RAHMAN 48 / 51 |
ذَوَاتَا
أَفْنَانٍ {48} فَبِأَيِّ
آلَاء
رَبِّكُمَا
تُكَذِّبَانِ
{49} فِيهِمَا
عَيْنَانِ تَجْرِيَانِ
{50} فَبِأَيِّ
آلَاء
رَبِّكُمَا
تُكَذِّبَانِ
{51} |
48.
İkisinin de (gölgelikli) dalları vardır.
49. O
halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
50.
İkisinde de akar iki pınar vardır.
51. O
halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
"İkisinin de
dalları vardır" buyruğu hakkında İbn Abbas ve başkaları şöyle demişlerdir:
Çeşitli meyveleri vardır, demektir. "Dallar" lafzının tekili
(...)'dır. Mücahid dedi ki: Bu kelime "dallar'" anlamında olup,
tekili (...)'dır. Şair en-Nabiğa da şöyle demiştir:
"Musibeti
dolayısıyla ızdırab çeken ve dal üzerinde şarkı söyleyerek, Yabani bir erkek
güvercini çağıran bir dişi güvercinin ağlayışı..."
Bir başka şair de, iki
kuşu nitelendirirken şöyle demektedir: "Sorgun ağacının dallarının ucunda
geçirdiler geceyi, Çeşitli nağmeleri birbirlerine söyleyerek."
Şair burada çeşitli
nağmeler ile çeşitli dilleri kastetmiştir. Bir başka şair de şöyle demektedir:
"Şevkin bir güvercinin sesinden dolayı galeyana gelmedi, O güvercin ki,
dallar üzerinde bir diğer güvercini çağırır; o güvercin ki; yırtıcı iki pençeli
bir doğana rastgelmiş Ve onun iki yavrusu vardır."
"Dal"
kelimesinin çoğulu (...) diye gelir, bundan sonra bir daha: (...) diye çoğulu
yapılır. Şair bir değirmeni anlatırken şöyle demektedir: "Ve onun ağaç
dallarından bir dizgini vardır."
"Dalları bulunan
ağaç" demektir. Gayr-i kıyasi olarak: (...) diye de söylenir. Hadiste de
şöyle denilmiştir: "Cennetlikler tüysüz, sürmeli ve fenenli (top saçlı)
kimselerdir. ''
Buradaki; (...)'in
çoğuludur. Bu da; (...)'in çoğulu olup bir araya toplanmış saç demektir. Bu da
dala benzetilmiştir. Bunu el-Herevı zikretmiştir. "İkisinin de dalları
vardır" buyruğunun, diğerlerine göre genişlikleri ve üstünlükleri vardır,
anlamına geldiği de söylenmiştir. Bu açıklamayı Katade yapmıştır.
Yine Mücahid'den ve
İkrime'den: "Dalların duvarlar üzerindeki gölgesi" demektir dedikleri
rivayet edilmiştir.
"İkisinde de akar
iki pınar vardır." Yani bu cennetlerin herbirisinde akan bir pınar vardır.
İbn Abbas dedi ki: Bu iki pınar Yüce Allah'tan lütuf ve fazladan mükafatı olmak
üzere, cennetliklere suları ile akarlar. Yine İbn Abbas'tan ve el-Hasen'den
şöyle dedikleri zikredilmiştir: Bu pınarlar tatlı su akıtırlar. Bu iki pınardan
birisi Tesnım, diğeri ise Selsebil'dir. Yine İbn Abbas'tan gelen rivayete göre:
Bu iki pınar dünyanın kat kat fazlasıdır. Yataklarındaki küçük çakıllar kırmızı
yakut ve yeşil zebercettir. Toprakları kafur, çamur tortuları, ezfer miskidir.
Kıyıları ise zaferandandır.
Atiyye dedi ki: Bu iki
pınardan birisi kokmayan sudan, diğeri ise içenlere lezzet veren şaraptandır.
Miskten bir dağdan
akarlar, diye de söylenmiştir. Ebu Bekir el-Verrak dedi ki: Bu iki cennette,
dünya hayatında gözleri Yüce Allah korkusundan dolayı yaş akıtan kimseler için
akan iki pınar vardır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN