MÜMTEHİNE 8 |
لَا
يَنْهَاكُمُ
اللَّهُ
عَنِ
الَّذِينَ لَمْ
يُقَاتِلُوكُمْ
فِي
الدِّينِ
وَلَمْ يُخْرِجُوكُم مِّن
دِيَارِكُمْ
أَن
تَبَرُّوهُمْ
وَتُقْسِطُوا
إِلَيْهِمْ
إِنَّ
اللَّهَ
يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ |
8. Sizinle din
hususunda savaşmamış, sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilik yapmanızı
ve onlara adaletli davranmanızı Allah size yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli
davrananları sever.
"Sizinle din hususunda
savaşmamış ... onlara adaletli davranmanızı Allah size yasaklamaz" buyruğu
ile ilgili açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız:
1- Müslümanlara Karşı Tavır Koymayan
Müşriklere İyi Davranmanın Hükmü:
2- Mü'minlere Karşı Çıkmayan Kafirlere İyilik
ve Adalet Yapmak:
3- Müslüman Evladın Kafir Babasına
Nafaka Verme Yükümlülüğü Var mıdır?:
1- Müslümanlara Karşı
Tavır Koymayan Müşriklere İyi Davranmanın Hükmü:
Bu ayet-i kerime mü'minlere
düşmanlık etmeyip, onlarla savaşmayanları gözetmeleri hususunda bir ruhsat
ifadesidir. İbn Zeyd dedi ki: Bu husus barış antlaşması yapılıp savaş emrinin
sözkonusu olmadığı İslam'ın ilk dönemlerinde idi. Daha sonra neshedildi.
Katade dedi ki: Bu ayeti
Yüce Allah'ın: " ... artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün"
(et-Tevbe, 5) buyruğu neshetmiştir.
Bir görüşe göre bu hüküm
belirli bir sebebe bağlı idi. Bu da barıştı. Mekke fethedilmek suretiyle barış
sona erince, hüküm neshedildi. Bununla birlikte bu ayetin okunması baki kaldı.
Bir diğer görüşe göre bu
buyruk, Peygamber (s.a.v.)'in kendileriyle antlaştığı ve kendileriyle antlaşma
bulunup bozmadığı kimseler hakkında özeldir. Bu açıklamayı el-Hasen yapmıştır.
el-Kelbi dedi ki: Bunlar
Huzaa ve el-Haris b. Abdi Menafoğullarıdır. Ebu Salih de böyle demiş olup,
bunların Huzaalılar olduğunu söylemiştir. Mücahid de şöyle demiştir: Ayet iman
edip hicret etmeyen kimseler hakkında hususidir.
Bir başka görüşe göre,
bu buyrukla kastedilenler, kadınlar ve çocuklardır. Çünkü bunlar savaşmayan
kimselerdir. Allah onlara iyilik yapılmasına izin vermiştir. Bu görüşü bazı
müfessirler nakletmiş bulunmaktadır.
Te'vil ehlinin çoğunluğu
ise: Bu ayet muhkemdir, demiş ve şu rivayeti delil göstermişlerdir: Ebu Bekir
(r.a)'ın kızı Esma (r.anha) Peygamber (s.a.v.)'e, müşrik olarak yanına gelen
annesinin yakınlık bağını gözetip gözetemeyeceğini sorunca, Peygamber:
"Evet" diye buyurmuştur. Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.
Hatta ayetin onun
hakkında indiği dahi söylenmiştir. Amir b. Abdullah b. ez-Zübeyr babasından
rivayet ettiğine göre Ebu Bekr es-Sıddik cahiliye döneminde Kuteyle adındaki
hanımını boşamıştı. Bu, Ebu Bekir'in kızı Esma'nın annesidir. Resulullah
(s.a.v.) ile Kureyş kafirleri arasındaki barış antlaşması döneminde Kuteyle
yanlarına geldi. Ebu Bekr es-Sıddık'ın kızı Esma'ya bir küpe ve bazı şeyler
hediye etti. Esma bu hediyeleri kabul etmek istemediğinden Resulullah
(s.a.v.)'e giderek durumu ona anlattı. Yüce Allah da: "Sizinle din hususunda
savaşmamış ... olanlara iyilik yapmanızı Allah size yasaklamaz" buyruğunu
indirdi. Bu haberi el-Maverdi ve başkaları zikretmiş olup, Ebu Davud
et-Tayalisi de bunu Müsned'inde rivayet etmiş bulunmaktadır.
2- Mü'minlere Karşı
Çıkmayan Kafirlere İyilik ve Adalet Yapmak:
" ... olanlara
iyilik yapmanızı" buyruğundaki: '' ... ma... " "Olanlara"
lafzından bedel olarak cer mahallindedir. Yani Yüce Allah, sizinle savaşmamış
olan kimselere iyilikte bulunmanızı yasaklamaz. Bunlar da Huzaalılardır. Peygamber
(s.a.v.) ile savaşmamak ve ona karşı kimseye yardımcı olmamak üzere barış
yapmışlardı. Yüce Allah da onlara iyilik yapmayı ve antlaşma süreleri bitene
kadar antlaşmalarına bağlı kalınmasını emretmektedir. Bu açıklamayı el-Ferra
yapmıştır.
"Ve onlara adaletli
davranmanızı" yani akrabalık bağını gözeterek malınızdan bir kıst (bir
bölüm; ayet-i kerimede "adaletli davranma" anlamını veren
"kıst" ile aynı kökten) vermenizi yasaklamaz demektir. Yoksa bu
buyruk ile adaleti kastetmemektedir. Çünkü adalet savaşan kimseler hakkında da,
savaşmamış kimseler hakkında da farzdır. Bu açıklamayı İbnu'l-Arabi yapmıştır.
3- Müslüman Evladın
Kafir Babasına Nafaka Verme Yükümlülüğü Var mıdır?:
Kadı Ebu Bekr
"el-Ahkam (Ahkamu'l-Kur'an)" adlı eserinde şunları söylemektedir:
"Kendisine (ilmi dolayısıyla) imrenilenlerden bazıları, müslüman evladın
kafir babasına nafaka vermesinin vacib olduğuna bu buyruğu delil göstermiş
bulunmaktadır. Ancak bu büyük bir yanılmadır. Çünkü bir hususa izin vermek
yahut onun yasaklanışını terketmek o işin vacib olduğuna delil teşkil etmez. Bu
ancak özel olarak mübahlığı ifade eder. İsmail b. İshak el-Kad'i'nin yanına bir
zımminin girdiğini ve kadının da ona ikramda bulunduğunu, hazır bulunanların
bundan dolayı ona itiraz etmesi üzerine onlara karşı bu ayet-i kerimeyi
okuduğunu da daha önceden zikretmiş bulunuyoruz."
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN