ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

HAŞR

10

وَالَّذِينَ جَاؤُوا مِن بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا

وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا

غِلّاً لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ

 

10. Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi mağfıret eyle! Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz, şüphesiz ki Sen, çok esirgeyicisin, çok merhametlisin."

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı dört başlık halinde sunacağız:

 

1- Ashabdan Sonra Gelenlerin Kendilerinden öncekilerine Karşı Tutumları:

2- Ashabı Sevmenin Gereği:

3- Taşınır ve Taşınmaz Ganimet Mallarında Yapılması Gereken Doğru Uygulama:

4- Müslüman ümmetin Kendisinden Önce Geçmiş Olan Mü'minlere Karşı Tutumu:

 

1- Ashabdan Sonra Gelenlerin Kendilerinden öncekilerine Karşı Tutumları:

 

"Onlardan sonra gelenler" buyruğu ile kastedilenler, tabiin ve kıyamet gününe kadar İslam'a girecek olanlardır.

 

İbn Ebi Leyla dedi ki: İnsanlar üç ayrı mertebededir: Muhacirler, Medine'yi yurt edinip imana sahip olanlar ve onlardan sonra gelenler. Sen bu mertebelerden dışarıda kalmamaya gayret göster.

 

Kimi ilim adamı şöyle demiştir: Güneş ol, gücün yetmezse ay ol, gücün yetmezse ışık saçan bir yıldız ol, yine gücün yetmezse küçük bir yıldız ol ve nur cihetinden asla ayrılma! Bunun anlamı şudur: Sen muhaciri ol. şayet buna imkan bulamıyorum dersen, ensari ol. Eğer buna imkanın olmazsa, onların amellerine benzer işler yap! Eğer gücün yetmezse onları sev ve Allah'ın sana emrettiği şekilde onlar için mağfiret dile!

 

Mus'ab b. Sa'd şöyle demiştir: İnsanlar üç konumdadır. Bunların ikisi geçip gitti, geriye birisi kaldı. Sizin erişebileceğiniz en güzel konum, geriye kalan bu konumda yer edinebilmektir.

 

Cafer b. Muhammed b. Ali babasından, o dedesi Ali b. el-Hüseyn (r.a)'dan rivayete göre dedesine bir adam gelerek ona: Ey Resulullah (s.a.v.)'ın kızının oğlu! Osman hakkında ne dersin? diye sormuş. Huseyn (r.a) dedi ki: Ey kardeşim, sen Yüce Allah'ın haklarında: "Fakir muhacirler içindir" dediği kimselerden misin? Adam: Hayır deyince bu sefer, Allah'a yemin ederim eğer sen bu ayetin sözünü ettiği kimselerden değilsen, o halde Allah'ın haklarında: "Onlardan evvel Medine'yi yurt edinip imana sahib olanlar ... " diye buyurduğu kimselerden olmalısın, Adam yine: Hayır deyince, bu sefer şöyle dedi: Allah'a yemin ederim eğer sen üçüncü ayetin sözünü ettiği kimselerden de değilsen andolsunki İslam'ın dışına çıkmış olursun. O da Yüce Allah'ın: "Onlardan sonra gelenler derler ki: Rabbimiz bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi mağfiret eyle ... " ayetidir.

 

Denildiğine göre Muhammed b, Ali b. el-Hüseyn (r.a) babasından şunu rivayet eder: Iraklılardan bir kesim Ali b, el-Hüseyn'e gelerek, Ebu Bekir ve Ömer'e sonra da Osman'a dil uzattılar, çokça sövüp saydılar. Onlara şöyle dedi: Sizler ilk muhacirlerden misiniz? Onlar: Hayır dediler. Bu sefer: Peki daha önceden imana sahib olup Medine'yi yurt edinmiş olan kimselerden misiniz? Yine: Hayır dediler. Bu sefer onlara şöyle dedi: Sizler bu iki fırkadan uzak olduğunuzu, onlardan olmadığınızı belirttiniz. Ben de tanıklık ederim ki sizler Yüce Allah'ın haklarında: "Onlardan sonra gelenler derler ki:

 

Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi mağfiret eyle. Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz, şüphesiz ki Sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin." dediği kimselerden değilsiniz. Haydi kalkınız, Allah size layıkınızı versin ... Bunu en-Nehhas zikretmiştir.

 

2- Ashabı Sevmenin Gereği:

 

Bu ayet-i kerime ashabı sevmenin vücübuna delildir. Çünkü onlardan sonra gelen kimselere onları sevmeye, onları dost bilmeye ve onlar için mağfiret dilemeye devam etmeleri şartı ile fey'den pay ayrılmıştır. Onlara ya da onlardan birisine dil uzatan yahut o kimse hakkında kötü şeyler itikad eden bir kişinin fey'de hiçbir hakkı yoktur. Bu görüş, Malik'ten ve başkasından da rivayet edilmiştir. Malik: Muhammed (s.a.v.)'ın ashabından herhangi bir kimseye buğzeden veya kalbinde onlara karşı bir kin besleyen bir kişinin müslümanların fey'inde herhangi bir hakkı yoktur; dedikten sonra Yüce Allah'ın:

"Onlardan sonra gelenler ... " ayetini okumuştur.

 

3- Taşınır ve Taşınmaz Ganimet Mallarında Yapılması Gereken Doğru Uygulama:

 

Bu ayet-i kerime ilim adamlarının bu hususta ki görüşleri arasından sahih olanın, taşınır ganimet mallarının paylaştırılması, akarın ve arazilerin ise bütün müslümanları kapsayacak şekilde paylaştırılmaksızın bırakılması olduğuna delil teşkil etmektedir. Nitekim Ömer (r.a) da böyle yapmıştır. Şu kadar var ki, veliyyu'l-emr ictihad edip bir uygulamada bulunacak olursa, insanların bu hususta görüş ayrılığı da olursa, o kendi kanaatine uygun uygulamaya bakar. Bu ayet-i kerime de bunu hükme bağlamaktadır. Çünkü Yüce Allah fey'e dair haber verip onun üç kesime ait olduğunu belirtmiştir. Bunlar muhacirler ve ensardır. Bunların da kim oldukları bilinmektedir. Diğerleri:

 

"Onlardan sonra gelenler derler ki: Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi mağfiret eyle" diyen kimselerdir. İşte bu, bütün tabiin ve Kıyamet gününe kadar onlardan sonra gelecekler hakkında umumidir.

 

Sahih hadiste belirtildiği ne göre Peygamber (s.a.v.) kabristana gitmiş ve şöyle demiş:

''Esselamu aleykum ya Daru'l-Kavmu'l-Mu'minin......: Ey müminler topluluğunun diyarı! es-Selamu aleyküm, Şüphesiz bizler de inşaallah size kavuşacağız. Bununla birlikte keşke kardeşlerimizi görsen diye, arzu ederdim," Ey Allah'ın Rasulü biz senin kardeşlerin değil miyiz? deyince, şöyle buyurdu: "Hayır, siz benim ashabımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz daha (dünyaya) gelmemiş olanlardır ve ben Havzın kenarına onlardan önce ulaşmış olacağım.''

 

Böylelikle Peygamber (s.a.v.) onlardan sonra gelecek olan herkesin onların kardeşleri olduğunu beyan etmektedir. Yoksa es-Süddi ve el-Kelbı'nin dedikleri gibi bunlar, bundan sonra hicret eden kimseler değildir. Yine el-Hasen'den: "Onlardan sonra gelenler" buyruğu hicretin sona ermesinden sonra Medine'ye Peygamber (s.a.v.)'ın yanına gitmek maksadı ile yerlerindenayrılanlardır, dediği de rivayet edilmiştir.

 

4- Müslüman ümmetin Kendisinden Önce Geçmiş Olan Mü'minlere Karşı Tutumu:

 

Yüce Allah'ın: "Derler" buyruğu hal konumunda, nasb durumundadır. "Diyenler olarak ... " demektir.

 

"Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi mağfiret eyle" buyruğu ile ilgili iki türlü açıklama sözkonusudur. Birincisine göre onlar bu ümmetten daha önce geçmiş olan Kitap ehlinden iman edenlere mağfiret dilemekle emrolunmuşlardır. Aişe (r.anha) dedi ki: Onlara, o kimselere mağfiret dilemeleri emrolunduğu halde onlar kalkıp onlara dil uzattılar, sövdüler,

 

İkinci açıklamaya göre: Muhacir ve ensara da önden geçenlere mağfiret dilemeleri emri verilmiştir. İbn Abbas dedi ki: Yüce Allah bu hususta fitneye düşeceklerini bildiği halde Muhammed (s.a.v.)'ın ashabına mağfiret istenmesini emir buyurmuştur. Aişe (r.anha) dedi ki: Sizler Muhammed'in ashabına mağfiret dilemekle emrolunduğunuz halde onlara dil uzattınız. Bense Peygamberinizi şöyle buyururken dinlemişimdir: "Bu ümmetin sonradan gelenleri, önceden gelenlerine lanet okumadıkça bu ümmet yok olmayacaktır."

 

İbn Ömer dedi ki: Rasülullah (s.a.v.)'ı şöyle buyururken dinledim: "Ashabıma sövenleri görecek olursanız, siz de Allah sizden ve onlardan en şerlilerinize lanet etsin, deyiniz,"

 

el-Avvam b. Havşeb dedi ki: Ben bu ümmetin ilklerine yetiştim. Onlar, Resulullah (s.a.v.)'ın ashabının güzel yanlarını sözkonusu edin ki, kalpler onlara ısınsın: Aralarındaki anlaşmazlıkları sözkonusu etmeyin, o vakit insanların onlara karşı cüretkarlıklarını artırırsınız, diyorlardı.

 

eş-Şa'bi dedi ki: Yahudilerle hristiyanlar bir hasletleriyle Rafızilerden daha faziletlidirler. Yahudilere sizin dininize mensup olanların en hayırlıları kimlerdir? diye soruldu. Onlar: Musa'nın ashabıdır demişlerdir. Hristiyanlara da: Dininize mensup olanların en hayırlıları kimlerdir? diye sorulduğunda, onlar da; İsa'nın ashabıdır, demişlerdir. Fakat Rafızilere dininizin mensuplarının en kötüleri kimlerdir, diye sorulduğunda, onlar da: Muhammed'in ashabıdır diye cevab vermişlerdir. Halbuki onlara mağfiret dilemeleri emrolunduğu halde onlara sövdüler. O bakımdan kıyamet gününe kadar onlara karşı kılıç çekilmelidir. Onların hiçbir sancakları ayakta durmamalı. Ayakları yerde sağlam basmamalı, sözbirlikleri olmamalıdır. Savaş için bir ateşi yaktıkları her seferinde Allah onların kanlarını dökmek ve delillerini çürütmek suretiyle söndürmüştür. Allah bizi de, sizleri de saptırıcı hevalardan muhafaza buyursun.

 

"Kalplerimizde iman edenlere karşı, hiçbir kin" ve kıskançlık "bırakma! Şüphesiz ki Sen, çok esirgeyicisin, çok merhametlisin."

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Haşr 11

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR