ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

HADİD

25

/

26

لَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا بِالْبَيِّنَاتِ وَأَنزَلْنَا مَعَهُمُ الْكِتَابَ وَالْمِيزَانَ لِيَقُومَ النَّاسُ بِالْقِسْطِ وَأَنزَلْنَا الْحَدِيدَ فِيهِ بَأْسٌ شَدِيدٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَلِيَعْلَمَ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ وَرُسُلَهُ بِالْغَيْبِ إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ {25} وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحاً وَإِبْرَاهِيمَ وَجَعَلْنَا فِي ذُرِّيَّتِهِمَا النُّبُوَّةَ وَالْكِتَابَ فَمِنْهُم مُّهْتَدٍ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ {26}

 

25. Andolsun ki Biz peygamberlerimizi apaçık delillerle gönderdik.

Onlarla birlikte insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye Kitabı ve Mizanı indirdik. Ayrıca kendisinde hem çetin bir güç, hem de insanlar için faydalar bulunan demiri de indirdik ki, Allah kendisine ve peygamberlerine gaybda kimin yardım edeceğini ortaya çıkarsın. Muhakkak Allah güçlüdür, hükmüne karşı konulamayandır.

26. Andolsun ki Nuh'u ve İbrahim'i gönderdik. Peygamberliği ve kitabı soylarından gelenlere verdik. Onlar arasından kimisi hidayet bulmuştu; ama onlardan çoğu ise fasıklardı.

 

"Andolsun ki Biz peygamberlerimizi apaçık delillerle" açık seçik mucizelerle, açık seçik şeriatlerle "gönderdik."

 

İbadette Yüce Allah'a ihlası, namazı dosdoğru kılmayı ve zekatı vermeyi emretmekle, diye de açıklanmıştır. Nuh'tan itibaren Muhammed (s.a.v.)'e kadar bütün rasüller bu daveti yapmışlardır.

 

"Onlarla birlikte insanlar" karşılıklı ilişkilerinde "adaleti ayakta tutsunlar diye kitabı" yani onlara kendilerinden Önce olanların haberlerini vahyettiğimiz kitabIarın tümünü "ve Mizanı" İbn Zeyd'in açıklamasına göre kendisi ile tartıların yapılıp karşılıklı ilişkilerde bulunulan aracı "indirdik."

 

Yüce Allah'ın; "adaleti ayakta tutsunlar diye" buyruğu Yüce Allah'ın bilinen Mizanı (teraziyi) kastettiğine delil teşkil etmektedir. Bir takım kimseler de bununla adaleti murad etmiştir, demişlerdir. el-Kuşeyri dedi ki: Eğer bizler mizanı bilinen terazi diye yorumlayacak olursak, o vakit anlam: Kitabı indirdik, mizanı da koyduk demek olup, bu da şairin: "Ben ona yem olarak saman ve soğuk su verdim." sözü kabilindendir. Buna da Yüce Allah'ın: "Göğe gelince onu da yükseltti ve mizanı koydu." (er-Rahman, 7) buyruğu delil teşkil etmektedir. Bundan sonra da: "Tartıda haksızlık etmeyin, tartıyı adaletle dosdoğru yapın." (er-Rahman, 9) diye buyurmaktadır ki; buna dair açıklamalar (belirtilen ayetlerin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

 

"Ayrıca kendisinde hem çetin bir güç ... bulunan demiri de indirdik." buyruğu ile ilgili olarak Ömer (r.a), Resulullah (s.a.v.)'den şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Şüphesiz Allah semadan yeryüzüne dört bereket indirmiştir: Demir, ateş, su ve tuz.''

 

 

İkrime de İbn Abbas'tan şöyle dediğini rivayet etmektedir: üç şey Adem (a.s) ile birlikte indi: Hacer-i esved, bu kardan daha beyaz idi. Musa'nın asası, bu da cennetin abanoz ağacındandı. Boyu Musa'nın boyu kadar on zira idi. Bir de demir ile birlikte indirilen üç şey: Örs, kelpeten ve çekiç. Bunu el-Maverdi zikretmiştir.

 

es-Salebi dedi ki: İbn Abbas dedi ki: Adem cennetten indiğinde beraberinde demirden yapılmış, demirci aletlerinden beş şey de vardı: Örs, kelpeten, bileyi (mikaa), çekiç ve iğne, Bunu el-Kuşeyri nakledip, şöyle demiştir:

 

"Mikaa" kendisi ile keskinleştirilen şey demektir. "Demiri keskinleştirdim, keskinleştiriyorum" denilir.

 

es-Sıhah'ta da şöyle denilmektedir: "Mikaa" doğan kuşunun alıştığı ve konduğu yerdir. Ayrıca Kassar'ın çamaşırı üzerinde döğdüğü tahta, çekiç ve uzunca masatdır.

 

Rivayete göre demir salı günü indirilmiştir. "Kendisinde hem çetin bir güç ... bulunan" kanları akıtmak için ... demektir. Bundan dolayı salı günü kan aldırmak ve hacamat yasaklanmıştır. Çünkü o gün, kanın aktığı bir gündür. Rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.): "Salı gününde kendisinde kanın kesilmediği bir an vardır" diye buyurmuştur. 

 

Bir diğer açıklamaya göre: "Demiri indirdik" onu yarattık, var ettik demektir. Yüce Allah'ın: "Sizin için davarlardan sekiz çift indirdik." (ez-Zümer, 6) buyruğuna benzemektedir. Bu güzel bir açıklamadır. Bu durumda demir yerden var olan bir şeyolur, semadan indirilmiş bir şeyolmaz.

 

Meani alimleri şöyle demişlerdir: Yani o demiri madenlerden çıkartıp vahyi ile onun nasıl işleneceğini onlara öğretmiştir.

 

"Kendisinde çetin bir güç" bulunması da silah, savaş araçları ve kalkan anlamındadır. Bir diğer açıklamaya göre de bu demirde öldürülmek endişesinden ötürü çetin ve pek ileri derecede bir korku vardır, demektir.

 

"Hem de insanlar için faydalar bulunan" buyruğu hakkında Mücahid dedi ki: Kalkanı kastediyor. Bir diğer görüşe göre, insanlar, bıçak, balta, iğne ve buna benzer birtakım demirden aletler ile faydalandıklarını kastetmektedir.

 

"Ki Allah kendisine ve peygamberlerine gaybda kimin yardım edeceğini ortaya çıkarsın. " Yani Yüce Allah kendisine kimin yardım edeceğini ortaya çıkarmak için demiri indirmiştir.

Bu buyruğun daha önce geçen Yüce Allah'ın: "İnsanlar adaleti ayakta tutsunlar diye" buyruğuna atfedildiği de söylenmiştir. Yani Biz rasüllerimizi gönderdik, onlarla birlikte Kitabı ve bu eşyayı indirdik ki, insanlar hak ve adalet ile birbirleriyle ilişkiye geçsinler ve "Allah kendisine ... kimin yardım edeceğini ortaya çıkarsın" Yani Allah, dinine kimin yardım edeceğini ve "peygamberlerine gaybda kimin yardım edeceğini ortaya çıkarsın." İbn Abbas dedi ki: Peygamberlerine yardım etmek, onlara yardımcı olup, onları yalanlamamak; "gaybda" yani onları görmeseler dahi onlara iman etmeleri demektir.

 

"Muhakkak Allah" yakalayışında "güçlüdür, hükmüne karşı konulamayandır." Yani O karşı konulamayan ve galib gelendir. Bu açıklamalar daha önceden geçmiş bulunmaktadır.

 

"Gaybda" buyruğu ihlas ile diye de açıklanmıştır.

 

"Andolsun ki Nuh'u ve İbrahim'i gönderdik." buyruğu ile Yüce Allah daha Önce genel ifade ile kitaplarla rasulleri gönderdiğini belirttikten sonra, tafsilatını sözkonusu ederek Nuh ve İbrahim'i peygamber olarak gönderdiğini ve onların soyundan gelecekler arasındanda peygamberler gönderdiğini haber vermektedir:

 

"Peygamberliği ve kitabı soylarından gelenlere verdik." Yani Biz onların zürriyetlerinin bir kısmını peygamber kıldık. BazıLırını da semadan indirilmiş kitaplar olan Tevrat, İnciL, Zebur ve Furkan'ı okuyan ümmetler haline getirdik.

 

İbn Abbas dedi ki: "Kitab" kalemle yazı yazmak demektir.

 

"Onlar arasından" yani İbrahim ve Nuh'a uyup arkalarından gidenlerden "kimisi hidayet bulmuştur."

 

"Onlar arasından kimisi hidayet bulmuştur" buyruğu. onların soylarından gelenlerden hidayet bulanlar vardır diye de açıklanmıştır.

 

"Ama onlardan çoğu ise fasıklardı." İtaatin sınırının dışına çıkmış kafirlerdi,

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Hadid 27

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR