (s.a.v.) onu Osman b. Affan vasıtası ile istemişti. Osman (r.a), Um Habibe'yi Hz. Peygambere nikahlayınca bu hususta Necaşi'ye haber gönderdi, o da onun adına mehirini ödeyip, Um Habibe'yi ona gönderdi. Müşrik olan Ebu Süfyan, Peygamber (s.a.v.)'ın kendi kızıyla evlendiği haberini alınca: Bu burnuna vurulamayacak kadar üstün ve şerefli bir erkek (deve)dir, dedi.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Mümtehine 8

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR