RAHMAN 26 / 28 |
كُلُّ مَنْ
عَلَيْهَا
فَانٍ {26} وَيَبْقَى وَجْهُ
رَبِّكَ ذُو
الْجَلَالِ
وَالْإِكْرَامِ
{27} فَبِأَيِّ
آلَاء
رَبِّكُمَا
تُكَذِّبَانِ {28} |
26. Onun
üzerindeki her canlı fanidir.
27.
Celal ve ikram sahibi Rabbinin Vechi ise kalıcıdır.
28. O
halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
"Onun üzerindeki
her canlı fanidir" buyruğundaki; "onun üzerindeki" lafzında
geçen zamir yere aittir. Yerden de surenin baş tarafında Yüce Allah'ın:
"Yeregelince, onu da oranınyaratıkları için alçalttı "(10. ayet) diye
söz edilmişti. "O, onun üzerinde bulunanların en şereflisidir"
denilir ve daha önce kendisinden sözedilmemiş olmakla birlikte "onun
üzerinde" ile ifadesi yer kastedilebilir.
İbn Abbas dedi ki: Bu
ayet-i kerime nazil olunca melekler yeryüzünde bulunanlar helak olacaktır
(öleceklerdir), dediler. Bunun üzerine de: "Onun zatından başka herşey helak
olacaktır. "(el-Kasas, 88) buyruğu nazil oldu. Bunun üzerine melekler de
öleceklerine kesinlikle inandılar. Mukatil de böyle demiştir.
Yaratılmışların yok
oluşlarındaki nimet, ölüm ile aralarında eşitliğin sağlanmasında ortaya
çıkmaktadır. Esasen ölümle birlikte bütün ayaklar hizaya gelir (eşitlik
gerçekleşir.)
Bir diğer açıklamaya
göre ölümün nimet olması ölümün, amellerin karşılıklarının ve mükafatın
görüleceği yurda geçişin bir sebebi oluşunda ortaya çıkar.
"Celal ve ikram
sahibi Rabbinin Vechi ise kalıcıdır." Yani Allah baki kalacaktır. Burada
"Vech" O'nun varlığını ve zatını ifade eden bir tabirdir. Şair şöyle
demektedir: "Yarattıkları hakkında ölmeleri hükmünü verdi, Onun dışındaki
herşey fanidir."
İlim adamlarımızdan İbn
Furek, Ebu'l-Meali ve başka muhakkiklerin beğenip tercih ettikleri görüş budur.
İbn Abbas da şöyle demiştir: "Vech" O'nun zatını ifade eden bir
tabirdir. Nitekim Yüce Allah: "Celal ve ikram sahibi Rabbinin Vechi ise
kalıcıdır" diye buyurmaktadır.
Ebu'l-Meali de şöyle
demiştir: "Vech"e gelince, imamlarımızın büyük çoğunluğunun kanaatine
göre onunla kastedilen Yüce Allah'ın varlığıdır. Hocamızın beğenip seçtiği
görüş de budur. Buna delil buyruklardan birisi de Yüce Allah'ın: "Rabbinin
Vechi ise kalıcıdır" buyruğudur. Bütün mahlukatın yok olmaya maruz
kaldıkları belirtilirken, ebediyyen kalıcılıkla vasfedilen ise Yüce yaratıcının
varlığıdır. Bu hususa dair açıklamalar Bakara Suresi'nde Yüce Allah'ın:
"Bundan dolayı nereye dönerseniz, Allah'ın yüzü (vechi) oradadır. "(el-Bakara,
115) buyruğunu açıklarken (4. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır. Ayrıca biz bu
hususa dair açıklamaları yeteri kadarıyla "elEsna ... "adlı
kitabımızda da zikretmiş bulunuyoruz.
el-Kuşeyri dedi ki:
Birtakım kimseler de bu Yüce Allah'ın zatından ayrı, keyfiyeti sözkonusu
olmayan bir sıfatıdır. Bu sıfatı ile Yüce Rabbimizin ikram ve lütuf ile özellik
vermeyi murad ettiği kimselere ikbali ve lütfu hasıl olur. Fakat sahih olan
O'nun Vechinin, varlığı ve zatı demek olduğudur. Mesela, işin vechi budur,
doğru vecih budur, doğrunun kendisi budur, denilir.
Bir diğer açıklamaya
göre de, delilleri ile üstün ve zahir olarak kalması, tıpkı insanın yüzü ile
ortada olmasına benzer. Yüce Allah'a kendisi ile yakınlaşılacak olan cihet
kalır diye de açıklanmıştır.
"Celal" Allah'ın
azameti, kibriyası, övgü sıfatlarına layık olması demektir. "O şey celal
buldu" denilirken, azametli oldu, denilmek istenir. "Onu tazim
ettim" demektir. "Celal" de tazim olunanın, büyük olanın
ismidir.
"İkram sahibi"
buyruğu da, O, kendisine layık olmayan şirkten münezzeh kılınmaya layık olandır
demektir. Nitekim: (...): Ben seni, sana yakışmayan bu husustan uzak
tuttum" demektir. Peygamber ve velilere ikram da buradan gelmektedir. Biz
bu iki isme (celal ve ikram isimlerine) dair sözlük ve mana itibariyle gerekli
açıklamaları yeteri kadarıyla "el-Esna ... " adlı eserimizde
zikretmiş bulunuyoruz. Enes'in rivayet ettiğine göre de Peygamber (s.a.v.)
şöyle buyurmuştur: "Ey celal ve ikram sahibi diye dua ediniz." Bunun
Abdullah b. Mesud'un sözü olduğu da rivayet edilmiştir. Dualarınızda bunu
söylemeye devam ediniz, anlamındadır.
Ebu Ubeyd dedi ki:
(Hadiste geçen ve devam etmek anlamı verilen): "İlzaz" bir şeyi
bırakmamak, ona devam etmek demektir. Israr etmek anlamında olduğu da söylenir.
Said el-Makburı'den
rivayete göre; bir adam ısrar ederek: Allah'ım, ey celal ve ikram sahibi,
Allah'ım ey celal ve ikram sahibi, demeye koyulmuş, sonunda ona: Söylediğini
duydum, ihtiyacın nedir? diye ona seslenilmiş.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN