HAŞR 11 |
أَلَمْ تَر
إِلَى الَّذِينَ
نَافَقُوا
يَقُولُونَ
لِإِخْوَانِهِمُ
الَّذِينَ
كَفَرُوا
مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ
لَئِنْ
أُخْرِجْتُمْ
لَنَخْرُجَنَّ
مَعَكُمْ
وَلَا
نُطِيعُ
فِيكُمْ أَحَداً
أَبَداً
وَإِن
قُوتِلْتُمْ
لَنَنصُرَنَّكُمْ
وَاللَّهُ
يَشْهَدُ
إِنَّهُمْ
لَكَاذِبُونَ |
11. Görmedin mi o
münafıklık edenleri? Onlar kitab ehlinden kafir olan kardeşlerine derler ki:
"Eğer siz çıkarttırılırsanız, andolsun biz de sizinle çıkarız. Sizin aleyhinizde
hiçbir kimseye ebediyyen itaat etmeyiz; eğer sizinle savaşılırsa, muhakkak size
yardım ederiz." Halbuki Allah da şahitlik eder ki; muhakkak onlar hiç
şüphesiz yalancıdırlar.
Yahudiler, münafıkların
herhangi bir din ve kitaba inanmadıklarını bilmekle birlikte, kendilerine
verdikleri yardımcı olmak sözüne aldanmış olmalarının hayret edilecek bir husus
olduğu ifade edilmektedir. Bu münafıklar arasında Abdullah b. Ubeyy b. SelüI,
Abdullah b. Nebtel ve Rifaa b. Zeyd de vardı. Rafia b. Tabut ile Evs b.
Kayzt'nin de bunlar arasında olduğu söylenmiştir. Bunlar hepsi ensardan olmakla
birlikte ınünafıklık etmişler ve Kurayza ve Nadiroğulları yahudilerine:
"Eğer siz çıkartılırsanız, andolsun biz de sizinle çıkarız"
demişlerdi, Bu sözlerin Nadiroğullarının Kurayzalılara söylediği sözlerden
olduğu da söylenmiştir.
"Sizin aleyhinizde
hiçbir kimseye ebediyyen itaat etmeyiz" sözleriyle Muhammed (s.a.v.)'ı
kastetmektedirler. Sizinle savaşmak hususunda ona itaat etmeyeceğiz, demektir,
Bu buyruk, gaybın bilinmesi açısından Muhammed (s.a.v.)'ın nübuvvetinin
gerçekliğinin bir delilidir. Çünkü Nadiroğulları yurtlarından çıkartıldığı
halde münafıklar çıkmadılar, onlarla savaşıldığı halde münafıklar onlara
yardımcı olmadılar, Nitekim Yüce Allah: "Allah da şahitlik eder ki
muhakkak onlar" söz ve davranışlarında "hiç şüphesiz
yalancıdırlar" diye buyurmaktadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN