ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

VAKIA

57

/

62

نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ {57} أَفَرَأَيْتُم مَّا تُمْنُونَ {58} أَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ {59} نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ {60} عَلَى أَن نُّبَدِّلَ أَمْثَالَكُمْ وَنُنشِئَكُمْ فِي مَا لَا تَعْلَمُونَ {61} وَلَقَدْ  عَلِمْتُمُ النَّشْأَةَ الْأُولَى فَلَوْلَا تَذكَّرُونَ {62}

 

57. Sizı Biz yarattık. O halde tasdik etmeniz gerekmez mi?

58. Dökmekte olduğunuz meniden Bana haber verin.

59. Onu siz mi yaratıyorsunuz? Yoksa yaratanlar Bizler miyiz?

60. Aranızda ölümü Biz takdir ettik ve kimse engel olamaz Bize;

61. Yerinize benzerlerinizi getirip değiştirmek ve sizi bilemediğiniz bir şekilde yeniden yaratmak hususunda.

62. Andolsun ki, ilk yaratılışı bildiniz. ibretle düşünmeniz gerekmez mi?

 

"Sizi Biz yarattık. O halde tasdik etmeniz gerekmez mi?" Yani ölümden sonra dirilişi niye tasdik etmiyorsunuz? Çünkü tekrar yaratmak tıpkı ilkin yaratmak gibidir.

 

Anlamın şöyle olduğu da söylenmiştir: Rızkınızı yaratan Bizleriz. İman etmeseniz dahi bunun sizin yiyeceğiniz olduğunu doğrulamalı değil misiniz?

 

Kadınların rahimlerine "dökmekte olduğunuz meniden Bana haber verin. Onu siz mi yaratıyorsunuz." Ondan insanı şekillendiren, yaratan sizler misiniz? "Yoksa yaratanlar" belirli bir ölçü ve miktar ile takdir edenler ve suret verenler "Bizler miyiz?" Bu da birinci ayette belirtilenler için onlara karşı bir delil getirme ve bir açıklamadır. Yani sizler onu yaratanların Bizler olduğunu kabul ve itiraf ettiğinize göre, öldükten sonra dirilişi de kabul ve itiraf ediniz.

 

Ebu's-Semmal, Muhammed b. es-Semeyka' ve Eşheb el-Ukayli, "dökmekte olduğunuz meni" -anlamındaki buyruğun "te" harfini ötreli değil de; (...) şeklinde üstün olarak okumuşlardır. Bunlar da iki ayrı söyleyiştir. "Menisini döktü" ile (...): mezisi geldi" denilir. Muzari şekilleri de -sırasıyla-: (...) diye gelir.

 

el-Maverdi dedi ki: Kanaatimce bu iki kullanım şeklinin anlamı, farklı olabilir. Bu durumda: (...) şekli cima sonucu meni gelmesini, (...) ise ihtilam esnasında meninin gelmesini ifade ediyor olabilir.

 

Meni'ye bu ismin veriliş sebebi ile ilgili iki açıklama yapılmıştır. Birincisine göre akıtılması anlamına gelen "imna"sından dolayı, ikincisine göre ise takdir edilmesi dolayısıyla bu isim verilmiştir. Ağırlık ölçüsü olarak kullanılan "el-mena" da buradan gelmektedir. Çünkü o belli ağırlığın miktarını ifade eder. "Meni" de aynı şekilde hilkatin şekillenmesi için doğru ve yeterli bir miktardır.

 

"Aranızda ölümü Biz takdir ettik." Bu da bir delillendirmedir. Yani öldürmeye kadir olan yaratmaya da kadirdir. Yaratmaya kadir olan öldükten sonra diriltmeye de kadirdir.

 

Mücahid, Humeyd, İbn Muhaysın ve İbn Kesir - "takdir ettik" anlamındaki buyruğu- "dal" harfini şeddesiz olarak (...) diye okumuşlar, diğerleri ise şeddesiz okumuşlardır.

ed-Dahhak: (Ölümü takdir ile): Semadakiler ile yeryüzündekiler arasında eşitlik kıldık demektir, diye açıklamıştır. Hükmettik diye açıklandığı gibi, yazıp takdir ettik diye de açıklanmıştır. Anlamlar birbirine yakındır. Aziz ve celil olan Allah'tan başka hiçbir kimse baki değildir.

 

"Ve kimse engel olamaz bize; Yerinize benzerlerinizi getirip değiştirmek ... hususunda" Yani Biz sizin benzerlerinizi yerine getirip değiştirmeyi isteyecek olursak, kimse Bizim önümüze geçemez, kimse Bizi yenik düşüremez.

 

"Kimse engel olamaz Bize" buyruğu kimse Bizi yenik düşüremez, anlamındadır.

et-Taberi dedi ki: Yani siz öldükten sonra sizin cinsinizden, sizin benzerlerinizi değiştirmek suretiyle aranızda ölümü takdir edilenler Bizleriz. Ecellerimiz hususunda da kimse Bizim önümüze geçemez. Ölümü sonra takdir edilmiş olan erken, erken takdir edilmiş olan ise sonraya kalmaz, demektir.

 

"Ve sizi bilmediğiniz bir şekilde yeniden" çeşitli suret ve şekillerde "yaratmak hususunda" da kimse Bize engel olamaz.

 

el-Hasen dedi ki: Sizden önceki birtakım kavimlere yaptığımız gibi, sizi maymun ya da domuzlara dönüştürmemizi kimse engelleyemez. Anlamın şöyle olduğu da söylenmiştir: Öldükten sonra dirilteceğimiz vakit sizleri dünyadaki suretlerinizden başka şekilde yaratmamızı engelleyemez. Böylelikle mümin yüz aklığıyla güzelleşecek, kafir de yüzünün karalığıyla çirkinleşecektir.

 

Said b. Cübeyr dedi ki: Yüce Allah'ın: "Bilemediğiniz bir şekilde" buyruğu şu demektir: Berahut'ta kırlangıçları andıran siyah kuşların kursaklarında olacaklar. Berahut ise Yemen'deki bir vadi adıdır.

 

Mücahid dedi ki: "Bilemediğiniz bir şekilde" buyruğu ne şekilde istersek öyle yaratırız demektir. Anlamın Biz bilmediğiniz bir alemde ve bilmediğiniz bir yerde sizi yeniden yaratacağız demek olduğu da söylenmiştir.

 

"Andolsun ki ilk yaratılışı bildiniz." Yani siz önceleri bir varlık olarak ortada yokken nutfeden, sonra alakaden, sonra bir çiğnemlik etten yaratıldınız. Bu açıklama Mücahid ve başkalarından rivayet edilmiştir. Katade ve edDahhak: Adem (a.s)'ın yaratılışını kastetmektedir, demişlerdir.

 

"İbretle düşünmeniz gerekmez mi?" Niçin ibretle düşünmüyorsunuz, demektir.

 

Haberde şöyle denilmiştir: İlk yaratışı kendisi görmekte iken sonraki yaratışı yalanlayan kimseye hayret ki ne hayret!. Sonraki yaratışı tasdik etmekle birlikte, ebedi kalınacak yurt için çalışmayan kimseye de hayret doğrusu.

 

"Yaratış" lafzı genel olarak kasr ile okunmuştur. Mücahid, el-Hasen, İbn Kesir ve Ebu Amr ise med ile: (...) diye okumuşlardır. Buna dair açıklamalar daha önce el-Ankebut Süresi'nde (20. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Vakıa 63-67

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR