ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

HAŞR

5

مَا قَطَعْتُم مِّن لِّينَةٍ أَوْ تَرَكْتُمُوهَا قَائِمَةً

عَلَى أُصُولِهَا فَبِإِذْنِ اللَّهِ وَلِيُخْزِيَ الْفَاسِقِينَ

 

5. Herhangi bir hurma ağacını kesmeniz yahut onu kökleri üzere dikili bırakmanız, hep Allah'ın izni ile olmuştur ve (bu) fasıkları alçaltması içindir.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı beş başlık halinde sunacağız:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi:

2- Nadiroğulları Gazvesi:

3- Düşman Yurdunu Yıkmak, Yakmak ve Mahsullerini Koparmak ile İlgili İlim Adamlarının Görüşleri:

4- Her Müctehid İsabet Eder mi?

5- Ayet-i Kerime'de Geçen Line (Hurma Ağacı)'nın Mahiyeti ile İlgili Görüşler:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi:

 

"Herhangi bir hurma ağacını kesmeniz" buyruğundaki: ''Herhangi bir ....ini" lafzı; "kesmeniz" anlamındaki fiil ile nasb konumundadır. Kes- . tiğiniz herhangi bir şey, diye buyurulmuş gibidir.

 

Bu buyruğun iniş sebebine gelince; Nadiroğulları Uhud günü Kureyş'in yardımı ile antlaşmayı bozmaları üzerine Peygamber (s.a.v.), Nadiroğullarının el-Buveyre diye bilinen hisarlarının önünde konakladı. Onların hurma ağaçlarının kesilip yakılmasını emretti,

 

Kesilen hurma ağaçlarının sayısı hususunda farklı rivayetler gelmiştir. Katade ve ed-Dahhak altı hurma ağacını kesip yaktıklarını söylemişlerdir. Muhammed b, İshak da: Bir tek hurma ağacını kestiler ve bir tek hurma ağacını yaktılar, demiştir. Bu da Rasülullah (s.a.v.)'in uygulamaya itiraz etmemesi (ikran) ya da emri ile olmuştur.

 

Bunun sebebi ya bu yolla onları zayıflatmaktı. yahutta bu hurma ağaçlarını kesmek suretiyle yerin genişlemesini sağlamaktı. Bu yahudilere ağır geldi. O bakımdan kitab ehli ve yahudi olan Nadirliler şöyle dedi: Ey Muhammed! Sen ıslahı isteyen bir peygamber olduğunu ileri sürmüyor musun? Peki, hurma ağaçlarını kesip ağaçları yakmak ıslahın bir gereği midir? Allah'ın sana indirdiği buyruklar arasında yeryüzünde fesad çıkarmanın mübah olduğunu mu görüyorsun yoksa?

 

Bu Peygamber (s.a.v.)'e ağır geldi, mü'minler de İçten içe bundan rahatsız oldular. Hatta aralarında anlaşmazlıklar çıktı. Kimileri Allah'ın bize ganimet olarak verdiği şeylerden kesmeyiniz derken, kimileri de: Onları bu yolla daha da öfkelendirelim diye kesiniz, dedi.

Bunun üzerine ayet-i kerime, ağacın kesilmesini yasaklayanları doğruIamak ve kesenlerin de günah kazanmadıklarını belirtmek üzere indi ve böylece ağacın kesilmesinin de, kesilmemesinin de Allah'ın izni ile olduğunu haber verdi.

 

Şairleri, yahudi Semmak, bu hususta şunları söylemektedir: "Bizler o çok hikmetli Kitabı miras alanlar değil miyiz? Musa döneminde; ve biz sapmadık.

 

Sizlerse cılız koyunların çobanlarısınız, Tihame ve el-Ahyef çöllerirıde. Çobanlığı kendiniz için şeref kabul edersiniz. Her şeyinizi bitirip tüketen bütün zamanlarınızda. Ey hazır bulunanlar; vazgeçiniz, Zulümden ve utanç verici hareketlerden. Belki geçen günler ve zamanlar, İnsaf ve adalet sahibi tarafından (aleyhinize) çevirilirler. Nadiroğullarını öldürüp onları sürdüğünüz için Ve henüz meyveleri toplanmamış hurma ağaçlarını kestiğinizden"

 

Hassan b. Sabit te ona şöylece cevab verdi: "Kureyş'e yardımcı olan bir topluluk, sordu birbirini Kendi şehirlerinde onların yardımcıları yoktu halbuki. Onlar kendilerine verilen Kitabın kıymetini bilmeyenlerdir, Tevrat'a karşı kör olan, helak olmuş bir kavimdir.

 

Kur'an'ı inkar ettiniz ve yüz çevirdiniz, O uyarıcının söylediklerini tasdik etmekten. Lüeyoğullarının efendileri için, el-Buveyre'de yayılıp giden bir yangının önemi olmaz."

 

Ebu Süfyan b. el-Haris b. Abdu'l-Muttalib de ona (yahudi Semmak'a) şu cevabı vermişti: "Allah böyle bir işi devamlı kılsın Ve onun dört bir yanında yanan alevi sürdürsün. Bizden hangilerinin bundan uzak olduğunu göreceksin Ve hangimizin topraklarının nereye ulaşacağını bileceksin. Eğer oradaki hurma ağaçları suvari olsaydı Elbette: Burada siz kalamazsınız haydi yola koyulunuz, diyeceklerdi."

 

2- Nadiroğulları Gazvesi:

 

Peygamber (s.a.v.)'ın onların üzerine gitmek üzere Medine'den çıkması hicri 4. yılın başında Rebiu'l-evvel ayında oldu. Nadiroğulları ona karşı kendilerini korumak üzere kalelerine çekildiler. Peygamber de hurma ağaçlarının kesilip yakılmasını emretti. içkinin haram olduğunu bildiren hüküm de o zaman indi.

 

Abdullah b. Ubeyy b. Selul ve onunla beraber olan münafıklar Nadiroğullarına: "Biz sizinle beraberiz. Eğer sizlerle savaşılacak olursa, biz de sizin yanınızda savaşırız. Şayet çıkartılacak olursanız, biz de sizinle birlikte çıkar, gideriz" diye gizlice haber gönderdiler. Nadiroğulları da buna aldandılar. Fakat iş ciddiye binince onlara yardım etmediler, onları kendi hallerine bıraktılar. Onlar da teslim olmak zorunda kaldılar. Rasülullah (s.a.v.)'dan da kanlarını dökmeyerek kendilerini sürgüne göndermelerini istediler. Silah dışında, develerinin taşıyabilecekleri kadar yük götürmelerine izin vermesini dilediler. Bu şekilde yükleriyle birlikte Hayber'e gittiler. Kimileri de Şam'a gitti. Aralarından Hayber'e gidenler arasında Huyey b. Ahtab, Sellam b. Ebi'l-Hukayk ve Kinane b. er-Rabı gibi ileri gelenleri de vardı. Hayberliler onlara itaat etti, boyun eğdi.

 

3- Düşman Yurdunu Yıkmak, Yakmak ve Mahsullerini Koparmak ile İlgili İlim Adamlarının Görüşleri:

 

Müslim'in Sahih'inde ve başka eserlerde ibn Ömer'den sabit olan rivayete göre Rasülullah (s.a.v.) Nadiroğullarının hurma ağaçlarını kesmiş ve yakmıştı. Bununla ilgili olarak Hassan şöyle demiştir: "LueyoğuIlarının efendilerine basit gelmiştir el-Buveyre'de yayılıp giden bir yangın."

Yüce Allah'ın: "Herhangi bir hurma ağacını kesmeniz ... " buyruğu da buna dair nazil olmuştur.

 

İlim adamları düşman yurdunun tahrib edilmesi, yakılması ve meyvelerinin kesilmesi hususunda iki görüş ortaya koymuşlardır.

 

Birinci görüşe göre; bu caizdir. Bunu (Malik) el-Müdevvene'de belirtmiştir.

ikinci görüşe göre; eğer müslümanlar bunların kendilerinin olacağını bilirlerse, bunu yapmazlar, Eğer ümit keserlerse yaparlar. Bu görüşü de Malik, el- Vadiha'da belirtmiştir, Şafii mezhebine mensub ilim adamları da bu kanaattedirler ve buna göre (başka görüşleri) tartışırlar.

 

İbnu'l-Arabidedi ki: Sahih olan birinci görüştür. Çünkü Resulullah (s.a.v.), Nadiroğullarına ait hurma ağaçlarının sonunda kendisinin olacağını bilmişti. Bununla birlikte o, böylesi onlara bir ibret teşkil etsin, onların maneviyatlarını kırarak oradan çıkmalarını sağlasın, diye birtakım ağaçları yakmış, bir kısmını da kestirmiştir. Geri kalan bölümünün sağlam kalması maksadıyla malın bir bölümünü telef etmek, şer'an caiz olan bir maslahattır, aklen de böyle bir maslahat maksat olarak gözetilebilir.

 

4- Her Müctehid İsabet Eder mi?

 

el-Maverdi dedi ki: Bu ayet-i kerimede her müctehidin isabet ettiğine dair bir delil vardır. el-Kiya et- Taberi de bu görüşü ifade ederek şöyle demiştir: Her ne kadar Peygamber (s.a.v.) aralarında bulunmakla birlikte böyle bir hadisede ictihadda bulunmak uzak bir ihtimal ise de (bu böyledir.) Çünkü şüphesiz ki Resulullah (s.a.v.) bu olayı görmüş ve sesini çıkarmamıştır. Onlar da bu işin hükmünü sadece Rasulullah (s.a.v.)'ın takririnden öğrenmiş olmaktadırlar. (Böylelikle bu uygulamalarının ictihad ile yapılmış olma ihtimali uzak görülmektedir. )

 

İbnu'l-Arabi dedi ki: Bu (hükmü çıkarmak) doğru değildir. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) onlarla birlikte idi. Resulullah (s.a.v.)'ın huzurunda ictihad olamaz. Aksine bu olay Resulullah (s.a.v.)'ın üzerine hakkında hüküm inmedik bir hususta ictihad ettiğine delil teşkil eder, Bu ictihadının dayanağı ise genel olarak kafirlere eziyet etmek ve mallarını telef etmek ve yok etmeyi gerektiren herbir hususa izin verilmiş olduğunun kapsamına girdiğidir. Bu da Yüce Allah'ın: "Ve (bu) fasıkları alçaltması içindir" buyruğu ile ifade edilmektedir.

 

5- Ayet-i Kerime'de Geçen Line (Hurma Ağacı)'nın Mahiyeti ile İlgili Görüşler:

 

Burada sözü edilen Llne'nin mahiyeti hakkında on farklı görüş vardır. 1- el-Acve türü hurma veren ağaç dışındaki bütün hurma ağaçlarıdır. Bu açıklamayı ez-Zühri, Malik, Said b. Cübeyr, İkrime ve el-Halil yapmıştır.

 

2. İbn Abbas, Mücahid ve el-Hasen'den gelen rivayete göre; bütün hurma ağaçlarına bu isim verilir, demişler ve acve olsun, başka tür hurma olsun istisna etmemişlerdir,

 

3. Yine İbn Abbas'tan gelen rivayete göre bu, bir çeşit hurma ağacıdır.

4. es-Sevri'den gelen rivayete göre hurma ağaçlarının en kıymetlileridir.

5. Ebu Ubeyde'nin görüşüne göre acve ve berni diye bilinen hurma türleri dışındaki bütün hurma türleridir.

 

6. Cafer b. Muhammed dedi ki: Bu özel olarak acve hurmasının (ağacının) adıdır. Onun naklettiğine göre atık ve acve Nuh (a.s) ile birlikte gemide bulunan ağaçlardandır. Atik erkeğinin adıdır, acve ise bütün dişi türlerin esasıdır. Bundan dolayı bu ağacın kesilmesi yahudilere ağır gelmişti. Bu görüşü de el-Maverdi nakletmiştir.

 

7. Llne'nin, mahsulüne el-levn adı verilen bir çeşit hurma ağacı olduğu da söylenmiştir. Bu ağacın verdiği hurma, hurmaların en iyisidir. Oldukça sarı olup, dışardan çekirdeği görülür ve o kadar yumuşaktır ki; çiğnenebilecek haldedir. Bu tür ağaçların bir tanesi bile onlar için iyi bir hizmetçiden (köleden ya da cariyeden) daha değerlidir.

 

8. Bunun yere yakın (kısa boylu) hurma ağacı olduğu da söylenmiştir. elAhfeş şu beyiti zikretmektedir: "Kumru bir Line ağacının üzerinden sevenlerin ayrılığını söyleyerek Şarkı söylediğinde; beni de ağlattı."

 

Llne'nin hurma fidanı olduğu da söylenmiştir. Çünkü fidan ağaçtan daha yumuşaktır. (Line yumuşak demek olan leyyin'den gelir.) şairin şu beyitinde de bu anlamda kullanılmıştır: "Fidanlarını bir pınarın aktığı yere diktiler Sonra da hurma ağaçlarının etrafını koruluklarla sardılar."

 

9. Bir diğer görüşe göre Line canlılıkları sebebiyle yumuşak olduklarından ötürü bütün ağaçlara verilen isimdir. şair Zü'r-Rimme de şöyle demiştir: "Kanatlarının üst üste binmiş terekleri bir line (ağacın) üzerinde Geceden kalma ıslaklığı tüylerinde parıldıyor.

 

10- ed-Dakal denilen hurma ağacının adıdır. Bu açıklamayı da el-Esmai yapmıştır. O şöyle der: Medineliler de: Elvan bulunmadıkça sofralar açılmaz, derler. Elvan'dan kastettikleri ise dekal hurmasıdır.

 

İbnu'l-Arabı dedi ki: Doğrusu ise ez-Zühri ve Malik'in söylediğidir. Bunun da iki sebebi vardır:

1- Onlar evvela kendi şehirlerini ve şehirlerinde bulunan ağaçları başkalarından daha iyi bilirler.

2- Kelimenin türediği kökü, bu görüşü desteklemektedir. Dilbilginleri de bunun doğru olduğunu belirtmektedirler. Çünkü "line" lafzı "lune" veznindedir. Arapların kabul ettikleri esas ilkelere göre kelime illerli olduğundan dolayı "line" haline gelmiştir. Bunun aslı "l(ın" şeklindedir. He (sondaki te) gelince, başı "ilk lam"ı kesreli gelmiştir. Nitekim "berku's-sadr"ı be harfini fethalı olarak söylerken sonuna "he" getirildiği için, "be" harfi kesreli olarak "birke" denilmesi de böyledir.

 

"Line"nin aslının "livne" olduğu ve kendisinden önceki harf kesreli olduğundan dolayı "vav"ın "ye"ye kalbedildiği de söylenmiştir. Line'nin çoğulu (...) diye gelir, çoğulunun;

 

(...) diye geldiği de söylenmiştir. İmruu'I-Kays atın ın boynunu anlatırken şöyle demektedir: "Alevle tutuşup yanan, Çıplak hurma ağacı gibi bir boyun."

 

el-Ahfeş dedi ki: "Line" ismi "lin"den değil de "levn"den türetilerek verilmiştir. el-Mehdevı dedi ki: Bu kelimenin türediği kök hususunda farklı görüşler vardır. Bunun "levn"den geldiği ve aslının da "line" olduğu söylenmiştir. Aslının: "Yumuşadı, yumuşar" fiilinden geldiği de söylenmiştir.

 

Abdullah: "Herhangi bir hurma ağacını kesmeniz yahut onu kökleri üzere ayakta dikilir bırakmanız ... " yani kökleri üzerinde dimdik ayakta terketmeniz ... diye okumuştur. el-A'meş ise:

 

"Herhangi bir hurma ağacını kesmeniz yahut onu kökleri üzere dikili bırakmanız ... " diye okumuştur ki; kesmeksizin bırakmanız, demektir.

 

Bu buyruk: "Kökleri üzere ayakta dikili oldukları halde ... " şeklinde de okunmuş olup bu da iki türlü açıklanabilir. Buradaki "kökler" anlamındaki kelime; (...)'in çoğuludur, (...)'in çoğulunun (...) diye gelmesi gibi, ikincisine göre burada "vav"ın yerine ötre ile yetinilmiştir. Buyruk ayrıca: ''Kökleri üzerinde dikilmiş olarak" diye (dikilmiş anlamindaki lafız tekil olarak) diye ve: ''Herhangi bir" lafzı gözönünde bulundurularak tekil okunmuştur.

 

"Hep Allah'ın izni" emri "ile olmuştur ve (bu) fasıkları alçaltması içindir." Yani kendisini, peygamberini ve kitaplarını inkar eden yahudileri zelil etmesi içindir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Haşr 6-7

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR