ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

RAHMAN

56

/

57

 

فِيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ {56}

 فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ {57}

 

56. Onlarda bunlardan evvel ne bir insanın, ne bir cinnin asla dokunmadığı, gözlerini yalnız eşlerine dikmişler vardır.

57. O halde; Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız:

 

1- Gözlerini Eşlerine Dikmiş Olanlar:

2- Bu Eşlere El Değmemiştir:

3- Cinsel Açıdan Cinlerin Durumu:

 

1- Gözlerini Eşlerine Dikmiş Olanlar:

 

"Onlarda" sözü geçen iki cennette diye açıklanmıştır. " ... Gözlerini yalnız eşlerine dikmiş (huri)ler vardır."

 

ez-Zeccac dedi ki: Yüce Allah'ın burada: "Onlarda" diye buyurup; (tesniye kipi olarak): "O ikisinde" diye buyurmamış olmasının sebebi, hem iki cenneti, hem de o iki cennetin sahiplerine hazırlamış olduğu nimetleri kastetmiş olduğundan dolayıdır.

 

Bir diğer açıklamaya göre bu zamir, astarları kalın ipekten olan döşeklere aittir. Yani bu döşeklerde: "Gözlerini yalnız eşlerine dikmiş (huri)ler vardır" demektir. Maksat gözlerini sadece eşlerine dikmiş, yalnız onlara bakan, onlardan başkalarını görmeyen hanımlar demektir. Daha önce Saffat Suresi'nde (48-49. ayetlerin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır. Burada: "Göz" lafzının çoğula izafe edilmekle birlikte tekil gelmiş olması, mastar anlamında oluşundan dolayıdır. Bu gözünü kırptı, kırpar, kırpmak kökünden gelmektedir. Daha sonra göze bu isim verilmiş olup, böylelikle bu mastar hem tekil, hem de çoğul ifadenin yerini tutmaktadır. Arapların: "Adaletli ve oruç tutan bir topluluk" derken bunu mastarla ifade etmeleri gibi.

 

2- Bu Eşlere El Değmemiştir:

 

"Asla dokunmadığı" buyruğu, bu hurilerle kocalarından önce hiçbir kimse cima etmemiştir, demektir. el-Ferra dedi ki: "Bekareti bozmak" demektir. Bu da cima yapıp kanatmak demektir. (...) denilir. Bu kökten olmak üzere ay hali olan kadına (...) denilmiştir. el-Ferra'dan başkaları ise bu hususta ondan farklı olarak şöyle demektedir: "Herhangi bir şekilde onunla cima etti" demektir. Şu kadar var ki el-Ferra'nın açıklaması daha çok bilinen ve yaygın bir açıklamadır.

 

el-Kisai "mim" harfini ötreli olarak; "Asla onlara dokunmamıştır" diye okumuştur.

"Kadın ay hali oldu, olur" demektir. Kesreyle; (...) de bir söyleyiştir, ism-i faili (...) diye gelir. el-Ferezdak da şöyle demiştir: "Bana düştüler, benden önce onlara dokunulmamış Ve onlar deve kuşu yumurtasından daha da güzeldirler."

 

"Dokunmadığı" el değmediği anlamındadır, diye de açıklanmıştır.

Ebu Amr dedi ki: "Dokunmak, el değmek" demektir. Bu da kendisine el değdirilen her şey hakkında kullanılır. Mesela otlak için: "Bu otlağa bizden önce hiçbir kimse değmemiştir" denilir. Aynı şekilde: "Bu dişi deveye hiçbir ip (yular) değme miştir" denilir.

 

el-Müberred de şöyle demiştir: Buyruğun anlamı şudur: Onlardan önce ne bir insan, ne de bir cin onları emri altına almamıştır. Çünkü: "Emri altına almak" demektir.

"Cin" anlamındaki lafzı el-Hasen hemzeli olarak; (...) diye okumuştur.

 

3- Cinsel Açıdan Cinlerin Durumu:

 

Bu ayet-i kerimede cinlerin de insanlar gibi ilişki kurduklarına, cennete gireceklerine ve cinlere cennette cinden hanımların verileceğine delil vardır.

 

Damra dedi ki: Müminlere kendi türlerinden huru'l-İynden eşler olacaktır. Buna göre insan türünden olan kadınlar insanlara, cin türünden olan kadınlar da cinleredir.

 

Şöyle de açıklanmıştır: Yüce Allah'ın cennette mümin olan cinlere vereceği cinlerden olan huru'l-İynlerin hiçbirisine hiçbir cinin eli değmediği gibi, cennette mümin insanlara Allah'ın bağışladığı insan türünden huru'l-İyne de hiçbir insanın eli değmemiştir. Çünkü cinler hiçbir zaman dünyada Ademoğullarından olan kızlarla ilişki kuramazlar. Bunu el-Kuşeyrı zikretmiştir.

 

Derim ki: Daha önce en-NemI Süresi (44. ayet) ile İsra Süresi'nde (64. ayet, 4. başlıkta) bu hususa dair açıklamalar geçmiş ve cinlerin Ademoğulları, kızları ile ilişki kurmalarının mümkün olduğu belirtilmiş idi. Mücahid de şöyle demiştir: Erkek cima esnasında eğer besmele çekmeyecek olursa, cin onun organı üzerine katlanır ve onunla birlikte cima eder. İşte Yüce Allah'ın: "Bunlardan evvel ne bir insanın, ne bir cinnin asla dokunmadığı" buyruğu da bunu anlatmaktadır. Şöyle ki; şanı Yüce Allah huru'l-İyni onlardan önce hiçbir insan ve hiçbir cinnin el değmemesi ile nitelendirmiştir. Bununla bizlere Ademoğullarına mensub kadınlara cinlerin el değdirebileceğini öğretmekte, huru'l-iynin ise bu kusurdan uzak ve münezzeh olduklarını belirtmektedir. "Dokunmak, el değmek"; cima etmek demektir. Bunu tamamiyle et-Tirmizi el-Hakim zikretmiştir. Aynı şekilde el-Mehdevi, es-Sa'lebi ve başkaları da bunu zikretmiş bulunmaktadırlar. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Rahman 58-61

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR